Genel

bloomfield ve amerikan yapısalcılığı

BLOOMFİELD VE AMERİKAN YAPISALCILIĞI

Amerikan dilbilimi Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar temelde, Hint-Avrupa dillerinin uygulamalı karşılaştırmasını yapan Avrupa dilbiliminden hiç de farklı değildi. Kendine özgü nitelikleri, Edward Sapir (1884-1939) ve Leonard Bloomfield (1887-1949) ile birlikte kazandı. Antropolog ve dilbilimci olan Sapir, önce Amerika yerli dilleri üstünde çalıştı ve ilerde Prag okulu tarafından dile getirilecek kurama benzeyen bir dil sesleri kuramı tasarladı.

Ama Sapir özellikle dil ile dünya görüşü arasındaki ilişkiler üstüne yaptığı çalışmalarla tanındı («Sapir-Whorf varsayımı»na göre dil, belli bir topluluğun kültürünü düzenler).

Başlangıçta Alman dili profesörü olan Bloomfield ise, Hint-Avrupa dili ve Amerika yerli dilleri üstünde çalıştıktan sonra, anlık-çı yaklaşımı reddeden davranışçı bir dilbilim kuramı geliştirdi: sözcelerin anlamını hesaba katmadan bu sözcelerin kullanımına bağlı davranışları inceledi. Böylece, dilsel bildirişim, hemen hemen mekanik olarak uyan-yanıt modeline indirgenmiş oldu: U —y — u — Y. Bu şemada da belirtildiği gibi, bir dış uyarı (U) bir yanıta (y) neden olur (biri bir şey söyler), bu da dinleyici için bir uyarı (u) oluşturup dildışı bir yanıta (Y) yol açar. Bloomfield’in betimleyici dilbilim üstüne yazdığı «Dil» (Language, 1933) adlı eseri bütün Amerikan dilbilimcileri, özellikle de Z. S. Harris için uzun süre bir başvuru kitabı oldu.

Bloomfield bu kitabında dilsel sözcenin birimlere ayrılması (cümle önce dolaysız kurucularına, ardından da biçimbirimlerine ayrılacak biçimde bölümlenir) üstünde durdu ve bunların dağılımlarını belirledikten sonra değişik gerçekleşme biçimlerini de sınıflandırdı. Aslında, Saussure’ün görüşleri uygulamada ABD’de pek kullanılmamışsa da, Sapir’in ve Bloomfield’in kuramsal tutumları hem Genel Dilbilim Dersleri’ne, hem de Saussure’ün uzantısında yer alan Prag Okuluyla Kopenhag Okulu’nun (Danimarka’da gelişen glosematik) görüşlerine yaklaşır. Böylece Atlantik Okyanusu’nun iki yanında ve birbirinden bağımsız olarak ilerde yapısal dilbilim diye adlandırılacak olan akım doğmuş oldu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir