BÖBREK HASTALIKLARI

BÖBREK HASTALIKLARI
BÖBREKLER
Karın arka duvarında, bel bölgesinin iki yanında her biri orta
lama 10 cm boyunda, 150 gram ağırlığında, kuru fasulye tanesi
biçiminde iki adet böbrek vardır. Her böbreğin üst tepesinde ka
na önemli hormonlar salgılayan birer “böbreküstü bezi” bulunur.

Böbreğin dikey kesiti ve bu kesit içinde filitre elemancığmın (nefron) büyütülmüş hali. Nefron un içindeki borucuğun başı kılcal damarlara açılır. Kılcal damarlar yumağını toplayan bu kısma yumakcık adı verilir. Yumakcığı kuşatan zara “Bowman kapsülü” denir. Proteinlerin ve fosfatların yakılmaları sonunda “Üre” meydana gelir. Üre,  su ile birlikte idrarı oluşturur. Yumakcığm içindeki kılcal damarlardan kanın basıncı ile bir miktar sıvı dışarı sızar. Sızan bu sıvı gerçek idrar değildir. Kanda erimiş olan maddelerdir. Yumakcık sıvısı kıvrımlı boru içinden geçerken borunun iç çeperindeki tek sıralı hücreler tarafından emilir. Glikoz, Sodyum Klorür ve C vitamini gibi gerekli maddeler emilerek kana geri verilir. Proteinlerin ve fosfatların yıkılan zararları molekülleri emilmez. Emilen maddeler kıvrımlı boruyu çepeçevre saran kılcal damarlar tarafından toplanır. Emilmeyen zararlı maddeler, toplayıcı borulara verilerek idrar torbasına gönderilir.

Böbreğin dikey kesiti ve bu kesit içinde filitre elemancığmın (nefron) büyütülmüş hali. Nefron un içindeki borucuğun başı kılcal damarlara açılır. Kılcal damarlar yumağını toplayan bu kısma yumakcık adı verilir. Yumakcığı kuşatan zara “Bowman kapsülü” denir. Proteinlerin ve fosfatların yakılmaları sonunda “Üre” meydana gelir. Üre,
su ile birlikte idrarı oluşturur. Yumakcığm içindeki kılcal damarlardan kanın basıncı ile bir miktar sıvı dışarı sızar. Sızan bu sıvı gerçek idrar değildir. Kanda erimiş olan maddelerdir. Yumakcık sıvısı kıvrımlı boru içinden geçerken borunun iç çeperindeki tek sıralı hücreler tarafından emilir. Glikoz, Sodyum Klorür ve C vitamini gibi gerekli maddeler emilerek kana geri verilir. Proteinlerin ve fosfatların yıkılan zararları molekülleri emilmez. Emilen maddeler kıvrımlı boruyu çepeçevre saran kılcal damarlar tarafından toplanır. Emilmeyen zararlı maddeler, toplayıcı borulara verilerek idrar torbasına gönderilir.

Böbrekler alt kaburgaların koruması altında, vücut boşluğunun arka duvarında gevşek bîr vaziyette dururlar. Direkt olarak Aorttan, ana atar damardan böbrek atar damarları üzerinden beslenirler. İçlerinde artık maddelerden arındırılan kan, böbrek toplar damarları ve alt ana toplar damar vasıtası ile kalbe döner. (Akciğer pasajından tekrar vücut kan dolaşımına pompalanmak üzere). Dikine bir kesitte organın bir dış kabuğu ve iç özü (iliği) olduğu farkedilmektedir (sağda). Böbrek çanakları içinde çıkıntı yapan piramitler bu öze aittir. Piramitler üzerinde ürin, böbrek havuzcuklarına ve oradan da idrar yoluna akar.

Böbrekler alt kaburgaların koruması altında, vücut boşluğunun arka duvarında gevşek bîr vaziyette dururlar. Direkt olarak Aorttan, ana atar damardan böbrek atar damarları üzerinden beslenirler. İçlerinde artık maddelerden arındırılan kan, böbrek toplar damarları ve alt ana toplar damar vasıtası ile kalbe döner. (Akciğer pasajından tekrar vücut kan dolaşımına pompalanmak üzere). Dikine bir kesitte organın bir dış kabuğu ve iç özü (iliği) olduğu farkedilmektedir (sağda). Böbrek çanakları içinde çıkıntı yapan piramitler bu öze aittir. Piramitler üzerinde ürin, böbrek havuzcuklarına ve oradan da idrar yoluna akar.

Böbreğe bağlanan atar damar, toplar damar, sinirler ve idrar kanalı “bilum” adı verilen karın bölgesinden giriş yaparlar. Böbrek ana dokusu yaklaşık bir milyon “nefron” adı verilen mikroskobik kılcal damarlar yumağından meydana gelmiştir.

Böbreklerin görevi şöyle özetlenebilir.
* Kanın asit-baz dengesini sabit tutmak.
* Vücudun su ve elektrolit dengesini sağlamak.
* Zararlı maddeleri idrar yoluyla vücuttan dışarı atmak.
Bir insan böbreksiz ancak 2-3 hafta yaşayabilir. Böbreklerin çalışması, böbreküstü hipofiz, iç salgı bezlerinin salgıladığı hormonlar ve sinir sisteminden gelen sinirlerle idare edilir.Böbrekler, kandaki zararlı maddeleri vücut için fazla olan su ile birlikte idrar kanalına boşaltırlar. İdrar kanalları 20-25 cm uzunluğunda olup idrar torbasına açılırlar, idrar torbası dolunca, uyarıcı hormonlar tarafından organizma haberdar edilir. Böylece idrar boşaltma ihtiyacı duyarız. (Bakınız Resim : 28)
BÖBREK İLTİHABI (NEFRİT)
Sindirim yolları ile vücuda giren ve oradan kana karışan bulaşıcı hastalık mikropları, zehirlenmeler, prostat, hamilelik ve böbrek taşları gibi sebeplerle böbreklerin iltihaplandığı görülmekte
dir. İltihabın akut ve kronik tipleri olduğu gibi nefrotik sendrom
denilen özel bir şekli de vardır. (Bakınız Resim .- 26 ve 27)

Böbreğin dikey kesiti ve bu kesit içinde filitre elemancığmın (nefron) büyütülmüş hali. Nefron un içindeki borucuğun başı kılcal damarlara açılır. Kılcal damarlar yumağını toplayan bu kısma yumakcık adı verilir. Yumakcığı kuşatan zara “Bowman kapsülü” denir. Proteinlerin ve fosfatların yakılmaları sonunda “Üre” meydana gelir. Üre,  su ile birlikte idrarı oluşturur. Yumakcığm içindeki kılcal damarlardan kanın basıncı ile bir miktar sıvı dışarı sızar. Sızan bu sıvı gerçek idrar değildir. Kanda erimiş olan maddelerdir. Yumakcık sıvısı kıvrımlı boru içinden geçerken borunun iç çeperindeki tek sıralı hücreler tarafından emilir. Glikoz, Sodyum Klorür ve C vitamini gibi gerekli maddeler emilerek kana geri verilir. Proteinlerin ve fosfatların yıkılan zararları molekülleri emilmez. Emilen maddeler kıvrımlı boruyu çepeçevre saran kılcal damarlar tarafından toplanır. Emilmeyen zararlı maddeler, toplayıcı borulara verilerek idrar torbasına gönderilir.

Böbreğin dikey kesiti ve bu kesit içinde filitre elemancığmın (nefron) büyütülmüş hali. Nefron un içindeki borucuğun başı kılcal damarlara açılır. Kılcal damarlar yumağını toplayan bu kısma yumakcık adı verilir. Yumakcığı kuşatan zara “Bowman kapsülü” denir. Proteinlerin ve fosfatların yakılmaları sonunda “Üre” meydana gelir. Üre,
su ile birlikte idrarı oluşturur. Yumakcığm içindeki kılcal damarlardan kanın basıncı ile bir miktar sıvı dışarı sızar. Sızan bu sıvı gerçek idrar değildir. Kanda erimiş olan maddelerdir. Yumakcık sıvısı kıvrımlı boru içinden geçerken borunun iç çeperindeki tek sıralı hücreler tarafından emilir. Glikoz, Sodyum Klorür ve C vitamini gibi gerekli maddeler emilerek kana geri verilir. Proteinlerin ve fosfatların yıkılan zararları molekülleri emilmez. Emilen maddeler kıvrımlı boruyu çepeçevre saran kılcal damarlar tarafından toplanır. Emilmeyen zararlı maddeler, toplayıcı borulara verilerek idrar torbasına gönderilir.

Böbrekler alt kaburgaların koruması altında, vücut boşluğunun arka duvarında gevşek bîr vaziyette dururlar. Direkt olarak Aorttan, ana atar damardan böbrek atar damarları üzerinden beslenirler. İçlerinde artık maddelerden arındırılan kan, böbrek toplar damarları ve alt ana toplar damar vasıtası ile kalbe döner. (Akciğer pasajından tekrar vücut kan dolaşımına pompalanmak üzere). Dikine bir kesitte organın bir dış kabuğu ve iç özü (iliği) olduğu farkedilmektedir (sağda). Böbrek çanakları içinde çıkıntı yapan piramitler bu öze aittir. Piramitler üzerinde ürin, böbrek havuzcuklarına ve oradan da idrar yoluna akar.

Böbrekler alt kaburgaların koruması altında, vücut boşluğunun arka duvarında gevşek bîr vaziyette dururlar. Direkt olarak Aorttan, ana atar damardan böbrek atar damarları üzerinden beslenirler. İçlerinde artık maddelerden arındırılan kan, böbrek toplar damarları ve alt ana toplar damar vasıtası ile kalbe döner. (Akciğer pasajından tekrar vücut kan dolaşımına pompalanmak üzere). Dikine bir kesitte organın bir dış kabuğu ve iç özü (iliği) olduğu farkedilmektedir (sağda). Böbrek çanakları içinde çıkıntı yapan piramitler bu öze aittir. Piramitler üzerinde ürin, böbrek havuzcuklarına ve oradan da idrar yoluna akar.

Akut Nefritin Belirtileri
* Kanlı idrar.
* Yüz ve bacaklarda şişme.
* Ense ve baş ağrısı.
* Kan basıncında yükselme.
* İdrarda azalma.
* İlerlemiş vakalarda nefes darlığı, öksürük ve bazan bulantı ile kusma görülür.
Tedavi
* Hastaya tuzsuz bir diyet uygulanır.
* Sıvı ve proteinli yiyecekler azaltılır.
* Hastalığa sebep olan mikropla mücadele edilir.
* Bir hafta sonra idrar tahlili yapılarak gelişmeler izlenir.
* İdrar normale dönünceye kadar yatak istirahati verilir.
Kronik Nefritin Belirtileri
Akut nefritin tedavi edilmemesi halinde kronik nefrite dönüşerek ağır neticeler doğurabilmektedir.
* Hasta normalden fazla idrara çıkar.
* İdrar sulu olup tuz kaybı vardır.
* Kanda üre seviyesi artar.
* Kansızlık ve yüksek tansiyon görülebilir.

Kusurlu çalışan böbrek, birçok hastalık belirtilerini vücudun her tarafında göstermekte örneğin, bir akut böbrek iltihaplanması (ve böbrek havuzcuğu iltihabı) idrarı koyulaştırır. Aynı zamanda ateşi yükseltir, sırt ağrılarına, kusma ve bulantılara yol açar. Ağır böbrek iltihaplanması yüksek tansiyon idrar miktarında düşüş ve dokularda su birikmesinden ayak bileklerinde şişkinlik yapar. En kötüsü ise böbrek yetmezliği, kronik formunun geniş safhalarında kramplar, yüksek kan basıncı, yükselen susuzluk duygusu ve artan gece ıslatmaları. Görüşde zarar verebilir. Her halükârda doktor müdahalesi şarttır.

Kusurlu çalışan böbrek, birçok hastalık belirtilerini vücudun her tarafında göstermekte örneğin, bir akut böbrek iltihaplanması (ve böbrek havuzcuğu iltihabı) idrarı koyulaştırır. Aynı zamanda ateşi yükseltir, sırt ağrılarına, kusma ve bulantılara yol açar. Ağır böbrek iltihaplanması yüksek tansiyon idrar miktarında düşüş ve dokularda su birikmesinden ayak bileklerinde şişkinlik yapar. En kötüsü ise böbrek yetmezliği, kronik formunun geniş safhalarında kramplar, yüksek kan basıncı, yükselen susuzluk duygusu ve artan gece ıslatmaları. Görüşde zarar verebilir. Her halükârda doktor müdahalesi şarttır.

Tedavi
* Vücutta artık azot birikmesini, su ve tuz kaybını asgari seviyeye indirici bir diyet uygulanır.
* Kan basıncını düşürücü ilâç verilir.
* Nefrite yol açan asıl hastalıkla mücadele edilir.
Nefrotik Sendrorn
Böbreklerin rahatsızlığı sonucu idrarla fazla albümin kaybı olduğu için kandaki protein seviyesi aşırı derecede düşüş gösterir.
Dokularda su toplanarak şişlikler ortaya çıkar (ödem). En çok iki
ila dört yaş arası erkek çocuklarda görülür.
Belirtileri
* İdrarda aşırı derecede albümin.
* Nefrotik sendrom genellikle şu hastalıklardan sonra ortaya çıkar: Akut nefrit, şeker hastalığı, ilâç zehirlenmeleri.
* Yüz ve bacaklarda şişlikler.
Teda v i
* Nefrotik sendroma sebep olan hastalıkla mücadele edilir.
* Ödem şişliklerini gidermek için diüretiklerle birlikte potasyum tuzları verilir.
* Sodyumsuz bir diyet uygulanır.
Vücudumuzdaki Harika: Böbrekler
insanda herbir böbreğin ağırlığı 120- 160 gr. , uzunluğu 10-12 cm, genişliği 6 cm, kalınlığı 4 cm ‘dir. Böbrek dokusunun %80’i sudan, %4’ü yağdan, % 15’i protein ve % 17 inorganik tuzlardan oluşur. Böbrekler toplam vücut ağırlığının binde 51 ‘iııi meydana getirir. Böbrekte, görevleri kanı süzmek olan 2 milyar kadar böbrek cisimciği vardır, böbrekte idrar’m yoğunlaştığı tubulus adı verilen borucukların toplam uzunluğu 100 km’dir. Böbreğin içindeki emilim yüzeyi 20 m2 kadardır. Her gün böbreklerden 1500 litre kan geçer. Geçen kandan 180 litre sıvı süzülür. Birincil idrar adı verilen ilk süzülen sıvının büyük bölümü tekrar geri emilerek sonuçta 0.5 ila 4 litre arasında idrar vücuttan atılır. Böbrekte her gün kandan süzülen birincil idrarın içindeki 1 kg sofra tuzu, 500 gr. sodyum bikarbonat, 170 İt. su, 11 gr. protein, 170 gr. şeker ve bir çok metabolik madde geri emilir. Buna karşılık hergün27 gr. üre, 1.7 gr. keratiııin, 5gr. sodyum ve diğer metabolik ürünler idrar atılır. Böbrekler görevlerini yerine getirmek için günde 30 İt. oksijen harcarlar. Böbrekler çalışırken dakikada 100 kalori ısı enerjisi açığa çıkar. Kalple bir dakikada atılan kanın % 20’si böbreklere girer. Böylece 100 gr. böbrek dokusunu dakikada 150 cm3 kan gelir. Kanı böbrekler taşıyan atar damarın çapı ise 13 mm. dir. İdarar kesesi esnek bir organdır. İdrar kesesinde 1/4 İt. idrar toplandığında kesenin çapı 8 cm. olur. Kesede 1/2 it. idrar bulunduğunda ise çap sadece 2 cm. anarak 10 cm.ye çıkar. İdrar kesesi 1/2 İt. idrarla dolduğunda meydana gelen basınç, kesenin iç yüzeyinde cm2’de 12 gr.dır. Böbreklerimiz vücut sıvılarının yapılarını kontrol ederler, istenmeyen kimyevi maddeleri sidik denilen eriyik ile dışarı atarlar. Bu eriyiğin hazırlanabilmesi için su içmemiz gerekir. İçeceğimiz suyun miktarını ise beynimizin hipotalamus denilen bölümündü bulunan özel bir su içme merkezi tesbit eder. Vücudumuzdaki sıvıların miktarı, toplam ağırlığımızın % 17 kadar azaldığında, hipotalamustaki merkez susuzluk hissi duymamızı sağlar ve biz su içeriz. Susuzluk hissini bizde uyandıran ise; tükürük bezleridir. Bu bezlerin yeterince salgılama yapmaması sonucunda ise, ağzımız kurur ve susadığımızı anlarız. Su kaybı, vücud ağırlığının % 10’una ulaştığı zaman, hücreler üzerlerine düşen görevleri gerekitiği yapamazlar ve bu durumun ardından ölüm gelir. Bu olay birkaç günlük susuzluk neticesi bile olabilir. Oysa, vücudumuzdaki yağ ve protein yedeklerimizden faydalanarak açlığa çok daha uzun süre dayanabiliriz. Beyindeki su içme merkezi, böbrekleri de etkileyerek onlara su tutma direktifi gönderir. Bu şekilde hazırlanan sidik çok daha yoğundur ve hacim olarak da azdır. Böbreklerimizin, vücudumuzun su miktarını kontrol konusunda şaşmaz bir hassasiyeti vardır. Eğer 1 İt. suyu çabucak içersek, üretilen sidik miktarı da hemen hemen 1 İt. artacaktır. Böbreklerimiz, vücutta ne kadar su bulunduğunu bilir ve sidik miktarını azaltarak veya çoğaltarak su seviyesini gerektiği ölçüde tutmayı başarır.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*