BORÇLAR; Aim. (Geldıiche) Schulden (pl.), Fr. Dettes (pl.), İng. Debts. Vecibe. İki veya daha çok kişi arasında doğan ve bunlardan birinin diğerine karşı bir şeyi vermeyi, yapmayı veya yapmamayı yüklendiği hukukî ilişki. Bir kitap satışında, kitapçının borcu kitabı, alıcının borcu ise parayı vermektir. Borçlar hukuku: Borç ilişkilerini düzenleyen hukuk dalı. Borç ilişkilerini düzenleyen hukuk kaidelerinin başlıca kaynağı 4 Ekim 1926’da Medenî Kânun’la birlikte yürürlüğe giren Borçlar Kânunu’dur. Medenî Kânun, Ticâret Kânunu, İş Kânunu gibi kânunlar da Borçlar Hukûku’na kaynaklık etmekte, çeşitli borç ilişkilerini düzenlemektedir. Borçlar Hakûku’nda temel kânun, Borçlar Kânu- nu’dur. Diğer kânunlar bunu tamamlar durumdadır. Borçlar Kânunu yürürlüğe girmezden önce ülkemizde, Borçlar Hukûku, İslâm Hukûku’nun mu- âmelâta (alış veriş, borçlar, rehin, kirâ, mîras, şirketler vb.) âit kısmının kânunlaştırılmış şekli olan Mecelle ile düzenlenmekteydi. Bugün İsrâil’in Borçlar Hukûku’nun temeli Mecelleye dayanmaktadır. Filistin, İsrâil tarafından işgâl edildiğinde, Osmanlı Devleti zamânından beri burada yürürlükte olan Mecelle, kaldırılmamış aynen bırakılmıştır. Borçlar Kânunu, Medeni Kânun ile birlikte, İsviçre’den alınmıştır. İsviçre Borçlar Kânunu, kendine has olmakla birlikte, Roma Hukûku’ndan etkilenmiştir. İsviçre Medenî Kânunu’nun bir kısmı olan Eş- yâ Hukûku’nda, İslâm Hukûku’nun tesiri görülür. Borçlar Hukûku’nun konusu borç ilişkisidir. Borç ilişkisi, iki taraf arasında öyle bir hukûkî bağdır ki, bu ilişkiye dayanarak alacaklı borçludan belli bir davranışta bulunmasını isteyebilmekte, borçlu da alacaklının isteğine uygun bir davranışta bulunmak yükümlülüğü altına girmektedir.
Bir borç ilişkisini meydana getiren üç unsur vardır:
1. Alacaklı: Bir borç ilişkisinde, ilişkiye dayanarak bir şeyi istemek hakkına sâhib olan.
2. Borçlu: Aradaki borç ilişkisi sebebiyle bir şey ödemekle veya vermekle yükümlü olan.
3. Edim: Alacaklının borç ilişkisine dayanarak istemek hakkına sâhib olduğu ve borçlunun da yerine getirmekle yükümlü tutulduğu şey, yâni
borç ilişkisinin konusu. Edim, bir şeyi vermeye, yapmaya veya yapmamaya âit olabilir. Bâzı borç ilişkilerinde her iki taraf da borç altına girer. Meselâ; satış akdinde satıcının borcu satılan şeyi (edimli) borçluya teslim etmek, alıcının borcu ise parayı (edimi) borçluya teslim etmektir. Burada taraflar hem alacaklı hem de borçlu durumdadırlar. Borçlar Hukûku’nda, borç ilişkileri eşitlik temeline dayanır. Bu sebeple kamu (amme) kudretine dayanan devletin taraf olduğu borç ilişkileri (vergi borçları, para cezâları gibi) Borçlar Hukûku’na girmezler. Kamu Hukûku dalı olan İdâre Hukûku’na girer. Türk-İsviçre Borçlar Kânunu sistematik bakımdan iki büyük bölüme ayrılmıştır. Birinci bölüme genel hükümler, ikinci bölüme ise akdin çeşitleri adı verilmiştir. Genel hükümler: Bunlar bütün borç ilişkilerine uygulanan hükümlerdir. Genel hükümler beş kısma ayrılmıştır:
I- Borcun doğumu: Borç doğuran olaylar, yâni borcun kaynakları üç tânedir:
a. Akitler (Sözleşmeler): Akit, irâde sâhibi iki tarafın, bir nokta üzerinde anlaşarak karşılıklı borç ve taahhüt altına girmeleri. Akitler çok çeşitlidir. Değişik açılardan sınıflandırılabilirler: Kefâlet, hibe, satış, emânet, ödünç birer akittirler.
b. Haksız fiil: Bir fiil işleyen ile o fiilden zarar gören arasında hiçbir hukûkî münâsebet olmadığı hâlde, kânun tarafından korunan bir hak veya menfaatin bir fiille ihlâl edilmesi. İhlâl eden verdiği zararı tazmîne mecburdur. Camı kıranın bunu ödemesi gibi. Haksız fiilde dört unsur bulunur:
1) Hukûka aykırı bir fiil,
2) Kusur,
3) Zarar,
4) İlliyet bağı. c. Haksız iktisâb (kazanç): Bir kimsenin haklı bir sebep olmaksızın diğer bir kimse zararına zenginleşmesi. Haksız iktisâb olunan şeyin iâdesi lâzımdır. Bir kimsenin borçlu olmadığı bir şeyi, borçluyum zannederek vermesi hâlinde haksız iktisâb söz konusudur.
II- Borcun hükümleri: Borcun îfâsı, borcun ödenmesi, yerine getirilmesi. Borcunu ödemeyene karşı, hukuk mahkemelerinde dâvâ açılır.
îfâ yeri: Borcun ödenme, yerine getirilme yeri.
îfa zamânı: Borcun ödeme, yerine getirilme târihi. Borcun ifâsı eğer bir zamâna bağlı ise, müeccel (tecilli) borç, eğer bir zamâna bağlı değilse veya ödeme zamânı gelmişse, bu halde muaccel (peşin) borç söz konusudur.
Alacaklının temerrüdü: Borçlu, sözleşme hükümlerine göre borcunu ödemek istediği halde, alacaklının kabul etmemesi. Bu halde borçlu masraf, alacaklıya âit olmak üzere borcunu banka gibi bir yere yatırarak borcundan kurtulabilir. (Bkz. Alacak)