Genel

ÇALDIRAN

. Bayazıtağa, Doğu Ana-dolu’da (Van ili, Muradiye ilçesi) bueak merkezi; 1 962 nüf. Adının değişmesi yüzün-den, Çaldıran savaşının yeri olarak gösterilir. Oysa Çaldıran savaşı, İran Azerbayeanı’n-da Mâkû ve Hoy şehirleri arasındaki Çal-dıran ovasında yapılmıştır. Bueak merkezi Bendimahi çayının yukarı çığırına karışan bir dere kenarındadır; Muradiye ilçe mer-kezine 28 km, Van gölü kıyısına 43 km U-zaklıktadır. Bueağın genellikle küçük olan 65 köyünde 20 199 nüfus yaşar. (M)
ÇALDIRAN, Batı Azerbaycan’da (Mâkü şehri) kaza; 13 240 nüf. Batı yönünden Tür-kiye ile sınır komşusudur. Topraklarından Kızılçay ve Çaldıran ırmakları geçer. (M) Çaldıran kalesi, Van ili sınırları içinde Urartu kalesi. Muradiye kazasına bağlı Çal-dıran’a bakan alçak ve küçük bir tepe üze-rinde kurulmuştu. Bugün sadece ana kaya üzerinde temel yuvaları kalmıştır. Kalenin batı tarafında kaya üzerinde bir söve ve kapı girişini andıran kalıntılar vardır. Urar-tu devrindeki adı bilinmeyen kale, daha sonraki devirlerde terk edilmişti. Bütün ka-lmtılarının ortadan kalkması, tepenin he-men eteklerindeki Çaldıran yerleşme alanı için gerekli taşların buradan sağlanmış ol-masındandır. (M)
Çaldıran Meydan savaşı, osmanlı ve sa-fevî (İran) ordularının Mâkû ile Hoy ara-sında, Tebriz’e 100 km uzaklıktaki Çaldı-ran’da yaptıkları savaş (23 ağustos 1514). Bayezid’in oğulları arasındaki anlaşmazlık-tan faydalanan Şah İsmail, Anadolu’daki alevîler arasında faaliyetini arttırdı. Ken-dişine sığınan Şehzade Ahmed’in oğlu Mu-rad’ı himaye etti. Yalnız Sultan Selim’in cülusuna da heyet göndermekten kaçındı. Selim, kışkırtılan alevîlerden 40 000 kada-rını hapis ve idam ettirerek Şah İsmail’e karşı savaşa karar verdi. Yığınak bölgesi olarak Eskişehir’de Seyitgazi seçildi. Er-zincan’da yiyecek stokları hazırlandı. 7 Ma-yıs 1514’te yığınak bölgesinden hareket edil-di. İki ordu Çaldıran mevkiinde karşılaş-tılar. OsmanlI ordusunun sağ kolunda Ana-dolu beylerbeyi Sinan Paşa ile Zeynel Paşanın emrindeki anadolu ve karaman kuvvetleri, sol kolunda ise Rumeli beyler-beyi Haşan Pa§a emrindeki rumeli askeri vardı. Yavuz Sultan Selim’in yanında si-pahi, silâhtar, ulûfeci, gureba bölükleri ile sadrazam Hersekzade Ahmed Paşa, vezir
Foto. LAROUSSE
Dükakinoğlu Ahmed Paşa, vezir Mustafa Paşa, Ferhad Paşa, Karaca Paşa gibi devlet ileri gelenleri bulunuyordu. Onların önünde Ayas Paşa emrinde sayıları 12 000’i bulan tüfekçi yeniçeriler, araba ve develerden meydana gelen bir sipere yerleşmişlerdi. Her iki kanadın sonunda biri 10 000 diğeri 8 000 kişiden ibaret anadolu ve rumeli azabları, birbirlerine zincir ile bağlanmış 500 topun önüne dizilmişlerdi, öncü kuvvetlerin çoğunluğunu teşkil eden Dul-kadırlı Türkmenleri Şahşuvaroğlu Ali Beyin, artçı kuvvetler ise Sadi Paşanın emrin-deydi. Çoğunluğu Ustaclu, Afşar, Varsak, Dulkadırlı, Rumlu (Anadolulu), Şamlu, Kaçar, Karamanlı türkmenlerin meydana getirdiği 80 000 kişilik safevî süvari kuvvetine Şah İsmail kumanda ediyordu. Savaş planını osmanlı savaş taktiğini iyi bilen Meh-med Han Ustaclu hazırlamıştı. Şah İsmail sağ kanadın kumandasını üzerine almıştı; sol kanadın idaresini verdiği Mehmed Han Ustaclu ile girişecekleri bir çevirme hareketinde azabları yarmak suretiyle yeniçerileri arkadan vurmak niyetinde idi. İran ordusunun bir kolu Mihaloglu’na hücum etti, fakat yenildi; bunun üzerine 40 000 seçkin zırhlı süvari ile rumeli kuvvetleri üzerine hücum eden Şah İsmail, başlangıçta başarılı oldu. Başta Rumeli beylerbeyi Haşan Paşa olmak üzere birçok osmanlı beyini şehit etti. Sol kanada kumanda eden Mehmed Han Ustaclu, anadolu askerinin karşı koyması ve Sinan Paşanın aldığı tedbirler dolayısıyle başarı kazanamadı, böy-lece Şah İsmail kolu ile birleşmeleri gerçekleşemedi. Çünkü Sinan Paşa, askerin saflarını muhafaza ederek muntazam bir şekilde toplara doğru geri çekilmelerini sağladı; Mehmed Han Ustaclu ile kardeşi Karahan’ı topları ile karşı karşıya bıraktı. Topların birdenbire açtıkları ateş üzerine safevî ordusu dağıldı. Safevîler büyük kayıp verdiler ve savaş OsmanlIlar lehine gelişmeğe başladı. Şah İsmail, yakın adamlarının fedakârlığı sayesinde esir olmaktan kurtuldu; akşama doğru Tebriz’e kaçtı ve burada da emniyet görmediğinden Dergü-zin’e çekildi. Onun kaçması ile ağır zırhlı askerler karşı koymaktan vazgeçtiler; bir kısmı esir oldu, geri kalanı öldürüldü. Şiî ordugâhı ve hâzineleri, ümerayı teşvik gayesi ile getirildikleri anlaşılan askerlerin genç hanımları ele geçirildi. Yavuz Selim, Çaldıran’da şehit düşenler için bir kabristan yaptırdı.
Çaldıran Meydan savaşının kazanılması OsmanlIlar için büyük önem taşır. Savaşın neticeleri şöyle özetlenebilir: OsmanlIları Doğudan tehdit eden İran Safevîleri yenilerek ilk defa Azerbaycan’a girildi ve Doğu Anadolu’nun fethi gerçekleşti. Dulkadir-oğullarını koruyacak İran kuvveti ortadan kalktığı için, onların arazisi kolayca zap-tedildi. OsmanlIlar tarafından ileride yapılması düşünülen Mısır seferi için, İran-Mı-sır antlaşması ihtimali zayıfladı. Zafer sonunda Anadolu’da şiî mezhebinin yayılması büyük ölçüde durakladı ve Gürcistan’ın OsmanlIlara itaati sağlandı. Ayrıca, Avrupa devletlerinin İran üzerindeki emelleri ortadan kalktı. OsmanlIlara Doğunun yolları açıldı ve İranlIlar Doğu yolunda OsmanlIlara tehlike olmaktan uzaklaştırıldı. (-» Bibliyo.) [M]
ÇALDIRAN ovası, Azerbaycan’ın (ve bugünkü Hoy şehrinin) kuzeybatısında ova; 750 km2 yüzölç. Tebriz’e 120 km uzaklıktadır. Kuzeybatıdan güneydoğuya doğru eğimlidir. (M)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir