wiki

ÇEŞM-I BÜLBÜL

ÇEŞM-I BÜLBÜL; eskiden İstanbul, Paşabahçe’de
yapılan, üzeri helezonî çizgili ve nakışlı
cam eşyâya verilen isim. Çeşm-i bülbül, bülbül
gözü mânâsına gelmektedir. Bülbül gözündeki
renk ve çizgilerden ilhâm alınarak yapılan böyle
çizgili ve nakışlı cam eşyâya da “çeşm-i bülbül”
denmektedir.
On dokuzuncu yüzyılın başlarında Çubuklu civârındaki
bir atölyede kaliteli ve lüks cam ve billur
eşyâ yapılmış, pâdişâh tarafından takdir görmüştü.
Sonra bu atölye devlet tarafından satın alınmış ve
1846’da genişletilerek cam eşyânm en kalitelileri
îmâl edilmişti. 1848’de Mehmed Dede adlı bir mevlevî
Beykoz’da bir atölye açmış ve burada “Beykoz
işi” denilen yaldızlı billur kâse, bardak, şişe, sürâhî,
yemişlik, vazo testi ve çeşm-i bülbüller yapmıştı.Sultan Abdülmecîd Hanın emriyle, 1899’da
Paşabahçe’de bir cam işleri fabrikası kurulmuş ve
çok daha zarîf eserler yapılmıştı. Süt renginde kırılmaz
adı verilen tabaklar, beyaz ve menevişli, göze
çok hoş gelen desenlerle işli renkli boncuk teşbihler,
aynı zamada gâyet ince bir camdan, birbirine
fevkâlade uyumlu renkler ve parlak çizgilerle
yapılan çeşm-i bülbüller ve yaldızlı fincanlar burada
yapılmıştı. Bunların içinde açık mâvi olanları
daha kıymetliydi.
1902’de beş yüz kişinin çalıştığı bu fabrika
daha sonra Avrupa’dan büyük ölçüde gümrüksüz
gelen cam eşyâ ile rekâbet edemedi. 1935’te Paşabahçe’de
kurulan cam ve şişe fabrikası ile bu
sâhada bir ilerleme görülmüştür. Son yılarda, artık
müze ve antika dükkanlarını süsleyen çeşm-i
bülbüllere benzeyen çeşitli cam eşyâlar yapılmaktadır.
Çeşm-i bülbül ayrıca bir kumaş cinsidir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir