namaz kılması iyi olur: «Vaktine yetiştiğim halde henüz edâ etmediğim veya henüz üzerimden düşmeyen son farzı yahut son öğleyi kılmaya niyet ettim.» işte bu namaz zuhr-i âhir denilen namazdır, dört rek’attır, birinci oturuşta ettahiyyat okunur, dört rek’atta da fatihaya bir süre veya yeteri kadar âyet ilâve edilir. Şüphe mevcutsa bu namazı kılmak vâcib, değilse menduptur. (47) Zuhr-i âhirin kılınmasını müdâfaa edenlerin delilleri şüphe ve ihtiyattır. Aslında şâfiîler ihtiyaç sebebiyle birkaç camide kılman cumanın sahih olduğunu kabul ediyorlar. Hanefî mezhebinde sahih ve tercihe şayan görülen mütâlâa da birkaç camide kılman cumanın sahih olduğudur; hattâ bu mezhep ihtiyacı da şart koşmamıştır. îşte buna rağmen, mâdem ki «sahih olmaz» diye de bir görüş vardır, ve mâdem ki bu görüşe göre cumanın sıhhati şüphelidir, şu halde ihtiyaten öğle namazı kılınmalıdır ki borçlu kalınmasın denilmektedir. 2. Zuhr-i Âhir Kılmmamalıdır Diyenler: Bunları da iki gruba ayırmak mümkündür: a) Birinci gruptakiler, şüphenin ibâdeti ifsâd edeceğinden hareket ederek zuhr-i âhiri kılmak mekruh olur diyenlerdir. Bunlara göre cuma gibi mübârek ve çok sevaplı bir ibâdeti edâ edenler, «bu namaz şu ihtilâf sebebiyle belki sahih olmamıştır» şüphesiyle son öğle namazını (zuhr-i âhiri) de kılarlarsa, cuma namazlarını ifsad ve iptâl etmiş olurlar. Ayrıca bunu gören halk, cuma namazının farz olmadığını, öğlenin farz olduğunu, yahut da bir vakitte ikisinin de farz olduğunu zanneder. İşte bu sebeble zuhr-i âhiri kılmak mekrûhtur. Bu görüşü İbn Nüceym (v. 970/1563) el-Bahru’r-râık’ta ileri sürmüş, Alâuddin el-Haskefi (1088/1677) de ed-Durru’l-muhtâr’da benimseyerek nakletmiştir.» (48)
CUMA GÜNÜ VE NAMAZI
12
Ara