Genel

DEMİR

DEMİRdemir
Demir Çağı kavramı, insanlık tarihinin genel kronolojisi içinde, kıtalara göre, Taş veya Tunç Çağı’nı izleyen bir evreyi belirtmek için XIX. yy’da arkeologlar tarafından kullanıldı. Bu kavram günümüzde, bir teknik gelişme düzeyine uygulanmaktadır ve arkeologlar, demir metalürjisine hâkimiyetin insan topluluklarının tarihi üzerindeki sonuçlarını ölçmeye çabalamaktadırlar. Diğer yandan, tekniklerin geçmişiyle ilgilenen tarihçiler de, yöntemlerin evrimini, toplumsal değişimlerden yola çıkarak açıklamaya çalışmaktadırlar.

Demir Çağı’nm başlangıcı, Akdeniz bölgeleri için MÖ 1100 ve Jylland için, MÖ 700 tarihine rastlar, Arkeologlar bazen Demir Çağı’nı birinci ve ikinci evrelere ayırsalar da bu, bir evrimi kavramaktan ziyade, bazı bölgeler arasındaki farklılıkları, mesela Hallstatt (Avusturya) ve La Tene (İsviçre) arkeolojik sitleri arasındaki aykırılıkları belirlemek içindir. Söz konusu arkeolojik şiflerden yola çıkılarak, birtakım kültür belirtileri tanımlanabilir. Gerçekten de, coğrafî bölgelere bağlı olarak, farklı dönemlerde başlamış demir çağları vardır.

Demirin işlenmesinin öğrenilmeye başlaması, özellikle tarımsal teknikler üzerindeki etkisi ve devletlerin yerleşimindeki rolüyle, toplumların tarihinde önemli bir rol oynamıştır. Kuşkusuz, üretilen demir miktarındaki artış, buna bağlı olarak üretim organizasyonunda uzmanlaşma, devletlerin evrimini ve bunların dağılımını önemli ölçüde etkilemiş olmalıdır. Ama, demirin siyaset tarihindeki etkilerini ortaya koymak güçtür.

METALDEN İLK YARARLANMA BİÇİMLERİ

Rousseau’nun da söz ettiği gibi, insanların erimiş metali bir yanardağ püskürmesi sırasında tesadüfen tanıdıkları düşünülebilir. Bu buluşu açıklayan yazılı kaynak yoktur ve kuşkusuz birçok etmene bağlı bir tekniğin bulunma sürecini tanımlamak zordur.

Muhtemelen ilk olarak meteorlar içindeki doğal demir kullanılmıştır. Mezopotamya’da Tel Asmar’da ve Mısır gömütlerin-de, sırasıyla yaklaşık MÖ 2700 ve MÖ 2300 yıllarına ait, meteor kökenli demirden yapılma boncuklar bulunmuştur. Yerkabuğun-
da saf halde nadiren bulunan demir, aletlerin yapımınc madde olarak bile kullanılabilmiştir. Ne var ki o dönemd daha çok taşın işlenmesine benzer bir yöntemle işleniyoı sa, cevherin ancak indirgeme işlemiyle, metale dönüştü andan itibaren demir metalürjisinden söz edilebilir.

Uzun süre, demir metalürjisinin, tekniği daha basit ola ha düşük bir sıcaklık gerektiren bakır metalürjisinden sor tiği düşünülmüştür. Ancak, kullanılan yöntemler çok far’

Demir cevheri, genellikle çok yaygın rastlanan ve çoğt erişimi kolay bir kaynaktır. Dolayısıyla demir metalürjis çok yerel buluşa konu olduğunu kabul edebiliriz ve bu te nin mutlaka belirli bir yerden başka bölgelere yayılmış varsayımını bir kenara bırakabiliriz. Aynı şekilde güni demir tekniklerinin ortaya çıkışma ilişkin bir kronolojini mesi de yersizdir.

Metinler

«Demir» kelimesinin geçtiği ilk metinler, eski Asur Külteye’de (Kaneş) bulunan, MÖ II. binyılın ilk yarısına a dokya tabletleridir. Bu tablederde demir cevheri asium, de çesi amatum’dan ayırt edilmiştir. Çiviyazısıyla yazılmış F lederi, MÖ XVIII. yy’da, Alalah’ta (Türkiye-Suriye sınır: rin kullanıldığı bir silah üretimine ilişkin bilgiler içem MÖ XV. ve XIV. yy’lara ait Hitit metinlerinde sıcakta dö luyla demirden bir tahtın yapıldığı anlatılırken, MÖ XIV. bir Amarna (Mısır) mektubunda, demir ağızlı bir hançeı edilmektedir. Diğer yandan çoğu zaman, Hattuşili’nin m na da baş vurulur; söz konusu mektupta, bu Hitit kralı, d la demir gönderemediği için, Kizzuvatna’dan özür dilen Bu mektup, MÖ 1275 – 1250 yılları arasındaki bir tarihe

Antikçağ’ın en çok örnek gösterilen kaynakları arasın VIII. ve VII. yy’larda Hesiodos ve Homeros, metalin üret ve kullanımından birçok kereler söz etmiştir.

Demirle ilgili Çin metinleri, MÖ VII. yy tarihlidir, am çok belirsizdir.

Avrupa Ortaçağ’mda, çok az metin metalürjik etkinlik rudan incelemiştir; ama demirin ister aletler, ister inşaa! sun, kullanımına ilişkin birtakım betimlemeler vardır. XII. ve XIII. yy’lardaki anayasalar gibi dolaylı kaynaklar, c da en ciddi verileri sağlayan noterden geçmiş sayımlar \ lerdir. Bu belgelerde, hemen hemen hiç bir zaman, araç-kullanılan yöntemler ve teknikler resmedilmemiştir. B metali işleyen kişilerin yerleri, adları ve statüleri belir Ama, XV. ve XVI. yy’larda, Vannoccio Biringuccio’nun nik Üzerine.» (De la Pirotechnia) ve Georgius Agricola’nın fer Üzerine»si (De re Metallica) gibi, metalin hazırlanmas: zeme imalatı konusunda kesin bilgiler sağlayan uzman! lan ortaya çıkmıştır.

İkonografi

İkonografi, bazı durumlarda metinlerdeki boşlukları muştur. Zenginliği, dönemlere ve bölgelere bağlı olara kendir. Desenler, resimler ve gravürler teknoloji tarihim li kaynaklarıdır. Mesela, Batı’daki Ortaçağ ve modern için, özellikle minyatürler üzerinde, sonra Diderot’nun p>edi’sinde (Encylopedie) demirin işlenmesine ilişkin biri;
Kelt silahlan. {MÖ IV. yy.) Yukanda üzeri oyma bezekli mızrak (Ulusal Müze, Budapeşte); yanda, demir külçesinden sivri silah (Tarihöncesi Müzesi, Federse, Almanya).
İÇİNDEKİLER

METALDEN İLK YARARLANMA BİÇİMLERİ BİR SIT ALANININ İNCELENMESİ EVHERLER VE BUNLARIN ÇIKARILMASI DEMİRİN İŞLENMİŞİ ALETLER, ÇİVİLER, KILIÇLAR, KİLİTLER 3ZEL BİR DURUM: ÇİN

n vardır. Sahra’da, birtakım kaya resimleri, bazı silah ve gösterir. Ama sanatçı bir teknisyen değildir ve gördüğü-rnekten ziyade, çoğu zaman bir modeli kopya eder. Bu la tarihçi, bazen Yunan vazolarında olduğu gibi stilize limleri, çok kritik analiz yöntemleriyle yorumlamak zo-r.

eoloji

imüzde, teknoloji ve özellikle de demir metalürjisi tarihi nda bilgilerimizi en iyi yenileyen bilim dalı arkeolojidir, rjik arkeoloji, tarihçilerin demirin üretimi ve kullanımı ko-aki görüşünü değiştirmiştir. Tüm dünyada önemli çalış-‘ürütülmektedir, ama araştırma alanı tümüyle açılmış de-iürekli olarak, kesin ve doğrulanabilir bilgiler bakımından üretim sit alanları bulunmakta ve buralarda kazı yapıl-lır. Bunların, giderek daha ileri yöntemlerle incelenmesi, er, insan becerileri, iş organizasyonu, ekonomi vb. üzeri-iler sağlayan bir malzeme sunmaktadır.

3 SİT ALANININ İNCELENMESİ

ıolojik bir sürecin varlığı, sadece bıraktığı doğrudan izlerle er, külçeler vb.) değil, aynı zamanda kendisine eşlik eden malzeme kalıntılarıyla da kendini belli eder. Demir meta-uzun ve karmaşık bir yolun izlenmesini gerektirir: cevher un çıkarılması, odun ve bunun kömüre dönüştürülmesi, fı-lzemeleri ve yapımı, demirhane ve bunun aletleri ve yer-biçimlerinin tanığı «hurdalıklar» bırakmış olan insanların si.

mya’da, bir arkeoloji ekibi Saint-Croix Dağı’nda çağımızın ılına ait (MÖ I. yy’dan, MS VIII. yy’a) yaklaşık 2 000 fırın au incelemiştir. Arkeologlar, bu fırın gruplarında çoğunun, li bir kompleks oluşturduğunu ve rasyonel bir üretime te-ettiğini göstermişlerdir. Kazılardan, donanım incelemele-ı ve bir deneme çalışmasından yola çıkarak, üretimi eski bi-e tasarlamaya çalışmışlar ve şu sonuçlara varmışlardır: po-ı derinliği 40 cm, çapı yaklaşık 45 cm olan ve bacası yakla-cm uzunluğunda olan fırınlar için, kazıda bulunan arıtma an bloğu 100 kg’a yaklaşmaktadır. Bu miktarda arıtma cü-lde etmek için, yaklaşık 170 kg cevher işlemek gerekir ve ı indirgenmesiyse 5 veya 6 m3’e tekabül eden yaklaşık 300 unkömürü gerektirir. Bu indirgeme yöntemiyle, 15-18 kg jında sıcak dövülmüş külçe demir elde edilebilir.

EVHERLER VE BUNLARIN IKARILMASI

mir, Dünya’yı oluşturan elementler arasında en bol bulurdan biridir: yerkabuğunun ağırlığının yüzde 5’ini oluşturur, vher depoları, milyarlarca yıl önce, Dünya atmosferi yük-:n hale geldiğinde, damarlı demir filizleri biçiminde oluşma-şlamıştır.

evher türleri

jğada yalın halde çok ender rastlanan demir, esas olarak kim-bileşiklerin (hidratlı veya hidratsız oksider, karbonatlar, sül-: ve silikatlar) ve diğer elemenderin değişik miktarlardaki ka-larından oluşan çeşitli cevherler halinde bulunur, r cevherdeki demir oranı uzun süre indirgeme işlemlerinin rısında ve verimliliğinde temel etmen olarak görülmüşse de, ;n cevherde yer alan diğer elementlerin çok önemli bir rol oy-gı bilinmektedir. Mesela, demire eşlik eden kükürt «metalür-manlarmın düşmanı» olarak görülmüştür, çünkü elde edile-cükürdü ürün kırılgandır; buna karşılık manganez, karbonu amaya ve dolayısıyla doğal çelikler elde etmeye imkân verir; ık miktarda fosfor, kaynaklanabilirliği kolaylaştırır; silis, in-:me işlemlerinin daha kolay gerçekleştirilmesine imkân verir. nerler, özelliklerine bağlı olarak birtakım hazırlık işlemleri ima, kırma, kavurma) gerektirir. Mesela kırma işlemi, parça-. büyüklüğünü eşitler ve kavurma (yüksek sıcaklıkta gerçek-rilen kimyasal tepkime) işlemi, kükürdü bir cevher için zo-udur.

Cevher yatağı türleri

’emir cevheri, iki büyük jeolojik oluşum türü içinde bulunur: ;ma kökenli oluşumlar ve tortul oluşumlar. Mineralleşmiş dalar, genellikle yeraltı madenciliğiyle işletilir; oysa tortul yı-arı, açık ocak türü madencilik teknikleriyle kazılır. Fazla de-
rin olmayan denizlerin dibinde, magma kökenli damarlı yatakların yanında tortul yataklar oluşmuştur. Fransa’da, yakın bir döneme kadar işletilen Lorrain cevherleri için bu durum söz konusudur. Son olarak, cevherin, karstik, lateritli (kabuk) veya gölet tipinde yüzey yatakları halinde yoğunlaşmış olduğu, yüzeysel kökenli yataklarda vardır. Bunlara mesela, cevherin su birikintilerinin dibinde yoğunlaşmış olduğu gölcül bir bölgede, Mali’de rastlanır.
DEMİR CEVHERİNİN DOĞRUDAN İŞLENME YÖNTEMİ (Fluzin’e göre, 1986)

O oo ooooooo oooocooo

OOOOCK OOO OOOOOO »OO^ ooooocOOO OOOOO’ooo OOOOOOOOO
İşlenmeye değer cevherler. Günümüzde, maden yatağı denince, cevher derişimi yüksek olan ve kullanımı için gerekli altyapı göz önüne alındığında işletimi kârlı, ekonomik bir girişim olan bir sit alanı akla gelir.

Cevherlerdeki demir oranı, diğer elemender ve metalin üretiminin ekonomik bilançosu, bir maden yatağının kârlılığını belirlemek için göz önüne alınan temel etmenlerdir. Küçük ölçekli üretim açısından maden yatağının büyüklüğünün fazla önemi yoktur. Sanayi devriminden önce Avrupa ve Afrika’daki küçük maden yatakları bu şekilde işletilmiştir. İşletilmiş olan düşük oranlı cevherlerin miktarı da, bir kârlılık hesabının lehine olmuştur; söz konusu kârlılık hesabında, oran (tenor), indirgeme kolaylığıyla ve demirlerin, kullanılan cevherlere göre değişen niteliğiyle orantılıdır. Tarihte, bir yandan bir maden yatağının büyüklüğü ve niteliği, diğer yandan daha büyük ölçekli bir üretimin gelişimi arasında gerçek bir uyum bulunduğu sanılmamaktadır. Nitekim, Kolomböncesi Amerika’sında da önemli demir cevheri yatakları vardı, ama o döneme ilişkin bir metalürjinin varlığından söz edilemez. Aynı şekilde, lateridi arazilerde beyin işletim bakımından çok fakir kabul edilen bazı yoğunlaşma bölgeleri, bazı dönemlerde, üretimin yoğun olduğu bölgeler olmuştur.

DEMİRİN İŞLENMESİ

Demir, yerkabuğundan çoğunlukla demir III oksit (Fe2ö3) biçiminde çıkarılır. Dövülebilir metal elde etmek için, demiri oksijenden ayırmak gerekir: indirgeme denen bu ayırma işlemi, 1 000 ° C’den yüksek sıcaklıktaki ve karbon katılarak yapılır.
fırının doldurulması: bir kat cevher bir kat yakıt (genellikle odun kömürü)
Fe203 h
C0 -* Fe304 + C02
300 ila 500 °C
Fe304 + C0 i? FeO + C02 500 ila 800 °C
Fe + C0,
yakıcı havanın borulardan girişi (doğal olarak veya üfleçle üflenerek)

Demirhaneler Ortaçağ ’daki aletleri incelemek ve demir işçilerinin hareketlerini hayal etmek için, çoğu zaman resimlerle (aşağıda, XV. yy’a ait minyatür) yetinilmek zorunda kalınmıştı; oysa XVIII. yy’da, «Encyclopedie»nin resimli sayfalan, daha kesin bir belgelemeye olanak vermiştir (yandaki gravür).
Toprak sürme sahnesi. Tanmdaki ilerleme, XII. yy’dan itibaren, demirden aletlerin üretiminin gelişmesiyle bir paralellik gösterdi: kesici aletler, saban demirleri, at nallan. (Ortaçağ minyatürü, Aristoteles’in «Politika» kitabına yapılmış resim; Millî Kütüphane,Paris).
Şu iki indirgeme yöntemi bilinmektedir.

Doğrudan indirgeme. Bu yöntemde cevher tek aşamalı bir işlemle işlenerek demir elde edilir. İndirgeme, 1 536 “C’den düşük bir sıcaklıkta yapılır ve karbon katkısı azdır. Bu şekilde elde edilen demir külçesi, atölyede dövülmeye hazırdır. Kullanılan yakıt odunkömürüdür. Bu, tüm dünyada uygulanan ilk üretim tekniğidir. Bu yolla elde edilen külçe, sünek ama çelik kadar sert ve dayanıklı olmayan yumuşak demir üretimde de kullanılabilir. Normal çelik, az miktarda karbon içerir. Demirden daha serttir.

Dolaylı indirgeme. Bu yöntem, cevherin 1 536 °C’nin üzerinde bir sıcaklıkta indirgenmesine dayanır. Burada cevherin önemli bir karbon katkısıyla eritilmesi söz konusudur. İndirgeme, taşkömürü veya kokla beslenen bir yüksek fırında gerçekleştirilir. Bu yolla elde edilen ürüne pik demir denir; bu, dövülemeyen bir üründür, çünkü çok fazla karbon içerir ve kırılgandır. Pikten demir elde etmek için ayrıca bir arıtma işlemine (karbon giderme) başvurmak gerekir; yöntemin dolaylı indirgeme olarak tanımlanmasının nedeni budur.

Dolaylı yöntem, VI. yy’dan itibaren Çin’de, XV. yy’da Avrupa’da ortaya çıkmıştır; Afrika’da, XIX. yy’dan önce bilinmediği sanılmaktadır.

Dövme

İndirgenmiş külçeye sıcak dövme işlemi uygulanır: işçiler malzemeyi, arıtma cüruflarını, katışkıları gidermek ve gaz cepleri tarafından oluşturulmuş kabarcıkları temizlemek için çekiçle döver. Bu ilk dövme işlemi genellikle indirgeme yerinin yakınında yapılır ve daha sonra bitmiş ürünlere dönüştürülecek olan bir metal kütlesi elde edilir. Doğrudan yöntemin bu ikinci evresinde, yine ısı enerjisi, ama aynı zamanda çok fazla da mekanik enerji tüketilir.

Külçeye sıcak dövme işleminin uygulanmasından sonra, malzemenin biçimlendirilme evresi gelir. Bu işlem için bir ocağın yanı sıra, taş veya metalden yapılan ve zaman içinde gelişecek değişik yapı ve biçimler kazanmış olan bir örs ile demiri dövmek için kullanılan bir çekiç gerekir; çekiç de taş veya metalden olabilir ve bu alet de zaman içinde giderek gelişmiş ve çeşidenmiştir (kütleler, özel çekiçler, küsküler, eğeler, falçeteler…)

Fırınlar

Doğrudan indirgeme işleminin yapılabileceği birçok fırın türü bilinmektedir.

Açık ocaklı fırın, içine cevherin ve yakıtın, üst üste katmanlar halinde istiflendiği basit bir kuyudur. Bacası yoktur ve ancak az miktarlarda cevherin indirgenmesinde kullanılabilir, çünkü ateşin sönme tehlikesi vardır.

Polonya’daki Saint-Croix Dağı’nda kullanılanlar gibi tekne tipi fırınlarda hava üflenerek beslenir (körükler yardımıyla). Eriyik haldeki cürufu akıtmak için de ayrı bir tekne bulunur, bu arada, külçe demir yüzeyde kalır.

Mali’de veya Burkina Faso’da, bazıları hâlâ ayakta olan cüruf boşaltmak fırınlara rastlanmıştır. Baca tabanının çevresinde çok
sayıda tüyer (hava deliği) vardır ve dolayısıyla metal dc beslenir. İndirgeme sırasında erimiş cürufun boşaltılm çukur açılır ve bu da, üretim kapasitesini artırmaya im

Pirenelerde, XX. yy’m başlarına kadar kullanılmış ol fırınının özelliği, cevherin ve yakıtın fırına, yanal tüye: baren düşey olarak ve yan yana ardışık halde istiflenir zıları, hidrolik körüklerle donatılmıştı.

Aynı dönemde, belirli kullanımlar için hizmette ola rınlara rasdanabilir: bazıları büyük ölçekli bir indirgen: lık üretim), diğerleri daha çok gündelik üretimlere yön

Doğrudan indirgeme yönteminin evr

Doğrudan indirgeme yönteminin zamanla geliştiriln dizi kaygı, itici rol oynamıştır: tekniğin kolaşlaştırılı emeğinin en aza indirgenmesi yoluyla üretkenliğin i üretim teknolojisinin iyileştirilmesiyle yakıt tüketimin: ması; daha zengin yatakların işlenebilmesi.

Açısal yer değiştirmeli ve otomatik supaplı körük, R; minden beri bilinmektedir. XII. yy’dan itibaren hidrolii gelişmesi, hidrolik çekiç veya eksantrik presle birlikte, kineleşme evresine geçilmesine imkân tanıdı. Henüz kı bilinmeyen daha ilerdeki bir tarihte, körükler de su kuv lıştırılmaya başladı ve bu da, büyük bir sıcaklık artışına rerek demirin 1 536 °C’de eritilmesini (dolaylı yönti mümkün kıldı. Afrika kıtasındaysa, kolonileşmeyle bir’ yavaş yerinde üretim uygulamasının yerini alan gerika mirinin kullanımı tekniğinin yaygınlaştığı dönem olar kadar, doğrudan yöntemin gelişimine tanık olundu. Do dirgeme tekniği o denli çeşitlenmiştir ki, Burkina Faso fırınlarda büyük ölçekli yoğun bir üretimin ve çok dah belki de sadece tamirat amacına yönelik hemen heme üretimin bir arada bulunduğu saptanmıştır.

Demirin doğrudan indirgenme tarihi, bölgelere göre dönemlerde, yerini döküm çelik üretimi tarihine bırak Çin, dökümü tekniğini MO 512 yılından beri biliyordu de yaşanmış olan teknik gelişme süreci, henüz tam ola namamaktadır: bu, belki de, taşkömürü ile silindirildi \ körüklerin kullanılıyor olmasından kaynaklanmıştır, gelince, burada doğrudan yöntem, ilk yüksek fırınları! dönem olan XV. yy’da terk edilmiştir.

ALETLER, ÇİVİLER, KILIÇLAR, KİLİTLER

Demir alederin gelişiminde en büyük itici rolü oyr sektör tarımdır; bu alanda demir önce aletlerin kesici. donatımında kullanılmış ardında da tümüyle demirde aletlerin üretimi yaygınlaşmıştır. Metal üretimindeki keologlar tarafından çoğu zaman göz önünde bulund göstergesi, üretilen aletlerin çeşitlenmesidir. Ama diğs kuşkusuz silahlar veya takılar için de birtakım malzem miştir ve bu bazen, tarıma yönelik üretimden daha ör tur. Gemi yapımı, kilitçilik ve saatçilik alanlarında da d lere baş vurulmuştur.

Avrupa’da, XII. yy dolaylarında, metalin yaygın ol; nıldığı bilinmektedir. Köylerin gelişmesi, demirin kı bağlı olmuştur: demirden saban, kürek, balta ve teste (toprağı tarıma elverişli hale getirmek için). Köylerin b aristokratların silah (kılıçlar ve örme zırhlar) talebi d Ama, gelişmekte olan şehirlerde de yapılarda (çivileı kuşakları) ve zanaatçı alederinde önemli miktarda me miştir. Gotik mimarî büyük bir demir tüketicisi oldu, giderek daha fazla oyulmuş olan binaların sağlamlığır

DEMİR
r, demir bağlantılara başvurdular. Mesela Sainte-metal kuşakla çevrelenmiştir, kesici alet ve silah üretiminde, doğrudan indirge-ı saf demirin serdeştirilmesi amacıyla iki yöntemden rdır: özellikle manganez içeren bazı cevherlerin indir-lyalı normal çelik üretimi ve demirin, dövme sırasın-emantasyonu işlemi. Semantasyon işleminde demir, <sek sıcaklıktaki odunkömürü ateşinde bırakılır. İşlem lik gerektiren niteliktedir, bu nedenle dünyanın birçok :lik demirden daha nadir bulunan bir malzeme olarak ;rovenj hançerleri semantasyon yoluyla üretiliyordu, jntasyon yoluyla elde edilen çeliğe su verme işlemi de r; bu işlem çeliğe, daha da büyük bir sertlik kazandırır, ı dolaylı indirgeme yönteminin ortaya çıkmasından i bir yenilik, XIII. yy’dan itibaren üretiminde çok bü-a imkân verdi: eksantrik pres. Bu hidrolik çekiç, döv-nin makineleşmesine öncülük etti ve üretim koşulla-n sarstı: makine, insanın yerini aldı ve etkenlik arttı, kadar gezici olabilen demir-çelik sanayii kuruluşları lemirhaneler) su kenarı yakınlarında kurulmaya baş-d donanımlar, sermaye seferberliğini gerektirdi. Böy-ekonomik çatışmaların konusu haline geldi. Avru-lir-çelik sanayiinde hidrolik enerjinin kullanımının ası, dolaylı indirgeme yönteminin benimsenmesine sanayi üretim sürecinin doğmasına yol açtı.

demir

n indirgeme yöntemiyle üretim teknikleri nedeniyle, mirhanenin makineleşmesinden önce, demir pahalı bir nedenle, bu metal çoğu zaman geri kazanılarak yeniden Ju. Parçalar demirhanede, sıcakta şekillendiriliyor, yani şiklikliğine uğratılıyor ve perçinleniyordu. Yapılan tüm ıaatçıların yeniden kullanımına yönelik bir hurda demir hip olduklannı göstermiştir. Metalografik inceleme, bir-üzerinde yeniden kullanımın izlerini ortaya koymuştur: ıomojen değildir ve eski parçaların izlerine rastlanır.

L BİR DURUM: ÇİN

.■jinin Çin’deki gelişimi, Hindistan’da, İslam dünyasında, i veya Afrika kıtasında tanık olunanla kıyaslanamaz.
ANAHTAR KELİMELER

ınn: demirin doğrudan •nesinde kullanılan ocak, cürufu: metalik cevher-irgenmesinden kaynak-: metalik olmayan bile-le sınaî kullanımlar için ıdirilebilen katı artık.

■: değerlendirilebilir bir rkaç doğal mineral tiirü-maşık birleşimi. Ekono-ian, kârlı işletime elveriş-e sahip, bir veya birçok ;n oluşan mineral kayaç ammlanabilir. cevherlerin eritilmesin-Tiaklanan camsı maddele-.ıü. Bu terim genellikle, eritilmesi sırasında ortaya lemir bakımından fakir ar-)elirtmek için kullanılır, yüzde 0,2 ile yüzde 1,7 la karbon içeren demir ve l alaşımı.

te Demir: yüzde 2’den arbon içeren demir ve kar-aşımı.

te: külçenin, artırma ve ya-iş bir ürün elde etmek için, ı çekiçle işlenmesi, yarıbit-•ünün istenen ürün halinde .endirilmesi.

i: gangın cüruf biçiminde Imesini kolaylaştırmak için re katılan öğeler. Bunların t, gangın yapısına bağlıdır;

:r silisli veya alüminliyse, ı (kalsiyum karbonat) katıma karşılık gang kireçliyse, ulan eritici silis veya alümin nlidir. Diğer yandan demir-
Çin’de metallerin kullanımındaki tarihî geçişin, bakırlı alaşımlarından doğrudan çeliğe doğru olduğu tahmin edilmektedir. Mesela kelime dağarcığında demir hamuru haliyle (doğrudan indirgeme yönteminin sonucu) değil, sıvı haliyle (dolaylı indirgeme yönteminin evresi) belirtilir.

Bakırlı bir alaşımla kaplı, çekirdeği demirden yapılma cisimler bulunmuştur: sapının özü demirden yapılmış olan bakır alaşımı, bıçaklar, ucu bakır alaşımından ve çubuğu demirden yapılma oklar.

Çin metinlerinde, demirden ilk olarak söz edilmesi, yaklaşık MÖ VIII. yy’a rastlar. MÖ III. yy’a ait bir Zuozkuan metninde, kalıba döküm yoluyla küçük demir kazanlarının üretiminden bahsedilmektedir. Henan’daki Huixian gömütlerinden çıkarılan dökme demirden yapılmış aletler MÖ IV. yy sonu ile III. yy başına ta-rihlenmiştir. Bu aletler, Pekin’deki Saray Müzesinde muhafaza edilmektedir. Demek ki Çinliler, fırınlarında muhtemelen taşkömürü yakarak, 1 560°C’lik sıcaklığı aşmayı başarmışlardı. Diğer yandan pistonlu körüğü de Çinliler geliştirmiştir,

MÖ III. yy’ın ikinci yarısında birtakım girişimci gruplar, hemen hemen sınaî ölçekte bir üretim düzenleyerek önemli servetler kazanmayı başarmışlardır. Aralarından bazıları, demir sanayi üzerindeki denetimleri sayesinde ülke yaşamında söz şahini olmuşlardır. Nitekim buna örnek olarak, Sichuan’da sürgünde bulunan ve burada, yaklaşık 1 000 kişinin istihdam edildiği bir demir üretim fabrikası kurmuş olan Zhao gösterilebilir. Tüm bu dönemden geriye ilginç bir ikonografi de kalmıştır.

45 ila 90 cm genişliğinde, ateşe dayanıklı iri tuğlalardan yapılma 120 ila 150 cm çapında fırın kalıntıları bulunmuştur. He-nan’daki Tieshenggou Dökümevi kazıları, kullanılan teknikler hakkında değerli bilgiler sağlamıştır, 2 000 m2,yı aşan bir alan üzerine kurulu sit, eksiksiz bir üretim atölyesinin varlığını ortaya koymuştur. Söz konusu sit alanında, bazıları cevheri indirgemeye ve diğerleri döküm yapmaya yarayan on sekiz fırın, bir demirhane ve birtakım cevher işleme alanları belirlenmiştir.

Böylece, demir-çelik sanayii konusunda Çin teknolojisi, Batı tekniklerinden yüzyıllarca ileride olmuştur. □
EN ESKİ SIT ALANLARI (MÖ)
AFRİKA
Nijer 1030-750, Termit Ovası
Nijerya 850-410, Taruga (Nok); 850-400, Jos
Tanzanya VII. yy?ın sonu-VI. yy’ın başı Viktorya
Gölü7nün g. doğusu
Kamerun II. binyılın sonu-I. binyılın başı
AVRUPA
Yunanistan XI. yy
Almanya VI. yy, Hochdorf’an der Enz Sitovlanı (Stuttgart)
Romanya I. binyılın ikinci yarısı
ASYA
Anadolu III. binyıl, Alacahöyük sit alanı
(meteor kökenli demir?)
Çin VII. yy

Çin’de, geleneksel demircilik,

suluboya resimler: yukarıda, XVIII. yy’a ait; solda, XIX.. yy’a ait (Millî Kütüphane, Paris).
hanedeki kaynağı kolaylaştırmak için de bir eritici kullanılır.

Gang: cevhere eşlik eden ve onun değerini düşüren madde. Karbon giderme: dökme demir içindeki karbon miktarını azaltmak.

Külçe: indirgeme fırınından çıkarılan, demir ve arıtma cürufları yığışkısı olan, süngerimsi ve yumuşak kütle.

Maden yatağı; doğal cevher birikimi.

Oksit: bir cismin, oksijenle bileşiminden kaynaklanan bileşik. Demirin üç oksidi vardır: demir III oksit veya hematit (Fe203), manyetik oksit veya manyetit (Fe3Ö4), demirli oksitveya demir perotoksit (FeO).

Pota: cevher indirgeme ürünleri kabı.

Tenor: yararlı cevher veya cevher içindeki metal oranı.

Tüyer: basınçlı hava dağıtım organı. Isıtmanın düzenliliği, büyük ölçüde buna bağlıdır. Hava geliş-tabanım, ocakla doğrudan temasını önleyerek korur. Tüyerin kurulmasında benimsenen düzenleme ne olursa olsun, bunun dışa açılma bölgesinde her zaman üç yanma bölgesi ayırt edilir: yükseltgen, merkezi bölge ve bunun çevresinde yer alan, nötr bölge ve indirgen bölge (Flu-zin ve Guillot’ya göre, 1989). Yük: indirgeme işlemi sırasında fırına doldurulan cevher ve yakıt miktarı.
AYRICA BAKINIZ

—► İb.ânsl] arkeoloji

—*■ öSHS demir çelik sanayii

—► EMİ Kekler

—*- IB.ANSH Maden Çağı

—► E3SB metaller ve alaşımlar

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir