DEMOSTHENES
DEMOSTHENES
eskiçağ heykeli Vatikan müzesi
devamı gerektiğine ikna etti. Ama Philippos, mecliste kendisine karsı yöneltilen saldırılar konusunda AtinalIlardan hesap sormak cesaretini gösterdi. Bunun üzerine, Demosthenes, cevap olarak, milletvekilleri önünde ikinci Kata Philtppo’yu (Philippos’a Karşı) okudu (344-343). Aynı zamanda, Ais-khines’i 346 yılındaki elçiliği sırasında yurduna ihanet etmekle suçladı ve Aiskhines aleyhine Peri Parapresbeias (Elçilik üstüne) davasını açtı. Ne var ki Aiskhines, bu davada beraet etti (343). Daha sonra, çeşitli yunan sitelerinde üzerine almış olduğu görevlerden faydalanarak yaptığı temaslarda Philippos aleyhine bir koalisyon kurmağa çalıştı. Bu konuda şu iki konuşmayı yaptı: Peri ton en Kherroneso (Kherroneso Meseleleri Üstüne) [342] ve üçüncü Kata Philippu (Philippos’a Karşı) [341-340]. O zamana kadar muhalefetin sözcüsü olan Demosthenes, bundan sonra yönetici partinin başına geçli (340-338). Amphissa savaşı veya leros Polemos (Kutsal Savaş) sırasında (339), Philippos aleyhine Thebai ile ittifak yaptı. Philippos, Khaironeia’da galip gelince (338) AtinalIlara karşı yumuşak davrandı. Ama yurtseverler partisi gücünü kaybetmişti; sonraları ancak önemsiz bir varlık gösterebildi. Bu arada Demosthenes aleyhine «Taç» davası açıldı. Bu dava uzun yıllar sürdü (337-330). Davanın konusu şuydu: Demosthenes’in dostlarından biri, siyasî alanda göstermiş olduğu üstün çabalardan ötürü, armağan olarak, ona bir altın taç verilmesini teklif etmişti. Aiskhines, bu teklife karşı direndi fakat açılan davayı kaybederek mahkûm edildi ve sürgüne gönderildi. Demosthenes, daha sonra, Harpalos işine karıştı ve para cezasına çarptırıldı, ama bu cezayı ödeyemedi. İskender’in ölümünden sonra, Atina’da, Anti-patros’a karşı çıkan ayaklanmada önemli bir rol oynadı. Atina yenilince, Demosthenes Kalaureia adasına kaçtı ve Poseidon tapınağında yakalanmak üzereyken zehir içerek intihar etti. Demosthenes’in adını taşıyan altmış söylev vardır, ama bunların birçoğunun ona ait olduğu şüphelidir.
Bir eylem adamı olan Demosthenes, Atina’nın geçmişine yaraşan bir şekilde davranarak, onun eski hâkimiyetini ele geçirmesi ve Philippos’un hâkimiyetine set çekebilmesi için bütün gücüyle çalıştı. Bu çalışması sırasında büyük bir devlet adamına has nitelikleri olduğunu gösterdi: yılmaz bir irade gücü; büyük halk yığınlarının uyuşukluğuna ve vurdumduymazlığına karşı cesaretle direniş; her zaman uyanık bir anlayış yeteneği. Şüphesiz Demosthenes, atina söylev sanatının en büyük kişisidir. Konuşmalarının ateşliliği ve delillerinin şaşmazlığı, beğenilme kaygusu taşımayan ve söy-levcilik sanatının gösterişçi oyunlarına yüz-vermeyen Demosthenes’in belâgatine, eşine az rastlanır bir güç ve yenilik verir.
— lkonogr. M.ö. 280 yılında, Demosthenes’in ölümünden kırk yıl sonra, yeğeni De-mokhares’in teklifi üzerine, Demoethenes’in Atina’da bir heykelinin dikilmesine karar verildi. Heykeli yapmakla Polyeuktos görevlendirildi. Kaybolmuş bulunan bu bronz heykelden ilham alınarak yapılmış otuzdan fazla heykel vardır: Herculanum büstleri; Kopenhag, Berlin, Münih ve Louvre’da bulunan heykeller; Berlin müzesindeki altın madalyon; özellikle, harmanisinin eteğinin ucu omuzunda, elleri iki yana sarkmış ve düşünceli bir şekilde ayakta duran Vatikan Demosthenes’i. (L)
Demosthenes’in feneri. Esk. çağ. Lysik-rates’in, M.ö. 334’te yapılan anıtı, Atina’da uzun yıllar, bu adla anıldı ve tanındı. Yanlış bir geleneğe göre, Demosthenes’in bu küçücük anıta girdiği ve orada düşüncelere daldığı ileri sürülmüştür. (L)