DENDÂN
DENDÂN i. (fars. dendân’dan). Esk. Diş: Dendân ne bilir gıdâyı rûhu (Abdülhak Hâmid). Dendân-i şire lokma olur âhü-van-i zâr (Ziya Paşa). || Tamah, hırs, || Dendân-miizd, diş kirası. || Dendân-ı bulûğ, akıl dişi.
— Din. Dendân-ı saadet, Hz. Muhammed’-in Uhud muharebesinde kırılan dişi.
— Hat. Arap alfabesindeki «sin» harfinin dişlerine ve buna benzer bir, iki ve üç harfin yan yana yazılmasıyle meydana gelen dişlere verilen ad.
♦ Dendâne i. Esk. Diş tanesi: Taşlar yedirdi nân yerine bir zaman felek I Nân verdi şimdi âh ki dendâne kalmadı (Ziya Paşa). || Çentikli nesne. (M)