Devenin din ve fen ilimlerini tam am layıp icazet, yani diplom
a aldıktan sonra, K arakoyunlu hüküm darı Cihân
Şah’ın T ebriz’de yaptırm ış olduğu M uzafferiyye M edresesinde
m üderris (profesör) oldu. D aha sonraki yıllarda
A kkayonlu hüküm darı m eşhur U zun H asan’ın
ülkesine giden M evlânâ Celâleddin-i D evânî, Şiraz şehrindeki
M edreset’ül-eytam ’da m üderris oldu. B urada
ilim ve irfan âşıklarına fen ve din ilimlerini okutarak çok
talebe yetiştirdi ve fevkalade hürm et ve saygı gördü.
Şöhreti her yere yayıldı. A nadolu’dan, M âveraünnehir
bölgesinden, H orasa’ndan nice ilim âşıkı derslerine akın
ettiler. Celâleddin-i D evânî bir aralık T ebriz’e gitmişti.
O rada büyük âlim ve veli İbrahim -i G ülşenî hazretlerinin
sohbetine devâm ederek tasavvufta da yetişti. U zun
H asan’ın oğullarından Y a’kub ve M urad Beyler zam anında
Fars bölgesi Kâdısı oldu. Bu büyük âlim in bir
aralık H indistan’a da gittiği ve oranın sultanı adına bazı
ilmî eserler yazdığı rivâyet edilmiştir. Celâleddin-i
D evânî hazretleri her ilimde söz sahibi idi. Özellikle
Kelâm ve M anük ilimlerine dair yazdığı eserleri ile pek
m eşhurdur. Eserleri, asırlarca İslâm ülkelerindeki m edreselerde
ders kitabı olarak okundu. Büyük İslâm âlimi
İm am -ı R abbani, A hm et F arukî Serhendi M ektubat
s k itâ b ın d a bu büy ü k âlim in yüksek derecesini
bildirm ektedir.
Celâleddin-i D evânî’nin İstanbul kütüphanelerinde
tesbit edilebilen eserlerinin sayısı otuzbeşe ulaşm akta
olup, bunlardan yirmisekizi A rapça, diğerleri de Fars-
çadır. Farsça şiirler yazdığı kaynaklarda ifade edilmektedir.
Bu eserlerin başlıcalan şunlardır: Şerh-i Akâid-i
Adudiyye, Ahlâk-i Celâlî, Fatiha ve Kâfirûn sûrelerinin
tefsiri, İsbât’iil-Vâcib, E ral’ül-ibâd, Hakikat’ün-Nefs,
Risalet’üt-tevhîd, Tar’ifîi İlmil-kelâm, Havra ve Zevra,
Arznâme, Enmüzec’ül-uiûm, Şevkil’ül-hûr, Şerh-i Rübâ-
iyât, Şerhüddehzîb, Haşiyet’üt-tasavvurât.
DEVE
11
Ara