DIESEL (Rudolf), alman mühendisi (Paris 1858-01. Anvers-Amsterdam arasında bir deniz yolculuğu sırasında 1913)
DIESEL (Rudolf), alman mühendisi (Paris 1858-01. Anvers-Amsterdam arasında bir deniz yolculuğu sırasında 1913). Bavyera asıl-
lıdır. Paris’e yerleşmiş bulunan ailesi 1870 savaşından sonra, İngiltere’ye göç etti; Diesel bütün gençliğini orada geçirdi. Augs-burg’da, soğutucu sanayünin öncülerinden biri olan Linde’nin yönetimindeki Münih Politeknik okulunda öğrenim yaptıktan sonra, Winterthur’da sanayiciliğe başladı. Paris’teki Linde soğutucu makineler ortaklığını yönetti ve sonunda Münih’e yerleşti (1895). Uzun süre uğraştığı bir meselenin çözümünü 1893’te yayımladığı ünlü hatıralarında açıkladı: Theorie und Konstruktion Eines Rationellen Warmemotor (Rasyonel Bir Termik Motorun Kurulması ve Yapımı). öne sürdüğü düşünceler, Krupp gibi büyük sanayiciler tarafından kabul edildi; Birkaç yıl içinde kendi adiyle anılan motoru yaptı. 1897’de bu motorun Kassel’deki denemelerde mükemmel olarak çalışması, ileri sürdüğü nazariyelerin değerini ispatladı. Ağır petrol yağlarının kullanılmasına imkân sağlaması, buharlı makinelere göre az yer kaplaması ve özellikle dumansız çalışması, bu motorların büyük rağbet görmesini sağladı. Buluşlarını incelemek isteyen deniz kuvvetleri tarafından İngiltere’ye davet edildi. 29 Eylül 1913’te Anvers’ten Harwich’e giden Dresden vapuruna bindi. Gece güverteden denize düşerek öldüğü tahmin edilir. (Bk. DİZEL.) [L]
Dies irae, rahip namzetleri tarafından 1249 yılından itibaren Missa pro Defunc-tis’e dahil edilen meşhur planktus (ağıt). En eski örneği dom İnguanez tarafından 1931’de, Napoli Millî kitaplığındaki XII. yy.a ait bir elyazmasında bulundu. Folklora dayanan Dies irae temalarını Berlioz, Fantastik Senfoni’sinde, Saint-Saens ölüm Dansı adlı eserinde kullandılar. (L)
DİESİS i. (yun. k.). Müz. Sabit değerli küçük bir müzik aralığını değil, belli bir sistemde kullanılan en küçük aralığı anlatır.
— ANSiKL. Çeyrek sesle bir diton’luk farkı olan Pythagoras yarımsesine Önceleri diesis, daha sonra limma adı verildi. Aristoksenes, oktavı 24 diesis’e böldü, bunların her biri (aşağı yukarı) bir çeyrek ses aralığı değerindeydi. Ortaçağ ve Rönesans’ta kullanılan diesis de değişik değerler taşıdı. Bu terimden bize kalan diyez kelimesi oldu. Diyez, bazı hallerde bekar yerine de kullanılırdı; zira eski anlayış bakımından bekar, o çağın yeni sayılan metoduna göre kimi zaman diyez olur, kimi zaman bekar adını muhafaza ederdi. (L)