wiki

DİFTERİ

DİFTERİ; Alm. Diphterie, Diphteritis (f), Fr.
Diphtérie, İng. Diphteria. Halk arasında kuşpalazı
olarak da bilinen, corynebacterium diphteriae isimli
mikroorganizmanın boğaz, burun, göz ve derideki
yaralarda yerleşmesiyle ortaya çıkan bulaşıcı
bir hastalık.
Bebeklerin 2-4 ve 6 . aylarında tatbik edilen
DBT karma aşısı içinde yer alan ve difteri mikrobunun
toksininin zayıflatılmasıyla yapılan difteri
aşısının yaygın olarak kullanılması sebebiyle, günümüzde
aşılanmayanlarda tek tük ortaya çıkan bir
hastalıktır.Difteri basili, düz veya hafif bükük silindir
şeklindedir. Kalınlık ve boyları değişiktir. 34-38
derecede ürerken toksinini (zehirini) salgılar. Toksin,
insan ve bütün hayvanlar için oldukça tehlikelidir.
Dokularda harabiyet ve sinirlerde felç yapar.
Difteri oldukça yaygın bir hastalıktır. Soğuk
mevsimlerde daha fazla görülür. İki yaşından önce
sâdece burun ve yara difterisi şeklinde raslanır.
Çocuğa annesinden geçen antikorlar onu bir süre
hastalıklardan korur. Kuşpalazı tablosunu yapan tipik
difteri özel bir anjin türüdür. Tipik hastalığını
yapabilmesi için boğazın lenf dokusunda ve özellikle
bâdemciklerde tutunması gerekir. Bâdemcikler
ancak iki yaşından sonra olgunlaştıklarından
ancak bu yaşlarda hastalığa duyarlık başlar. Daha
sonra çocuk dış çevre ile temâsa geçer. Oyun yaşında
devamlı olarak sıcak-soğuk ve dış ortam etkilerine
mâruz kalır. Boğazda âdi bakteri iltihapları
olur, doku direnci kırılır. Bu arada difteri basili
de girerse, hastalığın özel tablosu meydana
gelir. Bir şahıs erişkin yaşlarına kadar difteri basili
ile temas etmemiş ise her yaşta hastalığa yakalanabilir.
Büyüklerin hastalığı çocukların hastalığına
göre daha hafif geçmektedir.
Difterinin bulaşmasında hastalar ve taşıyıcılar rol
oynamaktadır. “Portör” denilen taşıyıcılar hastalığı
bulaştırabilme özelliğinde olan ancak kendileri hastalık
belirtilerini gösteremeyen kişilerdir. Bunlar boğaz
salgılan ile devamlı olarak difteri basilini yayarlar.
Hastanın kullandığı çamaşır, havlu, yemek takımları,
oyuncaklar, vâsıtasıyla bulaşabilir.
Difterinin kuluçka dönemi ortalama 2 ilâ 4
gün arasında değişir.
Hastalık belirtileri: Difteri mikrobu, yerleşmiş
olduğu organa göre değişik belirtiler yapar. Tek başına
difteri denince boğaz difterisi anlaşılır. Ayrıca
gırtlak difterisi (krup), burun difterisi vardır.
Boğaz difterisi: Sinsi olarak başlar. Hastalarda
neşesizlik, halsizlik, iştahsızlık olur. Bâzan
titreme ile 39-40 °C’ye çıkan ateş, başağrısı ve
kusma ile başlayabilir. Toksinin kana karışmasının
ilk günlerinde nabız hızlanır. Hastanın rengi soluk
sarıdır.Difteri basili genellikle bâdemcikler üzerinde,
bâzan da yutak üzerinde yerleşmiştir. Bâdemcikler
kızarmıştır, hafif şiştir. İlk 24 saat sonunda, bâdemcikler
üzerinde sarı-gri renkte bir-iki nokta
belirir, sonra bunlar genişleyerek bir gün içinde bütün
bâdemcik yüzeyini kaplayan yalancı bir zar yapar.
Bu zar giderek çevreye yayılır. Hastanın ağzı
fenâ kokar. Çevre dokular şişmiştir. Yutak daralır,
yutmayı imkânsız bir hâle getirir. Yalancı
zar, gırtlağa doğru da ilerleyerek, nefes almayı da
zorlaştırır. Yalancı zar, altındaki mukoza (örtüye)
sıkıca yapışmıştır. Zorlanarak kaldırılırsa, altındaki
mukoza kanar. Zarı kaldırılmış mukoza üzerine
ertesi gün bakılırsa yeniden zar meydana geldiği
görülür.
Difteride boyundaki lenf bezeleri şişer, bu bezeler
basmakla ağrılıdır. Hastalığın başlangıcında
görülen başağrısı, solukluk, halsizlik, hızlı nabız,
idrarda protein bulunması mikrobun zehirinin kana
geçmesi ile ilgili belirtilerdir. Her geçen gün
bunlar biraz daha ilerler. Kaslar iyice gevşer, hasta
çok halsiz ve sıkıntı içindedir. Bâzan şuur bozuklukları
ve havâle görülebilir. Şiddetli durumlar
koma ile sonuçlanır. En mühim belirtiler dolaşım
sisteminde görülür. Önce nabız sayısı artar. Hastalığın
ikinci haftasında tansiyonu oldukça düşen
hastanın uçuk olan rengine morarma da eklenir.
Kalp sesleri giderek zayıflar, nabız sayısı azalır,
kalp yetmezliğe girer. Çünkü zehir, kalp kasma da
etki eder. Ağır vak’alar ve zamânında tedâviye
alınmayanlar, genellikle ikinci haftanın sonunda
ölürler. Hiç idrar yapamama hâli, ölümün yakın olduğunun
habercisidir. Zehirlenmenin çok fazla
olduğu vak’alarda ağız ve burun kanamaları olur ki
bunlar da ölümle sonuçlanır.
Difteri en çok anjinle karışır. Hekimin bunu
nazarı dikkate alması gerekir.
Gırtlak difterisi (Krup): Genellikle 1 ilâ 5
yaşları arasında bulunan çocukların tehlikeli bir
hastalığıdır. Hastalığın 3 dönemi vardır.
a) Disfoni (Ses kısıklığı) dönemi: Ateş, öksürük
ve ses kısıklığı ile sinsice başlar. İlk zamanlar,
bir soğukalgınlığı şeklindedir. Öksürük çift sesli
havlar gibi ve serttir. Ses telleri şiştir ve kızarıktır.
İlk günlerde küçük olan yalancı zarlar hızla yayılır
şişlik artar. Ses kısıklığı 2-3 gün sürer.
b) Ara ara gelen nefes darlığı dönemi: Şişlik
ve yalancı zarlar, solunumu engellemektedir.
Hava daralmış aralıktan geçerken bir ses çıkartır.
Nefes darlığı nöbetleri, hastanın heyecanlanmasından
sonra veya kendiliğinden olur, birkaç saate
kadar sürer. Başlangıçta nöbetler arası uzundur.
Sonra gittikçe sıklaşır, ileri dönemde nöbet sırasında
çocuk boğulur gibidir.
c) Nefes alamama dönemi: Gırtlak difterisinin
sonudur. Sinir sistemi tembelleşir, reflekler zayıflar. Hasta aldatıcı bi* sükûnete girer. Kalp hızlı
çarpar, solunum çok sathidir. Renk soluk mâvi
olur. Bundan sonra komaya giren hastada, arada sırada
görülen havâlelerle hayat sona erer.
Gırtlak difterisi, ya burun difterisinden sonra
veya boğaz difterisinin yayılması ile olur.
Burun difterisi: Belirtisi azdır, en mühimi
tek veya iki yanlı burun akıntısıdır. Hastalık eskidikçe
akıntı koyulaşır, cerahatli ve kanlı bir nitelik
alır. Çok kez akıntı nezle sanılarak önem verilmediğinden
hastalık geç tanınır. Burundan zehirin
kana karışması az olduğundan kalp ye damar
belirtileri ve felçlere rastlanılmaz. Uzun süre tedâvisiz
kalan burun difterisi zehiri iç kulağı etkileyerek
sağırlık yapabilir. Bâzan gırtlak difterisine
yol açabilir.
Burun difterisi genellikle iki yaşından önce görülür.
Solunum yolları dışı mukoza difterileri:
Kulak difterisi nâdirdir. Burunda veya boğazda
bulunan difteri mikroplarının östaki borusu aracılığı
ile orta kulağa geçmesinden olur. Ateş, kulak
ağrısıyla başlar. Zar delinebilir. Cerâhatli bir
akıntı vardır.
Göz difterisi de nâdirdir. Genellikle boğaz,
burun difterisi bulunanların mikrobu, gözlere bulaştırması
sonucu meydana gelir. Tedâvi edilmezse
körlükle neticelenir.
Dölyolu difterisi: Daha çok yaralanmalarda ve
cinâi düşüklerde veya nâdir olarak operasyonlar
(ameliyatlar) sonucunda görülmektedir. Mikrop,
tozlarla yara üzerine gelir veya taşıyıcı kişilerden
bulaşır. Değişik büyüklükte yuvarlak, oval
veya düzensiz sınırlı, gri-sarımtrak renkte deri gibi
kalın bir cerahat örtüsü yapar. Had vak’alar kısa
sürede, müzmin olanlar ise birkaç ayda kendiliğinden
iyi olur.
Difteri felçleri: 3 ilâ 7 hafta içinde meydana
gelirler. Felçlerin en çok görüldüğü yerler yumuşak
damak, göz, kalp, yutak, gırtlak, diyafram
adalesi, çevresel sinirler ve bacaktır. Bu felçler,
mikrobun zehirine bağlı olarak hâsıl olur. Felç
olan organların vazifelerini yapamamalarına bağlı
olarak değişik belirtileri ortaya çıkar. Meselâ yumuşak
damak felç olursa, hastanın içtiği su, burundan
gelir ve hım hım konuşur. Hasta iyiliğe
dönerse, bu felçlerde yavaş yavaş iyileşir.
Difteri teşhisinde kullanılan Schick Testi, hastalarda
çok defa pozitiftir. Hastanın kanında toksine
(zehire karşı) savunma cisimciklerinin (antitoksin)
bulunmadığını gösterir.
Tedâvi: Hasta yatak istirahatine alınır (1.5-2
ay). Özel tedâvi antitoksik serumla yapılır. Bu serum
kandaki difteri zehrini, etkisiz hâle getirir.
Ayrıca difteri zehiri, böbrek üstü bezini de etkilediğinden
bu hastalara kortizon ihtivâ eden ilaçlar iyigelir. Direkt olarak difteri basilini öldürmesi için de
yüksek doz antibiotik gerekir. Hastaya serum takılır.
Ağızdan da uygun sulu besinler verilir.
Gırtlak difterisinin nefes darlığı döneminde hayat
kurtarıcı olarak, çok kere boğazı dışardan delip,
havanın buradan kolay giriş-çıkışını sağlamak
gerekebilir ki, bu işleme, trakeostomi ismi verilir.
Difteriden korunma: Bunu sağlamak için:
1. Hastalar, tecrit edilmelidir.
2. Difteri mikrobunu taşıyan şahıslar testlerle
tesbit edilip tedâviye alınmalıdır.
3. Her çocuğa okul öncesi yaşlarında difteri
aşısı yapmalıdır. Okullarda ve sağlık ocaklarında
bu aşı, karma aşılar içerisinde uygulanmaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir