wiki

DİLEKÇE

DİLEKÇE; Alm. Antrag (m), Gesuch (n), Fr.
Petition (f), İng. Petition. Bir dileği, isteği veya şikâyeti
bildirmek üzere resmî dâirelere sunulanimzâlı yazı. Arzuhâl ve istidâ kelimeleri de aynı
mânâda kullanılır.
Dilekçenin yazılması, şekli ve muhtevâsı
önemli bir yer tutar. Geçmiş asırdaki devletlerde,
şikâyet veya istek sâhibi kişilerin tek tek veya
topluca, yazılı olarak dilekçe sundukları bilinmektedir.
İslâm halîfeleri ve hükümdârları, halkın
sözlü ve yazılı dilekçelerle yaptıkları mürâcaatları
bizzat kendileri veya kurdukları dîvânlarda değerlendirmişlerdir.
Bu dîvânlara Mezâlim veya
Adâlet Dîvânı denilirdi. Osmanlılar zamânında
da, ilk önceleri bizzat pâdişâhın iştirak ettiği dîvânlar
teşkil edildi. Sonraları sadrâzam veya sadâret
kaymakamının başkanlığında Çarşamba Dîvânı
adıyla her hafta toplanan dîvânlarda, halkın
istek ve şikâyetleri dinlenir, dilekçeleri değerlendirilir,
hazır bulunan heyet tarafından dâvâlar ânında
çözüme kavuşturulurdu. Osmanlı arşivleri dilekçe
örnekleriyle doludur. Bunlar genellikle haksızlıktan
şikâyet, ücretin veya görevin taleb edilmesi
veyahut bir yanlışlığın düzeltilmesi için verilirdi.
Dilekçeler, şehirlerden köylere kadar idâreci
her makâma verilebilirdi. Dilekçe yazmasını
bilmeyenler arzuhâlcilere yazdırırlardı.
Günümüzde vatandaşlar 1982 Anayasası’na
göre, kendileriyle veya kamu ile ilgili dilek ve şikâyetlerini
yetkili makâmlara ve TBMM’ne yazı ile
bildirme hakkına sâhiptirler. Türkiye’de dilekçe
hakkının kullanılması 1 Kasım 1984 târih ve 3071
sayılı kânunun 4. maddesine göre TBMM ve idârî
makamlara verilen dilekçelerde; başvuru sâhibinin
adı ve soyadı ile, iş ve ikâmetgâh adresinin ve
imzâsmın bulunması mecbûrîdir. Dâvâ açmak için
mahkemelere verilen dâvâ dilekçelerinde Hukuk
Usûlü Muhâkemeleri Kânunu’nun 179. maddesine
göre bâzı kayıtların bulunması lâzımdır. Medenî
Yargılama Hukûkunda dâvâ dilekçesinin başında dilekçenin
verildiği mahkemenin adı, dâvâcının ve
dâvâlının ad ve soyadları ile adresleri yazılır. Daha
sonra, dâvânın konusu, dâvâ sebebi ve hukûkî sebepler gelir. Son olarak da, netıce-i taleb, yâni dâvâcının
karar verilmesini istediği şey açık bir biçimde
yazılır. Dilekçenin altında, dâvâcının veya
vekilinin imzâsı yer alır. Bu arada dâvâlının dâvâcıya
cevap vermesi için gerekli süre tanınır. İdârî
Yargılama Usûlünde ise, idârî dâvâlar; Danıştay,
İdâre Mahkemesi ve Vergi Mahkemesi Başkanlıklarına
hitaben yazılmış dilekçelerle açılır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir