DİZKAPAĞI.

DİZKAPAĞI.DİZKAPAĞI.

DİZKAPAĞI.
— çeş. dey. Diz boyu, dizlere kadar:
Mehmed’in tarlası diz boyu oldu (Sabahat-
tin Ali). Diz boyu kar. || Diz çökmek
(bükmek), yere dizleri koyarak oturmak:
dizel
teslim olmak: Düşman diz çöktü. || Diz dize, yere basar, dizler dışa dönük duruştaki, a-
birbirine çok yakın bir vaziyette bulunan yafc ve bacaklar geniş bir açı yapacak se-
kimseler için kullanılır. Diz dize oturuyor- bükülür). Sıçrama ve balonenin yu-
lar. || Dize gelmek (varmak), birinin dizleri- muşaklığı diz bükme hareketlerinin başarıy-
kapanmak, baş eğmek, yalvarmak: ]e yapılabilmesine bağlıdır.
egzos penceresi
emme penceresi
Bayrağımızı ya bir düşman kalesine dike-
cektik, yahut da sıra sıra düşmanlar, ö-
nümüzde dize gelip bizden aman dileyecek-
lerdi (§. S. Aydemir). || Dize kadar (ve-
ya dizde yüzmek), çok, pek fazla: Ne
maskaralıklar! Rezalet dizde yüzüyordu (Ah-
med Rasim). || Dizine (dizlerine) düşmek,
— Vet. İncikle ön kol arasında bulunan
diz iki sıra küçük kemikten oluşur; bu
kemikler, ön ve arka yüzlerinden geçen
kuvvetli bağ ve kirişlerle birbirine bağlıdır.Diz, düşme sonucu ağır şekilde yaralana-
bilir ve hayvanın değerini düşürür. Eklem
yalvarmak. |{ Dizini dövmek, çok pişman sıvısı keselerinde genişlemeler, diz kemıkle-
olmak: Söz dinlemedi, şimdi dizini dövü- rinde anormal çıkıntılar da yer alabilir.
yor. || Dizinin (dizlerinin) bağı çözütmek, Diz enlemesine geniş, önden arkaya doğru
ayakta duramayacak duruma gelmek: Hâlâ kalın olmalıdır. Diz dışarıya (eğri diz), içe-
karşımda duruyor da dizlerinin bağı çözül- riye (öküz dizi), öne fırlak (kısa diz) ve
müyor (Namık Kemal). || (Birinin) Dizinin düz olmamalıdır. Bu kusurlar hayvan m ye-
dibinden ayrılmamak (veya dizinin dibinde re sağlam basmasına ve hızlı yürümesine
oturmak), birinin yanından hiç ayrılmamak: ket vurur.
sıkıştırma
patlama
egzos
Besime teyzenin dizi dibinden ayrılmayan
sessiz ve biraz da hastalıklı bir çocuktu
(R. N. Güntekin). || Dizleri kesilmek, diz-
lerinde büyük bir dermansızlık hissetmek:
Dizleri kesildi, bir yere düşer gibi oldu,
silkindi, yine düşer gibi oldu (S.F. Abasıya-
nık). || Dizlerine (dizine) kapanmak, yalvar-
mak: Kapanmak istiyorum bu hızla dizle-
rine (F.N. Çamlıbel). || Diz üstü, dizler yere
gelerek: Bacakları kırılmış gibi diz üstü
düştü (S.F. Abasıyanık).
— Atçılık. Atlarda diz çok kocaman o-
lursa öküz dizi; ince, yuvarlak ve küçük
olursa dana dizi, çukur olursa koyun dizi,
dışarıya doğru açık olursa çok açık diz
adını alır.
— Kıyf. Diz çakşırı, yeniçerilerin giydiği,
belden dize kadar ve baldırları çıplak bıra-
kan çuhadan yapılmış bir çeşit dar şalvar.
(Dizlik de denir.)
— Koreografi. Diz bükme, dizlerin, beş ha-
reketle hafifçe aşağıya doğru bükülmesiyle
yapılan temrin. Bk. ANSİKL.
— Spor. Diz donu, yağlı güreşlerde güreşçi-
lerin giydiği deri pantolon. Bk. KİSPET.
— Vet.
sssssliT* sü âğac,
bacaklarında, uyluk ve incik kemiklerinin w diz kapağıyle eklemlendiği bölge. (İnsan di- DİZANTERİ i. (fr. dy sen ter ie’den). Ağrılı zine tekabül eder. Üzerindeki deri kıvrı- ve kanlı ishalle beliren, bağırsakta yaralara mına iç diz kıvrımı denir.) Bk. ANSİKL. yol açan bulaşıcı, salgın hastalık. Hastalı¬- ANSİKL. Anat. Diz, anatomi bakımından Î>” başlıca belirtisi ishaldir, üç bölgeye ayrılır: 1. ön kısım veya diz — ANSİKL. Patol. Dizanteri belirtisi göste- kapağı bölgesi; 2. arka kısım veya diz ren benzer görünüşlü çeşitli hastalıklara di- ardı bölgesi (bacak, uyluk damar ve si- zanteri denir. Dizanterinin belirtileri şunlar- nirleri buradan geçer); 3. diz eklemi. dır: sık sık gelen kanlı ve buruntulu is- Diz eklemi makara şeklinde bir eklemdir; hal, ateş, önemli derecede su kaybı ve za- uyluk kemiği, kaval kemiği (tibia) ile diz yıflama, bağırsak yaraları. Dizanteri belir- kapağı kemiğine birleştirilir. Uyluk kemi- tisi, amipli dizanteriyle basilli dizanteride ve ğinden yana eklem yüzeyi makars şeklinde- kanamalı gödenbağırsağı iltihabında, bazı
tç diz, tekme yiyerek, yaralanabilir ve diz
kapağı yerinden çıkabilir; bu takdirde ba-
cağa karakteristik bir gerginlik verir. İç
diz çıkıkları çok tehlikelidir; çıkığı yerine
koymak kolaysa da sürekli olarak yerinde
tutmak çok güçtür.
+ Dizsi sıf. Dizle ilgili olan. Dize benze-
yen.
— Anat. Dizsi cisim, Talamus’un arka u-
cundaki iki çıkıntı. (Dış dizsi cisim görme
yollarının, iç dizsi cisim ise işitme yolları-
nın ara durağıdır.) || Dizsi sinir düğümü,
yüz sinirinin duyu kökünün başlangıcında
bulunan şişkinlik, (ML)
DİZ i. (fars. diz). Esk. Kale, sur. || Diz-i
herec, Beytülmukaddes. (M)

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*