wiki

DOĞAL GAZ;

DOĞAL GAZ; yeraltında eski oluşumlar sonucu
meydana gelmiş olan gaz. Yaygın olarak kullanılır
ve mâliyeti düşüktür. Yeraltında ve denizaltında
yalnız veya petrolle ilgili olarak yaygın
olarak rastlanır. Yeni gaz alanlarının keşfedilmesi,
boru hatlarmdaki gelişmeler ve sıvılaştırılmış
doğal gazın kullanılması, doğal gaz sanâyiinin
gelişmesini sağlamıştır. Doğal gaz dünyâ enerji ihtiyâcının
% 20’sini sağlamakta ve sürekli olarak gelişmektedir.
Meselâ ABD’de toplam enerji ihtiyâcının
üçte biri doğal gazdan elde edilmektedir.
Kullanımı: Doğal gaz ısı, ışık elde etmek için
ve kimyâsal maddelerin üretiminde ham madde
olarak kullanılır. Yakıt olarak; soba ve ocaklarda,
sıcak su elde edilmesinde, havalandırmada, elbise
temizleme işinde, buzdolaplarında ve çöplerin
yok edilmesinde ve diğer çeşitli ev âletlerinde
kullanılır. Doğal gazdan, antifriz, deterjanlar, sun’î
gübreler, haşerat ilâçları, plastikler, çözücüler ve
sun’î elyaflar ve benzeri kimyâsal maddeler elde
edilir. Karbon siyahı asetilen ve etilen de doğal
gazdan yapılır. Amonyak, üre, nitrik asit ve metanol
da hava ve doğal gazdan îmâl edilir.Meydana gelişi: Doğal gaz muhtemelen organik
maddelerin bozulması sonucu meydana gelmiştir.
Çok büyük bitki ve hayvan kalıntıları eski
okyanus diplerinde tortu tabakaları altında gömülü
kalmışlardır. Çok uzun zaman sonra, üstte bulunan
tabakaların basıncı ve dünyânın merkezinden
gelen ısı, bu organik maddelerin kömür, petrol
ve doğal gaza dönüşmesini sağlamıştır.
Rastlanması: Doğal gaza yeryüzünde binlerce
metrelik tortul tabakaların altında rastlanır. Gazın
yoğunluğu çevredeki kayaya göre düşük olduğu
için gaz kayada bulunan boşluklardan ve çatlaklardan
yukarı çıkmaya çalışır. Bu arada bir geçirgen
olmayan örtü kayası altında toplanır. Doğal gazın
toplandığı değişik jeolojik oluşumlar mevcuttur.
Bunlardan en basiti, aşağı doğru konkav olan
kapak kayasıdır. Böyle durumda gaz, alttaki kumtaşı,
kiltaşı veya dolomit gibi geçirgen olmayan kapak
kayası altında toplanır. Geçirgen olmayan kapak
kayası, kabuk veya susuz tabakalarından meydana
gelebilir.
Bileşimi: Havzadan havzaya değişmek üzere,
doğal gazda değişik oranlarda çeşitli gazlar bulunur.
Doğal gazda bir doymuş hidrokarbon olan
metan CH4 çoğunluğu teşkil eder. Diğer bileşimleri
daha ağır doymuş hidrokarbonlar meydana
getirir. Ayrıca halkalı hekzan ve metil halkalı hekzan
gibi halkalı parafinler, benzen ve toluen gibi
halkalı hidrokarbonlar, karbon dioksit, hidrojen
sülfür, su ve helyum, argon ve azot gibi gaz elementler
de vardır. Bu gaz elementlerden hiçbiri doğal
gazı destekleyici değildir. Mevcudiyetleri ile
doğal gazın ısıtma gücü azalır. Helyum çok az
bulunmasına karşılık, doğal gazda ticârî kıymete
sâhip tek elementtir.
Karbondioksit (C02) de arasıra rastlanan bir bileşiktir.
Miktarı az olmasına rağmen, yanıcı olmadığı
için kuyu çıkışında kimyâsal işlemle doğal
gazdan alınır. Pekçok havzadaki doğal gazda hidrojen
sülfüre (H2S) rastlanır. Kokusunun keskinliğinden
dolayı böyle gaz “ekşi gaz” olarak isimlendirilir.
Hidrojen sülfür mevcut değilse böyle
gaza “tatlı gaz” denir. Zehirli ve konrosif özelliği
olan hidrojen sülfür kimyâsal muâmele ile doğal
gazdan uzaklaştırılır. Doğal gazdaki hidrojen sülfürden
yan ürün olarak önemli miktarda element
sülfürleri elde edilir.
Su, bütün gaz havzalarında sıvı veya gaz olarak
mevcuttur. Sıvı su mevcutsa, doğal gazda buza
benzeyen hidrat denilen katı parçacıklar meydana
gelebilir. Meselâ, metan ve su 15,6°C’de 140
kg/cm2 basınç altında bir hidrat meydana getirirler.
Yaklaşık olarak, dört su molekülü bir metan
molekülü ile birleşerek metan hidrat meydana getirir.
Hidratlar, boru hatlarını tıkadığı için arzu
edilmezler.Normal bir tatlı gazda % 82 metan, % 4 etan,
% 3 propan, % 3 bütan, % 2 hekzan ve yaklaşık %
5 heptan ile ağır hidrokarbonlar mevcuttur. Tipik
bir ekşi gazda ise, % 52 metan, % 8 etan, % 11 propan,
% 10 bütan, % 5 pentan, % 3 hekzan, % 2 heptan
ile ağır hidrokarbonlar ve % 9 hidrojen sülfür
vardır.
Doğal gaz boru hattına eriştiğinde, karbon dioksit
ve hidrojen sülfürden kimyâsal olarak arıtılmıştır.
Ağır hidrokarbonlar, doğal benzin yapmak
amacıyla alınır, propan ve bütanın büyük bir kısmı
da alınarak sıvılaştırılmış, petrol gazı (LPG)
olarak satılır. Böyle bir gazda % 93 metan, % 5
etan ve % 2 propan vardır.
Özellikleri: Saflaştırılmış doğal gaz, renksiz
ve kokusuzdur. Sülfür ihtivâ eden bileşenler ilâve
edilerek, doğal gaza koku verilir. Böylece gazın
havada patlama yapacak şekilde kaçağı önlenmiş
olur. Gazın yoğunluğunun aynı sıcaklıktaki hava
yoğunluğuna oranı olarak bilinen özgül yoğunluk
yaklaşık olarak 0,6 civârmdadır.
Herhangi bir muâmeleden geçmemiş kuyudaki
gazın ısı değeri 31.800 – 45.900 Btu/m3 civârmdadır
(1 BTU=252 kaloridir). Boru hattındaki
gaz esas olarak metandan ibâret olup az miktarda
etan ve propan da ihtivâ eder, ısı değeri ise
36.400-38.800 Btu/m3 civârmdadır. Metanın ısı
değeri 35.738 Btu/m3, etanın 62.966 Btu/m3 ve
propanın 90.300 Btu/m3tür.
Üretimi: Üretim; havzaların araştırılması, kuyuların
açılması, gazın muâmeleden geçirilmesi,
iletim, dağıtım ve gazın depolanmasından ibârettir.
Buradaki değişik bölümler, farklı şirketler tarfından
yapılır. Bir kısım şirketler araştırmada ihtisas
kazanırken diğerleri kuyu açmada ihtisas sâhibi
olurlar. Üretim şirketleri havzadaki techizâtla
çalışırken, boru hattı veya iletim şirketleri, üretim
şirketlerinden büyük miktarda gazı satın alarak
belirli merkezlere iletirler. Dağıtım şirketleri
de boru hattından gazı alarak tüketiciye dağıtırlar.
Arama: Doğal gazın araştırılması, yüzey jeolojisinin
incelenmesiyle başlar. Kaya tabakalarının
yüzeydeki ve yakın çevredeki durumu incelenerek
yüzey altındaki kaya tabakalarının muhtemel
düzeni tahmin edilmeye çalışılır. Muhtemel gaz
havzaları jeofizik ölçmelerle bulunur. Bu aşamada
esas olarak sismik dalga yansımaları, magnetik
alan ölçümleri ve yerçekim alanı ölçümleri olmak
üzere üç metot kullanılır.
Sismik dalga yansımaları en iyi araştırma yoludur.
Yüzeye yakın olarak yapılan patlamadan
doğan ses dalgaları derindeki kayadan yansıyarak
yüzeye geri döner. Bunlar uygun âletlerde kayıt
edilerek bilgisayarlarda incelenir. Gaz ve petrol
bulunabilecek kayalar tesbit edilmeğe çalışılır.
Sismik yansıma, özellikle kıyı ötesi havzalarınincelenmesinde uygundur. Bu yolla ses dalgalarında
yapılan kayıtlardan okyanus tabanı altındaki
kaya tabakaları belirlenmeye çalışılır.
Havza rezervlerinin ölçümü: Bir doğal gaz
havzasının kuyu açma ve ihtiyâç olunan yerlere boru
döşenmesini ekonomik kılacak gaza sâhib olması
gereklidir. Tahminî olarak elde edilebilecek
gaz miktarı o havzanın rezervi olarak isimlendirilir.
Rezervler, genellikle trilyon metre küplerle ölçülür.
Ekonomik açıdan, bir kuyu rezervinin boru hattına
en az 20 sene gaz verebilmesi beklenir.
Bir havzadaki rezerv miktarını belirlemek
için, havzanın hacmini ve havzadaki gazın basıncını
bilmek gerekir. Basınç, oldukça hassas bir
şekilde ölçü âletleri ile belirlenebildiği hâlde, hacmin
dolaylı metotlarla belirlenmesi gerekir.
Boşluk hacmi metodunda gazın hacmi, bir kaya
tabakasındaki gaz dolu boşluklar, kayanın boşluk
durumu, kalınlığı ve kapladığı yer hakkmdaki
jeolojik bilgiler kullanılarak tahmin edilmeye çalışılır.
Basınç, azalma metodunda ise, havzadan alınan
gaz hacmine bağlı olarak basınçta meydana gelen
değişim ölçülür ve gaz hacmi bulunmaya çalışılır.
İki ölçüm arasındaki basınçta büyük düşüş,
hacmin küçük olduğuna; küçük düşüş ise hacmin
büyük olduğuna işâret eder.
Sondaj ve kuyunun idâresi: Doğal gaz kuyularının
çoğu dönme metoduyla açılır. Bu yöntemde
sondaj ağzı aşağı yukarı hareket ederken döner.
Alt tarafta dönüşle, kaya parçalana parçalana
kuyu açılarak ilerleme yapılır. Bu sırada yukarıdan
pompalanan çamur borunun içinden geçer ve kaya
parçalarını borunun dışından yukarı getirir.
Gaz keşfedildiği zaman, çıkış debisi ölçülerek,
kullanılma imkânı kontrol edilir. Daha sonra
kuyuya boru yerleştirilir. Yüzeye çıkan kısma
vanalar konularak çıkış kontrol edilir. Vanaların
çokluğundan bu kısma “Noel Ağacı” ismi de verilir.
Bâzı havzalarda gazı bulunduran kaya tabakasının
geçirimliliği o kadar azdır ki gaz buradan
geçemez. Gaz akışı havzalarda hidrolik çatlatmayla,
asitleme ile veya patlayıcı maddelerin kullanılmasıyla
sağlanabilir. Hidrolik çatlatma, su
veya petrolle kum karıştırılarak uygun basınçla
kayaya çatlak meydana getirecek ve mevcut çatlağı
büyütecek şekilde kum pompalanmasıdır. Bu işlemde
kum çatlaklara girer ve onları açarak gazın
çıkmasını sağlar. Asidasyon işleminde, kullanılan
asitle kayanın çözülmesi ve akım için boşluk
bırakması amaçlanır. Çatlaklar, kuyunun dibinde
nitrogliserin ile veya nükleer patlama yapılarak
meydana getirilir. İlk barışçı nükleer patlama 10
Aralık 1967’de New Mexico (ABD)da bir gaz havzasında
gerçekleştirilmiştir.Gaza yapılan işlemler: Boru hattına verilmeden
pekçok doğal gazların bâzı işlemlerden geçirilmesi
gereklidir. Bu tür işlemlerde, gazdan su,
hidrokarbon, karbon dioksit ve hidrojen sülfür
alınarak uzaklaştırılır. Doğal gazdan sıvı su ve sıvı
hidrokarbonun alınması için ayrılma hazneleri
kullanılır. Alınan sıvı hidrokarbon benzin îmâlâtmda
kullanılır. Doğal gazdan absorbsiyon yoluyla
ilâve hidrokarbonlar da alınabilir. Bu tür işlemde
gaz, hidrokarbonların çözülmesi amacıyla
petrolden geçirilir. Bu çözülen hidrokarbonlar da
kalorifer yakıtı tarafından alınır. Hidrokarbonlar
ayrıca gazdan katı, tânecikler üzerine yapılacak adsorpsiyon
yoluyla da ayrılabilir.
Karbondioksit ve hidrojen sülfür asidik gazlar
olup, monoetandamin gibi bazik çözeltilerde absorbsiyon
yoluyla alınabilir.
Boru hattında meydana gelebilecek yoğunlaşmayı
ve korozyonu önlemek amacıyla su buharının
da gazdan alınması gerekir. Bu amaçla,
etil glikol da absorbsiyon ve katı kalsiyum klorür
yataklarında adsorbsiyon işlemi kullanılır. Doğal
gazın pek çoğu daha sonra çok düşük sıcaklıkta
distile edilerek, helyum, etan ve propan gibi kıymetli
bileşenlere ayrılır.
Boru hatları: Boru hatları, gaz kullanımında
vazgeçilmez bir öneme sâhiptirler. İlk gaz boruları
içi boşaltılmış, ziftlenmiş ve kuvvetlendirilmiş
ağaç kütükleriydi. Bunlar 75 yıla kadar dayanabiliyorlardı.
İlk önemli demir boru hattı 1872’de Titusville
(ABD) şehrine gaz vermek için kurulmuştur.
Çelik borular ise ilk defâ 1887’de kullanılmıştır.
1931’de de çelik boruların elektrik ile
kaynaklanması başlamıştır.
Karada sıvı ve gaz naklinde boru hatları en
ekonomik vâsıtalardır. Yaklaşık olarak tüketiciye
iletilen doğal gazın dörtte bir mâliyetini boru
hattına sarf edilen para meydana getirir. Bu mâliyete,
önerilen boru hattı çizgisinin topografik incelenmesinin
yapılması, haritaya işlenmesi ve geçiş
hakkının elde edilmesi dâhildir. Ayrıca, bir
haberleşme ağının kurulması, bakım merkezlerinin
teşkili, ölçüm istasyonları ve pompalama istasyonlarının
kurulması, korozyonun önlenmesi için
tedbirler, vanalar ve emniyet âlet ve techizâtmm
yerleştirilmesi boru hattı için gereklidir.
Tüketiciye dağıtım: Çeşitli Avrupa ülkelerinde
ve Amerika’da mahallî şirketler, nakliyât şirketlerinden
gazı satın alarak tüketiciye dağıtırlar. Doğal
gaz büyük caddelere çapı 7,5-90 cm arasında değişen
borularla iletilirken, evlere çapı 1,8 cm olan küçük
borularla dağıtılır. Caddelerde gaz basıncı 1,75-
2,5 kg/cm2 civânnda bulunur. Tüketiciye ise gaz atmosfer
basmcmın biraz üzerinde iletilir. Mevcut gaz
dağıtım borularının çoğu çelik olmasına karşılık,
plastik boruların kullanılması yaygınlaşmaktadırTürkiye, 1984 yılındaki çalışmalarla Sovyetler
Birliğinden 25 yıl süreyle yıllık 5-6 milyar
metreküp olmak kaydıyla doğal gaz alım anlaşması
imzâladı. Sovyetler Birliği doğal gaz yataklarından
Türkiye’ye boru hattı döşendi. 1988’de Ankara’ya
getirilen doğal gaz şehir şebekesine bağlı havagazının
yerine geçti. İstanbul’da da doğal gazın kullanımına
başlanmış olup, hızla yayılmaktadır. Diğer
büyük şehirlerde ise tesislerin yapımı sürdürülüyor
(1993).
Depolama: Gaza ihtiyaç, mevsimlere bağlı
olarak değişir. Yaz aylarında kullanılma sahalarına
yakın yerlere taşınıp yeraltı depolarında
bekletilen gaz, ihtiyacın fazla olduğu kış aylarında
kullanılır. Depolarda gaz basıncı, sonbaharda
en yüksek ve ilkbaharda en düşük olmak
üzere değişir. Boru hatlarında basınç arttırilarak
bir ölçüde depolama işlemi yapılır. Jeolojik
yapının müsâade ettiği bâzı yerâltı bölgelerinde
de gaz depo edilebilir. Bu tür bölgeler gaz havzalarının
bütün özelliklerine sâhiptir, sâdece gaz
yerine su ihtivâ ederler. Su uzaklaştırılarak gaz
depolanır. Bu tür yerler büyük hacimdeki gazın
ekonomik ve kolay depolanması için uygundur.
Ancak, çoğu zaman yeryüzüne gaz kaçağı ortaya
çıkar.
Dünyâ üretimi: ABD, Eski Sovyet Cumhûriyetleri,
Kanada, Romanya, Meksika, İtalya, Venezüella,
Hollanda, Fransa, Almanya, Arjantin ve
Macaristan önemli rezervlere sahip ülkelerdir.
Önemli doğal gaz havzaları: Bâzı havzalar
çok verimlidir. Bunlardan bâzıları tek bir büyük
havzadan meydana gelirken, bâzıları da benzer
jeolojik karakteristiklere sâhip birleştirilmiş tekil
küçük havzalardan ibârettir. Doğal gazın önemli
bir kısmı, petrol havzalarından elde edilir.1956’da keşfedilen Hassi R’mel Cezayir havzası
en büyük havzalardandır. Burada ayrıca büyük
Rhourde-Nouss havzası da mevcuttur. Batı Avrupa’da
en büyük havza 1965’te keşfedilen Groningen
(Hollanda) havzasıdır. Özbekistan, Türkmenistan,
Ukrayna ve Rus Cumhuriyetinde büyük doğal
gaz havzaları mevcuttur. ABD’de Teksas, Louisiana,
Oklahoma, New Mexico* Kansas ve California
önemli havzaların bulunduğu eyâletlerdir.
En büyük havza 1922’de keşfedilen Hugoton
havzası olup, Teksas, Oklahoma ve Kansas eyâletlerine
uzanmaktadır.
Dünyâ rezervi: 1950’lerden sonra Sovyetlerde
yapılan keşifler bu ülkeyi en önemli doğal gaz
rezervleri olan ülke durumuna getirmiştir. Bu arada
önemli havzalar da dâhil olmak üzere yaklaşık
olarak 400 havza keşfedilmiştir.
1990 Yılma Göre Dünyâ Doğal Gaz Rezervleri
*
Ülke………………………………..Rezerv (milyar m3)
Rusya+Türk Cumhûriyetleri….. ………….. 45.280
İran………………….. ………………………………. 16.990
Birleşik Arap Emirlikleri…… ………………5671
Suudi Arabistan……….. ……………… …. …….. 5104
ABD…………….. ……………….. …………………. 4704
Katar…… …………. …………………. …………. …….4619
Cezayir….. …..,…,…………… ……………………. ….3246
Venezüella……………… ……….. …………………..2991
Kanada……. ………………………………. …………. 2762
Irak………………………………….. …………………….. 2689
Endonezya…………………………………………….. 2588
Nij ery a …………:…………….. ………. ……………. …..2473
Meksika…………………………………………….. ….2059
Hollanda…. ……… ………………. …….. …………. 1723
Norveç…………….. …. …. …………………………… 1717
Malezya……………. …………….■<…. …. ………. 1610
Kuveyt…………. ……………… ……………… …….. 1375
Libya….. …………………………….. ……………….. 1217
Türkiye….™………………… ……….1…. …………… ….. 14
Evlerde doğal gaz kullanımı:
Doğal gazın insanlar üzerindeki tehlikeleri
şunlardır:
1. Kapalı bir hacimde oksijenin doğal gaz ile
yer değiştirmesi sonucu oksijen eksikliği.
2. Eksik veya hatalı yanmaya sebep olan veya
hatalı baca tertibatından kaynaklanan zehirli yanma
ürünleri.
3. Kapalı alanların içine giren doğal gazın
tesbit ve kumanda edilemeyen sızıntılarının sebeb
olduğu patlamalar.
Ferdî ısınmada kullanılan doğal gazlı cihazlar
genel olarak bacalı ve bacasız olmak üzere ikiye
ayrılırlar. Yaşanan ortamın içinde bulunan bu cihazlar,
sobalar ve kat kaloriferleridir.
Cihaz seçimi ve montaj aşamalarında öncelikle
şu hususlara dikkat edilmelidir.-Cihaz kullanılacağı mahalle ve ihtiyaca uygun
seçilmeli;
-Cihaz, boyutları, yapısı ve durumu ile kullanma
şekli bakımından bir tehlike oluşturmayacak
yerlere yerleştirilmeli;
-Kullanma klavuzuna uygun kullanılmalı,
amaç dışı kullanılmamalı;
-Her türlü hâricî, fizikî (çarpma, çizme, kırma)
ve kimyevî etkenlerden korunmalı;
-Cihazlar, doğal gaz projesi hazırlatıldıktan
sonra monte edilmeli ve işletmeye alınmalı;
-Duvar tipi cihazlar, fırın, ocak ve benzeri cihazların
üzerine yerleştirilmemeli;
-Cihazın monte edileceği duvarın mukâvemeti,
cihazın ağırlığını kaldırabilecek kapasitede olmalı;
-Cihaz, ateşe dayanıklı bir duvara monte edilmeli,
gerekirse yanmaz malzeme ile korunmalı;
-Cihazın ısınan dış yüzeyleri ile yanabilen veya
kolay tutuşabilen yapı elemanları ile kullanılan
eşyalar arasında açıklık bırakılmalı;
-Cihazın hiçbir tarafı perde, havlu, elbise, örtü
ve benzeri malzemelerle örtülmemeli;
-Cihaz ile tesisâtın birleştiği yerde mutlaka
bir gaz vanası konulmalı ve bağlantı elle sökülmeyecek
rekor bağlantı şekilinde yapılmalı;
-Her türlü temizlik ve bakım, cihaz sönük ve
soğukken yapılmalı, cihaz yüzeylerine kimyasal temizleyiciler
tatbik edilmemelidir.
Açık yanma hücreli bacaya bağlı cihazlar:
Bu cihazlar yanma havasını ortamdan alırlar ve
yanmış gazları mevcut bir baca vâsıtasıyla dışarı
atarlar.
Açık yanma hücreli sobaların bulunduğu bölümde
iyi çekiş yapan bir baca bulunmalı ve cihaz
mutlaka bacaya bağlanmalıdır. Soba mümkünse
tam bu bacanın altına, bu mümkün değilse hizasından
en çok 1 m açıklıkta bulunacak şekilde monte
edilmelidir. Baca bağlantılarındaki borularda 90
derecelik dirsekler tercih edilmelidir. Baca çıkışlarında
yönlendiricilerin olması gerekmektedir.
Açık yanma hücreli duvar tipi kat kaloriferleri
ise, banyo, yatak odaları, gerektiğinde yatılabilen
odalar, oturma odaları, açık balkonlar ve havalandırılmayan
bölümlere monte edilmemelidir.
Yanma havasını aydınlıktan almayan, iyi çekişli bir
bacaya sâhip ve havalandırma şartlarına uyan mutfak
bölümleri tercih edilmelidir.
Ayrıca pencereye vantilasyon menfezit takılmalıdır.
Kapalı yanma hücreli “hermetik” tip cihazlar:
Hermetik cihazlar yanma havasını dış atmosferden
alırlar ve yanma ürünlerini de yine özel
bir baca borusuyla dışarı atarlar. Bu sebeple ortamla
temasları yoktur. Hermetik sobalar ve kat kaloriferli,
dış atmosfere açık, sâbit duvar üzerine veüretici firmanın montaj talimatlarına uygun olarak
monte edilmelidir. Montajda, sobaların soğuk hava
akımının olduğu yerlere, özellikle pencere altlarına,
bölüm içindeki hava sirkülasyonunun düzgün
olması için yere yakın olarak monte edilmesi
kullanım açısından faydalıdır. Bu tip sobaların
baca borusu bina aydınlığına bağlanmaz.
Eğer cihaz bir dolap veya kabin içine yerleştirilecekse,
bu yer bu amaca uygun hale getirilmeli,
cihazın soğuyabilmesi için altta ve üstte birer adet
havalandırma penceresi açılmalıdır.Cihaz yanabilir
bir duvara monte edilecekse, duvara atık gazhava
boruları çapından daha büyük delik delinerek
boru etrafları izole edilmeli. Zemin katlarda veya
balkondan insan elinin değebileceği durumlarda,
hermetik cihazların baca çıkışları, koruyucu kafes
içine alınmalıdır.
Kombi cihazlarda 4 değişik emniyet düzeni
mevcuttur:
1. Su sıcaklığının belli bir değeri aşması hâlinde
gaz valfini kapatarak cihazın çalışmasını
durduran emniyet termostatı;
2. Kapalı devredeki basıncın belli bir değeri aşması
halinde, basıncı düşürmek üzere bir tahliye
ventili;
3. Gaz kesilmesi hâlinde veya herhangi bir dış
etkenden ötürü alev sönmesi hâlinde gaz valfinin kapanmasını
sağlayacak ionizasyon elektrodu;
4. Sistemde su eksilmesi veya yeterli basıncın
olmaması hâlinde sistemin durmasını sağlayan diyaframlı
valf.
Doğal gazın evlerde kullanılmasında mümkün
olduğu kadar bütün tüketim cihazlarının a y n ı^
mahalde olmasına dikkat edilmelidir. Bunun için
en uygun yer mutfaktır.
Cihazların montajı ve işletmesi konusunda
kurallara ve standartlara uyulduğu taktirde doğal
gazın kullanımındaki diğer gaz yakıtlarla karşılaştırılınca
tehlike yok denecek kadar azdır. Ayrıca
ocaklarda pişirme amacıyla kullanılan doğal
gazı herhangi bir kaçak hâlinde algılamak üzere piyasada
mevcut gaz alarm cihazları ise gaz hattına
konmuş bir solenoit valfin gaz girişini kapatmasını
sağlamakla mümkündür.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir