Doktor İle Hasta Birleşirse, Hastalık Mağlup Olur

Doktor İle Hasta Birleşirse, Hastalık Mağlup Olur

Bir gün Hipokrat bir hastasını tedavi etmeğe gitti,
ona şöyle dedi: Ben, sen ve hastalık, bir üçlüyüz. Eğer
dediklerimi dinler de benimle olursan ikimiz birleşiriz,
hastalık yalnız kalır, onu yeneriz. İki kişi birleşirse
tek kişiyi yenerler.
Hipokrat’a «ölü neden ağır olur» dediler. Şöyle
cevap verdi: Çünkü insanda bir yukarıya doğru kaldıran,
bir de aşağıya doğru çeken iki kuvvet vardır.
İnsan ölünce yukan kaldıran kuvvet gider, yere doğru
çeken kalır.
Hipokrat, öğrencisine şöyle demiştir: «İnsanlara
karşı elindeki en büyük vesile sevgin olsun. Onları
daima gözet, hallerini sor. Daima onlara iyilik yap.»
Der ki: Çok olan her şey tabiate aykırıdır. Yeme de,
içme de, cima da normal olmalıdır. Ve derdi ki: Başkalarını
zehirleyen, çocuk düşürten, gebeliği önleyen
ve hastaları azarlayan doktorlar benden değildir.
Hipokrat’m bu şartları içeren meşhur bir yemini
vardır. İleride bundan bahsedeceğiz înşaallah.
Hipokratm tıbba ait bir çok kitapları da vardır.
İşte bir kaçı: Mevsimler kitabı, temel bilgiler kitabı,
Hipokratm kabri kitabı, bu son kitap onun harika taraflarından
bahseder. Zira Yunan krallarından biri,
Hipokrat’m mezarını açmış ve bu kitabı yanında bulmuştur.
Meşhur Arap tabibi Hâris b. Kelede’ye: «İlaç nedir?»
dediler; açlıktır, dedi. «Hastalık nedir?» dediler;
Üstüste yemektir, cevabını verdi. Filozof İbn-i Sina,
diyor ki: «Midendeki hazmolmadan, yemek yemekten
sakın.»

DOLU MİDEYE HİKMET GİRMEZ

Şunu bilesin ki, kamını tıka basa doldurmak hicri
birinci asırdan sonra meydana çıkmış bir bid’attır.
Peygamberimiz S.A.V. şöyle buyurmuşlardır:
«Mü’minin bir kamı, kâfirin yedi kamı vardır.»
Yemekle dolu mideye hikmet girmez. Az yiyen az
içer, az içen az uyur. Az uyuyanın ömrü bereketli olur.
Kamını tıka basa dolduran, çok içer, çok içen çok
uyur, çok uyuyan ömrünün hayrını görmez. Sofradan
doymadan kalkanların vücutları endamlı olur, ruhları
ve kalbleri düzelir. Hep yemek isteyenlerin vücutları
şişer, nefisleri pisleşir ve kalbleri kararır. Çok yemekten
sakının, çünkü o, kalbi katılaştırır, insanı ibadete
karşı tembelleştirir. Vaz-u nasihate karşı kulakları tıkar.
Sıcak yemek iyi değildir. Peygamberimiz S.A.V.
bunu men’etmiştir. Yine Peygamberimiz S.A.V., bir
şeye yaslanarak yemek yemeyi de men’etmiştir. Buharı,
Ubey b. Ka’b, bu hareketin, kibirli insanlara
mahsus olduğunu söylemiştir. Peygamberimiz S.A.V.
yemeği ve suyu üflemezdi. Su kabı ağzmda iken nefes
almazdı.
Akşam yemeğinden sonra biraz yürümek faydalıdır.
Namaz, yürümek yerine geçer. Çünkü bu suretle
yemek mideye iyice yerleşir. Bu da hazmı kolaylaştırır.
Peygamberimiz S.A.V.’in şöyle dediği rivayet
edilmiştir: «Allah’ı C.C. zikrederek ve namaz kılarak
yemeklerinizi eritiniz. Yemeğin üzerine uyumayınız,
sonra kalbiniz kararır. Yemekten sonra çok hareket

24 TEMİZLİK, SAĞLIĞIN ÖNEMLİ KAİDESİDİR

de etmeyiniz, bunun zararını çekersiniz. Akşam yemeğini
bırakmayınız, yoksa ihtiyarlarsınız.» Ebu
Nuaym, Enes’den rivayetle şöyle demiştir:
«Bir avuç âdi hurma ile de olsa akşam yemeğini
terk etmeyin. Çünkü bu, insanı ihtiyarlatır.» Tirmizi.
Ibn Mâce de Câbir RA.’den ayni mealde bir hadis
rivayet etmiştir. Eldeki et ve yağ bulaşığı yıkanmalıdır.
Bu konuda Peygamberimiz S.A.V. şöyle buyuruyorlar.-
«Biriniz elinde et ve yağ bulaşığı olduğu halde
yatar da, başına bir şey gelirse, kimseyi suçlamasın.»
«Yemekten önce elleri yıkamak rızkı arttırır. Sonra
yıkamak ise, günahları affettirir.»
Eflatun diyor ki: «Yatağa girmeden önce helaya
çıkanın vücudu endamlı olur.» Berâ b. Azib’in rivayet
ettiği hadiste, Peygamberimiz S.A.V. de aynı şeyi buyurmuştur.
«Yatağına girdiğin zaman namaz abdesti gibi abdest
al, öyle gir.» Hadis sâhihdir.
Yemekten hemen sonra ve yemek esnasında, su
içmemelidir. Kanacağı miktarın yarısını içmelidir. Bu,
hazm için daha iyidir. Aşırı soğuk yiyecek ve içeceklerden
sakınmalıdır. Çünkü, teneffüs yolu için zararlıdır.
özellikle sıcak yemekten sonra ve aç kamına,
meyve; tatlı yedikten sonra ve hamamda ve cimadan
SU İÇERKEN KABIN İÇİNİ KONTROL EDİNİZ 25
V-VVVVVVVVVVVWWVWWVW’VWVWWWVWWW%’VWWWVWWWW^ 1
sonra su içmemelidir. Kuyu suyu ile ırmak suyunu
karıştırıp içmemelidir.
«Suyu bir nefeste içmeyin; çünkü, ciğer ağrısı
bundan gelir.»
Hz. Enes’in rivayet ettiği bir hadiste:
«Peygamberimizin suyu üç nefeste içtiği» rivayet
edilmiştir. (Müslim.)
«Peygamberimiz S.A.V. şu içerken durur, üç nefes
alırdı. Başta «Bismillah» sonunda «Elhamdülillah»
derdi.
Tirmizin rivayetinde de:
«Peygamberimiz S.A.V.’in, dişlerini enine misvaklediği
ve suyu emerek içtiği.» belirtilmiştir.
Su içerken kabı ağızdan çekip üç nefeste içmenin
hikmeti şudur: Eğer böyle yapılmaz da kab ağızda
iken nefes alınacak olursa, ağızdan tükrük çıkıp
içecek şeye karışabilir. Bu tekerrür ederse, kap kokabilir.
Böylece yukarıda geçen hadisin mânâsı daha
iyi anlaşılmış oluyor.
Suyu üç nefeste içmenin hikmetine gelince bunda
da büyük yararlar vardır. Şöyle ki: Bazan insan çok
susuz olduğu için daha çok su içmek ister. Eğer bu
kadar su bir defada içilirse harareti dindirmeyebilir.
Üç nefeste içilirse bu te’min edilmiş olur.
Su içerken nefes almanın faydasına gelince: Su

SU RENKSİZ, TATSIZ VE KOKUSUZDUR

yutulurken nefes kesilir. Halbuki suya olduğu kadar
nefese de ihtiyaç vardır. Su içerken nefes alınacak
olursa, nefes borusuna su kaçabilir ve insanı boğabilir.
Eğer kap ağızdan çekilir de nefes alınırsa böyle
bir tehlike kalmaz.
Üç nefes alma ise, daha çoğuna lüzum olmadığı
içindir. Her su içen, Peygamber S.A.V.’in sünnetine
tâbi olarak üç nefeste içmelidir.
Üç nefeste su içmenin, susuzluğu daha iyi giderdiği
muhakkaktır.
Suyu bu şekilde içmek daha sağlıklıdır. Bu ince
hikmetleri, bu nazari gerçekleri, ancak basiret sahibi
olanlar anlıyabilir. Eski ve yeni tıp uzmanları bunları
tamamiyle kabul etmişlerdir. Böylesi, arı ve duru Peygambere
sonsuza dek salat ve selâm olsun.
Enes R.A. şöyle diyor:
«Peygamberimiz S.A.V. ayakta su içmeyi men’etmiştir.»
Hattabî diyor ki: Buradaki yasak tahrimi değil,
tenzihidir, te’dip içindir. Zira, Hz. Ömer, Osman, Ali
ve âlimlerin büyük çoğunluğu, ayakta su içmeyi caiz
görmüşlerdir. Bunun mekruh olduğunu söyleyenler de
vardır. Peygamberimiz S.A.V. bazan ayakta iken su
içmiştir.
«Peygamber S.A.V. su kırbalarının ağzını kıvırarak
su içmeyi menetmiştir.» (Buhari.)
Ibn-i Abbas da:
İÇTİĞİNİZ SUYU MUTLAKA GÖRÜNÜZ

«Peygamber S.A.V.’in, kırbanın ağzmdan su içmeyi
menettiğini» bildirmiştir. (Buhari.)
Bunun sebebi de, insanın ağzma bir şey kaçma
korkusudur. Mesela, sülük vs. gibi. Bazan bu gibi şeyler
duyulmuştur da.
İbn-i Abbas’dan da şöyle bir hadis rivayet edilmiştir:
«Peygamber S.A.V.’in cam bir su bardağı vardı,
ondan içerdi.» (îbn-i mâce.)
Muvaffak Abdüllatif diyor ki: Su için cam daha
iyidir. Hintliler bunu tercih ederler. Kralları altın ve
Yakut bardak yerine, cam kullanırlar. Çünkü cam kir
tutmaz ve yıkanınca yeni gibi olur, içindeki su vs.
görülür. Sakiiler ona zehir atamazlar. İşte Hint krallarını
cam kullanmaya sevk eden sebepler bunlardır.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*