Genel

DOLAP

DOLAP

DOLAP

DOLAP

DOLAP

DOLAP (ar. dülâb’dan). Genellikle tahtadan yapılmış, bir veya birkaç kapılı, içinde bölme veya çekmeler bulunan, içine eşya konulan mobilya: İçinde camlı dolap var ki, raf¬larında ne yok (M. Â. Ersoy). Mutfaktaki dolaptan aşırıp / Tereyağı veririm (O. V. Kanık). || Dönerek iş gören ve özellik¬le su çeken çark ve çıkrık: Benim a¬dım dertli dolap / Suyum akar yalap ya-lap (Yunus Emre). Kahve dolabı. Bos¬tan dolabı. || (İstanbul bedesteninde) Kü¬çük dükkân. (Arka taraflarında eşya koy¬mağa yarayan dolaplar bulunduğu için bu ad verilmiştir.): Bedestende dolabı var.
| Büyük saatlerin ve kollu çalgıların kutusu, mahfaza. || Mec. Düzen, hile: Ha¬kikatte bu evlenme tasavvurunu babamın bir dolabı addediyordu (A. H. Tanpınar). || Aynalı dolap, kapısında ayna bulunan elbise dolabı. || Dönme dolap, eski konak¬larda haremle selâmlık daireleri arasında bulunan ve çevrilerek bir taraftan öbür tarafa yemek v.b. şeyler vermeye yarayan dolap. Eğlenmek amaçıyle içine binilip dö¬nülen meydan oyuncağı: Bayramda dönme dolaba bindik. || Tel dolap, hava alacak, si¬nek ve böcek girmeye engel olacak şekil¬de yanları ve kapak kısmı telden yapılmış yemek dolabı.
— ÇEŞ. DEY. Dolap (bostan) beygiri gibi dö¬nüp durmak, dar bir yerde boşuna dolanıp durmak: Beni küçücük bir daire içinde bir dolap beygiri gibi durmadan dolaşmağa mec¬bur etmeleri yetişmiyor muydu? (A.H. Tanpı- nar). öteki, dolap beygiri gibi orta yerde dolaşmağa başlar (H. R. Gürpınar). || Do¬lap çevirmek, hile yapmak: Fakat şirket öy¬le dolaplar çevirdi ki nihayet odunumuzu satamaz olduk (Sabahattin Ali). || Dolap dönmek, hileli işler çevrilmek: Ne dolaplar dönüyor, beynini sarsar duysan (M. Â. Er¬soy). || Dolap kurmak, entrika çevirmek, birine karşı komplo kurmak: Hilmi Beyle ar-kadaşları odanda toplanıyorlarmış, gece ya-rılarına kadar padişahın aleyhine dolap kuruyorlar (H.E. Adıvar). || Dolaba gir¬mek, aldatılmak. || (Birini) Dolaba sokmak, aldatmak, hile yapmak. || Dolabı bozul¬mak, işi yürümez hale gelmek.
— Bahç. Bostan dolabı, sebze bahçelerinde ve bostanlarda, kuyudan su çekmek için kullanılan ve bir at tarafından döndürülen üzerine kovalar asılmış çark. Bk. ANSİKL.
— Denize. Hava dolabı, tahta veya saçtan (bakır veya galvanizli saç) hava sızdırmaz sandık, cankurtaran sandalının yüzme gü¬cünü arttırır, hattâ sandal su ile tamamen
dolsa bile, batmamasını sağlar. || Kumanya dolabı, içine erzak yerleştirilen dolap. || Çeşitli işlerde kullanılmak üzere tahta ve saçtan yapılan, menteşeli ve kilitli sabit veya yeri değiştirilebilir sandık dolap.
— Deric. Derilerin sepilenmesinde kullanı¬lan, çapı 1-2-3 m olan silindir şeklinde bü¬yük ağaç fıçı. || Güderici dolabı, saplı deri dolabı (tokmak da denir). Mekanik tok¬maklarla deriler ağaç tekne içerisinde dö¬vülür. (Bu araç güdericilikte yağın deri¬lere nüfuz ettirilmesinde, şapçılıkta da is- kefe yapılmadan önce şapla sepilenmiş deri¬lerin yumuşatılmasında kullanılır.) || Kirpi dolap, açkıya verilmeden önce yağlı deri¬lerin yumuşatılmasında kullanılan, yağla¬ma işleri aracı. (Aksi yönde dönen ağaç kazıklı iki silindiri vardır. Bunların arasın¬dan deriler geçer.) || Yağlama dolabı, sepi¬leme dolabına benzeyen büyük ağaç dolap. (Derilerin boyanmasında veya yağlanmasın¬da kullanılır: yağlama dolabının içerisi sı¬cak hava cereyanı ile ısıtılabilir.) || Bir do¬lap mal, aynı zamanda dolapta işlem gören deri miktarı.
— Havc. Hava dolabı, eskiden, bir dön¬dürme kolu yardımıyle uçak modelini dön¬dürerek havanın direncini ölçmekte kulla¬nılan döner tertibat. (Bugün hava dolabı, aerodinamik ile hidrodinamik arasındaki ba¬zı geçiş olaylarını incelemek için yalnız denizcilik alanında kullanılır.)
— Tar. İşkence dolabı, dört ayak üzerinde duran prizma biçiminde tahta dolap. İşken¬ce cezasına çarptırılan kimse vücudu tam hareket edemeyecek şekilde bağlanarak bu¬raya oturtulurdu. Elleri ayakları saran ip¬lerin uçları bir krikoya bağlıydı. Kriko çalıştırılınca ipler yavaş yavaş gerilir, u-zuvlar vücuttan koparak ayrılırdı.
— Teşk. tar. Evkaf Nezaretinin kuruluşun¬dan önce, sarayda darüssaade ağalarının yönetimindeki Haremeyn evkafına ait para¬ların bulunduğu yer. İç hâzinenin parası olmadığı zamanlar buradan borç alınır, ge¬ri alınınca yerine konurdu.
— ANSİKL. Ortaçağda dolap, doğrudan doğ¬ruya duvarlara veya kilise ve manastırların sütunlarına konmuş bir oyuk biçimindeydi, üzeri elyazmaları ve dinî oymalarla kap-lanmıştı. XV. yy. da dolap herkesin kulla-nabileceği bir taşınır araç durumuna sokul¬du. XVI. yy .da iki gözlü, yüklük iken XVII. yy. da büyük, geniş ve çokluk tek gözlü oldu. XVIII. yy. dan sonra bütün ev¬lere girdi. Bunların yapılış bakımından en ilgi çekenleri, Paris dışında yapılıyordu (Normandiya, Provence). XX. yy. ın başın¬da iki veya üç kapılı, bir aynalı, modern olan iç bölmeleri bırakılarak daha küçük, sonraki çağlarda ise daha dar dolaplar ya¬pıldı.
Eski türk evlerinde dolap çeşitli işler için kullanılır ve çeşitli adlar alırdı. Bunları kapılı ve kapısız olmak üzere, önce ikiye ayırmak mümkündür. Odaların ahşap kıs¬mına oyulan ve çeşitli büyüklükte olan kapaksız dolaplara lambalar, kandiller, fağ¬fur kâse v.b. süs eşyası konurdu. Kenarları oymalı, üzerleri bezeme ve nakışlarla süs¬lüydü. Kapılı dolapların, içine yatak yor¬gan konulanlarına yük (veya yüklük) denir¬di. Bunlar bazen odanın bütün bir du¬varını kaplardı. Duvar içine gömülü hücre şeklinde yapılmış dolaplara gömme dolap (veya yerli dolap) adı verilir; içi raflı olan bu dolaplara elbiseler ve çamaşırlar konur¬du. Eski evlerde pırtı dolabı denen ve da-ğınık ev kadınlarının döküntüsünü sakla¬dığı söylenilen küçük dolaplar genellikle kapı ardında olurdu. Dönme dolap’\aı ise evlerin harem ve selâmlığı arasında kuru¬lur, önü açık ve bir tarafın verdiğini öbür taraftan almak için düzenlenmiş, kendine has bir düzenekle inip çıkan dolaplardı.
— Deric. İlk defa İtalyan Durio tarafın¬dan sanayide kullanılan dolap, derilerin se¬ri sepilenmesinde kullanılır.
Dolap, iki sabit ayak üzerine oturtulmuş iki yatakla ikî* mihver üzerine tespit edilmiş büyük dişliyi döndüren küçük dişli ile ha¬reket eder. Şerbet havuzlarından çıkan de¬riler, tanen hulâsalarının eritilmesiyle el¬de edilen kesif tanen mahlulleri ile dolap- lanır.
— Bahç. Kuyulara bağlanan bostan dolap¬ları gibi. Tarla ve bahçe yakınlarındaki bir akarsudan faydalanma amacı ile kullanılan dolaplar da, akıntının etkisiyle dönerek kı-

yıdaki arklara su sağlar. Bu ilkel usul,
elektrikle çalışan motorların yaygınlaşma-
sı ve üretimi etkilemesiyle ortadan kalkmak
üzeredir. Bu tür dolaplara çark da denir.
Teterince verimli olmadığı halde ucuzluğu
yüzünden bazı bölgelerde bugün de tercih
edilmektedir, (ML)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir