DOSTLUK
DOSTLUK i. (dost’tan dost-luk). Bir ki-
şiyi ötekine bağlayan arkadaşça sevgi duy-
gusu: Kristiyan, kocanın benim adımı ga-
zeteye geçirmesine müsaade edersen seninle
dostluğu keserim (R.N. Güntekin). Düşman-
lığı dostluktan ziyade saklamayan yürek
pek nadirdir (Cenab Şahabeddin). || Dost-
ça yapılan hareket. (Zt. DÜŞMANLİK). ||
Dostluk etmek, yakınlık kurmak, dost gibi
candan davranmak.
— ÇEŞ. DEY. Dostluk kantarla, alışveriş
miskalle, «iş iştir», «işe dostluk karıştır-
mamalı» anlamında kullanılır. || Bir dost-
luk kaldı, genellikle satıcıların «en son bir
bu kaldı» anlamında kullandıkları söz. (M)
Dostluk payp-layn’ı, Sosyalist Avrupa dev-
letleri petrol şebekesi. Bu şebeke, Ural ve
Volga arasındaki petrol yataklarını, son
yıllarda kurulan Plock (Polonya), Schwedt
(Doğu Almanya), Bratislava (Çekoslovakya)
ve Komaron (Macaristan) gibi S.S.C.B. dı-
şındaki çeşitli rafinerilere bağlar, (L)
DOST MUHAMMED, kâbil emîri (1793-
1863). ingilizlerin Afganistan’a müdahale-
de bulunmasına yol açan savaşlardan son-
ra, bu ülke hâkimiyeti altına düştü. 1840’ta
yenilgiye uğrayarak esir alındı, fakat oğlu
Ekber 1842’de bir İngiliz ordusunu Hayber
geçidinde bozguna uğrattı, ingilizlerin ye-
483
DOSSO DOSSİ
«Kirke»
Borghese galerisi, Roma
niden Kâbil’i ele geçirmesiyle emirliğine
kavuşan Muhammed, afgan kabileleri ile
Sih ve İran boylarına karşı ingilizlerden
destek gördü, (L)