Dostoyevski bir suçlu mudur

DOSTOYEVSKİ BİR SUÇLU MUDUR?

Elli yaşım geçtikten sonra, evlenmek üzere olduğu çocuk yaştaki ikinci karısı sevimli Anna Grigoriyevna Snitkina’ya, ara sıra üzerine çöken ağırlığı ve uyuşukluğu açıklamaya çalışırken yazar şöyle demiştir: «Sanki bir suç işlemişim gibi bir çeşit sebepsiz hüzün ve keder içindeyim.» Nitekim, Ecinniler’de Stavrogin’i bir çocuğun ırzına geçirtmiş olmasından dolayı hayatında ve eserlerinde, kendim hep suçlamıştır. Buna karşılık, bir çocuk üzerinde işlenen ve kuşkusuz sadece bir düş kurmanın sonucu olan bu eylem ondaki daha somut bir günah işleme eğilimini, baba katilliğini, gölgeleyecektir: Fyodor Mihayloviç Dostoyevs-ki’nin babası sarhoş bir doktordur, karısına eziyet eder, uşaklarına ve köylülerine kan kusturur. Karamazov Kardeşler’in yazarı çocukluğundan beri bu uysal ve kaderine boyun eğen kadın örneğini kendi ailesini içinde, bizzat annesinde görmüştür. Bu kadınların sevgileri ve yumuşakbaşlılıkları cellatlarını azdırmaktan ve zulümlerini daha da arttırmaktan başka bir işe yaramaz. Aşırı duyarlı Fyodor bu nedenle babasından nefret edecek, ondan iğ-renecektir. Ama bu arada babasının dürtülerini biraz da kendinde duyacak ve bundan dolayı ona daha da çok kızacaktır. Bir gün babasının muhtemelen kendi köylüleri tarafından öldürüldüğünü öğrenince de, aynen Dmitıiy Karamazov’un tepkisini göste-
82
recektir: «Babamın ölümünde benim hiç bir suçı öldürmenin kefaretim ödemeye hazırım, çünkü : dürmek geçiyordu.» Nitekim kefaretini sara nöb lenmesiyle ödedi (ilk nöbeti Petersburg sokaklar cenaze alayını gördüğü zaman geçirdi).

Freud’e inanacak olursak, Dostoyevski’nin 1849 suikast teşebbüsünde bulunmayı planlayan gençli bastırılmış baba katili olma eğiliminin yeni bir dışa tarihte Dostoyevski artık istihkâm uzmanı bir aske ğildir; babasının zoruyla girdiği bu meslekten 184 edebiyat macerasına atılarak Balzac’ın Eugenie Graı nı Rusça’ya çevirmeye başlamıştır. Böylece gerek k ramanlannın hayatı birdenbire simgesel bir nitel coşku ve hayal kırıklığı; gurur ve aşağılanma artık k şilehnin ayrılmaz parçalarıdır. Birkaç ay içinde //?sa, manı kendisini bir anda moda bir yazar yapar, faka Öteki ve Ev Sahibesi yayımlanınca, radikal aydınlar tar< alınır. Bir göklere çıkarılıp bir yerin dibine batırılınca, h sevgisinden ve ezilmişlerin haline acımaktan çok hırı rimci eyleme (daha doğrusu söyleme) geçer. Bu seferk ka götürür cinsten olmayacaktır: 23 nisan 1849’da tutı toyevski 22 aralık günü şafak vakti kendisini idam önünde bulur. Bir Yazarın Günlüğü’nde sahneyi anlatır: yen yaylım ateşi, koşarak gelen çarın kuryesi ve ida dört yıl kürek cezasına dönüştürülmesi. Dostoyevski ayaklarında prangalarla Sibirya zindanlarına götürülür sanların çıplak kalbini», Rus halkını ve Incil’i bulur.

Ne var ki affın getirdiği dinî deneyimle, insanın se ri yoluyla yeniden doğuşu deneyimi Dostoyevski’y hin huzuru getirmekten çok, insanın temeldeki nite bir açıklıkla görmesini sağladı. Bu yüzden ömür bo yete ermenin kesin işareti peşinde koşacaktır. Belki i şı aşırı tutkusunun sebeplerinden birini de burada a kir. Sürekli olarak para sıkıntısı çeken Dostoyevski. para geçer geçmez onu kumara yatırmakta ve karısı larını umutsuzluğa düşürmekte tereddüt etmez.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*