DÜRRÎ-ZÂDE ES-SEYYİD ABDULLAH EFEHDİ
Osmanlı âlimlerinden. Doksansekizinci Osmanlı şeyhülislâmıdır, ismi Abdullah’dır. Üçüncü Selim Hân devri şeyhülislâm lanndan Dürrî-zâde Mehmed Ârif Efendi’nin oğludur. Dürrî-zâde diye bilinir. İstanbul’da doğdu. Doğum târihi bilinmemektedir. 1238 (m. 1822) senesinde İstanbul’da vefât etti. Üsküdar’da Karacaahmed kabristanında defnedildi. îlk tahsilini babasından gördü. Zamânının âlimlerinden aklî ve naklî ilimleri tahsîl ettikten sonra, müderrislik rüûsunu (diplomasını) aldı. Küçük yaşta müderrisliğe başladı. Ba’zı medreselerde müderrislik yapıp, talebe yetiştirdi. Daha sonra kadılık mesleğine yönelip, İzmir kadılığına ta’yin edildi. 1208 (m. 1793) senesinde Mekke-i mükerreme kadılığına ta’yin edildi. Bir müddet sonra İstanbul kadılığına getirildi. 1220 (m. 1805) senesinde Anadolu kadıaskeri oldu, iki yıl sonra, 1222 (m. 1807) senesinde Nakîb-ül-eşrâflık makâmına getirildi. 1223 (m. 1808) senesinde şeyhülislâm Sâlih-zâde Ahmed Es’ad Efendi vazifeden alınınca, Sultan ikinci Mahmûd Hân taraflından şeyhülislâmlık yüksek makâmına ta’yin edildi. 1 yıl 11 ay 10 gün müddetle bu makamda kaldıktan sonra, 1225 (m. 1810) senesinde vazifeden ayrıldı. Kendi evine çekilip, ibâdetle meşgûl oldu. 1227 (m. 1812) senesinde Şeyhülislâm Ömer Hulûsî Efendi’nin vazifeden ayrılması üzerine boşalan şeyhülislâmlık makâmına ikinci defâ getirildi. Bu defâ 2 yıl 9 ay 10 gün bu vazifeyi adâlet ve doğrulukla yürüttü.1230 (m. 1815) senesinde zamânının sadrâzamı olan Hurşid Ahmed Paşa ile birlikte vazifeden alınıp, Üsküdar’ da ikâmet etmeye me’mûr edildi. Ancak ba’zı hasedci ve çekemezlerin pâdişâha yanlış anlatmalan sebebiyle, 1236 (m. 1820) senesinde Manisa’ya gönderildi. 1238 (m. 1822) senesinde İstanbul’a döndü. Üsküdar’daki evinde ikâmet edip Allahü teâlâya ibâdet etmekle meşgûl iken vefât etti. Dürrî-zâde Abdullah Efendi, âlim ve fazilet sâhibi, hayâtı çok düzenli ve tertipli, vazifesinde son derece titiz ve ciddî bir zât idi. Bir iş husûsunda yerine getirilmesi gereken en ince noktalara dikkat ederdi. Vakarlı, olgun ve saygı duyulan bir kişiliğe sâhip idi. Mîrâs yoluyla intikâl eden çok mal ve servete sâhib idi. Kaynaklarda eseriyle ilgili bilgiye rastlanmamıştır.
1) Devhat-ül-meşâyıh sh. 122
2) İlmiye sâlnâmesi sh. 575
3) Kâmûs-ül-a’lâm cild-4, sh. 3099