DURSUN (TURSUN) FAKİH; Osmanlı Devletinin
kuruluş döneminde yetişen ve Osman Gâzi
adına ilk hutbeyi okuyan büyük âlim. Osmanlı
Devletinin ilk kâdısı ve ilk müftîsidir. Osmanlı
Devletinin kurucusu Osman Beyin bacanağıdır.
Aslen Karamanlıdır. Doğum ve vefât târihleri bilinmemektedir.
Ancak 14. asrın ilk yarısında vefât
ettiği bilinmektedir.
Çeşitli ilimleri hocası Şeyh Edebâlî’den tahsil
etti. Tefsir, hadis ve fıkıh bilgilerinde büyük âlim
oldu. Şeyh Edebâlî’nin sohbetlerine devâm edip, tasavvufta
yüksek derecelere kavuştu. Şeyh Edebâlî’nin
kızıyla evlenip dâmâdı oldu. Osman Bey
zamânında gazâ ve fetihlere katıldı. Gâzilere
imâmlık yapıp, nasîhatlerde bulundu. Karacahi-ın fethinden sonra, ilk Cumâ namazını kıldırdı
ve Osman Gâzi adına ilk hutbeyi okudu.
Anadolu Selçuklu sultânının İlhanlı Gâzân
Han tarafından İran’a götürülmesi üzerine Selçuklu
Devleti parçalandı. Ortaya çıkan her bey, yer
ve sancak aramaya başladı. Bu haber Osman Beye
ulaşınca, o sırada mecliste bulunan Dursun Fakîh
Osman Beye şu teklifi yaptı: “Beyim! Cenâbı
Hak size, sığınacak yer arayan Müslümanları bir
araya toplayıp idâre etmek basîretini ve gücünü ihsân
etmiştir. Allahü teâlânın inâyeti, duâ ordusunun
himmet ve bereketi, gazâ ordusunun kuvvet ve
kudretleriyle çevrenizdeki tekfûrları dize getirip,
bir çoklarının topraklarını mülkünüze dâhil ettiniz.
Şimdi sıra Anadolu topraklarını ehil olmayanların
elinden kurtarıp, ahâlisini huzûra kavuşturmaya
gelmiştir. Müsâade buyurun da, adınıza hutbe okuyup,
sizi sultan îlân edelim.”
Osman Gâzi düşünüp, istişâre etti. Dursun Fakîh’e
hak verdi. O gün Dursun Fakîh, Osman Gâzi
adına hutbe okuyup beyinin sultanlığını îlân
etti. Böylece büyük Osmanlı Devletinin kuruluşunda
temele ilk harcı koydu. İlk bayram namazını
da Eskişehir’de kıldırdı.
Dursun Fakîh, hocası Edebâlî’nin vefâtından
sonra, onun dergâhında ders okuttu. Sorulan suâllere
cevap verdi. Mühim devlet işlerinde onunla
istişâre edildi.
Dursun Fakîh, Osman Beyin oğlu Orhan Beyin
de en yakın müşâviri (danışmanı) olarak vazîfe
yaptı. İznik, Orhan Gâzi tarafından alındıktan sonra
Bilecik Kâdısı Çandarlı Kara Halil, İznik kâdılığma
geçince, Dursun Fakîh de Bilecik kâdısı olarak
vazifelendirildi. Ömrünün sonuna kadar din ve
devlet işlerinde büyük gayret gösteren Dursun Fakîh,
14. yüzyılın ilk yarısında Bilecik’te vefât etti.
Kabri bugün Bilecik’te bulunan Şeyh Edebâlî türbesi
içindedir. Sağ başta Şeyh Edebâlî’nin, onun yanında
Dursun Fakîh’in kabri vardır. Ayrıca Söğüt’ün Küre
köyü civârmdaki bir tepe üzerinde ziyâret edilen
makam türbe de mevcuttur.
Dursun Fakîh, ilim ve fazîlet sâhibi, zühd ve
takvâda, güzel ahlâkta, Allahü teâlânın emirlerine
uyup, yasaklanndan kaçınmada çok ileriydi. O, heran devlet büyüklerine rehberlik etmiş, devletin
devamlı ilerlemesinde, 600 yıllık Osmanlı Devletinin
temellerinin sağlam olarak atılmasında büyük
katkısı olmuştur.
DURSUN (TURSUN) FAKİH
17
Eki