Bu düşünceleri çürütmek için Davis, büyük şamata yaratan kendini vurma denemelerine başladı. Cesaretli denemeler sonuca ulaştı ve gittikçe daha çok polis Davvis’in yanında yer almaya başladı. Üretimden 3 yıl sonra 1975 yılında sihir bozulmuştu. Zamanın Başkanı Gerald Ford bir suikast girişiminden sonra mutlaka kevlar yeleğiyle halkın arasında dolaşabildiğini basına açıkladı, hiçbir insan bunu far- kedememişti. Henry Kissinger bir kevlar yağmurlukla dolaşırdı. Smokinler, diğer elbiseler bu sarı maddeden yapılmaya başladı, çok geçmeden moda dünyası da onu keşfetti: “Kurşun geçirmez şıklık”. Süper kumaşla beslenmiş pastel renkli kostümler butikleri dolduruyordu. 2,5 milyon dolara hayat sigorası olan Holyvvod’lu bir film yıldızı bile, pahalı samur mantosunu kurşun geçirmez sentetik kumaşla donattı.
Piyasaya sürülüşünden dokuz yıl sonra, Davis zaferini kutlayabiliyordu. Ürünü 200 polisin hayatını kurtarmıştı. Bu şanslı kişilerin isimleri, adresleri ve vuruldukları silahlar yayınlandığında kuşkuda olanlar, hâlâ vurulan kişilerin zedelenmiş içorganları veya kalbin üzerine isabet eden bir kurşunla doğan kalp rahatsızlıklarından dolayı hastaneye kaldırılmaları üzerinde duruyorlardı.
Bu, havadan bir iddia değildi. Kalibre büyüdükçe darbe gücü artıyordu. Öbür taraftan, polislerin çarpışmadan sonra daha saatlerce suçluları kovaladıkları ve kısa bir tedaviden sonra yine devriye gezdikleri olaylar da vardı. Yalnızca ufak Dir yırtık o eski olayı hatırlatan tek şey oluyordu. Ama istenen neydi. Bir yumruk darbesi mi, yoksa vücutta bir delik mi?
Kuşkusuz, kurşunun yumruk darbesinden çok bir beyz- bol oyuncusunun darbesi kadar etki yaptığı da oluyordu. Atlantik tarafında kevların tartışması devam ettikçe sigorta şirketlerinin de konu üzerindeki dikkatleri artıyordu. Amerika’da silah kullananların % 80’i 38 kalibreyi tercih ediyorlar. Bu silahın kurşunu kolayca deforme olabiliyor. Almanya’da daha ziyade kullanılan Barabellum, 9 milimliktir. Spezyol 38’de olduğu gibi, bu kalibrede de namlu yarıçapı 9 mm fakat kurşun, darbeyi neredeyse iki kat arttıran bir metal tabaka ile kaplıdır.
Bu durumda, New York, Chigago veya Los Angeles polisi on tabakalık kevlar yeleğini her durumda kolayca üniformasının veya gömleğinin altında taşıyabiliyorken, bir Alman polisinin yirmi tabakalık kevlar yeleğine ihtiyacı vardır.
Her iki ülkenin iç işleri bakanlıkları, her polis arabasını bu yeleklerden ikişer taneyle donatmayı amaçlıyor. Eksperlere göre, yeleklerin sayısı poliste 20.000, ordu ve sınır korumada 40.000’i bulacak. Miğfer, yüz siperi, boyun ve ka-