EBÜ’L-HASAN ALİ TABERİ; Abbâsîlerzamânmda
yetişmiş büyük tıp âlimi. İsmi, Ali bin
Rabben Taberî olup, künyesi Ebû Hasan’dır. İbni
Rabben Taberî ismiyle meşhur oldu. Yaklaşık
770 (H. 153) senesinde Taberistân’ın Merv şehrinde
doğdu. Yaklaşık 861 (H.247) senesinde Samarra’da
vefât etti.
Ebü’l-Hasan, küçük yaşta Babası tarafından
yetiştirildi. Yunanca, Süryânice, İbrânice ve Arapçayı
gereği gibi öğrendi. Babası da tıp âlimi olup,
Merv şehrinin sayılı şahsiyetlerinden ve devlet
erkânındandı. Özellikle tıp ve fen bilimlerine karşı
çok alâka duyardı. İnsanların rûh ve beden sağlığı
ve saâdeti üzerinde titremesi sebebiyle, büyükmuallim anlamında, Rabben ünvâtıı verildi. Böyle
bir babanın tâlim ve terbiyesinde yetişen Ebü’l-
Hasan Ali, daha sonraki çalışmalarında; matematik,
felsefe, astronomi gibi ilim dallarında da kendini
yetiştirdi. Bu dönemde, zamânın seçkin bilginlerinden
olan amcası Zekvân bin Nu’mân’ın
yakın ilgi ve yardımlarını gördü.
Ebü’l-Hasan Ali, tahsilini tamamladıktan sonra,
Merv’de tabîbliğe başladı. Müslümanlara hizmet
için ihlâsla çalıştı. Gerek dînî, gerekse tıbbî konularda
inanlan aydınlatmaya gayret ederdi. Bir ara
ilim öğrenmek için Bağdat’a gitti. 839 (H.225) senesinde
Merv Vâlisi Mazyâr bin Karin’in vefâtı üzerine,
Samarra’ya giderek Abbâsî halîfelerinin sarayına
intisâb etti. Hizmetlerini burada devâm ettirdi.
Ebû Bekr Râzî, eserlerinde onu hürmetle anmakta,
tıp ve eczâcılığa dâir ondan nakiller yapmaktadır.
Ebü’l-Hasan Taberî’nin kıymetli sözlerinden
bâzıları da şunlardır:
Uzun uzadıya devamlı deney yapmak, aklı artırır,
keskinleştirir, anlayışı derinleştirir.
Tekellüf, zoraki iş yapmak pişmanlık doğurur.
Sözlerin en kötüsü, birbirini tutmayan, tenâkuzlu
sözlerdir.
Selâmete kavuşmak her murâdın ve emelin
zirvesidir.
Eserleri:
Ebü’l-Hasan Taberî birçok eser yazdı. İbn-i
Nedîm, El-Fihrist adlı eserinde onun medikoterapi
ile ilgili dört kitabının ismini zikretmektedir. İbni
Ebî Usaybia da, Uyûn-üI-Enbâ adlı eserinde,
onun dokuz eserine yer vermektedir. Her iki kaynak
da onun, Ed-Dîn ved-Devle adlı mühim eserini
zikretmemişlerdir.
Bilinen on eseri şunlardır:
1) Ed-Dîn ved-Devle: Kelâm ilmine dâir olup,
eserde İslâmiyetin üstünlükleri anlatılmaktadır.
2) Tuhfet-ül-Mülûk, 3) Keraş-ül-Haşve, 4) Kitâbu
Menâfi-il-Edviye: İlâçların tedkiki hakkındadır.
5) Kitâbun fil-Emsâl vel-Edeb alâ Mezheb-
ir-Rûm vel-Arab, 6) Kitâbu İrfâk-ul-Hayât,
7) Kitâbu Hıfz-ıs-Sıhha: Sıhhatin korunması
usûlleri hakkındadır. 8) Kitâbun fil-Hacâmat:
Kan aldırmanın sıhhat açısından faydaları ve tıbbî
önemi ile ilgilidir. 9) Kitâbun fî Tertîb-il-Ağdiyâ:
Gıdâların hazırlanması ve kullanılışı ile ilgilidir.
10) Firdevs-ül-Hikme: Genel halk sağlığı
ve tabâbet şeriatı hakkındadır.
İbn-i Rabben’ın en çok tanınan eseri, Firdevsül-
Hikme’dir. Ansiklopedik mâhiyette olan bu
eserini, 850 senesinde tamamlamıştır. Bu eser, yedi
ana bölümden meydana gelmiş olup, özetle şu
konuları ihtivâ etmektedir:
Birinci bölüm: Bir makâledir. Bu bölümde
ilim ve felsefe üzerinde durulmakta, kâinât nizâmı
İncelenmektedir.İkinci bölüm: Beş makâledir. Cenin ve doğumu,
insan uzuvları ve vazifeleri, rûh ve beden münâsebetleri,
muhtelif mizaçlar ve çocuk terbiyesi,
mevsimlere göre alınacak tedbirler, yolculuk hâlleri
ve askerlikle ilgili sağlık konuları ele alınmıştır.
Üçüncü bölüm: Bir makâle olup, gıdâlar ve çeşitleri
anlatılmaktadır.
Dördüncü bölüm: On iki makâle olup, eserin en
geniş muhtevâlı kısmıdır. Bu bölümde önce hastalıkların
genel tasnifi ve tanımı yapılıyor. Belli başlı
hastalıklar ayrı ayrı inceleniyor. Bunların sebepleri,
ilâçları gösteriliyor. İnsan vücûdu tepeden tırnağa
gözden geçirilip, tedkik ediliyor. Son makâlede
kan aldırma konusu üzerinde duruluyor.
Beşinci bölüm: Bir makâleden ibâret olup,
güzel koku ve renkleri tedkik edip, faydalarını
zikrediyor.
Altıncı bölüm: Altı makâleden meydana gelmiştir.
Özellikle tıbbî maddeler ve zehirler üzerinde
bilgi verilmektedir.
Yedinci bölüm: Dört makâledir. Bu bölümde
muhtelif şehirleri ve iklimlerini, su ve rüzgârları,
en sonunda da gezegenleri ve yıldızları incelemektedir.
Hind tıp kitaplarından bir hülâsa zikrederek
eserine son vermektedir.
EBÜ’L-HASAN ALİ TABERİ
19
Eki