Elmanın Sırrı Vitamininde Saklı
Kuru ve şuursuz bir toprak. Topraktan çıkan şuursuz gövde ve dallar ve onların ucunda, ancak sonsuz bir ilim ve kudretle yaratılması mümkün olabilen, birbirinden güzel meyvalar.
Bizim için süslenip renklendirilen, apayrı tat ve kokularla donatılan göz kamaştırıcı hediyeler.
Yazın serinlik verici, kışın ise hastalıklardan koruyucu, C vitaminli komprimeler.
Bizi gören, midemizin ihtiyacını bilen ve sonsuz merhametiyle o ihtiyaca cevap veren bir Zat’ın, ebediyete namzet misafirlerine yapmış olduğu
bir ikrâm.
Onlardan birisi de elma.
Her elma içindeki vitamin ise, insanın günlük ihtiyacı kadar.
Bir elma, mümkün olsa da çıkıp “ben insan için yaratılmadım” dese, diğer elmalar mutlaka ona itiraz edip “yalan söylüyorsun” diyecekler ve şöyle devam edeceklerdir:
“Çünkü içinde şu kadar C vitamini, şu kadar +2 değerli demir var. Bunlar, insanın bir günlük ihtiyacı kadar değil mi?
Neden + 2 değerli demir diyeceksiniz?
Çünkü elmadaki C vitamini son derece dayanıksızdır ve uzun bir müddet bozulmaması için, 4 2 değerli demirle korunması gerekir.
Cenab ı Hakk’ın ilim ve kudretini, ufak beyinlerine sığdıramayan ve elmayı şuursuz tabiata havale edenlerin büyük bir çoğunluğu. + 2 değerli demirin ne demek olduğundan, elbette habersizdir.
Üstelik bu iş, sadece demirle kalmaz. Elmaya, içindeki C vitamininin muhafaza edilmesi için, ayrıca bol miktarda meyva asidi yerleştirilmiştir.
Peki, elma yediğimiz zaman, bu meyva asidinin sindirimi rahatsız edici tesiri neden görülmemektedir?
Cevap, yine hayret vericidir.
Çünkü kâinata sonsuz bir merhametle hükmeden Rabbimiz, herbir elmanın içine, meyva asit-
lerinin tesirini iptal eden karbonat iyonları dercetmiştir. Yâni İlâ hî kudret, öyle bir kompozisyon yap mıştır ki. sizi o meyveyi yiyecek şekil de programlarken, elmaya da bunun karşılığı olan programı vermiştir.
Elma, size hizmet etmek zorundadır. Çünkü daha büyük bir gayeye, daha büyük bir varlığa, daha büyük bir sisteme dâhil olmak ve hücreleriyle insan vücûdunda yer almak için çalışır.
Belki de en büyük gayesi, Allah’ı sezebilen bir gözde vazife almak ve oradan, kâinattaki mükemmel eserleri temaşa edebilmektir.
Elmaya veya diğer meyvalara, ibret gözüyle bakınız.
Onlara ait moleküllerin, bu gayeye ulaşmak için âdeta yarış hâlinde olduğunu göreceksiniz.