ETYOPYA habeşistan haritası | habeşistan hangi ülke | habeşistan nerede
Eski Ahit’te Habeşistan olarak anılan efsaneler diyarı ve en eski uygarlıklardan birinin beşiği olan Etyopya, Firavunların ve bu ülkede İslam’ın yayılışını önleyebilecek Papaz Johannes’in krallığını gören Ortaçağ Hıristiyan dünyasının düşlerini süslemiştir. Süleyman Peygamber’le Saba Melikesi Belkıs’ın soyundan geldiğini ileri süren Negus (İmparator) Haile Selasiye’nin 1974’te tahttan indirilmesiyle, Etyopya’da Marksist bir yönetim kuruldu. Bu yönetim, ülkeyi iç savaşa
sürükledi, ülkede kıtlık ve açlık baş gösterdi.
XV-XVI. yy’a ait bir duvar resmi. Guh
< ‘sesi’nin kubbesinden, havarilerle Tufan’dan önceki peygamberleri gösteren biraynntı.
FİZİKÎ COĞRAFYA BEŞERÎ VE İKTİSADÎ COĞRAFYA TARİH TOPLUM KÜLTÜR VE UYGARLIK
ETYOPYA
hyopya
o? Uluslararası kod: ETH
Yüzölçümü: 1 223 5C\ ?rr_’
Nüfus: 58 510 000 (1996)
Nüfus yoğunluğu: 47,5 kişi/km Başkent: Addis-Abeba (2 112 737 nüf.) [1994]
Resmî dil: Amharca
Dinler: % 52,5 Ortodoks; % 31,4 Müslüman; % 11,4 Animist; °c -diğer Hıristiyan; % 0,2 diğer.
Millî bayram: 12 eylül (1974’te imparator Haile Selasiye’nin tahtta.: indirilişinin yıldönümü)
Para birimi: bir Etyopya biri [ETB])
(1 ETB = 100 sent)
Hükümet ve yönetim Anayasa: Şubat 1987’de halk oylamasıyla kabul edilen anayasa, devleti tek parti yönetiminde demokratik bir halk cumhuriyeti olarak tanımlıyordu; 1991’de askıya alman bu anayasa yerini 8 aralık 1994’te kabul edilen federal anayasaya bıraktı.
Yönetim birimleri: 25 yönetim bölgesi, 4 özerk bölge.
Ekonomi GSYÎH: 6,790 milyon dolar (1996)
Kişi başma GSYÎH: 116 dolar (1996)
İthalat: 1,470 milyon dolar (1992) îhracat: 345 milyon dolar (1992)
Eğitim ve sağlık Okuryazarlık oranı: yetişkin nüfusun % 50’si (1992)
Ortalama ömür: kadın 48,7; erkek 45,4 (1990-1995)
Çocuk ölüm oranı: %o 122 (1990-1995)
Etyopya Antikçağ’ın Zenci Afrika’sını tek başına özetler. Ülkenin bugünkü sınırları, kırk kadar kabile veya etnik grubu Amharaların egemenliği altında birleştiren Negus II. Mene-lik’in XIX. yy’daki gecikmiş yayılma siyaseti sonucunda çizilmiştir.
FİZİKÎ COĞRAFYA
4 000 m’yi aşan dorukların bulunduğu (Ras Daşen, 4 620 m) yüksek platolardan oluşan bir üçgen biçimindeki Etyopya’da, inişli çıkışlı yüzey şekilleri vadilerle parçalanmıştır. 1 000-2 000 m uzunluğundaki kanyonlar, sıcak su kaynaklan ve gaz fışkırmaları bulunduğu volkanik dağ kütlelerini çevreler. Güneybatı-ku-zeydoğu doğrultusunda uzanan Rift Vadisi, Babülmendep Boğa-zı’ndan Kenya’ya kadar bütün ülkeyi baştan başa geçen dev bir tektonik çukurdur. Kuzeyinde Avaş Vadisi, güneyindeyse kesintisiz bir göller dizisi bulunan Rift Vadisi, kuzeydoğuya doğru iki yöne ayrılarak uzanır. Bunlardan biri, kuzeye doğru, Kızıldeniz Çukuru’na ulaşır. Ötekiyse Tacura (Cibuti) Körfezi’nden Aden Körfezi’ne doğru devam eder. Rift Vadisi’nin kuzeyinde ırmaklarla (Omo, Mavi Nil) kesilen yüksek Etyopya Platosu yer alır. Bu platonun, doğuda Kızıldeniz’e (Eritre) ve suları çekilmiş gölleri ve acı sulu bataklıklarıyla Danakil Ovası’na bakan dik bir sınırı vardır. Etyopya Platosu, batıda, düzensiz çıkıntılar yaparak alçak topraklara doğru iner. Rift Vadisi’nin güneyinde bulunan dağlar (mesela Harar Dağları), Somali doğrultusunda, geniş alçak platolar biçiminde uzanır.
Etyopya’nın, bulunduğu enlemden kaynaklanan nemli, tropikal iklimi yüksek platoların etkisiyle dengelenir. Ülkede sırasıyla üç iklim ve bitki örtüsü kuşağından söz edilebilir. 1 800 m’ye kadar kolla adı verilen kuşakta sıcak, çok yağışlı, sağlığa zararlı, tarıma açılması güç, sık ormanlarla kaplı topraklar vardır. 1 800 ve 2 500 m arasında voinadega adı verilen, tropikal iklim etkisinin hafiflediği, en kalabalık nüfusun ve en geniş ekili alanların bulunduğu kuşak yer alır. 2 500 m’nin üzerinde soğuk bir kuşak olan dega’da hayvancılık yapılır.
Ülkenin çoğu Nil’e dökülen bütün akarsuları yüksek topraklardan doğar. Bu akarsu ağının yarısını Mavi Nil (Bahrülazrak: vî kolları, kuzeydeki Takaza Irmağı ve güneydeki Baro Irmağı oluşturur. Güneydoğuda Şebeli Irmağı, Somali’nin içinden geçerek Hint Okyanusu’na dökülür.
BEŞERÎ VE İKTİSADÎ COĞRAFYA
1993 tahminlerine göre, Eritre’nin bağımsızlığını kazanmasından sonra, 50 milyonu aşan Etyopya nüfusu, başlıca iki gruptar. oluşmaktadır. Şamitler (Kuşiler) ve Etyopya’da Amhara adıyla bilinen Samiler. Bu iki topluluk Etyopya’ya Arap Yarımadası’ndar gelmiştir. Kuşiler, Agavlar, Falaşalar ve güneybatıda Sidamolac ayrıca Afarlar, Saholar ve Somalileri kapsar. Nüfusun yüzde 35′:-ni oluşturan Gallalar, Kuşi toplulukların en büyüğüdür. Samiler Amharalar ve Tigrelilerden oluşur.
imparatorluk yönetiminde on dört bölgeye bölünmüş olan Etyopya, 1988’de yeni bir bölgesel yapılanmaya kavuşmuştur. Boy-lece beş özerk bölge (Tigre, Eritre, Assab, Dire Dava, Ogaden) ve yirmi beş yönetim bölgesi ortaya çıkmıştır. Başlıca kentle:
Yüksek platolar ülkesi, Etyopya’nın çok çeşitli görünümleri vardır. Solda, Mavi Nil (Abbay) çavianian; sağda, kahve plantasyonlan.
Addis-Abeba, Gondar, Dire Dava ve ülkenin doğusundaki Ha-rar’dır. Kent nüfusu toplam nüfusun yüzde 10-15’ini oluşturur.
Gelişmekte olan ülkelerden Etyopya’da, uzun süre derebeylik sistemi işlemiştir. 1974’e kadar Kilise, İmparatorluk ailesi ve bir avuç büyük toprak sahibi, toprakların yaklaşık yüzde 80’ini ellerinde tutuyordu. Çok yüksek faizli kiralar altında ezilen çiftçiler, verimliliği artırmaya çalışmıyorlar; toprakların büyük bölümünü tam anlamıyla işlemeden bırakıyorlardı. 1974’ten itibaren toprakların ulusallaştırılmasıyla, büyük devlet çiftlikleri kuruldu. Fakat nüfusun büyük çoğunluğu, ancak kendi geçimini sağlayacak kadar tanm ve hayvancılıkla uğraşmayı sürdürdü. Eskiden başlıca tarım ürünü olan kahvenin yerini, günümüzde şekerkamışı, mısır ve arpa almıştır. Etyopya’da üretilen başlıca tahıl olan tef ten engera adı verilen bir çeşit çörek yapılır. Arpadansa, tatla adı verilen bir tür bira ve ülkenin millî içeceği olan tec (bal şerbeti) elde edilir.
Etyopya, Afrika’nın en büyük hayvan varlığına sahiptir (brüt tarım üretiminin yaklaşık dörtte biri). Yerleşik sığır yetiştiricileri, Rift Vadisi’nin güneyinde yaşarlar. Bu insanların başlıca besini tereyağı ve süttür. Göçerler daha çok doğuda bulunur. Deveciler hem koyun ve keçi yetiştirir, hem de tuz ticareti yaparlar. Etyop-ya’mn büyük bölümü, iç savaşın kargaşalarına eklenen ve açlığa yol açan sürekli bir kuraklığın yıkıcı etkileri altındadır. Doğal kaynaklar kireçtaşı, kaolen (beyaz renkli, kolayca ufalanan ve porse-lenyapımında kullanılan ateşe dayanıklı kil) ve tuzdur (yılda yaklaşık 135 bin ton).
Etyopya sanayiinin en önemli bölümünü, çalışan nüfusun yüzde 7’sini kapsayan ve GSMH’nin yüzde 15’ini sağlayan zanaat tipi üretim yapan işletmeler oluşturur. Sınaî üretimde gıda maddeleri, içecek, dokuma, deri, ayakkabı, madencilik ve kimya ürünleri, kâğıt ve sigara başta gelir. Kentsel nüfusun yarısı, sanayide çalışanların beşte dördü, başkent Addis-Abeba’yı da kapsayan Şoa eyaletinde yaşar.
Ulaşım, özellikle demiryolu ve karayoluyla gerçekleşir. Ülkede, 782 kilometrelik demiryolu; yüzde 34’ü motorlu taşıtların sürülmesine elverişli 39 000 kilometrelik karayolu; ayrıca yaklaşık 30 adet havaalanı vardır.
İletişim ve haberleşme araçlarına gelince, 1991 rakamlarına
Şoa bölgesinde, Addis-Abeza yakınlarında bir kulübe.
BAŞLICA İHRACAT ÜRÜNLERİ
(1993)
kahve *1
deri
bakliyat 5
petrol ürünleri
canlı hayvan =
TARIM
(1994)
Tanm Ürünleri ve Üretim
M^yrr. – –
arpa 1 IFr
buğday 1
dan (1991) I I
kahve .. I
kocadan 1 1
mısır 1 –
patates (91) .. –şeker kamışı (1991)
yam 1
Hayvancılık (1991)
(Milyon ra; _ deve I
keçi -t ~
koyun 2 – ”
sığır ‘
t
Haile Manam Mengistu: Negus’un tahttan indirilmesinden 4 yıl sonra, 1977’de iktidara gelen Mengitsu, Marksist-Leninist öğretiden esinlenerek, ülkede denetimi sağlamıştı. Sosyalist blokun çözülmesinin ardından, mayıs 1991’de, Mengitsu’nun gidişi, Etyopya halkını açlık ve sefaletten kurtarmadı.
Yeni yönetimin hedefi, Etyopya’nın gıda üretiminde kendi kendisine yeten bir ülke olmasaydı. Bazı uzmanlarca, bunun birkaç yıl içinde gerçekleşeceği tahmin edilmektedir. Son derece dağınık yapısına karşın Etyopya, büyük bir tanm potansiyeline sahiptir.
, birbirini izleyen kuraklıklar, açlık (1974-1975te 200 bin ölü, 1984-1985’te 300 binden fazla ölü) ve kamulaştırma politikalannın başansızlığı gibi olumsuzluklann kurbanı olan topluluklann kaderi göçtür.
göre, 47 000 tirajlı üç günlük gazetesi bulunan Etyopya’da 320 kişiye bir telefon, 5,8 kişiye bir radyo, 518 kişiye bir televizyon düşmektedir.
TARİH
Omo Vadisi’nde yapılan uluslararası bir araştırma gezisinde, Afrika’nın doğusundaki bu büyük çukurun tortul tabakaları arasında, yaşlan 2,5 milyon yıla varan yüzlerce insansı fosil bulunmuştur. Afar çöküntüsünde gerçekleştirilen benzer keşifler, insanın atalarından ünlü Lucy’nin ortaya çıkarılmasıyla sonuçlanmıştır. 1963’te keşfedilen, Addis-Abeba’nm yaklaşık 50 kilometre güneyinde yer alan, Paleolitik Çağ’a ait uçsuz bucaksız fosil yatağı Melka Kontu-re’de 70’ten fazla arkeolojik tabaka gün ışığına çıkanlmıştır.
MÖ 1500 yıllarında, Arabistan’daki Saba krallıklarından gelenler yerli halkla kaynaşmaya başladılar. Aksum Krallığı’nın kuruluşu MÖ 500 yıllarına rastlar. Bu krallığın gücü, Kuzey Etyopya’mn tamamına, batıda Mavi Nil’e ve doğudaki çöküntülere kadar Orta Etyopya’nın büyük bir bölümüne yayıldı. MS 320’ye doğru Kral Ezana, İskenderiye patriğinin elçisi Suriyeli Aziz Frumence tarafından Hıristiyanlaştırıldı. Böylece ülke monofizizmi benimsedi. Ekonomik hayat gelişti. Kızıldeniz’e giden bütün yollar Aksum Krallığı’nın denetimindeydi: fildişi, altın ve köleler silah, maden ve pamukla değiş tokuş ediliyordu. VII. yy’da ortaya çıkan İslam hızla yayılarak Aksum’u büyük ticaret yollarından ayırdı. Aksum Krallığı, X. yy’da Hıristiyan olmayan toplulukların bir Semien prensesinin önderliğinde ayaklanmaları sonucunda yıkıldı.
1137 yılında Agav hanedanı olan Zagueler iktidarı ele geçirdiler ve Roha’da (bugünkü Lalibela) ilginç monolitik kiliseler yaptırdılar. 1270’te Şoa’da Tegulet’e yerleşen Yekuno Amlak, Zague-lerin iktidarına son verdi; bu arada hem Müslümanlığı kabul eden topluluklara hem de kuzeydoğudaki Hıristiyan olmayı reddeden putperestlere karşı savaştı.
Etyopya tarihinde din, uzun süre belirleyici rol oynadı. XVI.
yy’da krallık imam Ahmed Gran’m ordularının denetimir Negus, tslamm ilerleyişini durdurmak için Portekizlilerd dım istedi (Vayna Dağa Savaşı, 1543).
1632’de Kral Susneyos’un Katolik olması ayaklanmal açtı. Bunun üzerine kral, tahtı, oğlu Fasilidas’a bıraktı. F, Katolikliği yasakladı; Cizvitleri ülkeden kovdu; başkent dar’a taşıdı. Müslümanlar, özellikle de Somali kökenli C Etyopya Imparatorluğu’na yaptıkları akmları artırırken; yavaş yavaş imparatorlardan büyük derebeylerine, özeli Tigre, Şoa ve Amhara’daki reislere (ras) geçti. Bu, 1855’te ] doros’un başa geçişiyle sona eren «Prensler Dönemi» idi. ] doros, yerel reislere boyun eğdirdi; ancak ülkeyi çağdaşlaş için yardım istediği tngilizler, siyasî ve dinî meselelere aşı dahalelerde bulununca, İngiltere’yle ilişkilerini kesti. Bunu rine İngiliz birlikleri, Etyopya ordusunu yok ettiler, impara yatına son verdi. Ardından 1872’de IV. Johannes adıyla ir torluğun başma geçen Tigre hükümdarı, 1889’da Mehdı’n liklerine karşı savaşırken öldürüldü.
IV. Johannes’in ölümüyle Şoa ras’ı Menelik tahta çıktı; İt larla pazarlık yaparak yayılmacı bir siyaset izledi. Mayıs 1£ imzalanan Uccialli Antlaşması’yla, Eritre İtalyanlara verildi ca Etyopya İtalya’nın koruması altına alındı. Bu antlaşmay kabul eden Menelik, daha sonra geçersiz sayarak Adua’da it birliklerini yenilgiye uğrattı (1896).
II. Menelik’in 1907’de tahttan inişiyle, torunu Lic İyassu l Mikael’in vaseyetinde başa geçti. Lic iyassu, Türkler ve Alm la işbirliği yaparak 1916’ya kadar hüküm sürdü. Ras Makonr oğlu Harar valisi Ras Tafari, 2 ağustos 1930’da Negus Nagast lar Kralı) ünvanıyla ve I. Haile Selasiye adıyla tahta çıktı.
Adua bozgunundan sonra tam olarak toparlanamayan, rr fiklerin söz verdiği ayrıcalıklardan yoksun kalan İtalyanlar (1 dünyadaki ekonomik bunalımdan ve «ortak güvenliğin» s masından yararlanarak Eritre ve Somali’deki sömürge üsleri hareketle Etyopya’yı işgal ettiler. Mayıs 1936’da Addis-A düşünce Etyopya İtalyanların eline geçti. İtalya Kralı III. Vit Emmanuele kendisini imparator ilan etti. Bu gelişmeler t-pa’da büyük tepki uyandırdı; ancak ne Haile Selasiye’nin dra’ya kaçmadan önce Cenevre’den yaptığı çağrı, ne de Mili Cemiyeti’nin İtalya’ya uygulanmasını istediği yaptırımlar o lu bir sonuç doğurmadı.
Kenya ve Sudan’dan saldırıya geçen Fransız ve İngiliz biri rinin zaferiyle, Haile Selasiye 5 mayıs 1941’de imparatorlu; geri döndü; Eritre’yi de geri aldı. 1952’de federe bir devlet Eritre, 1962’de Etyopya’ya bağlandı. 1955’te, Haile Selasiye lamentoya daha çok özgürlük tanıyan yeni bir anayasa yapı) sına izin verdi. Etyopya, gerçek anlamda uluslararası bir kan yuna kavuştu; Afrika Birliği Örgütü’nün (OAU) genel mer’ 1963’te Addis-Abeba’ya yerleşti.
Şubat 1974’te orduda bir ayaklanma patlak verdi; 12 eylı İmparator Haile Selasiye’nin Dergue (geçici askeri yönetim t seyi) tarafından tahttan indirilmesiyle ülke toplumsal ve si; kargaşa dönemine girdi. 1977’de, bakanlar kuruluyla askerî k şeyin başkanı olan Yarbay Haile Mariam Mengitsu bir siyasî mizlik ve terör dönemi başlattı.
ETYOPYA
Marksist-Leninist olduğunu ileri süren bu yeni rejim, tanm reformu, devlet çifdiklerinin kurulması, yeni tanmsal üretim biçimlerinin yerleştirilmesi, kitlelere okuma yazma öğretilmesi gibi etkinliklerle, ülkede derebeylik sistemine son verme işlemine girişti. Ancak yönetim, hem Ogaden, Eritre ve Tigre’de silahlı ayaklanmalara göğüs germek, hem de Somali’ye karşı savaşmak zorunda kaldı. Üstelik 1984-1985 yıllarındaki büyük kuraklık yüzbinlerce köylünün ölümüne, birçok topluluğun da kuzeyin verimsiz topraklarından ülkenin güneyine zorunlu olarak göç etmesine yol açtı.
SSCB ve Küba birliklerinden destek alan Albay Mengitsu, Etyopya’yı demokratik halk cumhuriyeti yaptı. Ancak (Kızıl Negus) Sov-yeder Birliği’nin çöküşüyle daha fazla ayakta kalamadı ve mayıs 1991’de Zimbabve’ye kaçtı. Etyopya Devrimci Demokratik Halk Cephesi’nin (EDDHC) gerillaları Addis-Abeba’ya girdiler.
Belli başlı siyasî güçleri ve ülkenin değişik etnik gruplarını temsil eden «Ulusal Konferans» 87 üyeli bir «Genel Kurul» atama görevini üsdendi. Özgür seçimler yapılana ve yeni bir anayasa ha-zırlanana kadar bu kurul parlamentonun yerini aldı.
Yeni yönetim, günümüzde, Etyopya’yı bir imparatorluk yapan etmenlerin dağılması (3 mayıs 1993’te Eritre’nin bağımsızlığını kazanması dolayısıyla Etyopya’nın Kızıldeniz sahilinden yoksun kalması; Harar ilinde Gallalar, Issalar ve Tigreler arasındaki silahlı çarpışmalar) ve ekonominin altüst olması gibi sorunlarla karşı karşıya kaldı. Üstelik Etyopya halkı, sürekli açlık tehdidi altındadır.
20 ağustos 1995’te Negasso Gidad cumhurbaşkanlığına seçildi. Vleles Zenavi’nin başbakan olduğu 1998’te Eritre ile yeniden ;atışmalar başladı.
TOPLUM
Yetişkin nüfusun yaklaşık yüzde ellisi okuryazardır. Eğitim ku-umlarının yaklaşık yüzde 70’i Addis-Abeba’dadır. Ülkedeki iki iniversiteye devam eden öğrenciler nüfusun yüzde 0,9’udur. Etyopya Kilisesi, Kopt Kilisesi’ne çok yakın olmakla birlikte, nun basit bir kopyası değildir; kendine özgü dinî törenleri varır. 1974 Devrimi Kilisenin resmî statüsünü yok etmiş; Müslü-ıan (nüfusun % 30’undan fazlası), Katolik ve Protestanlara tam nlamıyla dinî bir özgürlük getirmiştir. Yine de 1980’lerin başına adar, yeni rejim, Amhara kültürüyle özdeşleşen ve millî birliği ığlayan Kilise’ye saygılı olmuştur.
KÜLTÜR VE UYGARLIK
Etyopya’da konuşulan başlıca diller iki gruba ayrılır; kuzey ubu Tigrinyaca ve Tigrece dillerini, güney grubu Amharca, Harice, Argobbaca, Gafatça dilleriyle Guragece lehçelerini içerir, mharca Etyopya’nın resmî dilidir; fakat ülkenin kuzeyinde yay-
.
NEGUS
23 temmuz 1892’de doğan Negus, Ras Makonnen’in oğlu, İmparator II. M.en.elik’in yeğeniydi. Doğrudan I. Menelik’in soyundan gelen 225. kişiydi. I. Menelik geleneğine göre Süleyman Peygamberle Saba Melikesinin oğlu sayılıyordu. Halası Imparatoriçe Zauditu’nun yönetimi altında naip seçilen Negus, 1930’da imparator oldu. 1911’de evlendiği Woızeru Menen Asfau, ona üç kız ve üç oğul verdi.
Ras Tafari tahta çıkınca, «Kutsal Üçleme’nin Gücü» anlamına gelen Haile Selasiye ünvanını aldı. Hükümdarın başka ünvanîarı da vardı: «Yahuda Kabilesini Fetheden Aslan», «Tanrinın Sevgili Kulu», «Krallar Kralı». Ancak Haile Selasiye, Etyopya İtalya’yla anlaşmazlığa düşerek kendisinin uluslararası alanda adı duyulana kadar, ülkesi dışında hemen hemen hiç tanınmıyordu.
Negus XX. yy’a damgasını vurdu. Bu ufak tefek adam (1,52 metre boyundaydı) Etyopya’nın, öteki Afrika ülkeleri gibi tamamıyla sömürge-leştirilmesini önledi, imparatorluğun bağımsızlığını koruyan Haile Selasiye Eritre’yle federasyona giderek, Etyopya’nın hem topraklarını genişletti, hem de denize kıyısı olmasını sağladı.
Negus’un lüks düşkünü bir zorba mı, yoksa çağdaşlık amacında yaman bir yurtsever mi olduğu tartışması sonuçsuz kalmıştır. Hükümdar, köleliği kaldırmış; ülkesine ulusal ve uluslararası havayolları, bir üniversite ve bir ulusal radyo kazandırmış; orduyu çağdaşlaştırmış; memur ve ücretlilerden oluşan yeni bir kendi sınıf yaratmıştır. Ancak, Etyopya köylüsü, yürürlükteki derebeylik sistemi yüzünden acı çekmeye devam etmiştir. Zaten 1974’te Volio?da 200 bin kişinin ölümüyle sonuçlanan büyük açlık felaketi, ordunun, imparatoru tahttan indirmesine yol açmıştır. Haile Selasiye, 27 ağustos 1975’te gözetim altında yaşadığı konutunda şüpheli bir biçimde ölmüştür.
gın olarak Tigrece ve Arapça konuşulur. Yönetim kadroları daha çok İngilizceyi tercih eder; Eritre’de İtalyanca da kullanılır.
Klasik Etyopya dili Gezce, Aksum Krallığı’nın dilidir. X. yy’da (uzmanlara göre 900-1200 yıllan arasında) günlük konuşma dili olmaktan çıkıp, XIX. yy’a kadar bilim ve edebiyat dili haline gelen Gezce, günümüzde Etyopya Kilisesinin kullandığı dildir.
Gezce edebiyatı tarihi; Gezce’nin yaşayan bir dil olduğu ve 1270’te Süleyman Hanedanımın tahta gelişiyle ölü bir dil haline geldiği iki döneme ayrılır.
Etyopya edebiyatı, tarihi XIII. yy’dan öncelere gitmeyen el yazmalarıyla tanınır. Bu edebiyatın özünü, çoğunlukla Yunan-ca’dan çevrilen, din ve savaşlara ilişkin uzun öyküler oluşturur. Azizlerin hayatlarını anlatan çok sayıda metin vardır. XIV. yy’ın başında, «Kralların Şanı» (Kebra Negast) adlı, hükümdarları anlatan, ilk özgün metin ortaya çıkmıştır.
Amhara edebiyatı, XIV-XV. yy’da, krallık kronikleriyle başlar. Tarihî olayların günü gününe kaydedildiği bu edebiyat türü, XIX. yy’ın ortalarında Gondar Hükümdarlığı sona erene kadar sürmüştür. Amhara dili, ayrıca, Monofiziderle Katolikler arasında XVII. yy7da ortaya çıkan tartışmalar sırasında yazılan dinî kitapy larda kullanılmıştır.
Modern Etyopya edebiyatı XIX. yy’ın ikinci yarısında ortaya çıkmıştır. Afevork, «Düşsel Hikâye» (Lıbb Valladterik, 1908) adlı ilk romanı yazmıştır. Makonnen Endalkaçev, Kebbede Mikael, Mangestu Lemma, Abbe Gubagna gibi yazarların deneme, şiir ve anlatıları, konularını tarih ve folklordan alan ahlakçı eserlerdir.
Antikçağ Etyopya zanaatkârlarının, zengin üslupları ve becerileri, ustalıklarının bir kanıtıdır. Nitekim 1959’dan beri yürütülen birçok kazıyla, Aksum Krallığimn en parlak döneminde özgün ve yüksek bir uygarlığın geliştiği ortaya çıkarılmıştır: kalın duvarlı, basamaklar halinde düzenlenmiş, eşsiz güzellikte yapılar bulunmuştur. Ancak en görkemli yapılar, Zaguelerin hükümdarlığında, Etyopya’da Hıristiyanlığın yeniden canlandığı dönemdeki dinî mimarinin ürünleridir. XIII. yy’ın başında, Kral Lalibela ve haleflerinin yönetiminde, yeni başkent Roha yakınlarındaki kutsal dağa kiliseler oyulmuştur. Ünlü Biet Giorgiys (Aziz Georgius’un evi), bunlardan biridir.
Haç, duvar resimlerinden heykele, bütün süslemelerin ana motifidir. Resim sanatı, önceleri hiçbir gerçeklik kaygısı gütmezken, XV. yy boyunca, Avrupa sanatının etkisi altında kalmıştır. Gondar Hanedanı, XVII. yy’ın başında, geçmiş yüzyılların naif sanatını yeniden canlandırmıştır. Doğrudan doğruya taş üzerine resmedilen freskler azalırken, kocaman gözlü, bol kıvrımlı geniş giysiler içinde, boyunlan omuzlarına gömülmüş gibi duran insanları gösteren tablolar çoğalmıştır. El yazmalarındaki minyatürlerde ve tören a-laylarında taşınan aziz tasvirlerinde de yer alan bu şekiller ve konular, çağdaş sanatçılara üham vermeyi sürdürmektedir. □
EDDHC (Etyopya Devrimci Demokratik Halk Cephesi) direnişçilerinin mayıs 1991’de Addis-Abeba’ya girişi. Bağımsızlık yanlılarının denetimindeki Eritre’nin ayrılmasıyla, Etyopya’nın denizle bağlantısı kalmamıştır.
FALAŞALAR
Falaşalar, Gondar ilinde ya§£-yan Etyopyalı Yahudılerdır. E-dinî azınlık, yüzyıllar boyunca iktidar tarafından ezilmiştir. Fa-laşa adı, Gezce dilinde «sürülenler» veya «yabancılar» anla* mına gelir ve Agav kavnumr„. Aksum Krallığı’nı kuranların gelişinden önce yüksek Etyopya Platosu’nda yaşayan bir bölümünü belirtir, ilk Agavlar anı* misttiler; içlerinden bir kısım. Hıristiyanlığın doğduğu donemde Museviliği benimsedi. 320 yılına doğru, Etyopya Kilisesi devlet kilisesi olunca Yahudi Agavlar Hıristiyan Agaviar-dan ayrılarak, kendi krallıklarını kurdular. 1948?de kurulan İsrail’den önceki son Yahudi devleti olan Falaşa devleti, 1616’ya kadar (Etyopya imparatorluğuna katılma tarihi) bağımsızlığını korudu. Toprakları ellerinden alınan, Yahudi düşmanlığıyla karşı karşıya kalan Falaşalar, Etyopya’da en acınacak durumdaki topluluktu. XVI. yy’da 500 bini bulan sayıları, 1860’la-ra doğru 70 bine düştü. XX. yy’ın ortalarında bu rakam, 30 binin de altına indi. Falaşalar. 1984-1985’te, topluca İsrail’e göç ettiler.