FAŞİZM
1919’da, Benito Mussolini tarafından İtalyan Savaş Birlikleri («Fasci İtaliani di Combattimento») adı altında kurulan ve halk arasında «Kara Gömlekliler» denilen topluluğun simgelediği siyasî bir hareket olan faşizm, 1921’de parti kimliği kazandı, sonra, İtalya’nın ekim 1921’den temmuz 1943’e kadar yaşayacağı bir rejime dönüştü. «Faşizm» sözcüğünün anlamı sonradan genişleyerek totaliter doğrultudaki her türlü milliyetçi diktatörlüğü, hatta, bir grup veya bir kişinin otoritesine ve şiddete dayalı her türlü davranışı ifade etmeye başladı.
FAŞİZMİN BAŞLANGICI
Birinci Dünya Savaşı’nın ardından yönetici sınıfların yakalandığı bir çeşit hastalık gibi gösterilen, İtalyan düşünür Abruzzes Benedetto Croce’nin deyişiyle, İtalya’nın özgürlükçü tarihinde bir parantez olarak tanımlanan faşizm, bununla birlikte, ülkenin birliğinin sağlanmasından sonra, yapılanmasının tamamlanama-masını açıklayan karmaşık bir olgu olarak ortaya çıkmaktadır.
Aslında, İtalyan ulusal devleti geç kurulmuştur. Piemonte-Sar-dinya çevresinde bir İtalya Krallığı’mn kurulması (1861) için 1860-
1870 arasını beklemek gerekmişti. Papalık ile bir anlaşmazlık kaynağı olan Roma’mn ilhakı, ancak 1870 sonbaharında gerçekleşmiştir. Tepeden inme uygulamaya konan Ulusal Rönesans (Risor-gimento) halk yığınlarına ulaşamamıştır. 1912 yılında genel seçimin kabulüne kadar 1848 Anayasası’na (lo Statuto) göre işleyen siyasî sistem, vergili seçim rejimi uygulandığından geleneksel yüksek tabakanın tekelinde ve egemenliğindeydi. İtalya, savaşın eşiğinde, yasaların belirlediği ülkesiyle gerçek ülkesi arasındaki kopukluğun sancısını çekmekteydi. Katoliklerin seçime katılmayı reddetmeleri, gerçek anlamda siyasî partilerin olmayışı, çoğunluk oluşturabilmek için sürekli bir uyuşma bağdaşma arayışı, çıkar sağlayarak adam satın alma alışkanlığının yarattığı olumsuzluklar, siyasî yapının meşruiyetini yok eden öğeler halindeydi.
Bu sıkıntılar, sanayileşmiş Kuzey bölgesi (Cenova, Milano, To-rino) ile tarımla uğraşan Güney (Mezzogiorno) arasındaki eşitsizlikleri ortaya çıkartan ekonomik bir gelişmeyle daha da ağırlaşmıştı. 1880-1890 arasındaki hızlı büyüme, ülkenin içinde bulunduğu dengesizliği artırmış ve gelişmiş Kuzey ile, geleneklere saplanıp kalmış bir Güney arasında neredeyse sömürgecilik ilişkilerine yakın ilişkiler kurulmasına neden olmuştu.
Şefi yüceltme ye halkın askerleştirilmesi: Italyan faşizminin iki çarpıcı yönü. Siyasî eylem olarak şiddete yönelme, toplumu askerî modele göre biçimlendirme isteği ve gençleri askerî disipline tabi izci kuruiuşlannda toplamak, Ispanya ’daki falanjistler gibi başka hareketlere de esin kaynağı oldu.
Dengesiz gelişme, halk yığınlarının siyasî yaşama şı, milliyetçi gruplarca dile getirilen iktidar tutkusu, I ya Savaşı padak verdiğinde, ülkeyi başıboş bir süri içine atmış gibiydi.
Ulusal kimlik bunalımı
Benito Mussolini’nin becerisi, ülkede tam da ulusal b: nalımırun ilk çizgilerinin belirmeye başladığı bir anda, 1 dan yararlanmayı bilmek olmuştur. Padak veren savaşa mama konusundaki ulusal tartışma bu yolda bir açılıştır retmenken, Reggio Nell’Emilia Kongresi’nden (1912) s o: partinin devrimci kesiminin sözcülüğüne gelen Mussoliı karşı çıkmasına rağmen, savaşa katılınmasmdan yana t Ekim 1914’te partiden ihraç edilip, Avanti yönetmenliğinden alınınca, başlıca eylemi, devrimci ilke t gidişe müdahale edebilmek için bir devrimci eylem birliği 1 rar verdi ve İl Poyolo d’İtalia adlı gazetesi aracılığıyla, m; İtalya’nın, İtilaf Devlederi yanında savaşa girmesinde e
Bununla birlikte, savaşın açtığı yaralar olmasaydı, çekleşmeyebilirdi. Savaştan sonra, ülke, o zamana kaı zinin önderliğinde toplumun gelişmesine yön vermiş vizmin ve ilerleme düşüncesinin reddinde somutlaşa miş bir manevî çöküntü içine girdi. Eski tarafsızlık yar şı büyük bir hınç duyan eski savaşçılar, siyasî sisten için büyük bir istek duymaktaydı. Buna ek olarak, üll 1919’dan beri Güney’in geri kalmışlığının getirdiği den, işleyişi pamuk ipliğine bağlı bir üretim aygıtını ağır bir dönüştürme kriziyle karşı karşıya kaldı.
Enflasyon ve işsizlikle beslenen kriz, orta sınıflarır rasmın sorunlarını çözmekte aciz kalan eski yönetici: teğini çekmesine yol açtı. Bienno rosso (iki «kızıl yıl», süresince toprak ve fabrika işgalleriyle ülkeyi derinde derece ağır karışıklıklar, küçük ve orta burjuvaziyi del ledi ve böylece, bolşevik avına çıkan faşizmin sürdür yici karşı devrim» (A. Tasça) hareketini ateşledi.
Bu ulusal kimlik bunalımı, Mussolini’ye kendi eyle mak için aradığı fırsatı sundu. Mussolini, 23 mart 19 no’da ilk Kara Gömlekliler birliğini kurarken, hoşnut rı; 1919 Barış Konferansında, anavatandan ayrı kain çalarının ve sömürgelerin geri verilmesini kabul ett: veya ettirmeyi beceremedikleri için ulusal onuru suçlanan liberal parlamenter rejime karşı yönelen bi keti içinde birleştirmeyi hedeflemekteydi. İtalyan uh de, bir zaferi bozguna çeviren «kolu kanadı kırık zafı nin yaratıcısıysa Gabriele D’Annunzio’dur.
Devletin en yüce değer olarak yüceltildiği milliye Georges Sorel’in tarihte şiddetin rolü ve devrimci eyle gili düşüncelerini ve varlıklı sınıfların yönetimindeki ı sa, İngiltere) karşısında «büyük proleter» bir İtalya içi şüncesini benimseyen Mussolini, meşru zemindeki s lerinin yanı sıra, liberal devlete karşı vurucu faşist güç re) yıkıcı eylemlerini de sürdürdü. Ordudan gelen ve vaş deneyimlerini siyasî alana aktaran milis kuvvederi grupların ülkeye hâkim olmasıyla sonunda iktidar ele tir. 1919’da, şehirlerde sınırlı bir etkiye sahip olan fa saflarına küçük ve orta burjuvazinin de katılmasıyla geçmeden ülkenin dört bir yanını derinlemesine sara’ faşisderin iktidara gelmesi söz konusudur. Sosyalistle) şıtı tutumları, ama aynı zamanda, Katoliklerin sosya takındıkları tavırdan dolayı çoğunluk sağlanamama ni’nin, Kral III. Vittorio-Emmanuele ile girdiği ayal olanak veren kurumlardaki felcin nedenidir. Bu bağ] 1922’de düzenlenen Roma’ya yürüyüş, gerçek bir h besinden çok, sıradan bir güç gösterisidir. 29 ekim 19 ra çağrılan Mussolini, hiçbir doktrin ve ideolojiye b
FAŞİST GENÇLİK ÖRGÜTÜ
1938’de sayıları 800 000 kişiyi bulan ve yetişkinlerden c Gömlekliler» adlı milis kuvvetlerinin yanı sıra, 6 yaşından îtalyan genci, askerî disiplin ve düzenin uygulandığı birlik görmeye başladı. Buralarda savaş kahramanlıkları, itaat, ö daşiıkgibi değerler yüceltilerek, Duçe’ye ve İtalya’ya bağ! tiştirildi. Genç faşistlerin sloganı «İnanmak, itaat etmek, s 6-8 yaşındaki erkek çocukları Yavrukurt, 8-14 yaşlannda sever genç), 14-18 yaşlannda Amnguardisîİ (öncü genç), 18 daysa gerçek asker olmak üzere, eğitildikleri kalyan gençl nnda yetiştiriliyorlardı. îtalyan gençlik kuruluşları, bu yoli yenilemeyi ve sonsuza kadar iktidarda kalmayı hesaplay; min umuduydu. Okullarda öğrenciler partinin istediği do; tim görüyorlardı; parti, ayrıca, dopolavoro («işten sonra») a< güderi aracılığıyla bütün bir halkın boş zamanlarım deneti