Fresenius, Carl Remigius

Fresenius, Carl Remigius

(d. 28 Aralık 1818, Frankfurt am Main – ö. 11 Haziran 1897, Wiesbaden, Prusya), Alman analitik kimyacı. Nitel çözümleme (1841) ve nicel çözümleme (1846) konusundaki ders kitapları birçok kez basılıp çeşitli dillere çevrilmiş, uzun yıllar temel başvuru kaynağı olmuştur.
Fresenius, bir fotoğraftan yapılmış oymabaskı
Bavaria – Verlag
Fresenius bir eczanede çırak olarak yetiştikten (1836) sonra, 1841’de Giessen Üni-versitesi’nde Justus von Liebig’in asistanı oldu, 1843’te de doçentliğe yükseldi. 1845’ten başlayarak Wiesbaden’de bilimsel ve teknik eğitim ve araştırma konularıyla ilgilendi. 1862’de kurduğu ve ölünceye değin editörlüğünü yaptığı Zeitschrift für Analytische Chemie’(Analitik Kimya Dergisi) pek çok makalesi yayımlandı.
Freshfield, Douglas William (d. 27 Nisan 1845, Londra – ö. 9 Şubat 1934, Forest Row, Sussex, İngiltere), İngiliz dağcı, kâşif, coğrafyacı ve yazar. İngiliz üniversitelerinde coğrafyanın bir bilim dalı olarak okutulmasını savunmuştur.
Kafkas Dağlarının orta kesimindeki bir keşif yolculuğunda (1868), Avrupa’nın (bugün Ural Dağlarının batısında kalan eski SSCB toprakları dahil) en yüksek noktası olan Elbruz Dağına (5.642 m) ilk tırmanışı gerçekleştirdi. Himalayalar’daki Kançen-jonga (1899) ile Orta Afrika’daki Ruwenzo-ri Sıradağlarına (1905) tırmanma girişimlerinde başarısızlığa uğradı. Kraliyet Coğrafya Derneği sekreterliği (1881-94) ve başkanlığı (1914-17) ile Yazarlar Derneği başkanlığı (1908-09) yaptı. Kitapları arasında Italian Alps (1875; Italyan Alpleri), The Exploration of Caucasus (1896; Kafkasların Keşfi), Round Kangchenjunga (1903; Kançenjonga Çevresinde) ile Murray’s Guide to Switzer-land’m (Murray’nin İsviçre Kılavuzu) iki baskısı sayılabilir.
fresk (İtalyanca fresco: “taze”), doğrudan yeni uygulanmış ıslak sıvanın üstüne yapılan duvar resmi. Ezilip toz haline getirildikten sonra suyla karıştırılan boyalarla ıslak sıva üstüne yapılan resim, sıvayla birlikte kuruyarak duvarın kalıcı bir parçası olur. Tarih-öncesinden beri uygulanagelen fresk,
Boya hazırlayan ve fresk yapan İtalyan ustalar, Maso Finiguerra’nın olduğu sanılan bir baskıdan ayrıntı, 15. yüzyıl ortalan;
British Museum, Londra
British Museum, Londra, fotoğraf, J R Freeman & Co. Ltd
16. yüzyılda buon’ fresco (gerçek fresk) yöntemiyle en üstün noktasına ulaşmıştır. Cennini’nin II libro dell’arte’si (1437; Ustanın Elkitabı) bu tekniği ayrıntılarıyla anlatan ilk yazılı kaynaktır.
Fresco secco (kuru fresk) olarak bilinen en eski fresk tekniğinde, duvar yüzeyi söndü-
417 fresk
rülmüş kireçle sıvanır, sonra bu sıva kurumadan üstüne kirece dayanıklı boyalarla resim yapılır. Bu teknikte, fresk kuruduktan sonra renkler özgün tonlanndan daha soluk bir görünüme bürünür. Boya yüzeye tam anlamıyla emdirilemediğinden, Giot-to’nun bazı fresklerinde görülüdüğü gibi, zamanla kabarır ve yer yer dökülür. Ortaçağda ve Rönesans’ın başlarında çok uygulanan bu teknik, 18. yüzyılda Tiepolo, Boucher ve Fragonard tarafından yeniden canlandırılmıştır.
Buon’ fresco olarak bilinen ikinci yöntemdeyse sıva, boyayı tümüyle emer ve resim duvarla tam anlamıyla bütünleşir. Bu teknikte çıplak duvar önce bir kat kaba sıvayla örtülür, bunun üstüne kireç-kum karışımı bir sıva (arriccio) sürülür, yapılacak kompozisyonun ana çizgileri ruletli şablonla ya da kazınarak bu yüzeye aktarılır. Sonra kırmızı aşıboyasıyla üstünden gidilerek bu çizgiler daha belirgin hale getirilir. En üste, çizgileri yok etmeyecek kadar ince bir kat sıva (intonaco) daha çekilir. Boyanın bu son kat kurumadan sürülmesi ve resmin hızla bitirilmesi gerekir. Sönmüş kireçle hazırlanan sıva, sulu kireç çözeltisiyle doymuş duruma gelir; kireç çözeltisi, havadan karbonik asit alarak boyanın dokusuna işler. Böylece oluşan kireç karbonat, kalıcı bir pigment bağlayıcısı özelliği kazanır. Boya dana ya da domuz kılından fırçayla sürülür. Renklerin tonu, çabuk kuruyan sır katlarıyla ayarlanır. Mavi gibi kirece dayanıklı olmayan mineral renkler yüzey kuruduktan sonra uygulanır.
Fresk tekniğinde son kat ancak o gün boyanacak yere sürülür. İki ayrı günde yapılmış çalışmaların birleşme noktasının fark edildiği bazı örnekler vardır. Bunun önüne geçmek için birleşme yerleri anında kazınarak ya da ıslatılarak düzeltmeler yapılır. Küçük düzeltmeler kazein ve yumurtalı tempera(*) ile yapılabilir; büyük düzeltmelerde yüzeyin bütünüyle kazınıp son kat sıvanın yeniden uygulanması gerekir.
Eski Yunan’dan günümüze buon’ fresco ile yapılmış hiçbir resim ulaşmamıştır. Ama Roma dönemi Pompei evlerinde (İS 2. yy), Mançurya’da Liaoyang’daki Çin mezarlarında ve Hindistan’daki Ajanta mağaralarında (6. yy) günümüze kalmış fresk örnekleri vardır. Bu tekniği en yetkin biçimde Michel-angelo(*) ve Raffaello(*) uygulamışlardır. Andrea Orcagna, Gozzoli ve Domenico Ghirlandajo da buon’ fresco yöntemiyle çalışmış sanatçılardır. 20. yüzyılda ise MeksikalI Orozco, Rivera ve Tamayo gibi duvar ressamları bu teknikle yapıtlar vermişlerdir.
Yapıların dış cephesindeki freskler graffito (İtalyanca graffiare: “kazımak”) yöntemiyle yapılır. Duvara kaba sıvadan sonra üst üste ince sıva katları çekilir. Bunların her biri kirece dayanıklı, ayrı renkte pigmentlerle renklendirilmiştir. Kompozisyona göre nerede hangi renk elde edilmek isteniyorsa, o renkteki sıva katının üstünde bulunan katlar sivri uçlu bir aletle kaldırılır. Ortaçağdan beri geleneksel bir halk sanatı türü olarak süren graffito tekniği 13. yüzyılda Almanya’da yaygınlaşmıştır. 20. yüzyılda ise kuzey ülkelerinde yeniden canlandığı görülür.
Kuzey ülkelerinde, nem ve soğuk gibi elverişsiz hava koşulları freskin yapıların içinde pek fazla kullanılmaması sonucunu doğurmuştur. Bugün her yerde, hava kirliliğiyle artan sülfürün olumsuz etkileri, yüzyıllardır güzelliğinden hiçbir şey kaybetmemiş olan fresklerin korunmasında önemli bir sorun oluşturmaktadır. Ayrıca bak. duvar resmi.
Fresnay, Pierre 418
Fresnay, Pierre, asıl adı pierre-jules-louis LAUDENBACH (d. 4 Nisan 1897, Paris -ö. 9 Ocak 1975, Paris, Fransa), çok yönlü Fransız tiyatro ve sinema oyuncusu. Tiyatro oyuncusu olan amcası Claude Garry’nin yanında yetişti. Sahneye ilk kez 1912’de çıktı. Daha sonra Paris Konservatuvan’na girdi.
1915’te pensionnaire (koşullu üye) olarak Comédie-Française’e alındı. Seksen kadar oyunda oynadı; özellikle Alfred de Musset’ nin oyunlarında başarı kazandı. 1927’de sociétaire’lige (tam üye) kabul edildi. İzleyen 10 yıl içinde Fransa’dan başka ABD ve Ingiltere’de de sahneye çıkmayı sürdürdü. Bu dönemdeki Cyrano de Bergerac (1928) ve Don Juan (Londra, 1934) en ünlü rolleriydi. Fresnay’nin İngilizce oynadığı ilk oyun Noël Coward’in Conversation Piece’i (1934) oldu. New York ve Londra’da sahnelenen bu oyunda karısı Yvonne Prin-temps’la karşılıklı oynadı. Karı koca daha sonra Paris’teki Théâtre de La Michodière’ in başına getirildiler (1937).
Fresnay, şansını sinemada denemek amacıyla 1931’de Comédie-Française’den ayrıldıktan sonra birçok sessiz filmde rol aldı. Ama sinema oyuncusu olarak asıl ününü, Marcel Pagnol’un üçlemesinden uyarlanan Marius (1931), Fanny (1932) ve César (1936) filmlerinde canlandırdığı Marius tipiyle kazandı. Jean Renoir’ın La Grande illusion (1937; Harp Esirleri!Büyük Aldanış) adlı (Erich von Stroheim’ın da rol aldığı) filmindeki genç Fransız subayı rolüyle sinema oyunculuğunda doruğa yükseldi. Monsieur Vincent’la (1947; Bay Vincent) Venedik Bienali Ödülü ve Dieu à besoin des hommes’Xa (1950; Tann’nın İnsanlara Gereksinimi Var) daha başka ödüller kazandı.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*