Genel

Galateia

Galateia

Eski Yunan mitolojisinde deniz tanrıçası. Efsaneye göre olağanüstü güzelliğiyle Kyklops Polyphemos’un âşık olduğu Galateia, sevgilisi çoban Akis’le birlikteyken, Polyphemos’a yakalanmış, Polyphemos Akis’i bir ka¬yanın altında ezerken, denize atlayıp, kızkardeşleri olan Nereus kızlarına katılmıştır. Bir başka efsaneye gö¬re, Kıbrıs kralı Pygmalion, fildişi bir heykel olan Gala- teia’ya âşık olmuş ve Afrodit’e heykele can vermesi için yalvarmış, Afrodit’in heykeli canlandırmasıyla Gala- teia’yla evlenmiştir. Bu öykü tarih boyunca pek çok sa¬natçıya esin kaynağı olmuştur (George Bernard Shaw’un Pygmalion adlı oyunu, bu oyundan esinlenile¬rek yazılan My Fair Lady müzikali, vb.).
Galati
Romanya’nın güneydoğu kesiminde kent. Tuna ırmağı kıyısında, ırmağın Karadeniz’e döküldüğü yerin 130 km kadar batısında yeralan Galati’nin nüfusu 307 400’dür. Romanya’nın başlıca limanlarından biri ve önemli bir sanayi (tersaneler, demir-çelik tesisi, kimya ve dokuma sanayileri, mobilya fabrikaları) merkezidir.
Galatia
Eskiçağ’da Anadolu’daki Sakarya ırmağı (Sangarios) ile Kızılırmak (Halys) arasında kalan bölgeye verilen ad. İ.Ö. 208’de İznik kralı Nikomedes l’in iç ayaklanmalara karşı yardıma çağırdığı Galya kökenli Galatların (bölge¬nin adı onlardan kaynaklanır) yerleştikleri Galatia (ya da Galatya), İ.Ö. 230’a doğru, Galatları yenen Bergama kralı Attatos I tarafından üç bölgeye ayrıldı. İ.Ö. 85’te Roma’nın korumasındaki bölgelerden birine dönüşüp, İ.Ö. 25’te Pahphlagonia’nın da eklenmesiyle sınırları çok daha geniş olan Galatia eyaletini oluşturdu. İ.S. I. yy’a doğru, Aziz Paulus bölgede hıristiyanlığı yaydı ve Galatyalılara Mektuplar’da, bölgede kurulmuş hıristi- yan kiliselerini anlattı.
Galba, Servius Sulpicius
Roma imparatoru (Terracina İ.Ö. 3’e d.-Roma İ.S. 69). Konsüllüğe getirilen (İ.S. 33) Servius Sulpicius Galba, 39-43 yılları arasında Yukarı Germania’yı yönetmekle görevlendirildi. Afrika prokonsüllüğü (44-47) yapıp, Tarraconensis (İspanya) valiliğine getirildi (60) ve bu gö-revdeyken Neron’a karşı ayaklandı (68). Neron’un ölü-münden sonra, Roma’ya giderek imparator ilan edildi. Germania lejyonlarının Vitellius’u imparator ilan etme¬leri üstüne (Ocak 69), Calpurnius Piso Lucinias’u evlat edindiyse de, her ikisi de, Otho’dan yana olan askerler tarafından öldürüldüler.
Galbraith, John Kenneth
ABD’li iktisatçı (İona Station, Ontario 1908). Princeton ve Harvard üniversitelerinde ders veren John Kenneth Galbraith, yaşadığımız dönemi “teknik yapı çağı” diye
ABD’li iktisatçı John Kenneth Galbraith, Adlai Stevenson, John F. Kennedy, vb. devlet adamlarına danışmanlık yaparak, ABD ekonomisinin uzun vadeli planlanmasında önemli rol oynamıştır.
adlandırarak, söz konusu yapının, karar gücünü elinde tutanların tümünden oluştuğunu ileri sürdü (The Afflu¬ent Society[ReiahTop\umu, 1958]; New industrialSta- te [Yeni Sanayi Devleti, 1967]; vb.). Yalın bir dil kullana¬rak yazdığı yapıtlarla (A Contemparary Guide To Eco¬nomics, Peace and Laughter[Ekonom\, Barış ve Mutlu¬luk İçin Çağdaş Rehber, 1973; vb.) görüşlerinin geniş kitlelere yayılmasını sağladı.
galen
Doğal kurşun sülfür. Kurşunun en önemli filizi olan ga¬lenin simgesi PbS, sertliği 2, özgül ağırlığı 7,4-7,6’dır.
Doğada bol bulunan galen, koyu gri ya da siyah renklidir. Genellikle düzgün damarlar, yumrular ya da tabakalı yataklar halinde bulunur.
Genellikle küp ya da sekizgen billurlar biçiminde rast¬lanır. Doğada bol bulunan tek kurşun filizidir. Çoğun¬lukla gümüş de içerir.
Galenos Klaudios
Eski Yunan hekimi (Bergama 131’e doğr.-Roma ya da Bergama 201’e doğr.) Felsefe ve tıp öğrenimi gören Galenos Klaudios (Latince Claudius Galenus), yapıtla¬rıyla Aristoteles’in yanı sıra XVII. yy. ortasına kadar tıp dünyasına egemen oldu. Çok başarılı bir anatomi uz¬manı olmasına (özellikle kalp ve sinir sistemiyle ilgili bir¬çok buluş gerçekleştirmiştir) karşılık, insan bedeninin iş¬leyişi ve hastalık nedenleriyle ilgili olarak dört sıvının (kan, sidik, safra, kara safra) varlığı üstüne kurduğu ku¬ram, tıbbın gelişmesini uzun süre engelledi.
Galerius
Roma imparatoru (İllyria 242-Nikomedeia [günümüz¬de İzmit] 311). Trakyalı bir çobanın oğlu olan Galerius (tam adı Gaius Galerius Valerius Maximianus’tur), Ro¬ma ordusunda uzun süre çarpıştı. Generalliğe yükselip, 293’te Dincletianus ve Maximianus tarafından sezar ilan edilerek, dörtlü yönetimin (tetrarchia) üyelerinden biri oldu ve Docletianus’un kızıyla evlendi. 297-98’de Perslere karşı parlak bir zafer kazanıp, Diocletianus ile Maximianus’un 305’te çekilmelerinden sonra, Doğu imparatoru (augustus) ilan edildi. Hıristiyanlara ağır bir baskı uygulayıp, Batı’daki iç savaşla parçalanmış impa¬ratorluğu birleştirdi. İnanç ve ibadet özgürlüğü tanıyan bir buyrultu yayınladıktan kısa süre sonra öldü.
Galicia
İspanya’nın kuzeybatı kesiminde bölge. Kuzeyde Viz- caya körfezi, batıda Atlas okyanusu, güneyde Porte¬kiz’le sınırlı olan Galicia’nın yüzölçümü 29 590 km2, nüfusu 2 863 223’tür. Portekizce’ye çok yakın bölgesel bir dil olan Galicia dili konuşulan bölge, La Çoruna, Lu- go, Orensa ve Pontevedre illerini içine alır.
İ.Ö. VI. yy’da Keklerden Gallaecilerin (adı onlardan gelir) yerleştikleri Galicia, İ.Ö. 137’de Roma İmparator- luğu’na katıldı. 410’da bağımsız bir krallığa dönüşüp, 585’te Vizigotlar tarafından işgal edildi. 718-757 arasın¬da müslüman Arapların egemenliğinde kalıp, 914’te Asturias Krallığı’na, XIII. yy’da Castilla Krallığı’na katıldı.
Galiçya
Doğu Avrupa’da tarihsel bölge. Karpat dağlarının kuze-yinde yeralan, günümüzde Polonya (Krakow çevresin¬deki bölge) ile Ukrayna arasında bölüşülmüş olan Ga¬liçya, Ortaçağ’da bir Rus Prensliği’yken (adı prensliğin başkenti Galiç’in Polca adı Halicz’den kaynaklanır) Moğollar tarafından ilhak edildi. 1340’ta Polonya’ya katılıp, Polonya’nın ilk bölüşülmesi sırasında Avusturya tarafından işgal edildi.
1868’de Polca eğitimi ve yerel yönetimi içeren sınırlı bir özerklik tanınmasıyla, bölüşülmüş Polonya’da ulus¬çuluğun merkezi oldu. 1918’de Polonya yeniden kuru¬lunca, Polonya’ya geçip, 1939’da Sovyet-Alman paktı¬nın imzalanmasından sonra, doğu kesimi sovyet dene¬timine girdi.
Galilei, Galileo
İtalyan astronomu ve fizikçisi (Pisa 1564-Arcetri 1642). 1581 ‘de Pisa Üniversitesi’nde tıp öğrenimine başlayan Galileo Galilei (Galile de denir), Aristoteles öğretisini öğrendi. Matematik çalışmalarına yönelip (1584), Pi- sa’ya gitti (1585). Pisa katedralinin tavanındaki bir lam¬banın sallanmasını inceleyerek, salınımların eşzamanlı olduğunu gördü ve sarkacın zaman belirtmede kullanı¬labileceğini kanıtladı. Pisa Üniversitesi’nde matematik profesörlüğüne getirilip (1589), dünya sistemiyle ilgile¬nerek,çok geçmeden Kopernik’inıGüneş’i’merkezalan sisteminin doğru olduğunu anladı. Padova Üniversite- si’ne geçip (1592), astronomi incelemelerinde gök dür¬bünü kullanımını başlatarak (1609), birkaç ay içinde Jü¬piter’in uydularını, Güneş lekelerini, samanyolunun yıl¬dızlı yapısını buldu ve Aristoteles fiziğine, Ptolemai- os’un sistemine karşı kanıt olarak kullandı. Floransa bü- yükdükünün matematikçiliğine (1610) atanıp, Roma’ya bir yolculuk yaparak (1611), papa tarafından kabul edildi. Yeniden Roma’ya çağrılıp (1615), altı ay kalarak rakiplerine karşı düşüncelerini savunduysa da, sistemi¬nin saçma olduğuna karar veren Roma yargıçları tara¬fından ders vermesi yasaklandı. Floransa’ya dönüp, 1632’de yayınladığı Dialogo Sopra i Due MassimiSiste¬mi del Mondo, Ptolemaico et Copernico (İki Büyük Dünya Sistemi Üstüne Söyleşi, Ptolemaios ve Koper-

Galileo Galilei’nin, döneminde yapılmış bir portresi.

nik) adlı yapıtında, Kopernik’i gene, ama bu kez üstü örtülü olarak savundu. Ne var ki, rakiplerinin papayı mezhep sapkını olduğuna inandırmaları üstüne Ro- ma’da tutuklandı (1633 başı). Engizisyon mahkemesine çıkarılıp (22 Haziran 1633), diz çökerek Kopernik öğre¬tisinden vazgeçtiğini söylemek zorunda kaldı (kalkar¬ken “herşeye karşın dünya dönüyor” diye fısıldadığı söylenir). Siena’ya sürülüp, altı ay sonra, Arcetri’deki villasında gözaltında tutulma isteğini kabul ettirdi ve orada öldü.
Yapıtları genel olarak XVII. yy.’da astronomiye bü¬yük atılımlar yaptıran Galileo Galilei, Aristoteles fiziği ile Ptolemaios’un kuramlarının bir yana bırakılmasını sağ-lamıştır. Ayrıca, matematikte cisimlerin düşme yasaları¬nı bulmuş, statik ve dinamiğin temel ilkelerini ortaya koymuş, kısacası XVII. yy.başında modern bilimin doğ¬masına büyük katkısı olmuştur.
Galip, Leskofçalı: Bk. LESKOFÇALİ GALİP.
Galip Dede: Bk. ŞEYH GALİP.
Galip İsmail
Türk eski para uzmanı (İstanbul 1847-ay.y. 1895). Sad-razam İbrahim Ethem Paşa’nın oğlu olan Galip İsmail, eski para biliminin (nümizmatik) Türkiye’deki kurucu¬sudur.
Başlıca yapıtları: Takvim-i Meskûkât-ı Osmaniye (Osmanlı Paraları Albümü, 1891). Takvim-iMeskûkât-i Selçukiye(Selçuklu Paraları Albümü, 1892), Türkmeni- ye Kata loğu ( 1894),Meskûkât-ı Kadime-i İslâmiye (Eski Islâm Paraları, 1895).
Galip Paşa
Türk devlet adamı ve şairi (İstanbul ?-ay.y. 1876). Divan kâtipliği, defterdarlık, kaymakamlık, mutasarrıflık gibi görevlerde bulunup, mirimiran rütbesiyle paşalığa yük-seltilen Galip Paşa (Türk Galip de denir), halk ağzıyla, güldürücü, yergi dolu gazeller yazmayı deneyerek, Mutayyebat-ı Türkiye (Türklere Ait Eğlenceli Fıkralar) adlı ünlü yapıtında, çağının şiir anlayışını yeren bir anla¬tım geliştirdi. Kastamonu halk ağzını aruza uygulayarak yazdığı bu yapıt, Macar türkologu Jozsef Thery’nin A Kasztamuni i Török Nyelvparas (Kastamonu Türk Ağzı, 1885) adlı çalışmasına kaynak oldu.
Gali, Franz Joseph
Alman hekimi (Tiefenbronn 1758-Montrouge,İFransa 1828). İnsanın yetilerini anlamak için kafatasını elle yoklamanın yeterli olduğunu öne süren frenoloji öğre¬tisini ortaya atan Franz Joseph Gali, bu öğretisinin yan¬lışlığının kanıtlanmasına karşılık, beynin çeşitli bölgele¬rinin bedenin çeşitli bölgelerini denetlediğini bulmuş¬tur.
Başlıca yapıtları: Anatomie et Physiologie du Systè¬me Nerveux en Générale et du Cerveau Particulier (Genel Olarak Sinir Sistemi ve Özellikle Beyin Anatomi¬si ve Fizyolojisi, 1810-1820), Sur les Fonctions du Cer¬veau et Sur Celles de Chacune de ses Parties (Beyinin ve Bölümlerinin Herbirinin Görevleri Üstüne, 1822- 1825)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir