Genel

Gandhi, Raciv

Gandhi, Raciv

Hintli siyasetçi (Bombay 1944-Madras 1991). İndira Gandhi nin oğlu olan Raciv Gandhi, annesinin ısrarıyla
/ 9547e annesinin yerine
başbakanlığa getirilen Raciv Gandhi, Pencab ve Assam ‘daki ayaklanmaları uzlaşma yoluyla yatıştırmaya çalışmış, ama bu bölgelerde ve ülkenin öbür kesimlerinde şiddet olayları artınca, bir baskı rejimi uygulamaya koyulmuştur.
siyasete atılıp, milletvekilliğine seçildi (1981) Annesi öldürülünce (1984) Kongre Partisi başkanlığına seçile¬rek, başbakanlığa atandı. Sri Lanka’daki ayaklanmanın bastırılması için asker göndermesinin (1987), yurt için¬de ve dışında saygınlığını sarsması ve yapılan seçimler¬de (1989) partisinin başarısızlığa uğraması üstüne baş-bakanlıktan çekilip, 1991 seçimlerine hazırlanırken bir seçim gezisinde öldürüldü.
Ganga: Bk. ganj.
Ganimed
Jüpiter’in üçüncü uydusu. 1610’da Galilei tarafından bulunmuş olan Ganimed, 5 276 km’lik çapıyla, Merkür gezegeninden büyük bir uydudur (Güneş sisteminin de en büyük uydusudur). Jüpiter’in merkezine ortalama uzaklığı 1 170 000 km’dir; gezegenin çevresindeki yö-rüngesinde dolanımını bir haftadan kısa sürede tamam¬lar. 1979’da ABD Voyager sondalarıyla çekilen fotoğ¬rafları, çok farklı yüzeyşekilleri ortaya koymuştur.
Ganizade, Sultanmecit
AzerbaycanlI yazar ve dilci (Şamah 1866-;’ 1937), Şa- mahı’da Rusça ve Farsça öğrenen Sultanmecit Ganiza- ‘ Ti( Öğütmen Okulu’nu bitirerek, Bakü’de öğret¬menliğe atandı. Edebiyatla ilgilenmeye başlayıp, Azeri tiyatrosunun gelişmesi yolunda çalışmalar yaptı ve bir¬çok yapıtı sahneye koydu (1898). Maarif müfettişliği, Azerbaycan Tetkik ve Tetebbu Cemiyeti sekreterliği yapıp, Azerbaycan İlmi Tetkikat Enstitüsü sözlük kuru¬lunda görevlendirildi.
Başlıca yapıtları: Evvel imci Şarapçı (oyun, Tols¬toy’dan uyarlama), Azeri Türkçesi Grameri, Tatarskiy- Russkıy Sulovar (Tatarca-Rusça Sözlük), Russko- Tatarskıy Sulovar (Rusça-Tatarca Sözlük), Maktubatı- Şeyda Beg Şırvani (roman, 1900).
Ganizade Nadiri
Türk şairi (İstanbul 1572-ay.y. 1626). Kazasker Abdül-

gani Efendi’nin oğlu olan Ganizade Nadiri, medrese öğrenimi gördükten sonra müderrislik yaptı; Selanik, Mısır, Edirne ve İstanbul gibi kentlerde kadı olarak bu¬lundu. Anadolu (1612) ve Rumeli (1618) kazaskerlikle¬rine atanıp, bu son görevindeyken öldü.
Ganizade Nadiri, özellikle mesnevi ve kaside alanın¬da ün yapmış, Miraciye’si çağının önde gelen yapıtları arasında sayılmıştır. Öbür yapıtları arasında Divan’ı ve Şehname’si (üçbin beyitlik mesnevi) de önemlidir.
Ganj
Hindistan’da ve Bangladeş’te ırmak. Hinduların kutsal saydıkları Ganj’ın (Hintçe Ganga) uzunluğu 3 090 km’dir; 2 165 000 knr’lik bir havzayı akaçlar. İki büyük kolu Alaknanda ve Bagirathi’nin, Nanda Devi yakınla¬rında Himalayalar’da doğup, güney-güneybatıya doğ¬ru akarak, Ganpur yakınında birleşmeleriyle oluşan Ganj, güneydoğuya ve doğuya doğru akarak, yoğun ta¬rım yapılan Uttar Pradeş, Bihar, Batı Bengal ovalarını aşar. Bangladeş’e girip, denizden 320 km kadar içerde yoğun nüfuslu delta bölgesini oluşturur. Delta’nm aşağı kesiminde Brahmaputra’nın kolu Yamuna’yla birleşe- rek oluşturduğu Padma ırmağı, Çittagong yakınında bir¬çok kola ayrılarak denize dökülür.
Ganj ırmağının kıyılarında kutsal kent Varanasi, tica¬ret merkezi Allahabad, sanayi merkezi Ganpur, pirinç üretimi ve işleme merkezi Patna gibi önemli kentler ye- ralır. Verimli havzasında, çeşitli tahıl, şekerkamışı, pa¬muk, pirinç, lake ağaçları, vb. yetiştirilir. Hindular, Ganj’da yıkanmanın insanı bütün günahlarından arındı¬racağına inanırlar. Sanayi, kent ve tarım atıklarıyla kir¬lenmiş olan sularının temizlenmesi için 1985’ten bu ya¬na çalışmalar yapılmaktadır.
Garaudy, Roger
Fransız siyasetçisi ve filozofu (Marsilya 1913). Felsefe öğretmenliği yapan Roger Garaudy, 1945’te Fransız Komünist Partisi’nin Merkez Komitesi üyeliğine getirile¬rek, 1945-1951 ve 1956-1958 arasında milletvekilliği, 1959-1962 arasında Senato üyeliği yaptı. Çekoslovak¬ya olaylarından sonra Fransız Komünist Partisi yönetici¬lerini SSCB’yi desteklemekle suçlaması üstüne parti üyeliğinden çıkarıldı. Yapıtlarında insancıl bir marksçı- lıktan hıristiyan düşüncesine, oradan da İslâm düşünce¬sine yönelip, İslâm dinini benimsedi.
Başlıca yapıtları: Dieu est Mort (Tanrı öldü, 1962), La Liberté en Sursis: Prague 1968 (Ertelenen Özgürlük: Prag, 1968), Alternative (Seçenek, 1972), Parole d’Homme (Erkek Sözü, 1975), Projet Espérance (Umut Projesi, 1976). Yaşayanlara Çağrı (Appel aux Vivants, 1979), Pour l’Avenement de la Femme (Kadının Yük¬selmesi İçin, 1981), Biographie du XXe Siècle (XX. Yüz¬yılın Yaşamöyküsü, 1985), Mon Tour du Siècle en Soli¬taire (Anıları, 1989).
Garbo, Greta
ABD uyruğuna geçmiş İsveçli kadın sinema oyuncusu (Stockholm 1905-New York 1990). Bir süre dansçılık yapan Greta Garbo (asıl adı Greta Lovisa Gustafs- son’dur), Gösta Berling Efsanesi (Gösta Berlign’s Saga, 1921 ) adlı filmle sinemaya geçti. 1925’te ABD’ye yerle¬şip, peşpeşe oynadığı filmlerle sinemanın en ünlü kadın oyuncuları arasına girdi: Ten ve £eyfan(Flesh and De- vil, 1927), Anna Christie (1930), Mata Hari (1932), Bü¬yük Otel (Grand Hotel, 1932), Kraliçe Christina (Qu-
Stockholm Tiyatro Okulu’nda öğrenim gören Greta Garbo,
1925’te ABD’ye göçerek, kısa sürede büyük ün kazanmış. Ten ve Şeytan (1927), Anna Christie (1930) gibi filmlerle, dünyanın her yanından seyircilerin en beğendiği kadın sanatçılar arasında yer almıştır.
een Christina, 1933), Anna Carenina (1935), Kamelyalı Kadın (Camille, 1936), Umutsuz Aşk (Conquest, 1937), Ninotchka (1939), Two Faced Woman (İki Yüzlü Kadın, 1941) adlı filmden sonra, genç yaşta sinemayı bıraktı ve insanlardan uzak yaşadı.
Garcia Lorca, Federico
İspanyol şairi ve tiyatro yazarı (Granada 1899-ay.y. 1936). Edebiyat ve hukuk öğrenimi gören Federico Garda Lorca, 1919’da Madrid’e yerleşti.Cumhuriyetin ilanı sırasında (1913), İspanyol tiyatrosunun evriminde
İspanyol şairi ve oyun yazarı Federico Garcia Lorca ‘nın, Gregorio Prieto tarafından yapılmış bir desen çalışması. Federico Garcia Lorca, Andalucía halk şiirlerinden ve folklorundan esinlendiği yapıtlarında, insanın bir dizi gizli gücün elinde oyuncak olduğu temasına sık sık yer vermiştir.

çok özel bir rol oynayan üniversite tiyatrosu La Barra- ca’yı yönetti. 1936’da savaş patlak verince, siyasetle doğrudan doğruya hiç uğraşmadığı halde, general Franco yandaşları tarafından kurşuna dizildi.
Lorca’nın iki yönü vardır: Şair ve tiyatro yazarı. Şair olarak Libro de Poemas (Şiir Kitabı, 1921 ), Romancero Gitano (Çingene Romansları, 1928), Poema del Cante fondo (Cante Jondo’nun Şiiri, 1931), ignacio Sánchez Mejias İçin Ağıt (Llanto por İgnacio Sánchez Mejias, 1938’de yayınlandı) yapıtlarını yayınlamış, temalarını Andalucía halk şiirlerinden ve folklorundan alan bu şiir-lerde hep, insanın bir dizi gizli gücün elinde oyuncak olduğu, düşgücünün akla ağır bastığı, ölüm ve aşkın başlıca rolü oynadığı bir dünyayı işlemiştir. Yaşamının son yıllarında yazdığı oyunlarla da, çağdaş İspanyol ti-yatrosunun en iyi yapıtlarını ortaya koymuştur: Kanlı Düğün (Bodas de Sangre, 1933), Yerma (1934), Ber-narda Alba’nın Evi (La Casa de Bernarda Alba, 1945), vb.
Garcia Marquez, Gabriel
KolombiyalI yazar (Aracataca, Magdalena ili 1928). Bo-gota’da hukuk öğrenimi gören Gabriel Garcia Margu-

Cabriel Carda Marquez.
ez, Paris’te (1955-1957), Caracas’ta, Barcelona’da ga-zetecilik yaparak, sinema eleştirileri ve geniş bir okur kitlesinin ilgiyle izlediği röportajlar yayınladı. İlk romanı La Hojarasca (Yaprak Fırtınası, 1955) ilgi uyandırmadıy- sa da, Albaya Kimseden Mektup Yok’la (El Corone no Tene Quien la Escriba, 1961) ve Yüz Yıllık Yalnızlık’h (Cien Anos de Soledad, 1967) uluslararası üne kavuştu ve yapıtları birçok dile çevrildi. Başkan Babamızın Son-baharı(El Otoño del Patriarca, 1975) ve gerçek bir cina¬yet olayından esinlendiği Kırmızı Pazertesfyi (Crónica de una Muerte Anunciada, 1981) yayınlayıp, 1982’de Nobel Edebiyat Ödülü’nü aldı.
Garcilaso de la Vega
İspanyol şairi ve subayı (Toledo 1503-Nice 1536). Kari V’le İtalya’ya giden Garcilaso de laVegaPaviaSavaşı’na (1525), Kanuni Sultan Süleyman’a’karşı Viyana savun-masına (1529), Tunus kuşatmasına (1535) katıldı. Ro- sa’yla birlikte, İspanya’ya İtalyan dize tekniklerini ve Rönesans’ın petrarcacı temalarını sokup, İtalyan şiirini örneksemekle birlikte, od ve şarkılarına özgün bir hava vermeyi başardı. Güney Fransa’da Frejus saldırısında çarpışırken öldü.
Garda gölü
İtalya’nın en büyük gölü. İtalya’nın kuzey kesimindeki Piemonte bölgesinde; Milano’nun 105 km doğusunda yeralan Garda gölünün yüzölçümü 370 km2, en geniş yeri 18 km, en derin yeri 346 m’dir. Sarca ırmağı tara-fından beslenip, suların fazlasını Mincio ırmağıyla akıtır. Kıyılarında turizm büyük ölçüde gelişmiştir.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir