Gazan, Mahmut
İlhanlı hükümdarı (? 1217-1 1304). Argun Han’ın oğlu
olan Mahmut Gazan, 1295’te tahta çıkıp, veziri Sadet-
tin es-Savi’nin görevlerini elinden alarak, ülkeyi tek ba-
şına yönetti.Çeşitli reformlar yaptı; ama Asya’dan gelen
saldırıları durduramadı. Bilimsel çalışmalara (tarih, gök-
bilim, el sanatları, tıp, kimya) girişip, birçok cami, hayır
kurumu, gözlemevi (Tebriz’de), medrese, vb. yaD
tirdi.
Gaziantep ilinin merkezi. Gaziantep yaylası adı verilen
dalgalı arazinin aşağı yukarı ortasına rastlayan bir nokta-
da, Fırat ırmağına karışan Sacur çayının kolu Allaben
deresinin vadisinde kurulmuş olan Gaziantep kenti, de-
miryolu ve karayoluyla çeşitli doğrultulara bağlanan
önemli bir ulaşım merkezidir.
Gaziantep yöresinin tarihsel merkezi, günümüzde
Gaziantep kentinin 10 km kadar kuzeyinde bulunan
Dolike (günümüzdeki Dülük köyü) kentiydi. Elden ele
geçtikten sonra, VII. yy’da müslüman Araplar tarafın-
dan BizanslIlardan alınan Dolike kenti, XI. yy’da da Sel-
çuklu Türkleri tarafından fethedildi. Daha önemli bir
konumda bulunduğu halde, Türklerin Anadolu’ya giri-
şine kadar büyük bir dinsel merkez olan Dülük’ün göl-
gesinde kalmış olan Gaziantep (o dönemde adı Ayın-
tap’tı) Türk egemenliğine girince gelişmeye başladı. ‘
1098’de Haçlılar tarafından işgal edilen Ayıntap, 52
yıl sonra Türk hükümdarı Nurettin Zengi’nin Haçlıları
kentin önünde bozguna uğratmasıyla (1150) işgalden
kurtuldu. Eyyubilere geçen kent, 1270’te flhanlılartara-
fı ndan alındıysa da, 1273’te Mısır Memluklularına geç-
ti. Daha sonra Dulkadıroğulları Beyliği tarafından alınıp,
1516’da kesin olarak Osmanlı topraklarına katıldı.
XVIII. yy’da 32 mahallesi, 140 camisi bulunan kent,
1839 Nizip’Savaşı’nda,’Mısırlılara geçtiyse’de,’kısa süre
sonra geri alındı. XIX. yy. sonlarında nüfusunun 43 000
dolayında olduğu, XX. yy. başlarındaysa 50 000’i geçti-
ği sanılan kent, 15 Ocak 1919’da İngilizlertarafından iş-
gal edilip, aynı yılın ekim ayında Fransızlara verildi.
Ama kent halkının kesintisiz direnmesi sonucunda, 25
Aralık 1921 ‘de Fransız askerleri tarafından boşaltıldı ve
halkın kahramanca direnişinden dolayı, “Gaziantep”
diye adlandırıldı.
GÜNÜMÜZDE GAZİANTEP
Birinci Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı yıllarında
önemli ölçüde gerileyen Gaziantep’in nüfusu, 1927’de
yapılan cumhuriyetin ilk nüfus sayımında 39 600’dü,
1935’te 50 000’i (50 965), 1960’ta 100 000’i (124 097),
1970’te 200 000’i (227 652), 1975’te 300 000’i (300
GAZİ GİRAY II 227
Gaziantep müzesi.
882) aştı. 1985’te 500 000’e yaklaşıp (478 635),
1990’da 600 OOO’İ aştı (603 434).
Günümüzde Gaziantep kentinin alçak semtleri 800
m yükseltide yayılır. Yükselti orta kesimlerde 850 m’yi,
kalenin bulunduğu semtlerdeyse 910 m’yi bulur. Gü-
neydoğu Anadolu Bölgesi’nin birinci, Türkiye’nin altıncı
büyük kenti olan Gaziantep, nüfus artışına paralel ola-
rak alan bakımından da genişlemiş ve demiryolu istas-
yonunun kuzeyine taşmıştır.
Gaziantep canlı bir ticaret ve endüstri sanayi (doku-
ma ve çimento sanayileri, yağ ve sabun fabrikaları, deri
işçiliği) merkezidir. Geleneksel uğraşırdan tatlıcılık ve
şarapçılık da sürdürülmektedir.
Gaziantep al)_
Büyük bölümü Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde, batı-
da kalan küçük bir kesimiyse Akdeniz Bölgesi sınırları
içinde yeralan il. Yüzölçümü 7 642 km2, nüfusu 1990
sayımında 1 140 594, merkezi Gaziantep kenti olan
Gaziantep ili, 10 ilçeye ayrılmıştır: Şahinbey, Şehitkâ-
mil, Araban, İslahiye, Kargamış, Kilis, Nizip, Nurdağı,
Oğuzeli, Yavuzeli.
Güneyde Suriye toprakları,doğuda Şanlıurfa, kuzey-
doğuda Adıyaman, kuzeyde Kahramanmaraş, batıda
Adana, güneybatıda Hatay illeriyle sınırlı olan Gazian-
tep ilinin doğu kesimleri, yükseltisi 500-700 m arasında
değişen bir yayla görünüşündedir. Güneye ve doğuya
doğru yüksekliğini yitiren bu yayla, birçok akarsuyla ya-
rılarak az çok tepelik bir görünüm almıştır. Gaziantep
kentinin batısındaysa, yükselti artar ve Büyük Sof doru-
ğunda 1 496 m’yi bulur. Bu yüksekliklerinhemen batı-
sında, güneybatı-kuzeydoğu doğrultulu, oluk biçimli
çukur bir alan yeralır. Kuzeyde Kahramanmaraş, gü-
neyde de Hatay illeri içinde süren bu oluk biçimli alanın
batısında, Amanos dağları dik bir duvar halinde yükse-
lir.
Genellikle Akdeniz ikliminin etkisi altında olan Gazi-
antep ilinde, denizden uzaklık, yükselti ve deniz ile il
toprakları arasına girmiş dağlık kütleler bulunması ne-
deniyle, bu iklim az çok kara iklimi özellikleri alır. Zey-
tin ağaçlarının daha çok ilin güney kesimlerinde bulun-
ması da, Akdeniz ikliminin il içinde sınırlı kaldığını gös-
terir. En soğuk ay ortalaması 2,6 °C, en sıcak ay ortala-
ması 27,1 °C’tır. Gaziantep kentindeki meteoroloji is-
tasyonunun verilerine göre, günümüze kadar görülen
en düşük sıcaklık -17,5 °C (15.1.1950), en yüksek sı-
caklıksa 42,8 “C’tır (2.8.1957). Daha güneyde olan Kilis
kentindeyse, Akdeniz iklimine daha çok uyan değerler
kaydedilmiştir: En soğuk ay ortalaması 5,4 °C; en sıcak
ay ortalaması 28 °C; günümüze kadar görülen en düşük
sıcaklık -12 °C (19.1.1964 ve 19.2.1967), en yüksek sı-
caklık 47 °C (8.8.1956). Yıllık yağış tutarları, Gazian-
tep’te 559 mm, Kilis’te 543 mm, Nizip’te 464 mm’dir.
Bu üç kentte de en çok yağış kış aylarında düşer. En ku-
rak mevsim yazdır.
İlin doğal bitki örtüsünde, uzun yıllardır yok edilen
orman, birçok yerde ortadan kalkmış ya da yerini maki-
ye bırakmıştır. Birçok kesim, ilkbaharda yeşeren, yazın
kuruyan otsu bitkilerin egemen olduğu bozkır görünü-
şündedir.
İlin en önemli akarsuyu, Şanlıurfa iliyle sınırı oluştu-
ran Fırat ırmağıdır. Fırat’a, Gaziantep yaylasını yarıp ge-
len bazı küçük akarsular karışır: Karasu, Nizip suyu, Sa-
cur çayı vb. İlin batı kesimindeki bazı sularsa, Asi ırmağı
aracılığıyla Akdeniz’e dökülür: Afrin çayı, Karasu, vb.
Karasu üstündeki Tahtaköprü barajının gerisinde olu-
şan gölün yüzölçümü 23 km2’dir.
EKONOMİ
Gaziantep ilinde, genel olarak başlıca gelir kaynağı ta-
rımdır. Ekili alanların büyük bölümü buğday tarlalarına
ayrılmıştır. Öbür tahıl türleri ya hiç ekilmez ya da çok
önemsizdir; bazı türlerse, yalnızca bazı yıllarda ekilir.
Baklagiller arasında mercimek, öbürleriyle karşılaştırı-
lamayacak kadar ağır basar. Sanayi bitkilerinden pa-
muk başta gelir ve özellikle İslahiye ilçesinde ekilir. İlde
dikili alanlar geniş yer kaplar (bütün il yüzeyinin yüz-
de 20’si): Güneydoğu Anadolu Bölgesi içinde bağların
ve zeytinliklerin en yaygın olduğu il Gaziantep’tir (özel-
likle Kilis, Nizip ve Oğuzeli ilçeleri). Kilis ilçesi, aynı za-
manda, zeytin ağaçlarının da en çok yoğunluk kazandı-
ğı kesimdir. İlde çeşitli meyve de yetiştirilmekle birlikte
antepfıstığı üretimi, tümünü geride bırakır.
Hayvancılık, tarım alanlarının genişlemesi nedeniyle
pek fazla gelişmemiştir.
Gaziantep ili sınırları içinde, zaman zaman işletilen
krom ve manganez yatakları vardır. Krom, merkez ilçe-
de ve İslahiye ilçesinde, manganezse Kilis ilçesinde çı-
karılır.
Gaziantep,Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde sanayi-
nin ervçok gelişmiş olduğu ildir. En yaygın sanayi tesisle-
ri özellikle il merkezinde bulunan içki, zeytinyağı, sa-
bun, deri işleme fabrikalarıdır.
ULAŞIM
İlin başlıca ulaşım ekseni, Çukurova’dan gelerek, Gazi-
antep üstünden Şanlıurfa ve Mardin’e giden batı-doğu
doğrultulu karayoludur. Bu yoldan, Kahramanmaraş’a
ve Kilis üstünden Antakya’ya giden kollar ayrılır.
Gazi Ethem Paşa: Bk. ethem paşa, gazİ
Gazi Giray I
Kırım hanı (öl. 1524). Babasına karşı ayaklanarak yerine
geçen (Kasım 1523) Gazi Giray I, OsmanlIların hanlığını
tanımayarak, amcası Saadet Giray’ı han atamalarından
üç ay sonra (Mayıs 1524), bir bayramlaşma sırasında öl-
dürülmüştür.
Gazi Giray II_
Kırım hanı (Kırım 1554-Akmescit 1607). Devlet Gi-
ray’ın oğlu olan Gazi Giray II, Osmanlı-İran savaşların-
daki yararlıkları nedeniyle Osmanlı sarayının gözüne
girdi. Ama bir keşif hareketi sırasında İranlılara tutsak
düşüp (1581), Alamut kalesine hapsedildi. Mehmet Gi-
ray Han ile Osmanlılar arasındaki çatışmadan yararlan-
228 GAZİ GİRAY III
mak isteyen İran şahının sarayına götürüldüyse de bir
fırsatını bularak kaçtı ve Erzurumlu Özdemiroğlu Os-
man Paşa’nın yanına giderek (1585), yeniden savaşlara
katıldı. İslam Giray’ın yerine han atanıp (1588), Avus-
turya savaşı patlak verince (1593), Rusya’yla barış im-
zaladı. Ömrünün bundan sonrası Osmanlılar için savaş-
larda geçti ve Kirman kalesinden Kırım’a dönerken yol-
da vebadan öldü.
Biyoloji ve matematikle de uğraştığı belirtilen Gazi
Giray, ayrıca hat sanatında ustalamış, müzikle uğraş-
mış, şairliğiyle ün salmıştır. Divan şiiri biçimlerine bağlı
kaldığı şiirlerinde genellikle kahramanlık konusunu işle-
miş, yazdığı hicviyelerle Osmanlı yönetimini ve yöneti-
cilerini eleştirmiştir.
Başlıca yapıtları: Gül ve Bülbül (mesnevi; Peçevi
kahve ve şarabın tartışması biçiminde bir mesnevisi da-
ha bulunduğunu belirtmiştir), Kefevi Hüseyin Efendi,
Ganizade Nadiri, Hoca Sadettin gibi çağının ünlülerine
yazdığı manzum ve düzyazı mektuplar.