gaz

gaz

Maddenin üç temel halinden biri ve en iyi bilineni. Gaz-
lar, billurlaşmış katilar gibi düzenli değillerdir; ama ho-
mojen oldukları için incelenmeleri kolaydır.

Gazların, sıvılar gibi kendilerine özgü bir gücü yok-
tur; ama sıvıların tersine, bulundukları boşluğu tümüyle
doldururlar. Bu özellik, saydam bir kaba yeşilimsi sarı
renkli klor gazı koyularak saptanabilir.

Gazların belirli ağırlıkları vardır; havası pompa ile
boşaltılabilen musluklu bir cam balon ve tartı aygıtıyla
bu özellik kolayca belirlenebilir. Hava dolu bu balon
tartıldıktan sonra havası boşaltılırsa, hafiflediği görülür.
Öte yandan, havanın bir ağırlığı bulunmasına karşılık,
yoğunluğu azdır. Normal basınç ve çevre sıcaklığında
atmosferden alınan bir gram hava, yaklaşık bir litrelik
bir hacim kaplar. Belli hacimdeki bir gaz, aynı hacimde-

ki sıvı ya da katidan daha hafiftir; çünkü gaz halindeki
maddelerin molekülleri yaygındır.

Gazları sıkıştırmak için az bir basınç yeterlidir (tıpkı,
deliği parmakla tıkandıktan sonra çalıştırılan bisiklet
pompasında olduğu gibi). Buna karşılık, sıvı ya da katı
cisimler, hemen hiç sıkıştırılamaz.

Gazların sıkıştırılabilirle yasası, bilim adamları tara-
fından saptanmıştır. Belli miktarda bir gazın basıncı, sı-
caklığı değişmez tutularak, iki, üç ya da dört kata çıkarı-
lırsa, kapladığı hacim yarıya, üçte bire ya da dörtte bire
iner. Başka bir deyişle, değişmez sıcaklıkta belli kütlesi
olan bir gazın basıncı ile hacminin çarpımı değişmez:
Mariotte yasası.

Fransız kimyacısı Gay-Lussac da, ısı etkisiyle gazların
hacim değiştirme yasasını ortaya koymuştur. Bu yasaya
göre, değişmez basınç altında herhangi bir gazın hac-
mi, mutlak sıcaklığıyla orantılıdır. Mariotte ve Gay-Lus-
sac yasalarına uyan gazlara, “tükel gazlar” adı verilir.
Düşük basınç altında, bütün gazlar bu yasalara uyar.
Gazların molekül yapısı. Sıvı ya da gaz molekülleri, sü-
rekli çalkalanma halindedir. Bu moleküller, sıvılarda
birbiri üstünde kayar; gazlardaysa, birbirinden bağım-
sızdır ve boşlukta sürekli yer değiştirirler. Gaz molekül-
lerinin doğrusal yörüngeleri, yalnızca birbirlerine ya da
içinde bulundukları kabın çeperine çarptıklarında kırı-
lır. Gazın hacmi, kendisini oluşturan moleküllerin top-
lam hacminden çok büyüktür. Bir gaz sıkıştırdığında,
moleküllerin hareket alanları daraltılmış olur; dolayısıy-
la, moleküller daha sık çarpışmaya başlar ve gaz, artık
tükel gazlara özgü yalın yasalara uymaz; çünkü gaz sı-
kıştırdığında, molekülleri arasındaki boşluk çok daralır
ve molekülleri birbirine dokunan sıvı hale yaklaşır.

Normal koşullarda gazlar elektrik iletmezler. Çünkü,
gazlarda elektrik yüklü tanecikler (elektronlar ya da artı
yüklü iyonlar) bulunmaz. Ne var ki, şiddetli bir elektrik
alanı içine konduklarında ya da yüksek sıcaklığa tutul-
duklarında, artı iyonlar açığa çıkabilir. Bu olay, bir elek-
trik üretecine bağlanan ark lambalarında gözlemlene-
bilir. Akım şiddeti yükseltilirse, elektrik boşalımı gazışıl
hale gelir. Akım şiddeti sınır değere ulaştığındaysa, lam-
bada-ark olayı doğar. Yüksek şiddetteki elektrik alanı,
yüksek sıcaklıkla birleşirse, gaz yeni bir hal olan plaz-
maya dönüşür; plazma halinde, gaz bütünüyle iyonla-
şır ve elektrik iletkeni olan bir akışkan durumuna gelir.

Gazali: Bk. gazzalİ.

Gazali, Mehmet_

Türk şairi (Bursa 1466-Mekke 1535). Medrese öğreni-
mini tamamlayan Mehmet Gazali, Bursa’da Bayezit Pa-
şa medresesine müderris oldu. Kararsız ve zevke düş-
kün kişiliği kısa süre sonra bu görevden ayrılmasına yo-
laçınca, Manisa’ya giderek Şehzade Korkut’un sarayına
yerleşti. Daha sonra (1513) Bursa’daki Geyiklibaba tek-
kesinde inzivaya çekildi. Yeniden müderrisliğe başla-
yıp, Sivrihisar, Akşehir ve Amasya’da müderrislik yaptı.
Emekli olunca İstanbul’a yerleşip, Beşiktaş’ta deniz ke-
narında bir yer alarak, sadrazam İbrahim Paşa’nın ve
Defterdar İskender Çelebi’nin de yardımıyla bir tekke,
bir de havuzlu hamam yaptırdı (1525). Hamamı kısa sü-
rede zevk ve sefa merkezi olunca, dedikoduların alıp
yürümesi, öbür hamam sahiplerinin şikâyeti üstüne ha-
vuzu yıktırıldı ve ömrünü ibadetle geçirmek amacıyla
Mekke’ye yerleşti (1531).

Gazelleri, mersiyeleri, mesnevi biçiminde yazdığı şi-
irleriyle tanınan Mehmet Gazali, tasavvuf şiirleri de yaz-

226 GAZAN, MAHMUT

mış, Beşiktaş’ta yaptırmak istediği tekke, mescit ve ha-
mam için sadrazama Cername adlı şiiriyle başvurmuş-
tur. Şiirlerine tezkire ve mecmualarda rastlanmaktadır.
Havuzunun yıkıntıları üstüne yazdığı Kaplucaname’si
ünlüdür. Ayrıca cinsel ilişkiyle ilgili açık saçık fıkralar
içeren Dâfi ül-Gumum ve Râfi ül-Humum adlı bir yapıtı
vardır.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*