GÜNEŞ SİSTEMİ DIŞINDAKİ GİZLİ DÜNYALAR
Uzaya kınnızı öteel dalga boyunda gözlem ıpmak üzere gönderilen IRA8 uydusu, bazı yıl-ztorın etrafında bizim güıteş sistemine benzer tzegen sistemlerinin vericini İlk kez, ortaya »ydu. Bu »İstemler Özerinde yapılacak çalışma-r la» yine yer yüzünden teleekopiaria yapıla* ık «ynntılı İncelemelere kaldı. Bradford Smith i Richard Terrile adlı İM gökbilimci İlginç Mr knife jkullajnarak daha önce IRAS’ın bulduğu ita Pictorts yıldızının etrafındaki gaz, toz ve lyü|k olaaıiıkla gezegenlerin dolaştığı halkanın tofirafını çekmeyi başardılar Hawaii Adası’-tekil, yakın kırmızı öteal gölgede gözlem yapan leatobun «dağına fotoğraf plağından 40 kez ıha duyarlı yük bağlamiı duyaç (CCD) diye blli-m Wr aygıt yerleştirdiler. Ortadaki yıldızın ışı*
ğının, çevresindeki halkadan gelen ışığı örtmemesi İçin de sadece yıldız görüntüsünün önüne çok küçük bir perde koyuldu. Bu şekilde, bizden 50 ışık yılı ötedeki yıldızın etrafındaki halkanın görüntüsünü elde etmeyi başardılar. Gökbilimciler yaptıktan analiz eonucu bu halkanın, boyuttan bir mikron İle 5-10 km. arasında değişen buz ve kaya parçalarından oluştuğunu İleri sürmektedirler. Bradford Smlth İse, bu yapıyı güneş sistemimizde 2-3 ışık yılı uzaklıktaki Oort kuyruklu yıldız bulutuna benzetmektedir. Bilindiği gibi sistemimizi ara sıra ziyaret eden parabolik yörüngeli kuyrukluyıldızlar bu buluttan gelmektedir. Beta Plctorls’ln etrafındaki diskin iç kenanıun yıldıza uzaklığı Uranüs-Neptün gezegenlerinin Güneş’e olan uzaklığı dolayındadır. Böyle, güneş sistemine benzer sistemlerin bulunmaaı evrende tek olmadığımızın kanıtı olarak gösterilmektedir. Çünkü güneş sisteminin oluşumu konusunda İleri sürülen kuramlardan bazılan, sistemin evrende tek oluşunu gösteriyordu.
Olscover’dan Çev: Dr. Ethem DERMAN
Beta pıctona yııaızını çevreleyen oluşum, bir toz veya gaz diski, ya da belki çevresinde dönen gezegenlerdir.
»nememektedir. Yakın gelecekte NASA yeni bir ızıötesi gözlem uydusu fırlatmayı planlamaktadır, eni uydunun ayırma gücü, 10 ışık yılı uzaklığa ka-yıldızlardo Jüpiter benzeri gezegenleri saptayabi-< büyüklükte olacağı sanılmaktadır. Gezegenli yıl-ırın bir istatistiği için daha geniş bölgede daha faz-Idız üzerinde araştırma yapılması gerekmektedir, n dışımızda gezegenli yıldız bolluğu ne kadar faz-a canlıların yaşadığı gezegen bolluğu da o kadar 3 olacaktır.
rkaç yıl içinde uzaya konum gözlemi yapabilecek ydu atılacaktır. Bunlardan ilki binde iki açı saniyesi rulukla konum gözlemi yapabilecek olan uzay te-abu, İkincisi de ayırma gücü binde bir açı saniyesi ar olacak olan HIPPARCHOS uydusudur. Bu ölçüm □rlıldorı çok iyi olmamakla beraber yakın yıldızlar-}üy|)k gezegen varlıkları hakkında kesin bilgiler el-ıtm«ye yeterli olduğu bilinmektedir, j arada uzay teleskobuna göre çok daha ucuza olacak ve daha duyarlı gözlem yapacak astromet-ıır teleskobun atmosfer dışına fırlatılması düşünül-
mektedir. Planlamaya göre bu teleskopla 33 ışık yılı uzaklığa kadur tüm yıldızlarda varsa Dünya benzeri ve aaha büyük gezegenler saptanabilecektir. NASA, Güneş Sistemi Araştırma Komitesi öncelikle Uranüs ve Neptün benzeri gezegenlere bakılmasını önermektedir. Bu durumda 33 ışık yılı uzaklık için 0.00001 açı saniyesi gözlem duyarlığı yeterli olacak, gözlem zamanı küçük tutulabileceğinden çok sayıda yıldız incelenebilecektir.
Bu planlanan çok duyarlı astrometrik teleskopDünya yörüngesine oturtulabilirse, varsa diğer güneş sistemleri hakkındaki kesin bilgi 15 yıllık sistematik yoğun gözlem ve analizler sonucunda elde edilebilecek. Bu kadar bekleyecek miyiz bu da belli değil. Çünkü bu yönde yeryüzünden “specle interforometre” ile çalışmalar hızlanmış durumda. Kısa süre önce B.Zuckear-man, S.Beckwith, M.Skrutskie ve M.Dyck iki yıldız (HL Tauri ve R Monocerotis) etrafında disk biçimli toz bulutları olduğunu, bunların yeni oluşan güneş sistemleri olabileceğini duyurdular. Sanırız diğer güneş sistemleri hakkında 15 yıl geçmeden çok şey öğreneceğiz.