Haber | Ankara, Filistin için bundan sonra başka ne yapacak? | Haber
Zaten kendisinin Yaser Arafat’tan sonra El Fetih içerisinde ‘güç sıralaması’ bakımından ikinci, üçüncü sıraların çok daha altında olmasına rağmen sürpriz bir şekilde Devlet Başkanlığı’na geldiğini biliyoruz.
Dün bir özelliğini daha keşfettim.
Arap Baharı ile ilgili soruma verdiği cevaptan anladığım kadarıyla, halkın taleplerine öncelik veren bir politika izlenmesi halinde o halkın ‘ya davulcuya ya zurnacıya’ kaçacağı korkusuyla hareket eden geleneksel Arap liderleri profiline (büyük bölümü devrildi artık) daha uygun bir yapısı var.
Ama her durumda Filistin halkının ve davasının temsilcilerinden biri olduğuna göre söylediklerine kıymet vermek gerekiyor.
Dün sabah bir grup gazeteci olarak Filistin Devlet Başkanı Abbas’la kahvaltılı toplantıda bir araya geldik.
Abbas, Birleşmiş Milletler’de yapılan tarihi oylamada en güçlü desteği veren ülke olduğu için bu oylamadan sonra ilk resmi ziyaret için‘teşekkür etmek maksadıyla’ Türkiye’ye gelmişti.
Önceki gün TBMM’ye gelmiş ve son dönemde Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nu itibarsızlaştırmak için bazen ‘bel seviyesinin altında kalan laflar’ eden Kılıçdaroğlu’nun tam karşısında Türk hükümetine ve Türk Dışişleri Bakanı’na övgüler yağdıran bir konuşma yapmıştı.
Bizimle sohbetinin başında da aynı şeyleri tekrar etti Abbas.
“O oylamada eğer Türkiye hükümeti, cumhurbaşkanı, başbakanı ve Davutoğlu’nun çabaları olmasaydı bu kadar etkili bir sonuç alamazdık” dedi.
İLK HEDEF FİLİSTİN’DE İÇ BARIŞ
Mahmut Abbas, bundan sonrası için iki hedeften söz etti.
Birinci hedef, Filistin’de iç barışın sağlanması, El Fetih ile Hamas arasındaki ihtilafların giderilmesi.
Soru-cevap faslında bu konuda iyi bir haber de verdi bizlere.
Bizim yanımıza gelmeden yarım saat önce Hamas lideri Halit Meş’al kendisine telefon etmiş ve iç barışı sağlamanın yolları konusunda aralarında bir konuşma geçmişti.
Hamas’la El Fetih arasındaki ihtilafın kökeninde büyük ölçüde, 2006’da yapılan seçim sonrası El Fetih grubunun Hamas’ın seçim zaferini kabullenememesi üzerine gelişen olaylar var.
Ama iki yıl öncesine göre Filistinlilerin kendi aralarındaki gerilimin azalmış olmasını bir başka iyi haber olarak kayıt altına almış olalım.
Filistin yönetimini meşgul edecek bir başka konu ise İsrail’in, işgal altında tuttuğu bölgelerde pervasızca harekete etmesiyle ortaya çıkan sorunlar.
Biliyorsunuz, BM’deki oylamada psikolojik bakımdan ağır bir yenilgi alan İsrail yönetimi, işgal altındaki yerleşim birimlerini genişletme konusunda yeni kararlar almıştı.
Abbas, Kudüs’le Batı Şeria arasındaki A-1 adını verdiği bir bölgeden söz etti ve “özellikle burada Yahudi yerleşim birimleri inşa edilmesi bizim kırmızı çizgimizdir, bu konuda sabırlı davranmayacağız” dedi.
“Önümüzdeki aylarda yeni hamlelerimiz de olacak” dedi ama bunların detaylarını anlatmadı.
“Atacağımız her adım Uluslar arası hukuk sınırları içerisinde olacak” diye de ekledi.
En başta sözünü ettiğim Arap baharı ile ilgili söylediklerine gelince…
Abbas’a Arap Dünyasında yaşanan halk ayaklanmalarının, Mısır’daki, Suriye’deki gelişmelerin Filistin’i ve Filistin davasının geleceğini nasıl etkilediğini, kendi görüşünün bu konuda ne olduğunu sordum.
Abbas, sorduğum sorunun tercümesi yapılırken, yüzüme bakarak, sorduğum sorudan, ya da sorduğum sorunun ilgili olduğu konudan rahatsız olduğunu belli edercesine yüzünü ekşitip lisan-ı hal ile bir şeyler anlatmaya çalıştı.
Merakla bekledim.
“Bu konu elbette Filistin meselesini etkiliyor ama bir görüşümüz yok, bir görüş beyan etmeyeceğiz” diyerek kestirip atan bir yanıt verdi.
Yanlış mı anladım bilmiyorum ama o yüzünü ekşitmesinden Arap baharı nedeniyle pek de mutlu olmadığı gibi bir sonuç çıkardım Ebu Mazen-Mahmut Abbas’ın.
TÜRKİYE FİLİSTİN İÇİN BUNDAN SONRA NE YAPACAK?
Abbas’la buluşmamızda hiç konuşulmadı ama şurası kesin.
Herkes, konunun bütün muhatapları İsrail’de yapılacak olan seçimlerin sonuçlarını bekleme eğiliminde.
Türkiye’nin bundan sonra iki konuda kendilerine yardımcı olacağını söyledi Abbas.
Birincisi ‘devletleşme sürecinde’ Türkiye’nin Birleşmiş Milletler nezdinde ki daimi temsilci ile sürekli bir temas halinde olacaklar.
İkincisi, detaylarını açıklamadığı, bundan sonra atacakları adımlar konusunda Dışişleri Bakanlığı teknik bakımdan da (atılacak adımların uluslar arası hukuka uygunluğu gibi konular) destek verecek.
Mahmut Abbas’la tokalaşıp kendisini uğurladıktan sonra şunları düşündüm.
Filistin için bugün dünden çok daha iyi durumda.
Türkiye’nin katkılarıyla Dünyanın kahir ekseriyetinin sempatisini ve desteğini kazanmış bir Filistin var bugün.
Bir de her ne olursa olsun bu yeni durumun getirdiği vakar ile hareket etmeye başlayan bir Filistin Devlet Başkanı.
Dilerim bu bahtsız halkın yarınları da bugünlerinden çok daha iyi olur.