Hadîs âlimlerinden. Adı, Hârun bin Ma’rûf el-Mervezî’dir. Künyesi, Ebû Ali el-Hazzâz ed-Darîr’dir. Mervezî ve Bağdâdî ile nisbet edilmiştir. Çünkü Mervez şehrinde doğdu. Sonra Bağdad’a gelip yerleşti. 231 (m. 845) senesinde Bağdad’da kendi evinde iken vefât etti. Hadîs ilminde tasnifleri bulunan bir âlimdir. O; Abdülazîz ed-Derâverdî, Abdullah bin Mübârek, Yahyâ bin Ebî Zâide, Süfyân bin Uyeyne, Hâtim bin îsmâil ve daha birçok âlimden ilim alıp, rivâyette bulundu. Kendisinden d^ İmâm-ı Müslim, Ebû Dâvud, İmâm-ı Buhârî ve daha birçok âlim ilim aldılar ve rivâyette bulundular. Ahmed bin Hanbel, onun hayatta bulunduğu bir sırada, ondan rivâyet ediyordu. O, Ahmed bin Hanbel’den 7 yaş daha büyüktü. Yahyâ bin Maîn, Iclî, Ebû Zür’â, Ebû Hâtim ve Sâlih bin Muhammed gibi daha birçok âlim, Mervezî’nin hadîste sika (güvenilir) bir râvi olduğunu bildirdiler. İbn-i Ebî Hâtim, “Babam 225 (m. 839) senesinde ondan sima (dinleme) yolu ile ilim alıp rivâyette bulundu” dedi. İbn-i Kâni’ de: “O, sika, rivâyetinde sağlam bir râvidir” dedi. Ali bin Hüseyin bin Hibbân da: “Babamın yazma bir kitabında, Yahyâ bin Maîn’in, Hârun bin Ma’rûf sika bir râvidir, dediğini okudum” dedi. Rivâyet ettiği hadîs-i şerîfler, Sahîh-i Buhârî, Sahîh-i Müslim ve Sünen-i Ebû Dâvud’da yazılıdır. Su hadîs-i şeriflerden ba’zıları şunlardır: “Vitir namazını, sabah olmadan acele kılın!” “Kulun, Rabbine en yakın bulunduğu hâl, secdede bulunduğu hâldir. O halde siz, secdede çök duâ edin!” “Allah yanında en kıym etli ve makbûl yerler, bir beldenin mescidleridir. En kötü ve sevim siz yerler de, o beldenin çarşılarıdır” Bir kimse, Kur*ân-ı kerîm in bir hizbini (beş sahifesini) yahut onun bir cüzünü okumadan uyur da, onu sabah nam azı ile öğle nam azı arasında okursa, kendisine onu gece okumuş gibi sevap yazılır ” t Hz. Âişe, Peygamberimizden şöyle bildiriyor: “Ben, Resûlullahın (s.a.v.) kahkaha ile, küçük dili görünecek bir şekilde güldüğünü 7 % 14. asırda Mısır’da camdan yapılmış, cûmi kandili. İslâm âlimleri Ansiklopedisi 1 7 5 H Â R U M @6C8 E S & ’B S Ö F g L – D f l S R V f l g l hiç görmedim. O, yalnız tebessüm ederdi Bir bulut veya rüzgâr görünce, bu yüzünden belli olurdu. Kendisine: “Yâ Resûlallah, Bakıyorum, herkes bulutu gördüğü vakit, onda yağmur vardır, ümidi ile ferahlanıyor Halbuki, sen görünce, mübârek yüzünüzde hoşnutsuzluk okuyorum” dedim. Bunun üzerine Resûlullah efendimiz “E y Âişe! Bunda bir azap bulunmadığına bana kim tem inat verebilir ? H a kîkaten bir ka vim rüzgârla azap olunm uştur. Gerçekten bir kavim azâhı görm üş de: “Bu gördüğünüz bize yağm ur yağdıracak bir buluttur99 dem işlerdi.99 İran’m Kaşan şehrindeki Meydan CâmiVnin mihrâbı. 1226 senesinde İran ‘da yapılmış, seramik üzerine nefis yazılarla süslenmiştir. 1 7 0 İslâm âlimleri Ansiklopedisi HÂRİS EL-MUHÂSİBÎ Hz. Ömer de şöyle anlatıyor: “Resûlullah efendimiz, ba’zan bana beyt-ül-maldan (devlet hâzinesinden) birşeyler verir, ben de: “Yâ Resûlallah! Bunu, benden daha fakirine ver!” derdim. Hattâ bir defa bana, bir mal verdi de: “Onu, benden fakir birine ver!” dedim. Bunun üzerine Resûlullah (s.a.v.): “Sen bunu al! Bu kabilden göz dikm ediğin ve istem ediğin halde sana gelen malı da al! Böyle olmayan bir malı ise canın çekm esin99 buyurdular.”
HÂRUN BİN MA’ROF EL-MERVEZÎ
24
Nis