Osmanlı Padişahları

Hazret-i Osmân-ı Zinnureyn(r.a) Efendimize hürmeti

Hazret-i Osmân-ı Zinnureyn(r.a) Efendimize hürmeti

3

Peygam ber Efertdimiz’in iki kerîmesiyle evlenme nimetine mazhar olduğu için kendisine, iki nur sahibi manasına gelen “Zi’n-nûreyn” denildi. Hicretin dokuzuncu yılında H azret-i Ümmü Gülsüm (r.anhâ) da vefât edince Peygam ber Efendimiz:
“Yâ Osman, bir kızım daha olsaydı, onu da sana verirdim.” buyurdular.

Bakî veya Bakî’u’l-Garkad kabristanı, Medîne-i Münevvere’nin güneydoğusunda Mescid-i Nebevî’nin yakınında bulunmaktadır. Bakî’, Peygamber Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri tarafından kabristan olarak kullanılmasına karar verilmeden önce “gar- kad” ağacı ile kaplı bir yerdi. Resûl-i Ekrem (s.a.v.), ashabından vefât edenlerin defnedilmesi için Bakî’ mevkiini mezarlık olarak kararlaştırdı. Milletimiz arasında Cennetü’l-Bakî’ adıyla meşhur olan bu mezarlığa Muhacirlerden ilk defnedilen Hazret-i Osman b. Maz’ûn (r.a.), Ensar’dan ise Es’ad b. Zürâre (r.a) Hazretleri’dir. Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in oğlu Hazret-i Ibrâhim; kızları Hazret-i Rukıyye, Hazret¡ Zeyneb ve Hazret-i Fâtıma; amcası Hazret-i Ab- bas, halası Hazret-i Safiye binti Abdülmuttalib, torunu Hazret-i Haşan bu kabristanda medfundurlar.

Ayrıca Peygamber Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sel- lemin: “Benim ikinci annem.” buyurduğu Hazret-i Ali (k.v.)’nin annesi Hazret-i Fâtıma binti Esed ile sütannesi Hazret-i Halîme; zevcelerinden Hazret-i Âi- şe, Hazret-i Hafsa, Hazret-i Ümmü Seleme, Hazret-i Zeyneb binti Huzeyme, Hazret-i Zeyneb binti Cahş, Hazret-i Safiye ve Hazret-i Mâriye dahi bu kabristandadır. Sahâbîlerden burada medfun olanlardan bazıları arasında Hazret-i Abdurrahman bin Avf, Hazret¡ Sa’d bin Ebî Vakkâs, Hazret-i Abdullah bin Mes’ûd, Hazret-i Suheyb bin Sinân ve Hazret-i Ebû Hureyre radıyallâhu anhüm zikredilebilir. Ashâb-ı Kirâm’ın büyüklerinden ve ilk Müslüman olanların beşincisi Hazret-i Osmân bin Affân (r.a.) da Cennetü’l-Bakî’ kabristanlığında medfundur. Dünyada iken cennetle müjdelenen on sahâbîden (Aşere-i Mübeşşere) biri olan Hazret-i Osmân-ı Zin nûreyn, aynı zamanda Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in damadı ve üçüncü halîfesidir.

2

Fahreddin Paşa

Fahreddin Paşa

Hazret-i Osmân-ı Zinnûreyn’in (r.a.) kabri üzerine 1205’te büyük İslâm kumandan ve devlet adamı Selâhaddîn Eyyûbî tarafından kubbeli bir türbe yaptırılmış, Osmanlı devrinde ise bu türbe tâmir ve tâdil edilmiştir.

Medîne Müdafii Fahreddin Paşa askerî şahsiyeti yanında fotoğrafa da merakı bulunduğundan vakit buldukça ziyâretini yaptığı mübârek mekânların fotoğrafını da çekiyordu. Fahreddin Paşa’nın çektiği fotoğrafta Hazret-i Osman (r.a.) Efendimiz’in kabri.

Efendimiz sallallâhü aleyhi ve sellem, onu kerimesi Hazret-i Ru- kiyye (r.anhâ) ile evlendirdi. Onun vefâtından sonra diğer kızı Hazret-i Ümmü Gülsüm’ü (r.anhâ) ona ni- kâhladı. Böylece Peygamber Efendimiz’in iki kerîmesiyle evlenme nimetine mazhar olduğu için kendisine, iki nur sahibi manasına gelen ,,Zi’n-nûreyn” denildi. Hicretin dokuzuncu yılında Hazret-i Ümmü Gülsüm (r.anhâ) da vefât edince Peygamber Efendimiz: “Yâ Osman, bir kızım daha olsaydı, onu da sana verirdim.” buyurdular.

Mescîd-i Nebevî ve etrafını gösteren 1853 tarihli bir planda “Cennetü’l-Bakî Kabristanlığı”

22.Bâbü’l-Kubâ  23- Ehl-i Beyt-i Şerif 24- Cennet-tev’em Bakfu’ş-şerîf 25- Hazret makâm-ı mübârekeleri 26- Halîmetü’s-Sa’diye 27- Vâlid-i mâcid-i Hazret-i Ali radiye anhül-Bârî’nin türbe-i münîfesi

4

Cennetü’l-Bakî Kabristanlığı’nin XIX. Asnn sonundaki hâli

1- Dârü’l-Hüzn 2- Kubbe-i Ehl-i Beyt (Hazret-i Haşan, Hazret-i İmam Zeynelâbidîn, Hazret-i İmam Muhammed El- Bâkır, Hazret-i İmam Câfer-i Sâdık, Hazret-i Abbas) 3- Kubbe-i Benâtü’n-Nebî (Hazret-i Rukiye, Hazret-i Ümmü Gülsüm, Hazret-i Zeyneb) 4- Kubbe-i Ezvâc-ı Mutahharât 5- Hazret-i Akîl İbn-i Ebû Tâlib, Hazret-i Abdullah El-Cevâd bin Cafer-i Tayyar 6- Kubbe-i Hazret-i İbrahim İbn-i Resûlullah, Hazret-i Osman bin Maz’ûn 7- Kubbe-i İmam Mâlik ve Hazret-i Nafi‘ 8- Kubbe-i Hazret-i Osman bin Affân (r.a.) 9- Kubbe-i MurziatüTMürselîn Hazret-i Halîme- tü’s-Sa‘diyye 10- Kubbe-i Hazret-i Fâtıma bint-i Esed (Hazret-i Ali (r.a.)’nin annesi)

12

Şeyhii'l-Hareın

Şeyhii’l-Hareın

Hazret-i Osman Efendimiz’in Cennetü’l-Bakde bulunan kabr-i şerifinin etrafı tenha olub çevresinde kimse sâkin olmadığı bildirildiğinden, kabrinin tenha kalmaması ve Kur’ân-ı Kerim okunabilmesi için birkaç oda inşa edilecek yer olup olmadığının ve ne kadar yapılabileceğinin bildirilmesi hakkında bir vesika (h. 15.B.975/m. 15.01.1568)

Şeyhü’l-Harem’e hüküm ki:

“Sahâbe-i kibâr [ve] ashâb-ı ahyârdan Hazret-i Osmârı-ı Zi’n-nûreyn’in mezâr-t şerifleri BakV’de vâki olup tenhâ olmak ile üzerlerinde kimesne sâkin olmayup anda birkaç hücreler binâ olunup bir harem münâsib idüğü i’lâm olmağın buyurdum ki:

Vusul buldukda, bizzat varıp göresin; harem olup birkaç hücre olmağa mütehammildir müdür, ne mikdâr hücre olup ve haremi dahi ne mikdâr olmağa mütehammildir; arzeyleyesin ki, mümkin olduğu kadar harem içine alup birkaç bâb hücreler binâ olup eczâ-i şerif okuna ki, bazı fukarâ anda sâkin olup tilâvet-iectf edipınakânH ınillHİreklerihâlîolınaya,

Hazret-i Osman (r.a.), Peygamber Efendimiz (s.a.v.)’in vahiy kâtiplerindendi. Güzel yazar, güzel konuşurdu. Mükemmel bir hitabeti vardı. Kur’ân-ı Kerîm’i hıfzı (ezberi) çok kuvvetliydi. Çok okuduğu için iki Mushaf-ı Şerîf’i elinde eskimiştir. Hicretin 24. yılında (m. 644) 1 Muharrem’de halîfe oldu ve 12 sene hilâfet makamında kaldı. Horasan, Hindistan, Mâverâünnehr, Kafkasya, Kıbrıs ve Kuzey Afrika’nın birçok yeri, onun devrinde fethedilmiştir.

Hazret-i Osman’ın (r.a.) mühim hizmetlerinden biri de Hazret-i Ebû Bekir (r.a.) Efendimiz’in bir araya toplattığı Kur’an-ı Kerîm nüshasından, altı nüsha daha yazdırıp, büyük Islâm merkezlerine göndermesidir. Bu sebeple ona Nâşirü’l-Kur’ân (Kur’ân’ın neş- redicisi) denilmiştir. Hazret-i Osman radıyallâhü anh, hicretin 35. senesinde, Medîne-i Münevve- re’deki evinde Kur’ân-ı Kerîm okurken 82 yaşında şehîd edildi.

Müslümanlar, Peygamber Efendimiz’in, Ehl-i Beyt’inin ve dört büyük halifenin isimlerini, çocuklarına isim olarak çokça tercih etmişlerdir. Bu örf ve âdet, ecdâdımızın İslâmiyet’i kabul etmesiyle beraber Karahanlılardan Gaznelilere ve Selçuklulardan da Osmanlılara intikâl etmiştir. Osmanlı Devleti’nin kurucusu Osman Gâzî, Hazret-i Osman’ın (r.a.) ismiyle şereflenmiş ve o isim büyük bir cihan devletinin ismi olmuştur.

1517’de Mısır Osmanlı idâresine geçtiğinde Mekke Emîri Şerif Berekât, oğlu Şerif Ebû Nümeyy’i, Kâhi- re’de ikâmeti esnasında Yavuz Sultan Selîm Han’a göndererek ona tâbi olduğunu bildirmiştir. Müteakip asırlarda Osmanlı hânedânı, burada birçok vakıflar kurmuş, buranın ahâlisini kendi mallarına hissedâr kılmışlar ve mukaddes beldelere Surre ismiyle bilinen büyük hediyeler göndermişler ve dünyanın her tarafından bu mübârek beldeleri ziyârete gelen hacıların yol emniyetini de sağlamaya çalışmışlardır.

Osmanlı hacıları Medîne-i Münevvere’ye gittiklerinde Peygamber Efendimiz’¡ ve onun yanında med- fun Hazret-i Ebûbekir ve Hazret-i Ömer radıyallâhü anhümâyı ziyâretten sonra Cennetü’l-Bakî’ kabristanlığında medfun Hazret-i Osman (r.a) Efendi- miz’in kabrini de ziyâret etmişlerdir. On yedinci asrın meşhur seyyahı Evliyâ Çelebi de Hicaz seyahatinde Medîne-i Münevvere’ye uğramış ve Cennetü’l- Bakî’ kabristanlığında Hazret-i Osman Efendimiz’in huzurunda dua ve niyâzda bulunmuştur.

1

Hazret-i Osmân-ı Zinnûreyn’in (r.a.) kabri üzerine 1205’te büyük Islâm kumandan ve devlet adamı Selâhaddîn Eyyûbî tarafından kubbeli bir türbe yaptırılmıştır. Kânûnî Sultan Süleyman Han’ın oğlu Sultan ikinci Selîm Han devrinde, 1568’de ŞeyhüTHa- rem’e yazılan bir hükümde, “Sahâbe-i kibâr ve as- hâb-ı ahyârdan Hazret-i Osmân-ı Zinnûreyn’in (r.a.) Cennetü’l-Bakî’de bulunan mezâr-ı şeriflerinin etrafı tenha olup çevresinde kimse ikâmet etmediğinden, kabrinin tenha kalmaması ve Kur’ân-ı Kerîm okunabilmesi için birkaç oda inşâ edilecek yer olup olmadığının ve ne kadar oda yapılabileceğinin bildirilmesi” istenmiştir. Osmanlı Devleti’nin son devrine kadar Cennetü’l-Bakî’ kabristanlığı Müslüman hacılar tarafından ziyâret edilmiştir. Osmanlı Arşivi’nde bulunan Mescîd-i Nebevî ve etrafını gösteren 1853 tarihli bir planda “Cennetü’l-Bakî1 Kabristanlığı” ve husûsiyle de “Hazret-i Osmân radıye anhu’l-Mennân’ın ma- kâm-ı mübârekeleri” diye de not düşülmüş ve kubbeli türbesine Sultan ikinci Abdülhamîd Han’ın çektirdiği ve Medîne Müdâfii Fahreddin Paşa’nın çektiği fotoğraflarda da Hazret-i Osman (r.a.)’ın kubbeli bir türbesi bulunduğu görülmektedir. Medîne Müdâfii Fahreddin Paşa da Cennetü’l-Ba- kî’ kabristanlığını ziyârete gider ve burada dua eder; imkân buldukça da fotoğraf çekerdi. Hazret-i Osmân’ın (r.a) türbesini de bu vesile ile fotoğraflamıştır. Bugün dahi Müslümanlar hac ve umre niyetiyle Hicaz’a vâsıl olduklarında Medîne-i Münevvere kab- ristanlığında onu ziyâret edip duâ etmektedirler.Mevlâ şefâatlerine nâil eylesin..

Kaynaklar
B O A . A . D V N S . M H M . d, 7 -7 2 2 . B O A , 7 N u m aralı M ü h im e D efteri (9 7 5 -9 7 6 / 1 5 6 7 -1 5 6 9 ), ö z e t- T rab sk rip siy o n -ln d e ks, I, A n k a ra 1 9 9 8 . A .J. W e n sın ck , “B a tâ’ü l-G ark a d ” İA, 2 , (E sk işe h ir 1 9 9 2 ) s. 2 5 8 . ilhan O vaiıo ğ lu , C e v a t Ekici, ٥ ٢ . R aşit G ü n d o ğ d u , Eb ul F a ru k O n a i, H icaz, /-//, Ç a m lıca B asım Y a y ın , İstanb ul 2 0 0 8 . M u sta fa Fayd a, “C en n e tü ‘1 -B ak î”, D İA, C . 7 , İstanb ul 1 9 9 3 , s. 3 8 7 .

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir