heterodin
Bir radyo alıcısında, bir frekans değişikliği oluşturmak amacıyla kullanılan, sinüsoidal elektrik salınımları ileticisi. Farklı frekanslardaki iki sinyal elektronik yolla karıştırılırsa, karıştırma aşamasının çıktısı, başka bileşenlerin yanı sıra, girdinin toplam ve fark frekanslarını içerir. Frekans dönüştürme, frekans çevirme ya da heterodinleme adları verilen bu karıştırma süreci, iletişim alıcılarında yaygın olarak kullanılır. Uygulamada alışılmış AM bantından yayın yapan radyo, “süperheterodin alıcı” diye adlandırılır.
Gelen bütün frekansları (550-1600 kHz), daha düşük tek bir frekansa (çoğunlukla 455 kHz’e) dönüştürmek için, radyo alıcılarında heterodin ilkesinden yararlanılır. Radyo frekansı (RF) ayar devresiyle bağlantılı bir yerel osilatör, istenen frekanstan 455 kHz daha yüksek bir çıktı frekansı (1005-2055 kHz) üretir. Radyo 610 kHz’e ayarlanırsa, osilatör de otomatik olarak 610 -I- 455 ya da 1065 kHz’e ayarlanır. Bu, 610 kHz’lik gelen RF dalgasıyla birleştirilerek, 1065 – 610 ya da 455 kHz değerinde bir ara fark frekansı (AF) elde edilir.
Elektromagnetik dalgaların bir biçimi olan radyo dalgaları, birçok farklı radyo istasyonu (verici) tarafından üretilir ve bunların tümü antene ulaşır. Her vericinin, kendisine ayrılmış bir taşıyıcı frekansı vardır; bu frekans, kipleme (modülasyon) denilen bir işlemle yayından önce ses programı gereci tarafından değiştirilir. Belli bir istasyonu dinlemek için, alıcıyı, bu istasyonun gönderdiği sinyali alacak biçimde ayarlamak gerekir. Bu sinyal çok zayıftır ve hoparlörü çalıştıracak güce ulaşması için bir yükselteçle (amplifikatör) güçlendirilmesi (ya da yükseltilmesi) gerekir. 1920 yıllarının ortalarında heterodin ilkesi bulunmadan önce, ayarlı radyo frekansı (ARF) alıcısı denilen alıcıda her aşamanın gelen sinyale ayarlanması gerekirken (bu çok sıkıntı verici bir işlemdi), heterodinleme işlemi, karıştırıcıdan sonraki bütün yükseltme aşamalarının bir tek değişmez sinyalde çalışmasına olanak sağlamıştır.
Bir dinleyicinin, 610 kilohertz (kHz) işitsel frekansta yayın yapan bir radyo istasyonunu dinlemek istediğini varsayalım. Ayar ibresi bu frekansa getirildiğinde, radyo frekansı (RF) yükselteci 610 kHz’e ayarlanacak, aynı anda yerel osilatör da 1 065 kHz frekans üretecek biçimde ayarlanacaktır. Bu iki sinyal, doğrusal olmayan bir devreye gönderilir; karıştırıcı ya da dönüştürücü denilen bu devrede bir diyot, elektron tüpü ya da transistor bulunur. Çıkan frekanslar 1 675 kHz (iki frekansın toplamı) ve 455 kHz’dir (fark frekansı). Bu frekansların her ikisi de 610 kHz’lik gelen frekans olarak aynı program gerecini içerir; ama uygulamayla ilgili nedenlerden dolayı, yalnızca fark frekansı kullanılır. Bu nedenle, RF yükseltecinden ve karıştırıcıdan sonra gelen yükselteçlerin tümü, 455 kHz frekansa ayarlanır. Antenin aldığı frekans ne olursa olsun, yerel osilatör, her zaman gelen frekanstan 455 kHz daha yüksek bir sinyal üretecek biçimde yapılır; dolayısıyla, karıştırıcı çıktısı her zaman 455 kHz’lik fark frekansını üretir. Bütün radyo yapımcıları aynı fark frekansını kullanmaktadır. Heterodin ilkesi, FM radyo ve televizyon alıcılarında da kullanılır; bunlarda fark frekansları 10,7 MHz ve 4,5 MHz’dir.
Heterodinleme (frekans dönüştürme), bilinmeyen birfrekansı bilinen birfrekansla karşılaştırarak ölçmekte de kullanılabilir. Değişken frekans bilinmeyen frekansa yaklaştıkça, bu iki özgün frekans işitme aralığının çok uzağında bile olsa, fark frekansı işitilebilir hale gelir. Giren iki frekans aynı oluncaya ve “sıfır vuru” (batman) durumu oluşuncaya kadar fark frekansı azalacaktır.