HİCRİ TAKVİM

HİCRİ TAKVİM

Hicret’in 17. yıhnda, yapılan işler tarihlenmesi için sağlam bir takvirı gerek duyuldu. Hz. Ali’nin önerisi} takvim yeniden düzenlendi; Hi ret’in gerçekleştiği yıl, birinci yıl ol rak kabul edildi, ayların eskisi gi kullanılması sürdürüldü. Hac mev minden sonra ilk çalışılan ay old ğundan muharrem birinci ay sayıl« Hicri birinci yıl, Jülyen takvimini 622. yıla raslar.
GREGORYEN TAKVİMİ
Jülyen yılı, Güneş yılından 11 dk sn fazlaydı; yaklaşık 130 yılda 1 günlük bir fark da bundan kaynak myordu. Bu nedenle 1582’de pa Gregorius XIII tarafından yeni bir ı form gerçekleştirildi; takvimin ilke gökbilimci Lilio, Clavius (Klau) Chacon tarafından incelendi.
Bu reform, Kilise takvimini Jüly
39′
tal
takvimine göre düzenleyen İznik (Ni-kaia) Konsili döneminden beri fazla hesaplanan 10 günün ve 400 yılda üç artık yılın kaldırılmasına dayanıyordu. îlk aşamada, 4 Ekim 1582’den sonraki günü 15 Ekim olarak adlandırma kararı alındı; öte yanan eski takvimde 4’e bölünebilen bütün yıllar artık yıldı; oysa yapılan reformla, iki sıfırla biten yılların, yalnızca iki sıfır atıldıktan sonra kalan rakam,
4’ün katı olduğunda, artık yıl sayıla-bilmesine karar verildi. Bu kuraldan, 400 yılda 97 artık yılın hesaplanması sonucuna varıldı. Bu durumda, ortalama yıl 365 + 97:400 gün ya da 365, 2425 gündü. Dönencel yıl 365,2422 gün olduğundan, fark yalnızca 0,003 gündür. Demekki, hata, 10 000 yıl sonunda yalnızca 3 güne ya da 3 000 yıldan fazla bir sürede 1 güne ulaşabilecekti.
Gregoryen takvimi denen yeı vim, Yunanlılar ve Rumenler d bütün Hıristiyan halklar ve gen Ortodokslar (Jülyen takvimind nızca günümüzde dinsel bay rın tarihlerini saptamada yara lar) tarafından hızla benirri 1917 Ekim Devrimi (Ortodok ya’da) günümüz ölçülerine gt sımda (Jülyen takvimi; 25 Ekin goryen takvimi; 6 Kasım) olmu
Gelişmiş bitkilere özgü sap ve yapraklar halinde farklılaşma göstermeyen bitki gövdesi.
Tal, üst yapılı bitkilerde de (ama çok seyrek olarak) bulunabilir. Bunun en iyi örneklerini tropikal akarsularda yaşayan garip görünümlü türler oluşturur; gerçekten de bu bitkiler, çok küçük dik durumlu yapraklar taşıyan ve dipte yayılmış olan yeşil bir kütle görünümündedir; ama bunlarda üst yapılı bitkilere özgü damarlar vardır ve bu tür tal, sap ve yaprakların değişikliğe uğramasıyla ortaya çıkmıştır. Çiçeksiz bitkiler ya da sporlu bitkiler arasında yer alati ama oldukça gelişmiş olan ve gerçekte çiçekli bitkiler ya da tohumlu bitkilere yakın olan birçok ciğeryçsununda da aynı durum gözlenir. Öbür ciğeryosunları küçük yapraklar taşırlar ama bu tip uzantılar talli bitkilerin gelişmiş tiplerinde bulunur.
ALT YAPILI BİTKİLERE ÖZGÜ TALLER
Tal yapısı gösteren bitkiler alt yapılı bitkilerdir. Gerçekte likenler için yaratılmış olan bu tal terimi tam anlamıyla mantarlar ve suyosunları için kullanılır, çünkü likenler, bu iki bitki grubunun bir araya gelmesinden ortaya çıkarlar.
Talin kesin bir tanımım vermek oldukça güçtür; bunun ancak olumsuz yönlü bir tanımı verilebilir, çünkü alt yapılı bitkilerde, tal son derece değişik görünümler alabilmektedir. Bütün ara biçimleri ya da geçiş biçimleri vardır; buna göre aşağıda yalnızca tal biçimlerinin bir gruptan öbürüne nasıl ev-
rim geçirdiği gösterilmeye çalışılacaktır.
Kuşkusuz en yalın taller birhücreliler-dir. Bunlarda, bir hücre bölünür bölünmez iki yavru hücre, birbirlerinden tümüyle ayrılırlar. Bu duruma bakterilerde, suyosunlarmda ve bazı mantarlarda raslamr. Söz konusu yapı ilkel özelliktedir, bir gerilemenin etkisiyle de ortaya çıkabilir. Sözgelimi, birhücreli mantarlar olan maya mantarları kuşkusuz ipliksi (lifli) yapı gösteren mantarlardan meydana gelmişlerdir.
HÜCRE TOPLULUKLARI HALİNDE DÜZENLENME
Hücrelerin bölündükten sonra bir helme ile birbirlerine bağlı kaldıkları taller, hücre topluluklarından (koloni) meydana gelir. Bu hücreler ya peltemsi bir yapının içinde djizensiz bir kütle oluştururlar ya da tersine, tal içersinde kesin ve geometrik bir yerleşim düzenine sahip olurlar. Bakterilerde hücre topluluğu oluşumuna çok sık raslamr.
Bölünme sonucu meydana gelen ve yalnızca mikroskop akında görülebilenler “basit (birincil) Moıjiler” olarak adlandırılır; çıplak gözle gözlenebilen daha büyük olanlaraysa “ikincil koloniler” denir. Bazı durumlarda koloniler, hücrelerin bölünmesi sonucunda meydana gelmezler, normal olarak birhücreli olan bir türün hücrelerinin bir arada öbekleşmesiyle oluşurlar; bu durum suyosunlarmda ama aynı zamanda çok özel mantarlar olan cıvıkmantarlarda gözlenir. Bakterilerdeki birincil hücre topluluk-
ları belirgin bir geometrik yeı gösterirlerse de tatlı sularda ya bazı yeşil suyosunları, düzenli çok sayıda hücreden oluşmuş l lerden meydana gelirler; bu tallı gelişmiş bir yapıya sahiptir, en mış örnek olarak Volvox verili bu organizma, binlerce hüc oluşmuş gevşek yapılı bir küre mindedir.
TEMEL İPLİKSİ YAPI
İpliksi taller uç uca dizilmiş hüc den meydana gelirler. Bazen i yapılarla çizgisel biçimde olan 1 topluluklarım ayırt etmek güçtür kuşkusuz ipliksi yapı alt yapılı lerde talin evrimini anlamakta oluşturur. İlkel biçimlerde ip aralarında bağımsızdır ve dallı göstermezler; üst yapılı suyosun da ve mantarlardaysa iplikler ç dallanmalar ve kaynaşmalar gös ler ve gerçekten de dallanma sır bir görünüm sunabilir ama dallf tünde bazı eksenler, daha bask olabilirler; sonuçta ortaya çıka pı bir ağacm oluşumunu anımsati liklerin aralarındaki kaynaşma, re toplulukları durumuyla karşı rılabilir; bir mantardan almaca sitte, oluşturucu nitelikli ipliksi lara Taslanabilir, ama bunlar piş şim olarak adlandırılan bir çeşl kuyla karışır. Burada hâlâ güçl ipliksi yapı söz konusuysa da, si limi Amarrita adlı mantarda olduj bi son derece karmaşık ve düzen yapmm oluşumuna yol açan bir t me vardır.
Tamer, ülkü
Türk ozanı (Gaziantep, 1937).
Robert Kolej’i bitiren(1958) ÜlküTa-mer, İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü’nde öğrenim gördü. 1964-1968 yılları arasmda özel tiyatrolarda oyunculuk yapü. Çeviri çalışmalarının yam sıra Milliyet Yaymla-n’m, Milliyet Çocuk dergisini ve Mil-
3946
liyet dergisini (yeni dizi, 1980) yönetti, gazetenin el değiştirmesinden sonra da Karacan Yayınları admı alan yaymevindeki görevini sürdürdü. Adam Yaymcılık’ta görev aldı. 12 yaşındayken Duygular Konuşuyor (1948) adlı bir çocuk oyunu yayımlayan Ülkü Tamer, Edith Hamüton’dan çevir-
diği Mitologya (1964) kitabıyla Dil Kurumu Çeviri Ödülü’nü ka;
(1965).

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*