Genel

HİTİTLER

HİTİTLER

HİTİT İMPARATORLUĞU GEÇ HİTİT PRENSLİKLERİ YÖNETİM VE TOPLUM YAPISI Him YASALARI ARKEOLOJİK ARAŞTIRMALAR DİL VE KÜLTÜR DİN VE İNANÇLAR SANAT VE MİMARLIK
Aslanlı Kapı, MÖ XXIV. yy’dan itibaren meskûn olan Hattuşaş’ın savunma duvarlarının bir parçasıydı.
AKDENİZ
^Hehopofıs
Hitit Devleti’nin başkenti Hattuşaş’ta (Boğazköy) ek çiviyazılı tabletler, krallığın kuruluşunu biraz destans açıklamaktadır. Anitta Metni adı verilen bu tabletler £ Kussara kralı Anitta’nın zaferlerinden söz edilir. Küçük ler halindeki Nesa halkı Anadolu’nun siyasî anlamda bir lamak amacıyla zaman zaman birbirleriyle bile çatışma; tir. Nesa kralı Pitana ile Kussara kralı Anitta’nın bu bir mak için ilk harekete geçenler olduğu anlaşılmaktad Metni’nden öğrenildiği kadarıyla, Kussara kralı Anitta, ülkesini de alarak büyük bir güç haline gelmiştir. Anitta ma, Harkluna, Hatti ve Zalpa ülkelerini ele geçirerek N ni başkent yaptığı anlaşılmaktadır. Anitta’yla ilgili başkc lar Kayseri Kültepe’de ve Yozgat Alişar’da ortaya çık Arkeolojik ve filolojik çalışmalar sonucunda Nesa şehriı pe-Kaniş olduğu anlaşılmıştır. Anitta’mn, Hattuşaş’ı n ise aynı tablederde şöyle anlatılmaktadır: «Hattuşaş ş< tan kırılınca, tanrım Siu onu taht tanrıçası Halmasuit’e ti. Ve ben bir gecede onu güçle aldım ve şehrin yerine 3 lar ektim. Benden sonra kim kral olur da, Hattuşaş’ı y kân ederse, o Gökyüzünün Fırtına Tanrısı’nın lanetine Kralın lanetine rağmen I. Hattuşili’nin Hattuşaş’ı başkeı sı şehrin stratejik konumuyla açıklanır. Anitta’yla Hat sında yaklaşık 100 yıl boşluk vardır; kral listeleri de oln bu boşluğu kapatmak mümkün değildir. Öldükten son şan ve kendisine kurban sunulan kral ve kraliçeler list Anitta’nın adına rastianmaz. Ancak, Hititlerin başka c yaptıkları anlaşmalarda ve herhangi bir olay üzerine > rihlerin giriş bölümünde o güne nasıl gelindiği çeşitli; anlatılır. I. ve II. Hattuşili dönemlerine ait bu tür belge] ların atası olarak «Kussaralı Adam»dan, yani Anitta’da lir. Ne var ki gerek I. Hattuşili’nin saltanat dönemine ait gelerde, gerekse Hurri kökenli kral Telepinu’nun ünlü Fermanı’nda kurucu olarak KralLabarna ve Kraliçe na’dan söz edilir. Telepinu Fermam’nda «Ülke küçüktü fere çıktığı her yerde düşman ülkesini güç kullanarak e altına aldı; denizi sınır olarak kabul etti» diye yazar. Ne nümüzdeki araştırmalara rağmen bu konuda çözüm j bilgi elde edilememiştir. Hitit Krallığı’nın kurucusu I. H; bul edilmektedir.

KRALLIK DÖNEMİ

Hitit Devleti’ndekı arşiv belgelerine ve diğer bulunt ilk kral I. Hattuşili’dir. MÖ 1650-1620 arasında hüküı Hattuşili döneminde, Toroslar’ın ötesine, Kilikya ve ulaşıldı. Sonra başa geçen I. Murşili, MÖ 1590’a değin h dü. Murşili’nin Kuzey Suriye ve Babil’e seferler yaptığı le birlikte sonuçları hakkında bilgi yoktur. Bu tarihten ta geçen krallar ve yönetimleri konusunda hemen hem gi bulunmamaktadır. Murşili döneminde başlayan iç k; daha sonra artarak devam etti. Devletin elinde tuttuğt birer birer kaybedildi. MÖ 1525’te başa geçen Telepim bu çöküş sürdü. Telepinu, getirdiği yasal önlemlerle h< şıklıkları bir ölçüde durdurdu, hem de tahta çıkmayı k koşullara bağladı. Sürekli akınlarla büyük zararlara yol kalarla savaştı. Konfederasyon biçimindeki krallığa b. prensliklerden bazılarıyla andaşmalar imzaladı. Hitit çok önemli bir belge olan Telepinu Fermam’nda, kend rım sıralarken devletin egemenliğini tehlikeye sokan iç lan anlatır. Ayrıca kendisinden önceki kralların listesin şayet kurumuna ve yönetim anlayışına getirdiği yenil Telepinu Fermam’nda görmek mümkündür. Ne var nu’nun sağladığı bu huzurlu yıllar, kendisinden sonra ların yetersizliği nedeniyle çok kısa sürdü. MÖ 150ı 1460’a kadar olan dönem bu yüzden karanlıktır.

HİTİT İMPARATORLUĞU

MÖ 1460’ta başa geçen II. Tuthalya’yla birlikte Hi için yeni bir dönem başladı. MÖ 2000’de Yukarı Mt ya’da bir devlet kuran, kısa bir gerileme dönemi geçire ra, MÖ VI. yy’da yeniden eski gücüne kavuşan Mitan imparatorluk olma sürecindeki Hitit Devleti’nin en kc maniydi. Tuthalya Mitannilerin yanı sıra Hititlere kar: düzenleyen Kaşkalarla da savaşmak zorunda kaldı. Ha geri alarak Mitanni Devleti’nin denetimini ele geçirdi; Hititlere önemli bir avantaj sağladı. Daha sonra tahta lar döneminde ilerleme sağlanamadı. Tam tersine Kaşi

– HI. Tuthalya’mn saltanatı sırasında Hattuşaş Kaşka-

– • .;k:ic;.

:: ie tahta çıkan I. Şuppiluliuma, Hititlerin yeniden güç-•. ; = iadı. imparatorluğun sınırlarım, Kuzey Suriye, Fırat’ın : r- ve Kuzey Anadolu’da genişletti. Kargamış’ı alarak oğ-.; r yaptı. Böylece güçlü Mısır ve Asur imparatorluk-. t*- ağırlığını hissettirdi. Ancak oğlunun Mısır’da öldü-,ı;–e Kuzey Suriye prensliklerini alarak, Güney Suri-. r” e egemen olan Mısır’a gözdağı verdi. I. Şuppiluli-:. _~unden sonra karışıklıklar yeniden başladı, ancak ye-

– II. Murşili kısa sürede duruma hâkim oldu. MÖ

– _ – ’ 5’ya kadar tahtta kalan II. Murşili, çoğunlukla anlaşırak ve diplomasî yoluyla diğer devlederle iyi ilişkiler
kurdu. İmparatorluğun sınırlarını güvenceye aldı. Yine II. Murşili tarafından hazırlanmış olan anlaşmalardan, resmî ve Mısır ile Suriye’ye ilişkin belgelerden kendisinin ve babasının iktidarı hakkında önemli bilgiler edinilmektedir. Konfederasyondan ayrılmak isteyen Arzava ülkesiyle yapılan savaşlar bu dönemin en önemli olayıdır. Savaşlar sonucunda Arzava tekrar konfederasyona katıldı. II. Murşili’den sonra tahta çıkan en büyük oğlu Muvatalli ayaklanmalar ve saldırılarla uğraştı. Yoğun Kaşka saldırıları yüzünden Muva-talli’nin yönetim merkezini Dattaşa’ya taşıdığı bilinmektedir. Dat-taşa’nın Adana yakınlarında olduğu tahmin edilmektedir, imparator, kardeşi Hattuşili’yi de başkentte, Hattuşaş’ta bıraktı. Muvatal-li’nin bir başka amacı da Suriye’yi ele geçirmekti. Dolayısıyla oraya yakın bir bölgede bulunmak avantaj sağlayacaktı. Bu arada Hitit împaratorluğu’nun güçlenmesinden kaygı duyan Asur ve Mısır imparatorlukları Hitit topraklarına saldırılar düzenlemeye başladılar. Asurlular Mitanni Devleti’ne saldırdılar. Mitannileri kurtaran imparator bu kez kendisinden yardım isteyen Amurru prensini bahane ederek Kuzey Suriye’ye giren Mısır’a savaş açtı. Mısır firavunu II. Ramses ile Hitit imparatoru Muvatalli, 1299’da Asi (Orontes) Irmağı kıyısında Kadeş’te karşı karşıya geldiler. Savaşın sonucu konusunda net bilgiler yoktur. Bir askerî ayaklanma sırasında öldürüldüğü ileri sürülen Muvatalli’nin yerine Urhi-Teşup geçti. Muvatal-li’nin bir kapatmadan olan oğlu Urhi-Teşup, yönetim merkezini yeniden Hattuşaş’a taşıdı. Ancak yeni imparator daha çok huzursuzluk kaynağı oldu. Amcası Hattuşili’ye karşı ayaklandı. Yedi yıllık bir karışılıktan sonra yakalanıp öldürüldü. MÖ 1275’te III. Hattuşili adıyla tahta çıkan Hattuşili, barışçı bir siyaset izledi. Asurlu-ların giderek tehlikeli olması Hitit ve Mısır imparatorluklanm anlaşmaya zorladı. Tarihte Kadeş Andaşması adıyla bilinen anlaşmanın Mısır kopyası Mısır Kamak Tapınağı’nda, Hitit kopyası ise Hattuşaş devlet arşivinde bulundu. Kadeş Savaşı’yla ilgili bilgilere ise yalnız Mısır tapınaklarından Ebu Simbel, Kamak ve Luksor’da rastlanır. Kadeş Antlaşması sonrasında II. Ramses’in bir Hitit prensesiyle evlendiğini, bu evlilik onuruna Ebu Simbel’e dikilen taştan öğrenmekteyiz. Böylece her iki imparatorluk arasında sağlam bir barış kurulmuş olmaktadır. Hattuşili dönemi belgelerinde imparatorun mührü yanında bir başka mühür daha vardır. Hurrili bir rahibin kızı olan Kraliçe Pudu-Hepa bu mührün sahibidir. Kraliçenin yönetimde, iç ve dış siyasette oldukça etkili olduğu anlaşılmaktadır. Hattuşili Amurru Prensliği m de Mısır gibi evlilik yoluyla bağlaşığı haline getirdi. Kuzey Suriye’yi garanti altına aldı. Çünkü tampon devlet Mitanni Krallığı’nı ortadan kaldıran Asurluların önünde hiç engel kalmamıştı. MÖ 1250’de tahta çıkan IV. Tuthalya, genç ve deneyimsiz olduğu için devletin zayıflayıp gücünü yitirmesinde en büyük etkendi. Toprak kayıpları, Anadolu’da başlayan ayaklanmalar, Kaşka saldırıları devletin çöküşünü hazırladı. Deniz Halkları’nın göçleri ve Asurluların Fırat bölgesine saldırıları IV. Tuthalya döneminin diğer önemli olaylarıdır. III. Amuvanda ve II. Şuppiluliuma’nın egemenlikleri döneminde de devletin çöküşü devam etti. Şuppiluliuma saltanatının Ege göçleriyle sarsıldığı bilinmektedir. Birçok prensliğin bağımsızlığım ilan etmesi toprak kayıplarını hızlandırdı. Mısır kaynaklarından öğrenildiği kadarıyla Tuthal-ya’nın oğulları döneminde kıtlık ve kıyılara yapılan saldırılar devleti zorlamıştır. Hititlere ait son belge MÖ 1187’ye aittir. MÖ 1180’de Frigyalılar tarafından başkent yakılıp yıkılarak Hitit İmpa-ratorluğu’nun varlığına son verilmiştir.

GEÇ HİTİT PRENSLİKLERİ

Kitabı Mukaddes’te sık sık adı geçen Hitiderin, Geç Hitit şehir devlederini kuranlar olması mümkündür. Frig istilasından kurtulan Hitider daha güneye çekilerek kavim-kabüe temelindeki şehir devlederini kurdular. Güney ve Güneydoğu Anadolu ile Kuzey Suriye topraklarındaki bu devletlerin siyasî tarihi hakkında Asur yıllıklarından bilgi edinilmektedir. Uzun süre Asur ve Urartu egemenliğinde kalan prenslikler II. Sargon döneminde (MÖ VIII. yy) Asur eyaleti haline getirildiler. MÖ VII. yy’m başında da varlıklarını tümüyle yitirdiler. Tabal (Kayseri, Niğde, Nevşehir, Ürgüp çevresi), Gurgum, Kargamış, Zincirli (Malatya çevresi), Hattina (Antalya çevresi), Kue (Çukurova çevresi), Hilakku (Tarsus bölgesi) belli başlı şehir devlederidir.

YÖNETİM VE TOPLUM YAPISI

Yaklaşık 600 yıl hüküm süren Hitider, yerel krallıkları bünyesinde toplayan bir devletti. Bu yapısı yüzünden zaman zaman bağımsızlık için ayaklanan krallıklarla uğraşmak zorunda kalmıştır. Hitit Devleti, egemenliğine giren her krallıkla anlaşma imzalıyordu. Anlaşmanın koşulları vasal krallığın ekonomik gücüne göre
Yazılıkaya açık hava tapınağında kayalann yüzeyine işlenmiş alçak kabartma. Fırtına tannsı Teşup’la bir arada görülen tannça Hepat bir dizi kadına öncülük etmektedir.
Pişmiş toprak küp (MÖ XIV.-XII. yy). Boğazköy’de bulunan bu küp şimdi Paris’te Petit Palais Müzesi’ndedir.
ı (MÖ XIII. veya XII. yy). Savaşçının bir elinde taşıdığı yıldınm demeti onun tannlık alametidir (Antakya Müzesi).

Pişmiş toprak vazo.

Eski Hitit dönemi, MÖ XVI-XV yy, yüksekliği 82 cm, İnandık (Çankm). (Anadolu Medeniyetleri Müzesi)
değişmekteydi. İki ülke tanrılarının gözetiminde ve yeminle güven altına alman anlaşmayı bozmak tannların lanetine uğramak demekti. Yeni krallık veya imparatorluk döneminde yapılan toprak düzenlemesi devletin yıkılışına kadar sürdü. Bu düzenlemeye göre, Kızılırmak yayının güneyindeki bölüm «Aşağı Ülke», Kızı-lırmak’ın kaynak bölgesi ve çevresi ise «Yukarı Ülke» adıyla anılıyordu. Ayrıca bir prensin yönetiminde, birkaç şehrin birleşmesiyle oluşan eyaletler vardı. «Büyük Kral», «Labama» veya «Benim Güneşim» unvanlarıyla anılan kral, kuruluş döneminde tek söz sahibiydi. Ancak I. Hattuşili’yle birlikte kralın yetkileri, pan-kuş adı verilen soylular meclisince kısıtlanmıştı. Kralın seçeceği ve-liahtın ve verdiği ölüm cezasının bu meclis tarafından onaylanması gerekliydi. Ne var ki imparatorluk döneminde soylular meclisi yetkilerini yitirmiş, kralla kraliçe tek yönetici olmuşlardı. Tanrıların temsilcisi kabul edilen kral, başyargıç, başrahip ve başkomutandı. Yalnız temsilcisi olduğu tanrılara hesap vermekle yükümlüydü. Soyluların yargılanmasıyla görevli ve vasal krallıklarla ilgili davalara bakan yüksek mahkemeye de kral başkanlık ediyordu. Her yıl devletin sınırlarını denedemek ve güvenliğini sağlamak amacıyla ordusuyla sefere çıkardı. Tavananna (egemen kraliçe) kraldan sonra en yetkili kişiydi. Bu unvanı kralın annesi, yani ana kraliçe taşıyabiliyordu. Ana kraliçenin ölümünden sonra kralın eşi yönetimde etkili olabiliyordu. Özel eğitim gören prensler tahta geçinceye kadar eyalet yöneticiliği yaparak hem askerlik görevlerini yerine getiriyor, hem de iktidara hazırlanıyordu. Yasalara göre meşru kraliçenin büyük oğlu veliaht seçilme hakkına sahipti. Büyük kâtip kamu hizmetlerinin yürütülmesinden sorumluydu.

HİTİT YASALARI

Değişik kültürlerden ve etnik gruplardan oluşan Hitit Devleti’nde, bu toplulukları bir arada tutmak için hak ve adaletin güçlü yasalarla saptanması gerekliydi. Yasaların kim tarafından, hangi kral veya imparator döneminde yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi yoktur. Boğazköy’deki devlet arşivinde ortaya çıkartılan tabletlerden öğrenildiği kadanyla ilk yasalar oldukça katıydı. Birçok suç için uygun görülen ceza ölümdü. Daha sonra yapılan düzenlemede ölüm cezaları paraya çevrilmişti. Aile, kadın erkek ilişkileri, evlilik gibi konularda Sümer yasalarının ömek alındığı anlaşılmaktadır. Hitit yasalarında kadınla erkeğin her bakımdan eşit olduğu görülmektedir. Verilen cezalarda cinsiyet önemli değildir. Aynca cezaların mal ve hayvan karşılığı ödenmesi sebebiyle o dönemdeki hayvan çeşiderini de yasalardan öğrenmek mümkündür. Devletler hukukunda, dost ve düşman ülkelerle ilişkilerin koşulları belirlenmiş, karşılıklı haklar belirtilmiştir. Yasalara göre, devletin ilişki kurduğu ülkeler üçe ayrılıyordu: bağlaşık ülkeler, küçük vasal krallıklar ve düşman ülkeler. Bağlaşık devletler, Hitit devletiyle eşit haklara sahipti. Birinin dostu veya düşmanı diğerinin de dostu veya düşmanıydı. Krallar birbirlerine armağanlar göndererek dosduklarını sürdürürlerdi.

İçişlerinde kısmen özgür olan vasal krallıklar dışişlerinde büyük krala bağlıydılar. Kendi sınırlan içindeki olayları Hitit kralına bildirmekle yükümlüydüler. Savaş sırasında orduları Hitit ordusuna katılırdı. Buna karşılık büyük krallık her zaman vasal krallığı korumak zorundaydı. Vasal kral her yıl bir kez, vergisini ver-
mek ve büyük krala bağlılığını göstermek üzere başkente zorundaydı. Yükümlülüklerini yerine getirmeyen kral deı güne gönderilirdi. Yazılı belgelerden edinilen bilgilere gö: farklı haklara ve yasalara sahip vasallar arasında Arzava, ni, Kizzuvatna, Hapalla, Viluşa, Şeha Irmağı ülkesi, Mira ya, Azzi-Hayaşa, Ahhiyava ve Assuva belli başlılarıdır.

ARKEOLOJİK ARAŞTIRMALAR

1834’te Fransız arkeolog ve coğrafyacı Charles Texier, Bc yakınlarındaki kalıntıları belirledi, ama hangi ulusa veya u’ ait olduğunu anlayamadığını açıkladı. Yazılıkaya’yı da bulı tan Texier’den sonra 1882’ye kadar daha birçok Batılı ara: buraya geldi. 1882-1883’te Cari Humann toprak üstü kalın planım çıkardı. 1893’te Fransız Emest Chantre, Büyükka I no’lu tapınakta sondajlar yaptı; 1894’te Alman Schaffer’Ie çiviyazılı tablederi buldu. 1906’da, İstanbul Arkeoloji Müze Theodor Makridi Bey ve Alman Hugo Winckler, Büyükkal zı yapmaya başladılar. Batı yamacında, içindeki çiviyazılı t; le birlikte bir devlet arşivini ortaya çıkardılar. 1907’de, Aln ğu İncelemeleri Kurumu ve Alman Arkeoloji Enstitüsü’nüı ğiyle Theodor Makridi, Hugo Winckler ve Otto Puchstein minde ilk kapsamlı araştırma ve kazılar başlatıldı. 1915’te Ç tırmacı Bedrich Hrozny çiviyazılı tablederi çözerek Hititler Avrupa kökenli olduklarını kanıdadı. Bu çalışmalar Birinci Savaşı’nda kesintiye uğradıysa da 1931’de yeniden başlatıl ci Dünya Savaşı yüzünden 1939’da sona eren araştırmal sonra 1952-1977 arasında Kurt Bittel tarafından sürdürüld Alman Doğu incelemeleri Kurumu ve Alman Arkeoloji . sü’nce gerçekleştirilen çalışmalar 1978’den sonra Peter Ne fmdan yönetilmeye başlandı.

DİL VE KÜLTÜR

Hititler, Anadolu’ya geldiklerinde kendilerine yurt olaı tikleri alanda bir başka halkla karşılaştılar. Hatti demlen km, Hitit kültür ve uygarlığının oluşumunda önemli rol e ğı anlaşılmaktadır. Mezopotamya ve Hurri kültür öğeleı leri etkileyen diğer unsurlardır. Ayrıca hemen hemen he laştıkları toplumdan bir şeyler alarak yeni, eklektik bil yaratmışlardır.

Boğazköy arşivinde ortaya çıkarılan yazılı belgeler, Hil yanında birçok eski dilin varlığını ortaya koymuştur. Hin pa dil ailesinin Anadolu koluna ait olan Hititçe Hatti, Luv dillerinden kelimeler içermektedir. Özellikle duaların bu ı yazılmış olması dinî törenlerde o dillerin yeğlendiklerini g Siyasî metinlerde ise Akkadcayı kullanmışlardır. Akka> Hatti-Hitit ve Luvi-Hitit gibi iki dilli yazılı belgeler dişinde Hurrice ve Luvice yazılmış olanları da vardır. Akkad çiviye ilkel bir biçimi olan çiviyazısı dışında, dinî metinlerde, y mühürlerde Luvi kökenli bir hiyeroglif kullanmışlardır. Hi biyat örnekleri, tanrı ve tanrıçalara ilişkin efsaneler, yakar dualardan oluşur. Efsaneler Hatti ve Hurri kökenlidir. Anla kral yıllıkları tarih yazıcılığının tipik ürünleridir. Hesic Tanrıların Doğuşu (Teogonia) adlı eserine benzeyen Hurri ] Kumarbi efsanesi, Kumarbi ile Teşup’un iktidar savaşını Göklerin hâkimi olmak isteyen Kumarbi, rakibinin erki dişleriyle sökerek yeryüzüne tükürür. Dünya üç tane k tanrı doğurur; bu tanrılardan biri olan fırtına tanrısı Teşı marbi’nin yerini alır. Bunun üzerine Kumarbi, öç almak içi dan taş vücudu çocuk Ullikummi’yi yapar. Durmadan bi bu çocuk bütün tanrılar için tehlike oluşturmaktadır. Bilj Ea, gök ile yeri birbirinden ayırmak için kullanılan orağı ala likummi’nin ayaklarını keser. Böylece tehdit ortadan kalk

Geç Hitit kültür ve uygarlığı birçok yönden Hitit kültür garlığının devamıdır. Ne var ki Aramı, Babil ve Asur etkiler lirgindir. Geç Hitit anıdarında Hitit hiyeroglifi kullanılmış cak MÖ VIII. yy’da harf temeline dayanan Aramca, hiyej yerini almıştır.

DİN VE İNANÇLAR

Hitit kültürünün çeşitliliği din ve inanç sistemi incelenı daha iyi anlaşılır. Boğazköy arşivindeki dinî metinler, dua, yü ve kehanederle ilgili metinler, Yazılıkaya kutsal alanı ve ratorluğun egemenlik alanındaki kaya anıdan Hitit dini ha önemli bilgiler veren birincil kaynaklardır. Hatti, Pala, Luvi. Kuzey Suriye, Mezopotamya tanrıları Hitiderin öz tanrıları likte Hitit panteonunu oluşturur. Arşiv belgelerinden anlaşı
Törensel içki kaplan,

Fırtına tanrısının iki boğasını simgelemektedir, MÖ XVI. yy, Boğazköy. (Anadolu Medeniyetleri Müzesi)

HİTİTLER
. ■ rırjnlara o ulusun diliyle tapınılmaktadır. Hititçe ya-. _£r-îlerde adı geçen Hitit tanrıları çok önemli tanrısal

,……. ; karşımıza çıkmaz, Hitit panteonunda alt sıralarda

■„ -_z tanrısı Aruna, ocak tanrısı Haşşaş, ateş tanrısı Pah-rr- – : -jz tanrısı Şuppilulia, aşk ve savaş tanrıçası Lelvani

– – – ‘i r-^-andır. Güneş tanrıçası Vuruşemu, oğlu Telepinu, r … • -.r.u Zintuhi en çok kutsanan Hatti kökenli tanrı

z. ;-t dışında, taşrada Luvi tanrı ve tanrıçaları daha et-_ -:.’; Tarhunza, Dattaş dinî metinlerde adları en çok ge-

– – ._<okenli tanrıların hem sayıları hem de hiyerarşide-

– ; -permden üstündür. Hurrilerin baş tanrısı, fırtına tan-

■ . = jians: Hepat ön sıralarda yer alır. Teşup genellikle kut-. – : boğayla birlikte tasvir edilir. Güneş tanrısı Şimegi,

■ yıldız tanrısı Şauşka, dağ tanrıları Namni ve Haz-

– ; ,r Sümer panteonunun gök, yer, deniz tanrıları üçlüsü î iSamî kavimlerinin taptığı ay, güneş, yıldız tanrıla-.. – ;: •. -rar Hitit kaya anıtlarında, açık hava tapınaklarında : -..ir: diğer yabancı kültlerdir.

— :slen, Alişar ve Boğazköy buluntuları, krallık döne-:” gömüldüğünü göstermektedir. İmparatorluk döne-; :~~.e ve yakma yöntemleri bir arada uygulanmıştır.

– ;.shır devletlerinde baştanrı, Hitit metinlerinde Luvi

s=z edilen fırtına tanrısı Tarhunza’ydı. Hititlerde, .; i bilinen Luvi kökenli tarım tanrısı Geç Hitit devlet-■;-ıcn olarak karşımıza çıkar. Ana tanrıça Kubaba’ya . olmak üzere Zincirli ve çevresindeki devletlerde

– ı -r-‘d:. Kuzey Suriye’deki Aramî kökenli devletler ken-; r korumuşlardı. Bu bölgede, hava tanrısı Hadad, ka-

_ ve Atargatis kültünden genç tanrı Simios’a tapınıl-

ANAT VE MİMARLIK

…… . yetkin oldukları alan mimarlıktır. Özellikle aske-

— . =l=runda üst düzeyde bir teknik ve planlamanın ürü-. – ı.s ve surlar, araziye uydurulmuş yapıların en iyi ör-

– : : l-iat krallık döneminden günümüze ulaşabilen çok

-.1. yoktur. Mimarî kalıntıların büyük çoğunluğu impa–emindendir. Büyük taş bloklar kullanılan yapıların . :; ust örtü, bindirme tekniğiyle inşa edilen tonozdur. . ■ _■ mazgal dişli çatılar yaygındır. Taş, kerpiç, ahşap -.. _ sr: malzemeleridir. Taş veya kerpiç duvarlar ahşap . – ; ^îşteklenmiştir. Anıtsal yapılar dışında, mekânlar be-; • îfrre göre düzenlenmemiştir. Askerî mimarînin en iyi r rl:-t şehri Hattuşaş’tır. Şehrin tümü arazinin olanakla-ı: ;=rarianılarak sandık duvar tekniğinde surlarla çevril-: r ~_1: alanlarda eğim toprak dolguyla düzeltilerek duvar .-: ırünıştır. Toprak dolgunun eğimli kesimleri düşma-

– i.-nasım güçleştirmek için taşlarla örülmüştür. Hititler

– = :rik bölgelere bağımsız kaleler yaparak korumayı ar-. ■ r.r Surlar ve kaleler dışında şehir kapıları da askerî mi-

rr.emli bir parçası kabul edilebilir. Giriş ekseninde, sur-

– -.iîsek. kule biçiminde dikdörtgen planlı kapı odasının ,.’.—1= birer geçit bulunur. Boğazköy’ün kuzeydoğusunda,

ıva ve Büyükkaya arasında bilinen en eski köprünün :. i vardır. Geniş basamaklı taş yataklarıyla zıvana delik-: -..s?, bu köprü, Hitit mimarlığının düzeyini göstermesi — elemlidir. Günümüze ulaşabilen yetersiz kalıntılar-i ,~_d:ğı kadarıyla, Hitit sarayları birbirine büyük avlular-r.r:mlerden oluşmaktadır. Kitaplık, taht odası, kült oda-

• ral ve ailesinin yaşadığı mekânlar vb birimlerin çok ;. – yapılar olduğu düşünülmektedir. Konutlar, Hitit rrrreminde taş temelli, ahşap hatıllarla destekli kerpiç ; _r Düz toprak damlı evlerde odalar dörtgen planlı avlu-.: rssme dizilmiştir. İmparatorluk döneminde çok fazla . . yoktur. İki katlı evler görülmeye başlanır. Bu evlerde . – .r samanlık vb bölümler, üst katta ise yaşam mekânları -.raştırmalar Hitit şehirlerinde en özenli yapıların tapı-r.i-jğunu göstermiştir. Değişik olan dış görünüşleri dı-: £ rüık yoktur. Kapıdan bir koridorla avluya geçilir. Tan-bulunduğu kutsal bölüm iç avludadır. Depo, atöl-

– : • —ekânlar genellikle kutsal odanın çevresindedir. Kut-

s da iç avludan doğrudan girilmez, yan odalar aynı za-r ; r bölüme girişi sağlar.

j. -Int mimarlığında şehirlerin bulunduğu bölgelere göre de-: görülür. Farklı geometrik biçimler gösteren çift be-_:.=rda girişler çift kapıdan oluşur. Ortostatlarla bezenmiş .i kule arasında dar bir oda şeklindedir. Kimisinde kapı-
nın arkasına dizilmiş odalara rastlanır. Kuzey Suriye etkisindeki saraylar, kapalı bir plan şeması gösterirler; yapının genişletilmesi mümkün değildir, ancak aynı planda bir başka yapı eklenerek büyüme sağlanır. Hiîani denilen bu planda, bir avlu çevresinde sıralanmış mekânlar vardır. Enine yerleştirilmiş bir ana odanın çevresinde diğer odalar bulunmaktadır. Hilaninin tipik örneği Teli Ta-yinat Sarayı’dır. Küçük tek bir odadan oluşan Kargamış’taki tapınağın yanında Teli Tayinat’taki gibi ön avlu, sella ve aditondan meydana gelen megarona benzeyen tapınak yapıları da vardır.

Kabartma, Hitiderin mimarîyle uyum içinde kullandıkları sanat dallarıdan biridir. Şehir kapılarındaki ortostat denilen kabartmalı taş bloklar, sfenks, aslan, tanrı, tanrıça, kral ve kraliçe figürleri veya mitolojik sahnelerle bezenmiştir. Başın yandan, vücudun cepheden, bacakların yandan tasvir edildiği kabartmalarda takılar ve giysiler ayrıntılarıyla işlenmiştir. Kimi örneklerde Ala-cakhöyük’te olduğu gibi av sahneleri veya dinî bayramlardaki törenlerin anlatıldığı kompozisyonlar görülebilir. Tanrıların kutsanması amacıyla yapılmış kaya kabartmaları ve anıdar Hitiderin egemenlik alanlarında sıklıkla rastlanan sanat eserleridir. Kaya kabartmalarının en ünlüsü, Boğazköy’ün 2 km kuzeydoğusundaki Yazılıkaya’dır. Bugünkü biçimini IV. Tuthalya döneminde (MÖ 1250-1220) almış olan açık hava tapınağı 63 tanrı ve tanrıça figürünün yer aldığı iki galeriden oluşmaktadır. Ayrıntıların titizlikle işlendiği figürlerde durağan bir görünüm egemendir. Açık hava tapınağına çeşidi zamanlarda bir giriş kapısıyla farklı işlevdeki mekânların eklendiği anlaşılmaktadır. Ankara Gâvurkale, İzmir Karabel, Kayseri Develi’deki İmamkulu, Kayseri Fıraktin anıtlarının tarihleri kesin olarak belirlenememiştir, ancak dinî amaçla yapıldıkları bilinmektedir. Beyşehir Gölü’nün doğu kıyısındaki Ef-latunpınar anıtı 14 büyük taş bloktan oluşur. Dağ tanrısı ve güneş tanrıçasının tasvir edildiği anıt MÖ XIII. yy’a tarihlenir. Hitit heykel sanatı, kabartmalar dışında, Mezopotamya etkisinin görüldüğü heykelciklerde izlenebilir. Heykelcikler çoğunlukla tanrı ve tanrıça figürleridir.

Geç Hitit sanatında da kabartmanın, özellikle mimarîye bağlı kabartmanın önemi büyüktür. Başlangıçta Hitit üslubunun etkisinde ürünler verilirken daha sonra Asur ve Aramî etkileri baskın hale gelmiştir.

Boğazköy, Alacahöyük ve diğer Hitit yerleşmelerinde ele geçen seramikler üstün bir teknik ve estetik anlayışın ürünüdür. Genellikle tekrenkli, parlak kaplar çok incedir. Rhiton denilen hayvan biçimli dinî sunu kaplarıyla, kabartma kompozisyonlarla bezeli vazolar özenle işlenmiş eserlerdir.

Değerli madenler ve taşlardan yapılan mühürlerde mitolojik kompozisyonlar, av sahneleri, doğaüstü yaratıklar işlenmiştir. Damga ve silindir mühürler üzerindeki tasvirler ayrıntılara özen gösterilerek oyulmuştur. Bunlarda Mezopotamya, Hurri, Mısır, Mitanni kültür ve sanatının etkilerini gerek konu gerekse üslup olarak görmek mümkündür. □
Tannça Kubaba, Bazalt, Geç Hitit dönemi, MÖ IX. yy, Kargamış. (Anadolu Medeniyetleri Müzesi)
AYRICA BAKINIZ

—*■ BHH Anadolu —► IB.AKSU Asur —*■ [B.AÜSII Fenikeliler —► İM® medeniyet —*• |b.<bsi| Mezopotamya —► EESİ Mısır (Eski)

—*• iB-ANsıı Sümerler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir