İ S T A N B U L ’ D A İ M A R HAREKETLERİ
Kostantin, zamanında Roma’yı kuranların vatanı olan Kale-i Sultaniye civarındaki meşhur Truva adlı eski beldeyi canlandırmaya teşebbüs etti; fakat bu tarihî şehrin inşasından dolayı Roma’nın değerini kaybedeceği endişesini taşıyan halk, imparatorun bu girişimlerinden memnun kalmadı, Kostantin de bu fikrinden vazgeçti. İstanbul başkent kabul edildikten sonra ikinci tepe üzerinde yumurta şeklinde büyük bir meydan açtı, Çemberlitaş Meydanı51 (Forum Constantin) ve burasını kemerlerle, revaklarla, heykellerle özellikle bugün de gördüğümüz Çemberlitaş Sütunu ile süsledi. İstanbul’da kurulan ilk meydan burasıdır. İkinci meydan Ayasofya’nın yanında kurulmuştur ki, buraya Augustee denildi. Meşhur Milliaire bu ikinci meydanda idi. Kostantin, At Meydanı’nı tamamlayarak ve etrafına büyük bir saray yaptırarak revaklarla ve çeşitli memleketlerden getirttiği heykellerle süsledi. Fazlı Paşa’dan bulunan Binbir Direk, Yerebatan Sarnıcı, Au- gusteon Hamamları ve sarayın sonuna doğru mermerden büyük bir merdiven ile ilk Ayasofya mabedi meydanda bulunan eserlerin başiıcalarıdır. Kostantiniye’nin kutsal merasimi yarı Hristiyan ve yarı Ari mezhebi ayinleri ile 330 yılının Mayıs ayının on birinci günü yapıldı ve bu münasebetle kutlanan şenlikler tam kırk gün devam etti. İstanbul’un başkent olabilmesi için birtakım özelliklerinin bulunması gerekiyordu: Verilen emre göre iç kısımlardan olabildiği kadar uzak olmalı ve o tarihlerde müthiş bir düşman olan barbarların saldırılarından, musallat olmalarından korunacak kadar memleketin sınırlarına yakın olmamalıydı. İstanbul’un süslenmesi İkinci Konstans zamanında (361-437) tamamlandı. İmparator Valens (328-364) günümüzde gördüğümüz Bozdoğan kemerini yaptırdı. Birinci Theodosius da Kostantin tarafından yaptırılan Altın Kapı’yı (Porta Aurea) süsledi. İstanbul, Kostantin zamanında iki kat daha büyüdü ve kara tarafındaki suru daha ileriye götürme mecburiyeti hissedilerek, Unkapanı köprüsünden başlamak üzere Muham- mediye denilen Fatih Camii’ni (Polyandrion) yarım daire şeklinde çevreleyip Langa’ya kadar ulaşan yeni bir sur inşa edildi. Bu işlerin yerine getirilmesi ve korunması kırk bin Got askerine52 verildi. Her biri beşer bin askerden oluşan sekiz piyade müfrezesi (Cohortes), bu yeni sura açılan yedi kapı arasına dağıtılmıştı. Batı Roma İmparatoru Büyük Kostantin, başkentini Roma’dan İstanbul’a taşımasından sonra doğunun her tarafında bulunan eyalet ve vilâyetlerini Karadeniz sayesinde düşman saldırılarından koruyabilmiştir. İstanbul’un bölge olarak doğal güzelliklerle donatılmış olması, şehirde yapılabilecek birçok meslek grubunun bulunması, geniş ticaret imkânlarının olması ile oluşan büyük menfaat ortamı dikkate alınırsa Kostantin’in Galata’nın birkaç yıl önce yıktırılan ve diğerlerine nazaran daha alçak ve dış tarafta bulunan surları Pa- leologoslar, İznik’ten İstanbul’a döndüklerinde yaptırmışlardır. Gerek bu surların gerek hendeklerle yolların yerine şimdi caddeler yapılmıştır. Galata’nın üst tarafları Beyoğlu dediğimiz bölge ve mahallelerdir, sırası gelince bahsedeceğiz. Eski Roma şehri yedi tepe üzerine kurulmuş idi; yeni Roma’yı da mutlaka yedi tepe üzerine kurmak istediler. O tarihte bu yedi tepeden bazıları henüz şehrin içinde değildi. Bu tepelerin altısı şehrin kuzey tarafında olup aralarında beş vadi vardı; bu vadilerin üçüncü ve beşincisi tamamıyla Sarayburnu’ndan geçer. Yedi rakamı, Kostantin’in nazarında simgesel ve kutsal bir güce sahipti. Adı geçen şahıs kendisine, etrafında yedi gezegen dönen güneş gibi bakılmasını isterdi. Kostantin, Apollon (Güneş) gibi hüküm sürerdi. Hatta Çemberlitaş dediğimiz Yanık Sütun üzerinde ‘Soli invicto’ yani ‘Mağlûp olmayan güneş’ ibaresi kazınmıştı. Adı geçen hükümdar, şehrin kara tarafında yaptırdığı surlara yedi kapı açmıştı ve Roma’nın ileri gelenlerinden yedi güçlü ve şöhretli kişiyi İstanbul’a getirtmiş ve (Ebta-Leyhanos) “Yedi kandil” denilen geniş bir salonda bulunmak üzere yedi bölük özel bir askerî birlik oluşturmuştu. Diyorlar ki yedi rakamına bu derece bağlılığı olan Kostantin’in dalkavuklarının arazinin doğal görünümüne rağmen, İstanbul’da yedi tepe bulamamalarına hayret edilmelidir… Bu yedi tepeden yalnız yedincisi Hatırlatma: Bu plân, Doktor Mordtmann’ın Ortaçağ’da İstanbul adındaki topografı ve Labart’ın On Üçücüncü Asırda İstanbul’un Büyük Sarayı plânlarına uygun düşmektedir. Oysa Ebersolt’un Büyük Saray plânında Bucoleon Sarayı, Küçük Ayasofya’ya yakın bir yerde ve Justinianus’un evi Ahırkapı tarafında gösteriliyor. Çatladıkapı’da sahilde, sur üzerinde Justinianus’un Evi diye bilinen harap binanın kara tarafında, yani tren hattının sağ yönünde görülen tonozlar (solos: Rumcada kubbe, künbet anlamındadır), kemerler, yer altı yolları Bucoleon Sarayı’na aittir.
PLANDAN GÖRÜNENLER
1- Akropol. Topkapı Sarayı’nın bulunduğu yer. 2- Gotlar Sütunu. 3- Aya Barbara Kapısı = Topkapı. 4- Ayos Demetrios Kilisesi = Saray içinde eski tıp okulu dairesi. 5- Oyanios Kapısı = Yalıköşkü Kapısı. 6- Manganlar Sarayı = Has Bahçe’nin olduğu yer. 7- Oduiteria Kilisesi = Gülhane Hastanesi ile Cephanelikler arasındaydı. 8- Ayos Lazaros Kilisesi = Gülhane ve Teşvikiye Hastaneleri’nin olduğu yer. 9- Cynengium = Kadınlara ait bir daire. 10- Ayasofya Mabedi. 11- Aya İrini Kilisesi = Askerî Müze. 12- Porta Karea = Ahırkapı’da askerî dikimevinin yakınında. 13- Justinianus Sütunu = Ayasofya avlusundaki şadırvanın bulunduğu yer. 14- Âyân Dairesi = Adalet Bakanlığı Dairesi. 15- Mağnora Sarayı = Adalet Bakanlığı’nın İshak Paşa tarafında. 16- Chalcopratia = Zeynep Sultan Camii’nin bulunduğu yer. 17- Yerebatan Sarnıcı. 18- Zeuxippe Hamamları = SultanAhmed’te eski Belediye bahçesinin bulunduğu yer. 19- Chalke = Ayasofya Sultan Hamamı’nın olduğu yer. 20- Fener Şeddi = Kabasakal’da, Çeşme Sokağı’nda eski kemerli yüksek bina. 21- Bucoleon Sarayı = Çatladıkapı’da Justinianus Sarayı’nın kara tarafındaydı. 22- Daphne Sarayı = SultanAhmed Camii’nin olduğu yer. 23- At Meydanı, Katizma mevkii = Almanya İmparatoru’nun çeşmesi. 24- Justinianus Sarayı = Çatladıkapı’da, deniz kenarında. 25- Sergius ve Baküs Manastırı = Küçük Ayasofya Camii. 26- Ahırkapı. 27- Bucoleon Limanı = Çatladıkapı. 28- Porta Ferrea = Demirkapı. Kumkapı ile Şehsüvar Bey Mahallesi sahili arasında.