Genel

İlim ve kültür seviyemiz

turkiyede-enerji-borsasina-milli-yazilim-h1458352013-201f5e   İlim ve kültür seviyemizin önceki nesillere göre hayli iyi olduğu varsayılıyor. Bu gün aynı yaşlarda olan bir çocuk 15. yy’daki arkadaşına göre sıradan bilgileriyle bile fark attığı düşünülebilir. Ancak öğrenilen bilgilerin muhtevasına bakıldığında fark hiç de öyle sanıldığı gibi değildir. Çünkü magazin ağırlıklı geniş ölçüde reklama dayanan günümüz bilgi kaynakları, hiçbir şekilde öğrencilerine kalıcı tesir bırakmamaktadır. Kalıcı tesir bırakmamasının sebebi ise ilim terazisinde tartılan kitap ve sair yayınların yanlış kefeye konulmasıdır.
yaşında âlim mertebesine çıkan İmam-ı Şafi Hazretleri devrinde, ilim terazisinin bir kefesinde daima Kur’ân-ı Kerîm dururken, günümüzde fevkalade yanlış bir bakış açısıyla öğlenciler sadece karne notlarına ve smav puanlarına göre değerlendirilmektedir. Kitap, kütüphane ve ilme karşı yanlış bir değerlendirme içerisindeyiz. Bu yanlış, ilimdeki değerin arandığı yerle alakalıdır.

İlim yoksullukla zenginlik çizgisini ayırmak için kullanılan bir alet olarak görülmektedir. Oysa geçmişte yaşayan şahsiyetlerin hayatlarına bakıldığında ilim, cahillik ve erdemlilik arasındaki çizgide insanın kat etmesi gereken daimi bir yol olarak karşımıza çıkmaktadır. Bu yol kendiliğinden zenginliği getirdiği için içerisinde ayn bir güzellik ba-nndırmaktadır.
Mesela Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlı Devleti dünyanın en zengin devleti idi. Ancak bu zenginlik devri, Sultanın üç saatlik uykusuyla gününün üçte birini ilme ayırmakla mümkün olmuştur. Sekiz yıllık saltanatında üç kıtada hüküm süren Yavuz Sultan Selim, develere yüklettiği kütüphanesini seferde bile bir an olsun yanından ayırmamıştır. Osmanlı’run üç kıtaya sahip olduğu Yavuz Sultan Selim devrinde, Sultanın Halifelik hizmetiyle müşerref olunmasının hikmeti, ilmin ve kitabın hakiki değerini bulmasıyla alakalıdır. İlim ve erdemde git gide uzaklaşan neslimizin kötü gidişinin cevaplan da burada aranmalıdır.

Bilim ve teknolojide hızla yol kateden bugünkü nesille ilgili haksızlık yaptığımızı düşünebilirsiniz. On yaşındaki bir çocuğun bilgisayar kullanmasından, yabana dil bil

meşinden bahsedebilirsiniz Hatta bilgisayarın ve internetin yaydın kullanımından, tep telefonu ite medya araç gençlerinin bilgiyi insanlara ne kadar kolay ve hızlı sunduğu için günümü/ insanlartnm ilim seviyelerinin yüksek olduğunu söyleyebilirsiniz. Ancak yukarda bahşettiğimiz ilim terazisi doğru kurulduğunda gerçek durum oflaya çıkacaktır, tüm terazisinin ayannı bozan ise ¿ilet İlimleri ile hakiki ilimlerin karıştırılmasıdır. Mesela bilgisayar mühendisliği ilmi bir mertebe değildir. Alet ilimlerinden olduğu için geçmiş günlerin “değirmencileri” mesabesindedir.

Günün teknolojisin! en iyi kullanan değirmenciler ilim adamı olarak kabul görmezlerdi. Medya araç gereçlerinin yoğun bilgi üretimi ise vine gerçek ilme çıkan yollan beslememektedir. Yine medya üretimi için geçmiş günden bir benzetme yapılacak olursa “bohçacı kadınlar” çok uygun olacaktır. Tamamı için olmasa da medya yoğun ürün satma temelli reklam geleneği ile bohçasındaki kumaşları pazarlamaya çalışan bohçacılardan farksızdır. Magazin haberleri ve magazine çıkan günlük her türlü haber aktanmı ise bohçacı kadınlarının dedikodu yönlerinin modem bir tarifi olsa gerek

Onlara Ne Kadar Benziyoruz?

Kitap okuma alışkanlığı, insanlık tarihinin aynlmaz bir parçasıdır. İlmin ve kitapların en mükemmelinin sadece devrimizde olabileceğini düşünmek hatadır. Tarihte büyük işler yapmış insanlığa yön vermiş, günümüzde saygıyla bahsedilen âlimlerin devrinde ilim ve kitap, gerçek manasım bu günden daha iyi bulmuştur. Bizden daha çok kitap okudukları ve okuduklarıyla insana ve hayata katkılarına bakıldığında, “onlardan ne kadar üstünüz” sorusu değil, “onlara ne kadar benzeyebiliriz” sorusu aklımıza gelmektedir. Ancak yine de onları büyük yapan, sadece o kitapları okumalan, o kitaplardaki bilgiyi öğrenmeleri olmamıştır. Onlar bilgileri ezberleyerek bilginin gerçek sahibi olmuşlar ve öğrendiği bilgileri hayatlarının her anında tatbik etmişlerdir.

Günümüzde insanların bilgiye ulaşması oldukça kolay. Ancak bilgelik, bilgiye ulaşmakla değil, o bilginin sahibi olmakla alakalıdır. Bilgiyle hem hal olmuş, günümüzde dahi hayırla yâd edilen, yazılan, sözleri ve hayat tarzlarıyla bizleri kendilerine hayran bırakan tarihi şahsiyetler bizler için ne güzel

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir