İskandinav müziği

İskandinav müziği

 
İskandinavya ülkelerinde (Danimarka, İsveç, Norveç ve Finlandiya) geliştirilmiş müzik yapıtlarını belirten terim. İskandinavya ülkeleri müziklerini, doğrudan doğruya güneylerindeki Avrupa merkezlerine, özellikle de Almanya’ya yakınlıkları oranında geliştirmişlerdir. Vi- kingler çağının (X. – XI. yy’da) ilk müzik örnekleri günümüze kalmamıştır. Ortaçağ düzşarkısının ve çok sesli dinsel müziğinin de İskandinavya’da geliştirilmiş örnekleri çok azdır. Çoğunlukla XVIII. yy’da Avrupa’da gelişen müzik akımlarının dışında kalan İskandinavya ülkeleri, XIX. yy. romantizm akımı içinde bir ulusal uyanış dönemi yaşamışlar ve birçok ünlü besteci yetiştirmiş-
Danimarka. İskandinavya ülkelerindeki en erken müzik gelişmesi, aralarında Avrupa’ya en yakın ülke olan Danimarka’da gerçekleşti. Ortaçağ’da bestelenen günümüze çok azı kalmış şarkılardan sonra, Protestanlığın benimsenmesiyle, Danimarka’da dinsel müzik yeni bir doğrultuya yöneldi. XVII. yy’da kral Christian IV’ün güzel sanatlar ve müziği desteklemesi, İngiliz John Dovv- land, vb. yabancı müzikçileri Danimarka sarayına çekerken, Danimarka’nın ilk büyük yerli bestecisi Diet- rich Buxtehude, meslek yaşamının çok büyük bölümünü Almanya’da geçirdi. XVIII. yy. ortalarına kadar, Danimarka müziğine operanın gelişmesine katkıda bulunan İtalyanlar, o tarihten sonra da C.E. F. Weyse, Friedrich Kuhlau, vb. Alman bestecileri damgalarını vurdu-
yy’ın ortalarında ulusçuluk akımı güçlenirken, yerli müzikçiler de özgün bir müzik geliştirmeye başladılar: Özellikle operalar besteleyen J. P. E. Hartmann, Peter Heise ve C.F.E. Horneman; marşlar ve dans müzikleri besteleyen Hans Christian Lumbye (birçok uzman tarafından Johann Strauss’la karşılaştırılır); Leip- zig’de öğrenim gören, ama Alman romantik üslubuna Danimarka’ya özgü bir biçim vermeyi başaran Niels Vilhelm Gade; vb. Danimarka müziğinin en önemli bestecilerinden Cari Nielsen’se, besteciliğinin yanı sıra orkestra şefliğiyle ve öğretmenliğiyle XX. yy. başında Danimarka müziğine egemen oldu. İkinci Dünya Sava- şı’ndan sonra, gerek Vagn Holmboe, Niels Viggo Bent- zon ve Per Nörgaard gibi besteciler, gerek Aksel Schi- otz ve Lauritz Melchior gibi tenorlar ile piyano virtözü Gunnar Johansen, uluslararası ün kazandılar.
İsveç. XVII. yy’da İsveç sarayının koruyuculuğu, İs- veç’te birkaç yerli bestecinin ortaya çıkmasını sağladı: Hândel’in büyük ölçüde etkisinde kalan, özgün beste- ler yapmasının yanı sıra, yabancı bestecilerin müzikleri- ni uyarlayan Johan Helmich Roman; vb. Kral Gustav lll’ün de müzikçileri büyük ölçüde desteklemesiyle
yy. ortalarına kadar “ikinci derece” diye nitelendi- rilebilecek bazı müzikçiler ve dönemin en gözüpek bestecisi olan, ama sağlığında yurdunda beklediği ilgiyi göremeyen Franz Berwald gibi büyük bir besteci yetiş- ti. Yerel müzik toplulukları geliştikçe İsveçli romantizm sonrası bestecileri Wilhelm Stenhammar ve Hugo Alf- ven, uluslararası alanda da seslerini duyurmayı başardı- lar. Onları izleyen Ture Rangstrom, Kurt Atterberg, Gosta Nystroem, Hilding Rosenberg, Dag Wiren, Lans- Erik Larsson, Karl-Birger Blomdahl ve Allan Pe«erson, İsveç müziğinde XX. yy’ın çeşitli müzik akımlarının ba- şarılı temsilcileri oldular. Ayrıca İsveç XIX. yy’da sopra- no Jenny Lind, XX. yy’da da tenor Set Svanholm, tenor Nicolai Gedda, soprano Birgit Nilsson ve soprano Elisa- beth Södersröm gibi önemli yorumcular yetiştirdi. Norveç. Siyasal bağımsızlığını oldukça geç bir tarihte (1905) elde eden Norveç, kültür ve sanat açısından da uzun süre komşularına bağımlı kaldı. XIX. yy’da gele- neksel folklorun, halk kemancılığı geleneğinin zenginli- ği fark edilince, Oie Bull, Halfdan Kjerulf, Rickard Nord- raak ve meslek yaşamının büyük bölümünü Danimar- ka’da sürdüren Johan Svendsen gibi ilk ulusal besteciler yetişti. XIX. yy. sonunda uluslararası müzik dehaların- dan Edvard Grieg ve büyük ölçüde onun etkisinde ka- lan Agathe Backer-Grondahl, Christian Sinding ve jo- han Halvorsen Norveç müziğinde büyük bir atılım ger- çekleştirdiler. XX. yy’da David Monrad Johansen, Far- tein Valen, Harald Saeverud, Eivind Groven ve Klaus Egge Norveç müziğine damgalarını vururlarken, sopra- no Kirsten Flagstad da uluslararası ün kazandı. Finlandiya. İskandinavya’nın en dışa kapalı ve en çok başka ülkelerin boyunduruğunda kalmış ülkesi Finlan- diya, edebiyat, müzik ve güzel sanatlar açısından uzun süre Almanya ve İsveç’in etkisinde kaldı. XIX. yy’da Rusya’nın yönetimine girdiği sırada, sanatta ulusçulu- ğun eşlik ettiği bir bağımsızlık hareketi gelişen ülkede, birçok besteci ortaya çıkmaya başladıysa da, bunların tümü, )ean Sibelius’un gölgesinde kaldı. Sibelius’un uluslararası ünü, sonraki birçok besteciyi de etkilemek- le birlikte, Aarre Merikanto, Yryo Kilpinen, ٧٥٨٠ Kla- mi, özellikle dejoonas Kokkonen gibi besteciler ve bas Martti Talvela gibi opera sanatçıları, uluslararası ün ka- zanmayı harardılar

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*