İSKELET SİSTEMİ VE HASTALIKLARI
1.KEMİKLERİN ÇEŞİTLERİ: K em ikler biçim leri bakım ından üç g ru b a ay rılırlar. A) Y assı kem ikler: K ürek kemiği, kalça kem iği, om urlar, k ab u rg a kem ikleri ve b u ru n kem iği, alın kem iği, şakak kem iği, vom er kemiği gibi b aş kem iklerinin çoğu yassı kem iklerdir. B) K ısa kem ikler: El ve ayağı o lu ştu ran kem ikler iskelet sistem inin kısa kem ikleridir. C) Uzun kem ikler: Uyluk kemiği, kaval kem iği, kol kem iği iskeletin uzun kom iklerindendir.
2. KEMİKLERİN GENEL YAPISI: Uzun b ir kem iğin üç bölgesi v ard ır. B u nlardan b irincisine diafiz denir. Diafiz, kem iğin iki ucundaki şişkinlikler ara sın d a k alan uzun kem ik şaftın a verilen ad d ır. D iafizin iki ucundaki şişliklere epifiz denir. Epifizle diafiz arasın d ak i küçük bölge m etafiz adını alır. Bir kem iğin boyuna kesiti çıplak gözle incelendiğinde, üç ayrı y ap ıd an oluştuğu görülür. Bu üç yapı, dıştan içe doğru, periost, kom pakta ve sponjioza ad ların ı alır. P eriost, kem iğin dış yüzünü örten çok dayanıklı b ir bağdokusudur. P eriost kem iklerin eklem yüzeylerinde kas tendonlarınm kem iklere yapışma y erlerinde, diz kapağı kem iğinin ve topuk kem iğinin yüzeylerinde bulunm az. K om pakta, p eriostun hem en altın d ad ır. Uzun kem iklerin diafiz bölgelerinde d ah a kolay seçilir. S arı-beyaz renkte, fildişi gibi düzgün ve sert b ir kem ik dokusudur. D ikkatle incelendiğinde, diafizin u çların a doğru incelm eye başladığı ve eklem kıkırdağı hizasında yok olduğu görülür. K om pak- tan ın incelm eye başladığı ve b iraz ileride de kaybolduğu kem ik bölgesi, m etafiz bölgesine uy ar. Sponjioza, kom paktanm hem en altın d a yer alan ve ad ın d an da an laşılacağ ı gibi, sünger görünüm ünde b ir kem ik yapısıdır. Bu gözeneklerin d u v arla rın a kem ik trab ek ü lleri denir. T rabekül- ler, kem ik üzerine binen yükü en iyi taşıyabilecek biçim de düzenlenm işlerdir. Sponjioza uzun kem iklerin epifiz ve m etafiz bölgelerinde d ah a çoktur. Diafiz bölgesinde de sponjiozayı o luşturan kem ik trab ek ü lleri v ard ır, fakat b u rad ak ilere o ran la d ah a az say ıd ad ır. Diafiz bölgesinin
ortasının boş olduğu görülür. Bu boşluğa medüller boşluk denir. M edüller boşluğun içinde 15 y aşm a k ad a r kan y ap an kırm ızı kem ik iliği bulunur. 15 y aşın d an so n ra kırm ızı kem ik iliği yağlanır ve yağlı kem ik iliğine dönüşür. Sponjio- zayı o lu ştu ran kem ik trab ek ü llerin in ara sın d a da kırm ızı kem ik iliği b u lu n u r, fakat b u n ların çoğu y aşam boyunca kan.yapım ı görevini sü rd ü rü r.
3. KEMİKLERİN MİKROSKOBİK YAPISI (KEMİKLERİN HİSTOLOJİSİ): Özel yöntem lerle mikroskobik incelem eye hazırlanm ış b ir kem iğin kom paktasm dan alm an bir kesit, m ikroskop altın d a incelendiğinde dikkati çekecek olan ilk şey, düzgün kanalcıkların bulunduğudur. Kemiğin diafizine p ara lel giden k an allara “ H avers k an a lla rı” denir. Bu k an allar bazı y atay k an alcık larla b irb irlerin e b ağ lan m ışlard ır .Bu y atay k an alcık lara ise “Volkm ann k a n a lla rı” denir. K om paktada, bu k an allar sistem inin arasın ı do ld u ran bol m iktarda h ü cre ve a ra m adde v ard ır. H er kanalın çevresi, onun yuvarlaklığına u y acak biçim de h ü creler ve a ra m addeyle doludur. Sözünü ettiğim iz bu h ü creler “ O steosit” denilen ve kem iği k u ran h ü crelerd ir. Çok sayıda k o llan olan osteositler, a ra m adde içinde bulunan küçük boşluklar biçim indeki yu v alara yerleşm işlerd ir. O steositler, uzattıkları kollarıyla b irb irlerin e tu tu n u rla r. Bir hav ers kanalı, onu çevreleyen osteositlerin yapı ünitesi olarak kabul edilir. B aşka b ir anlatım la, kem ikler çok sayıda osteonun b ir a ra y a gelm esiyle kurulm uşlardır. Kemik dokusunun a ra m addesi, proteinli bir ortam ve b unun üzerine çökm üş m ineral ve k ristallerd en oluşm uştur. Proteinli ortam a “M at- rik s” ya d a “ O steoit” denir. M atriks bağdokusu- n a b en zer, onun gibi kollagen liflerinden ve sem ent m addesinden yapılm ıştır. Sem enti beton arm e y ap ıların çim entosuna, kollagen lifleri de in şa at dem irine benzetebiliriz. A ra m addede b u lu n an m ineral ve k ristalleri h a rç ta kullanılan kum a benzetebiliriz. Kem ikteki m ineraller, kalsiyum , fosfor, m agnezyum , radyum , stronsuym , kurşun, sodyum , flüorür ve plm ütonyum dur. Kemiğin en önem li kristali, yapısında kalsiyum ve fosfor m ineralleri bu lu n an “H idoksiapatit” kris
t alidir. Kemiğin sponjiozası d a tem elde,kom paktadaki öğelerden kurulm uştur. F akat sponjiozada h a v ers ve volkm ann k an alları bulunm az. Sponjio- zayı k u ran kem ik trabeküllerinin gidişi, kem iğin o bölgede iletm iş olduğu basıncın yöneltim ine p araleld ir. Kemiğin m odüller boluğunu, h av ers ve volkm ann k an alların ın iç yüzü ve sponjiozadaki kem ik trab ek ü llerin in iç yüzleri “Endost” denilen ince b ir bağdokusu örtüsüyle kaplıdır. E ndostta fibroblasta benzeyen h ü creler b u lunur. Bu h ü creler gerektiğinde kemik h ü crelerin e yani, osteositlere dönüşebilirler.
4.KEM İK KIRIĞININ İYİLEŞMESİ: Kemik kırığı birbirini izleyen beş dönem den geçerek iyileşir.
1) Pıhtı dönem i; Kırık nedeniyle kem iğin o bölgesindeki d am arlar kopar ve bunun sonucu olarak da o bölgesinde kanam a olur. D am ar dışına çıkan kan, kısa sü red e kırık bölgesinde pıhtılaşır. Pıhtının içinde b ir fibrin ağı oluşur. Fibrin ağı, d ah a sonra bu bölgeye gelecek h ü creler için b ir yol niteliği taşır. Kemiğin kırık uçlarındaki d am arların bozulm ası sonucu bu bölgedeki h ü creler ölür. Y ani sınırlı b ir alan d a kemik nekrozu gelişir.
2) O rganizasyon dönem i: Kırığı izleyen ilk 24 sa a t içinde, bu bölgede iltihap oluşur (iltihap bölüm üne bakın). Bu iltihap alan ın d a d ah a so n ra granülasyon dokusu gelişir (granülasyon dokusun a bakın). G ranülasyon dokusu d ah a so n ra bağdokusuna dönüşür. B ağdokusundaki bazı h ü crelerd en o steoblastlar gelişir. Bu dönem b ir h afta sü rer. Bu sü re boyunca o steo b lastlar kem ik trabeküllerini ve osteoit m addeyi k u ra rla r.
3) K allus dönem i: O rganizasyon dönem inde bağdokusu içinde gelişen osteoit ve kemik trab ek ü lleri adacıkları, kallus dönem inde birb ir- leriyle b irleşir ve b ir kemik ağı k u ra rla r. D aha so n ra “ Enkondral kem ikleşm e” denilen özel b ir kem ikleşm e ile asıl kem ikleşm eye yönelinir. Bu yeni kem ikleşm e sonucu o rtay a çıkan kem iğe “K allus” denir. K allus, kemik yüzeyinden b iraz k ab arık tır. K allus dönem i, kırığı izleyen ikinci ve üçüncü h aftaları kapsar.
4) Kallusun biçimlenmesi: Kallus içinde yeni kurulan kemik trabeküllerinin, kemiğe binen yükü en iyi karşılayacak biçimde dizilmeleri, kallusun biçim kazanma dönemidir. Bu dönem, kırığı izleyen dördüncü ve beşinci haftaları kapsar. 5) Kallusun normal kemik yüzeyine inmesi: Kemik yüzeylerinden kabarık duran kallus, aylar sonra bazen birkaç yıl sonra kemiğin normal yüzeyine iner.
5.KIRIK BELİRTİLERİ: Kemik kırıklarının bazı ortak belirtileri vardır. Bu ortak belirtilerin yanı sıra, kırılan kemiğe göre ve kırığın yerine göre değişen özel belirtiler de vardır. Bu özel belirtiler daha çok tıp adamlarını ilgilendirdiğinden, ansiklopedimizin kapsamı dışında kaldı. Biz yalnız kırıkların genel, ortak ve tanınması kolay olan belirtilerinden söz edeceğiz. Kırığın ortak belirtileri şunlardır:
1) Ağrı
2) Bölgesel şişlik
3) Şekil bozukluğu
4)Fonksiyon bozukluğu-kaybı
5) Anormal hareket
6) Ekimoz
7) Krakman,
8) Radyolojik belirtiler. 1) Ağrı: Ağrının kaynaklan kısaca şöyle özetlenir: a) Kemiğin kendi sinirlerinin uyarılması bj Periostun uyarılması cj Kırık kemik uçlarının komşu yumuşak dokuları uyarması d) Kas kasılması nedeni Kırık bölgesindeki sinir lifleri dejenerasyona uğrayacakları için ağrı birkaç saat sonra kaybolur. Fakat kırık kemik hareket ettirildiğinde, kırık uçlan zedelenmemiş sinir liflerini uyaracağından yeniden şiddetli bir ağrı ortaya çıkar.
2) Bölgesel şişlik: Kırık bölgesindeki kanama ve bunun komşu yumuşak dokulara sızması, ayrıca bu dokularda da kanamanın olması ve daha sonra kanın pıhtılaşması şişlik nedenlerinden biridir. Başka bir neden de bu bölgede ödemin gelişmesidir. Bazı kırıklarda kemiğin kırık uçlan üst üste biner. Böylece burada kemiğin kalınlığı iki katma çıkmış olur. Bu da başka bir şişliğin nedeni olur. Kırık uçların üst üste binmesi sonucu kırık kemiğin boyu da kısalır. Bu durumda kemiğin çevresindeki yumuşak dokular bol gelip kıvrım yaparlar. Bu da bölgesel şişliğe yardım eder. Şişlik birkaç saatte artarsa büyük damarlarda yaralanmayı düşündürür. Femur, omurga gibi derindeki kemiklerin kırıklarında şişlik dikkati çekmez.
3} Şekil bozukluğu: Kırık kemiğin boyu kısalabilir ve/veya kemik kırık bölgesinde normalde bulunmayan bir açı yapabilir. Kırık kemik kendi ekseni üzerinde bir miktar dönüp ait olduğu organa şekil kazandırabilir.
4) Fonksiyon bozukluğu-kaybı: Kırık bir kemik bütünlüğünü kaybetmiş olacağından, doğal görevlerini yerine getiremeyecektir. Örneğin uyluk kemiği kırılmış olan bir hasta, çok özel bir durumun dışında, kırık olan bacağı üzerine basamayacak, yürüyemeyecektir. 5) Anormal hareket: Kemik bütünlüğü kaybedilmiş olduğundan, merkezi kırık uçlan olan anormal hareketler oluşacaktır. Örneğin kol kemiği ortadan kırıldığında, kolun tam ortasından bükülme olabilecektir.
6) Ekimoz: Ekimoz halk arasında “M orartı”, “Çürük” olarak bilinir. Ekımozun nedeni, damar dışına çıkan kanın alyuvarlarındaki hemoglobinin iki değerlikli demirinin üç değerlikli demire dönüşmesidir. Normalde alyuvarlara renk kazandıran hemoglobin kırmızıdır. Fakat hemoglobin demiri üç değerlikli olunca mor renk ortaya çıkmaktadır. Ekimoz ilk günlerde mor renktey- ken sonra kızıla, daha sonra yeşile ve en sonunda da sarıya dönüşüp kaybolur. Ekimozun kaybolması 3 hafta kadar sürebilir. Bu renk değişikliğinin nedeni, doku arasına sızan kanın zamanla o bölgeden uzaklaştırılmasıdır.
7) Krakman: Kırık uçların birbirine sürtünmesiyle ortaya çıkan bir sestir. Bu sesi çakıl taşlan üzerinde yürürken çıkan sese benzetebiliriz. Hiçbir zaman kırık kemiği oynatıp, bu sesin çıkmasını denememeliyiz. Çünkü kırık uçlar oynatıldığında, şiddetli bir ağrının yanında daha önemli bir sonuç ortaya çıkabilir. Bu da kırık uçların büyük bir daman ya da siniri kesmesidir. Büyük bir damarın kesilmesi, hastayı kanamaya bağlı olarak şoka sokup, ölüme neden olabilir. Büyük bir sinir lifinin kesilmesi, o sinir lifinin sorumlu olduğu bölgede felçlere ve duyu kayıplarına neden olur. Bütün bunlardan da anlaşılacağı gibi, kırık bölgesi kesinlikle hareket
ettirilm em elidir. K ırık ilk y ardım ında iki a n a ilke v ard ır: K ırık bölgenin hareketsizliğini sağlam ak ve kan am ay la m ücadele etm ek. 8) Radyolojik b elirtiler: K ırığın teşhisi k ad a r te d a visi ve sonucuna ışık tu ta ca k olan radyolojik incelem eyle kırık d erecesi, sayısı, yapısı, u çların durum u, kırığın yeri, çıkık ve y ab an cı cisim bulunuşu ancak iyi b ir radyolojik incelem eyle anlaşılır.
6. KIRIKLARDA İLK YARDIM İLKELERİ: 1} Eğer k an am a v arsa , y a ra üzerine gazlı bez, yoksa tem iz b ir m endil ya d a çam aşır p a rç a sı konularak bunun ü zerinden b asın çla sarm alı ve b a ş p a rm akla alttaki kem iğe ya d a se rt dokuya doğru 5- 20 dakika kuvvetle b astırm alıd ır. Bu yöntem le genellikle k an am alar geçici o larak d u rd u ru lab ilir. Eğer d u rd u ru lam ıy o rsa kırık bölgesinin üstündeki bir bölgenin kalın b ir iple yoksa k rav at, kem er ya d a benzeri bir şeyle sıkıca sarılıp aşağıya yani kırık bölgesine kan gitm esi önlenir. B unun uygulanm ası kolay fak at sa k ın caları çok fazla olduğundan m ecbur kalınm adıkça kullanılm am alıdır. Kullan ılsa bile b acak ta 1,5 saati, kolda 1 sa ati geç
m em elıdir. Aksi tak d ird e gan g ren e k ad a r v a ra b ilecek kötü so n u çlar doğurur. K an am aların acil olarak d u rd u ru lm ası konusu ce rra h i bölüm ünde ay rın tılarıy la incelenm iştir;
2) E ğer kırık bölgesindeki d erid e y a ra v a rsa (y aray a hiç dokunm adan) y aran ın ü stü gazlı bezle ya d a tem iz b ir bezle k ap atılır. 3) Kırık bölgesi h arek etsizleştirilir. B unun için se rt m ukavva ya d a uygun boyda ta h ta p a rç a la rı kullanılabilir. Ö rneğin b ac ak kırılm ışsa iki uzun ta h ta p a rç a sı alınır. B unların ü zerine ayrı ayrı b ir m iktar bez sarılır. D aha so n ra kırık b ac ak b u iki ta h ta p a rç a sı a ra sın a alınır T B acak ve y an ların d ak i ta h ta p a rç a la n b ir a ra d a çok sıkı olm aksızın, fak at kırık bölgesinin h arek etin i engelleyecek sıkılıkta sarılır. Kırık kem iğin ü st ve alt eklem lerinin de bu destek ve sarg ı içine alınm ası d ah a doğru b ir d av ran ıştır,
4) Eğer v a rsa , kırık bölge üzerine b ir buz to rb ası konulabilir. Bu kanam ayı, ağrıyı ve ödem i oldukça azaltır. 5)H astanın üşüm em esi için üzeri örtülm elidir.
6) En çab u k yolla h a s ta b ir h astan ey e kaldırılm alıdır. B u rad a ne yazık ki ülkem izde sık yinelenen b ir y an lıştan d a söz etm ek istiyoruz. K ırık ya d a çıkıktan şüphe edilen h er h astan ın , kesinlikle “ HASTANE”ye götürülm esi gerekir. A sla “ KIRIK-ÇIKIKÇI”ya götürülm em elidir. U nutm ayınız ki ülkem izde bu yanlış tutum sonucu boşu b o şu n a sa k at kalm ış in san ların sayısı az değildir.
7. SİNOVİAL OYNAKLARIN YAPISI: iki kem iğin b irb irin e b ak a n eklem yüzeyleri ve kısa kem ik bölgesi “ O ynak k ap sü lü ” denüen b ir to rb a içine yerleşm iştir. O ynak kapsülünün dış ta ra fı liften zengin bağdokusundan yapılm ıştır. O ynak b oşluğuna b ak an iç yüzü “ Sinovial m em b ran ” denilen k an ve lenf d am arların d a n zengin gevşek bağdokusuyla ö rtü lü d ü r. Sinovia) m em bran eklem yüzeylerini örtm ez. Eklem yüzeyleri kıkırdak dokusundan yapılm ıştır. O ynak boşluğu, “ O ynak sıvısı” denilen b ir sıvıyla doludur. Bu sıvı serum koyuluğunda olup kan sıvısından kaynaklanm ıştır. O ynak sıvısı içinde az m iktarda lenfosit ve
histiosit b ulunur. Bazı sinovial eklem lerde iki oynağın eklem yüzeyleri a ra sın d a “Eklem diski” b u lu n u r. Bu disk de fibroz y ap ıd a b ir bağ dokusu olup, eklem kapsülüyle bağ lan tü ıd ır. Eklem diskinin yüzeyinde sinovial m em bran bulunm az. Eklem iltih ab ın a “A rtrit” denir.
8. İSKELET SİSTEMİNİN GÖREVLERİ: 200 ün ü stü n d e kem ik ve b u n lar arasın d ak i eklem leşm e- lerd en kurulm uş olan iskelet sistem im iz çeşitli görevler üstlenm iştir. İskelet sistem i in san vücudunun özgün biçim inin oluşm asında ona destek sağ lar. B öceklerin iskeletleri se rt kabukla rd ır ve v ü cu tların ın dış yüzeylerini o lu ştu ru r. Bu çeşit b ir iskelet sistem i vücut h are k etle rin e bazı kısıtlam alar g etirir. B una karşılık in sa n a biçim k azan d ıran ve ona h arek etleri için gerekli dayanıklılığı sağ lay an in san iskeleti, vücut içine yerleşm iştir.’G örüldüğü gibi iskelet sistem inin ikinci görevi de in san a hareketlilik k azan d ırm aktadır.
H erhangi b ir h are k et aslın d a d ö rt sistem in birlikte uyum içinde çalışm asın a bağlıdır: K em ikler ve b u n la ra yapışm ış olan -kaslar, k asların kasılm asını sağ lay an m otor sin irler ve kem iklerin b irb irlerin e göre d u ru m ların ı değiştirebilm elerini sağ lay an eklem ler. H erhangi b ir h arek etin istenilen incelikte, güçte, açıd a ve sü red e yapılabilm esi için, sözünü ettiğim iz bu d ö rt öğenin de iyi çalışm ası gerekir. K em ikler vücudun bazı bölgelerinde o bölgedeki o rg an ları korum a görevini de üstlenm işlerdir. Ö rneğin göğüs kafesini o lu ştu ran k ab u rg a kem ikleri, göğüs boşluğu içindeki o rg an ları k o ru rlar. A ynı şekilde k afa tası beyni, göz çu k u ru n u (O rbita) o lu ştu ran kem ikler de gözü k o ru rlar. K em ikler aynı zam an d a büyük b ir kalsiyum ve fosfor d ep o su d u rlar. K em ikler vücut ağırlığının yaklaşık o larak % 14’ünü o lu ştu ru rla r ve kalbin h e r b ir atışın d a vücuda gönderdiği kanın yaklaşık % 10’u kem iklerden g eçer.
9. İSKELETİN BÖLÜMLERİ: İn san iskeletini o lu ştu ran kem ikler b eş grup içinde incelenir. B unlar
1) B aş
2}Om urga
3} Göğüs kafesi
4) Ü st
ta ra f kem ikleri ve 5) A lt ta ra f kem ikleridir.
16.10. BAŞ (KAPUT): B aş iki bölüm de incelenir.
1) Beyni koruyan “K afa (K ranium )
2)Ağız, b u ru n ve göz boşluklarını d a içeren “Y üz” (Splanknok- ranium ).
11. KAFA (KRANİUM): K afa kem iklerinin b irleşerek o lu ştu rd u k ları boşluğun içine beyin y erleşm iştir. İkisi çift, diğerleri tek olm ak ü zere altı çeşit kem iğin birbiriyle eklem leşm esi sonucu o rtay a çıkan k afan ın sekiz kem iği şu n lard ır:
1} P arietal kem ik (duvar kemiği): Çift
2) T em poral kem ik (şakak kemiği): Çift
3) F ro n tal kem ik (alın kem iği):Tek
4) Etm oid kem ik (kalbur kemiği): Tek
5) Sfenoid kem ik (tem el kemiği): Tek
6) O ksipital kem ik (artk afa kemiği): Tek
12. PARİETAL KEMİK (DUVAR KEMİĞİ): D ört k en arlı b ir kem iktir. Ön k en arı fro n tal, a rk a k en arı oksipital kem ikle, ü st k en arı k arşı
ta ra fta k i diğer p a rie ta l kem ikle ve alt ken arı da tem poral kem ikle eklem leşir.
13. TEMPORAL KEMİK (ŞAKAK KEMİĞİ): T em poral kem ik kafanın çift kem iklerinden b irid ir. Bu kem iğin içinde işitm e ve denge o rg an ları yerleşm iştir. Skuam oza bölüm ü, p etro sa bölüm ü ve m astoid bölüm ü olm ak ü zere üç bölüm den kurulm uştur. T em poral kem ik, ü st kenarıyla p arie tal kem iğin alt k en arın a eklem leşir. Ön kenarı sfenoid kem ikle eklem leşm iştir. T em poral kem iğin a rk a sın d a oksipital kem ik bulunur.
14. FRONTAL KEMİK (ALIN KEMİĞİ): F rontal kem ik kafan ın en önünde yerleşm iş olan tek bir kem iktir. Dikey ve y atay olm ak üzere iki bölüm e ayrılır. Dikey bölüm üne frontal skuam , yatay bölüm üne de o rbital bölüm denir. O rbital bölüm ün alt yüzünün o rtasın d a, “U” h arfin e benzeyen ve açıklığı kafa boşluğuna bak an b ir çentik bu lu n u r. “ Etmoid Çentiği” denen bu çentiğin k en erların d a küçük çu k u rcu k lar bulu
n u r. Bu çu k u rcu k larm tam altın d a etm oid kem iğin çu k u rcu k ları v ard ır. F rontal ve etm oid kem iğin b u çuk u rcu k ları tıpkı yarım k ü reler gibi k arşı k arşıy a gelip “ Selül” denilen küçük boşlukları o lıiştu ru rlar. Bu boşlukların iltih ap lan m asın a “ Sinüzit” denir. Etmoid çentiğinin h er iki dış y an ın d a, k ab a ca üçgen biçim de yüzeyleri düzgün b ire r kem ik bölüm ü görülür. Bu bölüm lere “ O rb ita yü zey leri” göz çukuru yüzeyleri denir. O rbita yüzeyleri, k ab aca koni biçim inde olan göz çu k u rların ın tav an ların ın büyük b ir bölüm ünü o lu ştu ru r. F rontal kem iğin dikey bölüm ünün içinde “ F ro n tal sin ü s” denilen iki boşluk d ah a v ard ır. F ro n tal sin u slâr, k aşların altın a rastlay a n fro n tal kem ik k ab artıların ın b u ru n köküne yakın o rta u çların ın hem en altın d a b u lu n u rlar. F rontal sin u slar, çocuk 9-10 y aşların a geldiğinde o rtay a çık arlar. Bu sin u slarm iltih ap lan m asın a sinüzit d en ir. F rontal kemik; altta, nazal, lakrim al, m aksilla, zigom atik, etm oid ve sfenoid kem iklerle, a rk a d a ise h er iki p arie tal kem iğin ön k en arlarıy la eklem leşm iştir.