Eskiçağ’da, M ısır’da musevî topluluğu. M .ö. 586’da Kudüs düştükten sonra, birçok yahudi sürgünden kurtulmak için M ısır’a kaçmıştı. Philai (bugün Beylek) papirusları M ısır’ daki bu yahudi topluluklarından birinin Dara II’nin ölümüne kadar yaşayışları üzerine bilgi verir. MakedonyalIların istilâsından sonra yunanılılaşan M ısır Yahudileri, Selefkiler ve Asmoniler zamanında, Filistin’ deki dindaşlarını büyük ölçüde etkilediler. Tevrat’ın yunanca tercümelerinin yanı sıra M .ö. III. ve II. yy.da İskenderiye’de, Yunanca yazılan zengin yahudi edebiyatı ortaya çıktı. Yunan tarzına uydurulmuş Tevrat hikâyelerinden Yahudi birliği anlayışı içinde yararlanıldı; Eski Ahit konuları üzerine destanlar ve dramlar, ahlâk ve din üzerine yazılar, tartışma yazıları ve çeşitli konularda eserler yazıldı. Bu devrin en tanınmış eserleri Makkabîlerin II. kitabı, kâhin kadınların kehanetleri ve Aristaıos’un Mektubu’dur. İskenderiye Yahudilerinin edebî faaliyeti, Herodes devrinde de, Roma hâkimiyetinin başlangıcında da yavaşlamadı. Yunanca yazılmış olan bu yazıların birçoğu, yanlış olan Yetmişlerin Tercümesi adı verilen İskenderiye Tevrat’ına sokulmuştur; bu yazıların en tanınmışları Süleyman’ın Hikmeti ile Makkabîlerin III. ve IV. kitaplarıdır. Milâdın başlangıcında İskenderiyeli Phikm yahudi bilginlerini eflatun felsefesi ile bağdaştırmağa çalıştı. Kutsal Kitap’ın birçok kısmını alegorilerle yorumladı ve Tanrının üknum ve tecellîlerinin bir Logos veya Kelâm halinde birleştiği düşüncesini geliştirdi. Yeryüzünde ideal hayat hakkında edindiği fikir, kendisini faziletli insanlardan İSKENDERUN’dan kurulmuş farazî bir cemaat düşünmeğe sevbir cadde ketti ve bu toplumu hiç görmediği Filistin’e yerleştirdi. Bu «Essaioi» Roma’da oldukça başarı kazandı; Eski Plinius bu eserden Esseni’yi çıkardı ve Lût gölü kıyılarında yaşamış olduklarını ileri sürdü. Romalıların zulümleri M. S. II. yy.’da İskenderiyeli Yahudilerin edebî faaliyetine son verdi,
İskenderiye Y ahudi okulu,
09
Eki