Avrupa’da ülke. Anakara’nın güneybatısında Akdeniz ile Atlas Okyanusu arasında kalan İber Yarım- adası’nın büyük bölümünü kaplar. Batıda Portekiz’le, kuzeydoğuda Fransa ve Andorra Cumhuriyeti’yle komşu olan Ispanya kuzey ve güneybatıda Atlas Okyanusu, güneydoğu ve doğuda Akdeniz’le çevrilidir. Atlas Okyanusu’ndaki Kanarya Adaları, Akdeniz’deki Balear A- daları ve Afrika’daki birkaç küçük toprak parçası (en önemlileri Sep- te ve Melilla) da İspanya’ya aittir.
COĞRAFYA Yüzey Biçimleri: Yüksek ve dağlık bir ülke olan ispanya’nın orta bölümünü, İber Yarımadası’nın da merkezini oluşturan geniş iç yayla (Mesela) kaplar. Ortalama yüksekliği 660 m olan bu iç yayla kuzeyde Cantabriya, kuzeydoğuda ve doğuda iber, doğuda Sierra Cuenca ve güneyde Sierra Mörena ve Betica dağlarıyla çevrilidir. İç yayla doğu – batı doğrultusunda uzanan birçok dağ sırasıyla bölünmüştür. Guadar- rama (2 410 m), Gredos (2 592 m) ve Gata (1 735 m) yüksek, ıssız ve genellikle çıplak olan iç yaylayı iki bölüme ayırır. Kuzeyde Castilia la
|
||||||
|
||||||
|
simlerle delta düzlükleri artarda sıralanır. Ispanya’da genelde dar o- lan akarsuların debileri düşüktür. Başlıca akarsular Akdeniz’e dökülen Ebro (910 km) ve Atlas Okyanu- su’na dökülen Guadiana (910 km), Guadalquivir (657 km), Duero (895 km) ve Tagus (1 007 km) ırmaklarıdır. Ispanya’da lagün ve baraj göllerinin dışında büyük göl yoktur, önemli sayılabilecek Janda ve Albufera iki lagün gölüdür.
İklim: Yüzey biçimleri, konum ve büyüklüğü nedeniyle ülkede çeşitli iklimler görülür. Katalonya’dan Ce- belitarık’a kadar bütün doğu kıyılarında Akdeniz iklimi egemendir. Yağmurlar sonbahardadır. Katolon- ya’da 500 mm olan yağış toplamı güneye indikçe azalır (Valencia’da 300 – 400 mm arasında). Atlas Okyanusu iklimi Pireneler’e dek uzanan kuzeybatı Ispanya’da görülür. Her mevsim yağışlı olan bu bölgelerde yıllık ortalama yağış 2 000 mm’yi geçer. Ülkenin yüksek iç kısımlarıysa kara ikliminin etkisi altında kalır. Yaylalarda yıllık yağış 300 mm dolayındadır. Sıcaklık güneye inildikçe çok az artar. Yılın ilk üç ayında Madrid’de 8°C dolayında olan ortalama sıcaklık Valencia’da 14°C dolayında, yılın üçüncü üç a- yında ise Madrid’de 22°C, Valencia’ da 24°C’dir.
Bitki Örtüsü ve Yabanıl Hayvanlar: Ülkenin % 30’u ormanlarla kaplıdır. Bitki örtüsü, iklime bağlı olarak değişiklik gösterir. Nemli olan kuzey bölgelerinde meşe, gürgen, karaağaç ve çam ormanları bulunur. İç yaylalarda seyrek ve bodur karışık ormanlarla birlikte geniş bozkırlar yeralır. Akdeniz ikliminin egemen olduğu bölgelerde sulak bitkiler, meşelikler ve Ispanya’nın tipik bitkisi olan mattoral çalısı görülür. Toprakların beşte birini kaplayan bu bitki güneydoğuda halfa otu bozkırlarına dönüşür. Kuzeydeki dağlarda çengel boynuzlu dağ keçisi ve boz ayı, güneybatıda kızıl akbaba ve çok büyük bir kartal türü olan kuzu kuşu ‘Ispanya’da bulunan ender hayvan türlerindendir. Bunların dışında ülkede çok sayıda yaban hayvanı (geyik, kurt, yaban kedileri vb) yaşar.
Nüfus: Çağdaş İspanya’nın halkı, Kantabriyalılar ve Andolucialılar da içinde Kastilyalılar’dan, Portekizliler de içinde Galicialılar’dan, Bask- lar’dan ve Valencialılar ve Balear- lılar da içinde Katalanlar’dan oluşur ve etnik farklılıklar yoğundur. Buna bağlı olarak İspanyolca olarak da adlandırılan Kastilya dili resmi ve edebi dil olarak egemen olmakla birlikte, Batı Pireneler’de (Navarra) ve batıdaki Bask bölgelerinde Bask dili, Katalonya’da, Va- lencia’da, Balear adalarında değişik diyalektleriyle Katalan dili yaygın biçimde kullanılır, örf ve âdetler de bölgeler itibariyle önemli farklılıklar gösterir. Nüfus artış oranı Avrupa’nın en yüksek ülkelerinden biri olan Ispanya’da sanayi bölgelerine doğru (Asturias, Katalon- ya, Madrid bölgesi) önemli iç göçlerin yanısıra Fransa’nın güneyine ve Avrupa’nın sanayileşmiş ülkelerine doğru dış göçlere tanık olunur.
TARİH
İberik Yarımadasfnda insan uygarlığının izlerine neolitik dönemden başlayarak rastlanır. MÖ II. binlerde Akdeniz kıyılarında Fenikeliler ve Yunanlılar, iç bölgelerde ise Kelt- ler ve Iberler birarada yaşamaktaydı. MÖ V. yy’dan başlayarak iberik Yarımadası’na yerleşen Kartacalı- lar MÖ 218-201 arasındaki II. Kar- taca (Pön) Savaşları’nda Romalılar karşısında yenik düşünce, ülke Ro- malılar’ın egemenliği altına girdi ve onlarca Hispania kolonisi olarak adlandırıldı. Roma barışı döneminde (I – V. yy) Roma’nın besin ve insan gücü deposu durumuna gelen ülkede MS II. ve III. yy’da Hıristiyanlık yavaş yavaş yayılmaya başladı. Roma imparatorluğu’nun zayıflayıp çökmeye yüz tuttuğu IV. yy sonlarında yarımada Vandallar’ın (MS 409), daha sonra da Vizigotlar’ ın (MS 412) istilasına uğradı. Bölgede Toulouse merkezli bir krallık kuran Vizigotlar V. yy sonlarında Katolik Hıristiyanlığı benimsedi. Vi- zigot egemenliği VIII. yy başlarında Kuzey Afrika’dan gelen Müslüman Araplar tarafından sona erdirildi. Cmevilerin istilası 711’de başladı. Tarık bin Ziyad komutasındaki A- raplar Pireneler’e dek ilerledi. Ispanya’daki Hıristiyanlar, yarımadanın kuzeyinde ve batısında bağımsız krallıklar oluşturdu. 718’de ispanya, Emevi halifeliğinin bir emirliği durumuna geldi. Ispanya’daki Araplar 756’da Kurtuba (Cordoba) halifeliğini kurdu. Islâm egemenliği döneminde Arap Uygarlığı Ispanya’ ya yayıldı. Geniş sulama çalışmalarına girişildi, kentler gelişti. Endülüs Emevi Devleti’nin başkenti olan Cordoba bir kültür merkezi oldu (II. Hakem 400 bin kitaplı bir kütüphane kurdurdu). Ne var ki, Araplar’ın egemenliği hiç bir zaman Iber Yarımadasının tümüne yayılmadı. 981 -1002 arasında yarımadanın egemenliğini ele geçirmek isteyen El Mansur kuzey bölgelerinde büyük bir terör ve yıkım hareketine girişti. Bu arada VIII. yy’da Asturias’daki küçük Hıristiyan krallığı tarafından başlatılan Reconquista (Yeniden Fetih) hareketi kuzeydeki Navarra, Aragón, Castilla ve Portekiz krallıkları arasında yayıldı. XI. yy’da Müslüman devletin bağımsız krallıklar halinde bölünmesi Reconquista hareketini kolaylaştırdı ve ispanya Hıristiyanlarının süreğen bir haçlı savaşımı durumuna getirdi. Bu savaşımın önde gelen komutanlarından Cid Campeador 1094’te Va- lencia’da bir krallık kararken VI. Alfonso (1065-1109) Toledo’yu ele geçirdi. Bu savaşlar boyunca Andalucía yeniden fethedildi ve Müslüman Muvahhitler 1212’de Las Navas de Tolosa’da yenilgiye uğratılarak yarımadanın güneyine püskürtüldü. 1230’da Castilla ve Leon krallıkları birleşti. Müslümanlara karşı savaşım manevi birliği sağladıysa da siyasal birlik gerçekleşmedi. Yerel soyluluk ayrıcalıklarını korumayı yeğledi. 1946’da Aragón kralı Ferdi- nand ile Castilla kraliçesi Isabella* nın evlenmesiyle Ispanya’da birleşik bir krallığın temelleri atıldı. 1492‘ de Gırnata’nın Araplar’dan alınmasıyla Ispanya yeniden ve tümüyle Hıristiyan oldu. Siyasal birliğin dışında din birliğini de amaçlayan krallık Yahudi ve Islâm mezheplerine karşı sert önlemler aldı (1478’de Engizisyon Mahkemesi kuruldu). Papalıktan Ispanya hükümdarlığı sanını alan Ferdinand ve Isabella, iç birliği sağlamanın yanısıra denizaşırı seferler başlattılar. Doğu ülkelerine
2516
giden yeni bir ticaret yolunun bulunması için düzenlenen bu seferlerin birinde Kristof Kolomto Amerika’yı keşfetti. Akdeniz’e açılan İspanya 1501’de Napoli Krallığı’nı ele geçirdi. Ferdinand ve isabella’nın torunu I. Juana ile Avusturya imparatoru Maximilian’ın oğlu Felipe’ den doğan Carlos, 1516’da I. Carlos adıyla ve Napoli’ye, Sicilya’ya ve Hollanda’ya sahip olarak ispanya tahtına çıktı. 1519’da Almanya imparatoru seçilerek V. Kari (Şariken)
j U njı ı ı C. Amberger’in yaptığı V. Karl’m (Şartken)
adını aldı. Boylece ispanya nın ge- portresi (Berim Müzesi) rek askersel güç gerekse düşünsel yaratıcılık bakımından altın çağı başladı. İspanyol orduları güçlenen OsmanlIlarla Akdeniz’de ve Viyana önlerinde savaşırken Hernan Cor- tes, Francisco Pisarro ve Oiego de Almagro adındaki İspanyol komutanlar Yeni Dünya’daki Aztek, Tol- tek, Maya, Karaib ve İnka uygarlıklarını ortadan kaldırarak Amerika anakarasında dünyanın yüzyıllardır görmediği büyüklükte bir sömürge imparatorluğu kurdular (1517 -1540). Aynı dönemde Kuzey Afrika’ da Cezayir ve Oran kentleri ele geçirildi. İki imparatorluğun birlikte yönetilemeyeceğini anlayan V. Kari, Habsburg Devleti’nin İspanyol kesimindeki toprakları II. Felipe’ye bıraktı. Bu dönemde imparatorluk is- panya’nın yanısıra Hollanda’yı, Napoli Krallığı’nı ve denizaşırı sömürgelerin tümünü içine almaktaydı. Yenilmez Armada denen imparatorluk donanması Osmanlılar’ı İnebah- tı deniz savaşında yenilgiye uğrattı. Ne var ki II. Felipe dönemi (1556- 1559) imparatorluğun gerilemesinin de başlangıcı oldu. Engizisyonun baskısıyla, halkın çoğunluğunun Protestan olduğu HollandalIlar Katolik İspanyol yönetimine karşı çıktı. İspanyol protestanlar Andalucia’ dan sürüldü. Portekiz’in ele geçirilmesi (1580) iberik birliğini birkaç
V. Karl’ın 1935’de yaptığı Tunus seferini konu aian J. Cornelius’un tablosundan detay |
2517
Denizaşırı sömürgelerin oluşturulmasında büyük katkısı bulunan Yenilmez Armada |
İt. Felipyıl sağladıysa da Protestan İngiltere’yle çatışmalar yoğunlaştı. II. Fe- lipe’nin İngiltere üzerine gönderdiği Yenilmez Armada’nın. İngiliz donanması tarafından bozguna uğratılması (1588) imparatorluğu temellerinden sarstı. Deniz ticaret yollarının ve sömürge ticaretinin egemenliğini yitiren İspanya büyük bir ekonomik bunalım dönemine girdi. III. ve IV. Felipe dönemlerinde de gerileme sürdü. Portekiz 1640’ta. Hollanda 1648’deki Vestafalya antlaşmasıyla bağımsızlığını kazandı. 1652’de Katalonya özerklik elde etti. 1655’te İngiltere Jamaika’yı ele geçirdi. XVII. yy’da İspanya’nın çöküşü hızlandı. II. Carlos, İspanya’ nın, Avrupa dengesini sağlamak için Bourbon ve Habsburg hanedanlarının çıkarları doğrultusunda parçalanmasını önleyemedi. Veraset Savaşları sonunda Bourbonlar’ın yönetime geçtiği İspanya’da III. Carlos döneminde geçici bir düzelme dönemine girildi. Tarım ve maliye alanında bir dizi reform yapıldı. Ne var ki 1779-1783 yılları arasında Amerika’daki sömürgelerin kaybedilmesi sürdü. Fransız Büyük Dev- rimi’nden sonra Napolyon’un yanında İngiltere’yle savaşa giren İspanya, Trafalgar Savaşı’nda (1805) yenildi. İspanya’nın müttefikliğiyle yetinmeyen Napolyon 1808’de İspanya’yı işgal etti ve tahta kardeşi Jo- seph Bonapart’ı geçirdi. Madrid halkı işgalcilere karşı ayaklandı ve Bo- napart güçlerince kırıma uğratıldı (2-3 Mayıs 1808). Ne ki ayaklanma Andalucia’ya ve ülkenin diğer bölümlerine yayıldı. Fransız işgalcilerine karşı örgütlenen direniş, İngiliz – İspanyol bağlaşmasından ve VVellington’un utkularından sonra ispanya’nın özgürlüğüne kavuşmasıyla noktalandı (1814). Savaş döneminde liberal bir düzen kuracağını açıklayan VII. Ferdinand (1814 -1833), sürgünden dönünce mutlak bir monarşi yönetimi kurdu. 1820’de ayaklanan İspanyol ordusu yönetimi ele geçirdi. Bunun üzerine Fransa, VII. Ferdinand’ı mutlak hükümdar tanıyarak bir ordu gönderdi (1823) ve liberal hareketi bastırdı. Ferdinand İspanya üzerinde egemenliğini yeniden kurdu. Aynı dönemde Orta ve Güney Amerika’ daki İspanyol sömürgeleri ayaklanarak bağımsızlıklarını kazandılar. 1833’te VII. Ferdinand’ın kızı II. İsa- belle tahta çıkınca amcası olan Carlos ayaklandı. Mutlakiyetçi Carlos yanlıları ile liberal İsabelle yan- |
2518
XII Alfonso’nun 1873’de ilan edilen cumnurıyeti ortadan kaldırarak, parlamentoyu dağıtmasını konu alan bir resimlıları arasında patlak veren iç savaş, 1888’de II. İsabel’in tahttan in- dirilişine dek sürdü. 1873’te cumhuriyet ilan edildi. Ancak II. İsabel’in oğlu XII. Alfonso (1874-1885) tahta çıkarılarak yeniden krallık yönetimini kurdu. 1876’da yeni bir anayasa kabul edildi. XIII. Alfonso döneminde ABD’yle yapılan savaşta yenilen (1898) İspanya Puerto Rico, Filipinler, Küba ve Guam’ı kaybetti. Ülke içinde yoğunlaşan ekonomik bunalım beraberinde Asturias’ta ve Catalonia’da ilk işçi hareketlerini getirdi. 1902’de tahta çıkan XIII. Alfonso döneminde ülkedeki durum daha da kötüleşti. İspanya I. Dünya Savaşı’na katılmadı. Buna karşın 1912’de Fas’ı işgal etti. İspanyol orduları 1921’de Fas’tan püskürtülünce askeri bir^ ayaklanma patlak verdi ve Primo de Rivera askeri diktatörlük ilan etti (1923). Halk tarafından desteklenmeyen Rivera 1931’de yapılan seçimlerden sonra istifa etmek zorunda kaldı. Genel seçimleri kazanan Cumhuriyetçiler kralı tahttan uzaklaştırdı. Cumhuriyet ilan edildi (Nisan 1931) ve yeni bir anayasa hazırlandı. Cumhuriyetçi hükümet ekonomiyi düzeltmek için bir dizi reform programı hazırladı (Laikliğin yürürlüğe girmesi, kilisenin ekonomik gücünün sınırlanması, genel oy hakkı, toprak reformu, bölgesel özerklik). Ne var ki merkez sol niteliğindeki Cumhuriyetçi hükümetin reformlarının çoğu yaşama geçirilemedi. Reform uygulamalarına karşı çıkan kilise, ordu ve büyük toprak sahipleri tarafından desteklenen CEDA (İspanyol Bağımsız Sağ Konfederasyonu) 1933 seçimlerinde Meclis’te çoğunluğu kazandı. CEDA solun tepkisinden çekindiği için hükümeti kurma yetkisini Radikal Parti’den Lerroux’a verdi. Siyasal istikrarsızlığın sürdüğü bu dönemde hükümet bileşimi sık sık değişti. 1934’te iki CEDA üyesinin bakan seçilmesi üzerine Katalonya ve Asturias’da patlak veren ayaklanmalar kanlı bir biçimde bastırıldı. 1935’de CEDA lideri Gil Robles’ın tek başına hükümet kurma isteği Cumhurbaşkanı Alcala Zamora tarafından reddedilince meclis dağıldı (Şubat 1936). Seçimleri Halk Cephesi (Cumhuriyetçi Parti, Sol partiler ve FA.İ – CNT dışındaki sendikalar) kazandı. Azana başkanlığında, Cumhuriyetçi parti üyelerinin çoğunlukta olduğu bir hükümet kuruldu. Yeni meclis bir askeri darbe girişimini destekleme ya da meclisi dağıtma olasılığı bulunan cumhurbaşkanı Zamora’yı görevden alarak yerine başbakan Azana’yı seçti. Azana hemen 1934 ayaklanmalarına katılanlar için siyasal af çıkardı. Ne var ki seçimlerin ertesinden başlayarak Cumhuriyetçilere karsı olan faşist Falanj büyük kentlerdeki cumhuriyetçi ve solcu partilerin toplantılarına bombalı saldırılara girişti. Sağ güçlerin saldırıları ve sağcı-partilerle ordu arasında gelişen ilişkiler, işçi grevleri ve köylülerin toprak isaalleriv- le birleşince ülkede siyasal istikrarsızlık yoğunlaştı. İç savaş, böyle bir ortamda general Franko’nun Fas’ta ayaklanmasıyla başladı (Temmuz 1936) (Bk. İSPANYA İÇ SAVAŞI). Cumhuriyetçilerin yenilgisiyle (1939) sonuçlanan iç savaşın ardından Franco tek parti olan Falanj’a dayalı askersel bir diktatörlük rejimi kurdu. II. Dünya Savaşı’na resmen katılmasa da gönderdiği birliklerle Naziler’in yanında yer alan Franco 1947’de bir yasa -çıkartarak Ispanya’yı “katolik, toplumsal ve temsil |
bir devlet” olarak tanımlayarak monarşiyi yeniden kurdu ve kendini yaşam boyu devlet ve hükümet başkanı seçtirdi. 1950-1960 arasında iç ve dış çalkantıların sürdüğü ülkede ABD büyük bir ekonomik yardım karşılığı deniz ve hava üsleri kurma izni aldı (1953). ABD’nin yardımıyla uluslararası planda yalıtlan- mışlığım kıran ispanya 1955’te BM’ ye kabul edildi. 1860’lı yıllarla birlikte faşist rejime karşı muhalefet adım adım yükseldi. 1962’de muhaliflerin düzenlediği konferansın ardından tutuklamalar başladı. Komünist önderlerden Juhan Grimau idam edildi. 1864’de ücretlerin dondurulmasını protesto eden Asturias maden işçileri greve gitti. 1966’da metalürji işçilerinin yürüyüşü polislerce dağıtıldı. Aynı yıl öğrenci eylemlerinden sonra Franco, 11 Kasım 1968’da iç savaş tutukluları için genel bir af çıkarmak zorunda kaldı ve gazetelere konan sansürü kaldırdı. Cortes (Meclis) tarafından kabul edilen (22 Kasım 1966) ve siyasal suçluların affedilmesinin ya- nısıra, sendikal ve dinsel haklar, devlet ve hükümet başkanlığı görevlerinin ayrılması, Yüksek Meclis’ in (Ulusal Konsey Kurulması) konusunda kimi değişiklikleri içeren yeni anayasa Aralık 1966’da halk- oyuyla kabul edildi. 1967’de yeniden işçi ve öğrenci ayaklanmaları patlak verdi (Madrid’de 100 000 işçinin giriştiği boykot hareketi), işçi ve öğrenci hareketlerinin 1968’de de sürüp gitmesi ve Bask bölgesinde ayrılıkçı ETA (Euskadita Aska- tasuna – Bask Bölgesi ve özgürlük) hareketinin eylemleri nedeniyle hükümet olağanüstü durum ilan etti (Ocak 1969). Aynı yıl Franco kendisinden sonra XIII. Alfonso’nun torunu Donjuan Carlos’un kral olacağını açıkladı. Ağustos 1970’de ABD üslerinin kullanım süresi arttırıldı. Aynı yıl Guipozcoa siyasal – sosyal müfrezesinin başkanını öldürmekle suçlanan 16 Basklının idam istemiyle yargılanması olaylara yol açtı. Aralık 1970’te kişi özgürlükleri askıya alındı. Basklılar için verilen idam cezası hapse çevrildi. Ne var ki gösteriler sürdü. 1973’te hükümet başkanı seçilen Carrera Blanco ETA militanlarınca öldürüldü. Mart 1974’te bir polisi öldürmekten sanık olan Katalonyalı Puig Antich’in idam edilmesinin ardından gösteri, grev ve terör eylemleri yeniden yoğunlaştı. Kasım 1975’te Franco’nun ölümünden sonra Jüan Carlos kral oldu. Kurumlar ve siyasal yapıda bir değişiklik sürecinin başlatıldığı bu dönemde Carlos Temmuz 1976’da Arias Na- varro’nun yerine Adolfo Suarez’i başbakanlığa getirdi. Aralık 1976’da halkoyuyla kabul edilen anayasa reformu oylamasında yeni meclisler yasası ve tek parti yönetiminin kaldırılması kabul edildi. 1977’de İspanyol Sosyalist İşçi Partisi ve Komünist Partisi’ne yasallık verildi. Kamu Düzeni Mahkemeleri kaldırıldı, sendikalar serbest bırakıldı. Başbakan Suarez BM İnsan Hakları Bil- dirisi’ni kabul etti. Haziran 1977 seçimlerinden sonra da başbakanlığı sürdüren Suarez Eylül 1977’de Ka- talonya’ya özerklik tanıyacağını a- çıkladı. Mart 1978’de Kanarya Ada- ları’na. Haziran 1978’de Castilla, Leon, Estremadura ve Balear Ada- ları’na özerklik öncesi statünün tanınmasından sonra, Aralık 1978’de halkoylamasıyla İspanyol ulusu içinde çeşitli ulusların özerkliğini tanıyan, ölüm cezasını kaldıran, sendika kurma ve haberleşme özgürlüğünü sağlayan yeni anayasa kabul edildi. Bununla birlikte eyaletlerin özerkliği sorunu ve özellikle bağımsız bir devlet kurmayı amaçlayan Basklılar’ın sorunu çözümlenmedi.
Bu arada enflasyonun sürekli yükselişi ve işsiz sayısının bir milyonu aşması üzerine Suarez bütün siyasal parti temsilcilerini bir araya getirerek Moncloa Paktı’nı imzaladıktan sonra bir dizi ekonomik uygulamayı yürürlüğe koydu. Enflasyonun yükselişi durduruldu, dış ticaret açığı azaltıldı. Mart 1979 seçimlerinden sonra da başbakanlığını sürdüren Suarez’in merkez koalisyonu güçlendi. Ama seçimler sonrasında Bask bölgesinde Herri Ba- tasuna’nın (ETA’nın askeri – siyasal kolu) güçlenişi siyasal bir huzursuzluk yarattı. Nisan 1979’daki belediye seçimlerinde Madrid, Barce- lona, Bifbao, Valencia gibi büyük kentlerde sol partiler büyük bir üstünlük sağladı. Ekim 1979’da Bask bölgesi ve Katalonya’nın özerkliği kabul edildi. Ancak Herri Batasu- na eylemlerini sürdürdü. Bask bölgesinde askerlere saldırılar arttı. 250 000 Basklı’nın katıldığı bir gösteri düzenlendi. Ocak 1981’de Suarez istifa etti. Yerine geçen Leopol-
do Calvo Sotelo’nun merkez sağ eğilimli hükümeti siyasal istikrarı sağlayamadı. Sivil muhafızların başkanı Frankocu yarbay Tejero’nun darbe girişimi (23 Şubat 1981) kral Juan Carlos’un araya girmesi üzerine başarısızlıkla sonuçlandı. İspanya 1982’de NATO’ya üye oldu. Suarez’in ayrılmasından sonra güçsüz düşen ve yönetimi elinde tutamayan UDC (Demokratik Merkez Birliği) Partisi seçime gidilmesini istedi. Ağustos 1982’de Calvo Sotelo’nun Cortes’leri feshetmesinden sonra, 28 Ekim 1982’de yapılan genel seçimlerde Felipe Gonzales’in başkanı olduğu ispanya Sosyalist İşçi Partisi çoğunluğu sağlayarak hükümet oldu. 1983’te yapılan yerel seçimlerin sonunda UDC kendini feshetti. PSOE ise büyük bir başarı sağladı. Bu yıl içinde hükümetin Bask sorununa barışçı bir çözüm için hazırladığı plana karşın ETA eylemlerini sürdürdü. 1984′ te 40 kişiyi öldüren ETA’ya karşı Fransa’yla işbirliğini öngören bir anlaşma yapıldı. Ele geçirdiği ETA militanlarını sınırdışı etmeyi kabul eden Fransa 1986’da Chirac’ın başbakanlığı döneminde işbirliğini daha da genişletti, ispanya’nın 1 Ocak 1986’da AT’ye tam üyeliği kesinleşti. NATO üyeliği ise aynı yıl Mart ayında gerçekleştirilen referandum sonunda onaylandı. Haziran 1986’da yapılan seçimleri iktidardaki PSOE kazandı. Bu seçimlerde ETA’nın siyasal kanadı o- lan Birleşik Halk Partisi oylarını arttırdı. 1987’de başta öğrenciler olmak üzere çeşitli toplum kesimlerinden hükümete karşı tepkiler başladı. Bu yıl içinde yapılan belediye seçimleri ile Avrupa Parlamentosu seçimlerinde PSOE büyük oy kaybına uğradı. Seçimlerden en kârlı KP çıktı. Ayrıca HB’de Avrupa Parlamentosu’na bir üye gönderdi. Haziran ayı içinde ETA’ nın Barselono’da bir süpermarkete bomba koyması sonucu 21 kişinin ölmesi ülke düzeyinde tepkiyle karşılandı. 250 000 kişi sokaklara dökülerek olayı protesto etti. Bu arada ETA içinde silahlarını onurlu bir şekilde bırakmak isteyen eski üyelerle Madrid ve Barselona’ daki genç «komandolar» arasında bir bölünme oldu. Bir Fransız polisinin öldürülmesi Fransa’yı da ETA’ya karşı mücadeleye soktu. Mitterrand ile Gonzalez arasında yapılan anlaşmayla Fransa’da oturan ETA üyelerinin Ispanya’ya iadesi kararlaştırıldı. 1988’de hükümetin eski iş yasalarını değiştirerek AT normlarına uygun hale getireceğini açıklaması komünist ve sosyalist sendikalarca desteklendi. 1989’da yapılan seçimlerde oy ve sandalye yitirmesine karşın PSOE iktidarını sürdürdü. PSOE’nın 1982′ de 350 kişilik mecliste sahip olduğu 202 sandalye son seçimlerde 176’ya indi. Seçimlerden başını Komünist Parti’nin çektiği Birleşik Cephe kârlı çıktı.
Yönet/m Yapısı: Yönetsel olarak 17 eyalete bölünmüş olan ispanya meşruti krallıkla yönetilir. 27 Aralık 1978’de yürürlüğe giren yeni anayasaya göre yasama erki parlamentonundur. İspanyol parlamentosu (Cortes) iki meclislidir. Temsilciler Meclisi dört yıl için genel oyla seçilen 350 üyeden oluşur. 18 yaşını doldurmuş bütün vatandaşlar oy kullanır. Senato da dört yıl için genel oyla seçilen 208 üyeden oluşur. Yürütme erki silahlı kuvvetlerin de komutanı olan kral ve başbakanın elindedir. Kral hükümet başkanını Krallık Konseyi’nin kendisine önerdiği üç aday arasından seçer. Danışma kurulu niteliğindeki Krallık Konseyi üyeleri 5 yıl için görev yaparlar.
EKONOMİ Tarım ve Hayvancılık: Toplam toprakların % 60’ında yapılan tarım is- panya’nın en önemli ekonomik et
BAŞLICA KENTLER |
|
Nüfus 11979) |
|
Madrid |
3 053101 |
Barselona |
1699231 |
Valencia |
728 622 |
Seville |
651 299 |
Zaragoza |
573211 |
Bilbao |
379 107 |
Malaga |
566 408 |
Las Palmas |
356730 |
Murcia |
– 304 185 |
Hospitalet |
294033 |
Valladolid |
327 786 |
Cordoba |
296 075 |
Palma de Mallorca 295 351 |
Eyaletler | Merkezler Niitus (1988) | |
Andalucía | Seville , :: | 6 717 650 |
Aragon | Zaragoza | 1 212362 |
Asturias | Oviedo | 1137018 |
Balear Adatan | Palma de Malforco | «73559 |
Kanarya Adatan | Santa Cruz de Tenevile | 1438688 |
Cantabria: | Santander | 526007 |
Costilla-Lo Mancha | Toledo | 1665649 |
Costilla Leon | Valladolid | 2595411 |
Cataluña | Barselono < ■ | 6041060 |
Extremadura | Merida | 1081535 |
Galicia | Santiago de Compostefa | 2663223 |
La Rioja | Logroño | 262380 |
Madrid | Madrid | 4894015 |
Murcia | Murcio | 1004 783 |
Navarro | Pümplona | 521088 |
Pols Vasko | Vitoria | 2 171000 |
Valencia | Valencia | 3 733243 |
kinliklerinden biri olmasına karşın ülkenin tarımsal ürün gereksinimini karşılayamaz. Tarımsal etkinlik kuru (secano) ve sulu (regadio) olarak ikiye ayrılır. Yağışların az olduğu iç bölgelerde, özellikle Anda- lucia ve Castilla’da tahıl tarımı yapılırken (buğday, arpa); yağışlı kuzeybatıda tahıl, mısır, patates ve meyva (elma, armut), Ebro deltasında pirinç, Akdeniz kıyı ovalarında ve sulama yapılan alanlarda (doğu kıyıları) pirinç, turunçgiller (dışsatımda dünya birincisidir), pamuk, şekerpancarı, tütün, keten yetiştirilir. Zeytinyağı üretiminde dünyada birinci olan Ispanya’da tarım alanlarının % 10‘u zeytin ağaçlarıyla kaplıdır. En önemli zeytinlik alanları iç yaylalardır (özellikle Aragorv). Şarap üretiminde de dünya üçün- cüsü olan ülkede en önemli üzüm bölgeleri Valencia, Catalonia, La Rioja ve Jeres’dir. Tekstil sanayiini besleyen Merinos koyunu yetiştiriciliği dışında hayvancılık fazla gelişkin değildir. Kuzeybatıda büyükbaş hayvancılık, iç kesimlerde koyun yetiştiriciliği (18 729000 baş) yapılır. Tarım kesiminin etkinliğini ormancılık (mantar üretiminde dünyada ikinci) ve balıkçılık (1,3 milyon ton) tamamlar.
Sanayi ve Madencilik: Ispanya’nın doğal kaynakları oldukça sınırlıdır. Asturias, Leon ve Sierra Morena yataklarında bol miktarda ama düşük kalitede kömür işletilir. Yüksek tö- nürlü demir cevheri Leon’da, Ara- gon’da ve Biscaye’de çıkarılır. Rio Tinto’daki yataklardan elde edilen yüksek sülfürlü pirit önemli bir dışsatım ürünüdür. Dünya’nın en büyük civa (Almadan yatakları) üreticisi olan ispanya’da ayrıca potas, çinko, bakır, tungsten, kurşun ve
2521
uranyum üretimi de önemlidir. Orta düzeyde gelişmiş bir sanayi ülkesi olan Ispanya’da yabancı sermayenin payı ağırlıklıdır (otomobil yapımında % 53, kimya sanayiinde % 46, elektrikli araç yapımında % 42, demirsiz maden metalürjisinde % 27. maden – besin- makine sanayilerinde % 17-19). 1960’larda dışa açılan ve ekonomik bir dönüşüm gerçekleştiren ülkede Renault, Fiat, Unilever, Farbvverke, Hoecest, AEG, Telefunken, Solvay, Otis gibi çokuluslu şirketlerin yatırımları önemlidir. Hızlı bir gelişim içinde olan imalât sanayii büyük kentlerde toplanmıştır. Bilbao bölgesinde yüksek fırınlar; Seasto ve Baracaldo’ da haddehaneler; Asturias’ta (Mie- res, la Felguera Gijon ve Aviles) demir – çelik işletmeleri; Akdeniz kıyısında Sagunto’da demir – çelik kompleksi bulunur. Demir – çelik sanayisinde yılda 6 200 000 ton dökme demir ve 11 300 000 ton çelik üretilmektedir. Ayrıca Escombreras, Cádiz, Huelva ve La Çoruna gibi kıyı merkezlerinde dışalımla sağlanan petrolün arıtıldığı rafineriler bulunur. Barcelona’da motorlu araçlar, makine, hafif metal, dokuma, kâğıt, besin, giyim, içki; Madrid’de yapı, metalürji, kimya, hafif metal, motorlu araçlar, kâğıt, giyim ve plastik sanayileri gelişmiştir. El Ferrok, Carthagene, Cádiz, Barcelona ve Bilbao’da tersaneler, Car- rabanchel, Getafe, Cadiz ve Sevil- la’da uçak yapım fabrikaları bulunur. Gelişme içindeki kimya sanayisinin başlıca merkezleri Tarragona ve Huelva (petrokimya) ile Barcelona ve Madrid’dir (ilaç sanayisi). En büyük sanayi kollarından biri olan tekstil sanayisi Katalonya bölgesinde yoğunlaşmıştır. Ayrıca ispanya turizm gelirleri bakımından dünyada İtalya’dan sonra 2. sıradadır.
EDEBİYAT
Ispanya’da konuşulan dillerden 1492’de resmi dil olan Castilla dilinin yanısıra Katalanca ve Galicia- ca dillerinde de edebiyatın geliştiği görülür. Destanlardan ve dinsel öykülerden kaynaklanan ilk Castilla dilinde (İspanyolca) metinler X. yy’ dan kalmadır. Ama İspanyolca ilk edebiyat metinleri olan Cantar de Mío Cid (Benim Cid’imin Şiiri) ve Los Siete Infantes de Lara (Lara Ailesinin Çocukları) XII. yy’da yazıldı. XII – XV. yy arasında şiirde Gonzalo de Barceo (1198-1268), Juan Ruiz (1290-1350), Santillana Markisi (1398-1458), Juan de Mena (1411- 1456), Juan Luis Vives (1492-1540) ve Juan Boscon Almogaver (1495- 1542); düzyazıda kral X. Alfonso (1221-1284) ve Juan Manuel (1282- 1349); tiyatroda Gómez Manrique (1413-1491) le gelişen İspanyol edebiyatı XV. yy sonlarında kesin bir evrilme sürecine girdi. Rodríguez de Montalvo, şövalyeleri konu edinen ilk romanlardan biri olan Amadis de Gaula’yı, Femando de Rojas (1475 -1538) kendinden sonraki dönemin tiyatrosuna kaynaklık eden La Ce- lestina’yı yazdı. XVI. ve XVII. yy İspanyol edebiyatında Altın Çağ olarak anılır. Bu dönemin ilk temsilcisi aşk şiirlerine yeni bir boyut getiren Garcilaso de la Vega’dır (1503 – 1536). Fernando de Herrera’nın (1534-1597) temsil ettiği Sevilla O- kulu İspanyol on bir heceli şiir tek-
İSPANYA
|
|||||
|
|||||
|
|||||
İÜ
Cervantes’in ünlü kahramanları Don Kisot ve Sancho Panza’nın heykelleri, arkada Ispanya gökdeleni rünün başlangıcı sayılan, dev başyapıtı EI ingenioso Hidalgo Don Quijote de la Mancha’yi (Don Ki- şot) yazmasıdır. İkinci olay İspanyol edebiyatının özgün bir türü olan Pikaresk Roman’ın gelişmesidir. Quevedo (1580-1616), Los Sueños (Düşler) adlı eseriyle Gongaro’nun bağlı olduğu, özenli ve seçkin bir anlatıma yönelen Culteranismo akımına tepki olarak gelişen Concep- tismo akımının önde gelen yazarlarından biri oldu. Baltasar Morales y Gracian’sa (1601-1658) Oracula Manual y Arte de Prudencio (Kehanet El Kitabı ve Temkin Sanatı) ile Barok yerginin en önemli örneklerinden birini verdi. Öte yandan Felix Lope de Vega (1562-1635) çağdaşlarını etkileyen dinsel ve tarihsel oyunlar yazdı. Pedro Calderon de La Barca (1600-1681) tek pçrde-X. Alfonso’nun “Cantigues de Santa Marja” kitabının elyazması sayfasından bir detay XII. yy. (Escurial Kütüphanesi)
Ispanyol yazarlar: Juan Ramon Jimenez (solda), Antonio Machado (ortada), Federico Garcia Lorca (sağda.)
tik dinsel oyunlarıyla Lope de Vega sonrası tiyatrosunun en önemli adı olurken Guilen de Castro (1569- 1631) Comeille’e esin veren Morce- dales de Cid (Cid’in Çocukluğu) ile Don Jüan tipini yaratan Tirso de Molina (1571-1648) Burlador de Sevilla (Sevilla’lı Çapkın) ile, dönemin öbür önemli yazarları oldu. 1760′ dan sonra edebiyatçılar arasında karşıt düşüncelerin savunusu arttı. Tiyatroda Leandro Fernandez de Moratin (1760-1828) klasik üç birlik kuralında direnirken Vicente Garcia de La Huerta (1734-1787) ve Felix Maria de Samaniengo (1745-1801) daha bağımsız denemelere yöneldiler. Salamanca Okulu, özellikle şiirde, Valdâz Menendez (1754 – 1817) ile yenilikçi bir hareket başlattı. Rivas Dükü (1791-1865) ve Eu- genio Harzenbusch’un (1806-1880) eseriyle güçlenen Romantizm, Jose Zorilla y Moral (1817-1893) ile doruğuna ulaştı. 1860-1900 arasında Romantizme tepki olarak Gerçekçilik akımı doğdu. Romanda Jüan Valero (1824-1905), öyküde Pedro Antonio de Alarcon (1838-1891) ve Ispanya’nın romanlaştrılmış elli ciltlik tarihinin yazarı Benito Perez Gal- doz (1843-1920) gerçekçiliğin önde gelen temsilcileriydi. Çağdaş İspanyol edebiyatının geçiş sürecindeki ilk büyük yazarı Miguel de Una- muno (1864-1936) dur. Fransız ve Alman Varoluşçuluğu ile Rus ve Anglosakson romancıların etkilerini taşıyan eserlerinde Ispanyol insanını çözümlemeye çalıştı. 1920′ lerde Batı dergisini çıkaran Jose Ortega y Gasset (1883-1955), akıl temeli üzerine kurulu yaşamsal bir felsefe görüşünün ağırlıkta olduğu eserleriyle dönemin edebiyat çevrelerini etkiledi. Soylular sınıfını yeren oyun yazarı Jaeinto Benaven- te y Martinez (1866-1954) 1922’de Nobel Edebiyat ödülü’nü alırken Pio Baroja (1872-1956), V’aile Inclan (1869-1936), Blasco Ibanez (1867- 1928) İspanyol romanının genç ku-
lıpanyol yazarlar (soldan-sağa): (Üstte) L. de Gongora, i), y Villegas, Alfonso X, Samanlego, Lope de vega, G. de La Vega; (altta) Cervan- t«ı, Unamuno, B. Ibanez, c. de la Barca, M. Pldal, M. y Pelayo |
2525
şağım oluşturdular. İspanyolca, sömürge savaşları sonucu girdiği Latin Amerika ülkelerinin de edebiyat dili oldu. Bu ülkelerde İspanyol dilinde verilen eserler dönem dönem İspanyol Edebiyatını etkiledi. XIX. yy sonunda Nikarugualı şair Ruben Dario (18S7-1916) öbür Latin Amerika ülke edebiyatlarını olduğu kadar, İspanyol Edebiyatını da derinden etkiledi. XX. yy İspanyol edebiyatının güçlü üjrünleri özellikle şiirde ortaya çıktı. Çağdaş İspanyol şiirinin en önemli ozanlarından olan ve Franco’cu güçlerce öldürülen Federico Garcia Lorca (1899- 1936) geleneksel edebiyat yapılarından gerçeküstücülüğe dek uzanan çok geniş bir alanda ürünler verdi. Yoğun bir şiirsel dille yazdığı oyunlarında da lirik ve dramatik öğeleri ustaca birleştirdi. Antonio Macho- do (1875-1939) ve Juan Ramon Jimenez (1881-1959), Pedro Salinas (1882-1851), Rafael Alberti (d. 1902), 1977 Nobel Edebiyat Ödülü’nü alan Vicente Alexandre (1898-1984) XX. yy İspanyol şiirinin dünya çapındaki büyük isimleri oldular. II. Dünya Savaşı sonrası İspanyol edebiyatında bir yandan İspanya İç Savaşı’ nın etkileri, öte yandan toplumsal ve insansal olaylara birey odaklı bir bakışın egemen olduğu görülür. Yeni anlatım yollan arayan Jose Hierro (d. 1922), Carlos Boisono (d. 1923), Jose Manuel Caballero (d. 1926), Angel Crespo (d. 1926), Jose Agustin Goytisolo (d. 1928) gibi o- zanlar bir önceki dönemin şiirini temel aldılar. 1970’lere doğru ise Ela- dio Cabanero, Angel Gonzales, Felix Grande, Manuel Montalban, Pedro Gimferrer ve Guilermo Garnero İspanyol şiirinde beliren isimler oldular. Savaş sonrası İspanyol romanında gerçekçi eğilimler ağır bastı. Arturo Barea (1886-1957) ve Max Aub’un (1903-1972) ardından Ricardo Fernandez de La Reguera (d. 1916), Jose Maria Gironella (d. 1917) ve Miguel Delibes (d. 1920) iç savaş ve sonrasını işleyen romanlar yazdılar. Elena Quiroga, İgnacio Aidecaa, J. Fernandez Santos, Ana Marla Matute ve Camilo Jose Cela ile İspanyol romanında yeni bir kuşak oluştu. Savaş sonrasında Alejandro Casona’nın (1903 – 1965) dramları halk arasında ilgi görür-
ken Alfonso Paso (d. 1926), AJfonso Sastre (d. 1926), Antonio Buero Val- tejo (d. 1916) gerçekçi Fernando Arrabal (d. 1932) gerçeküstücü o- yunlar yazdılar.
Katalanca Edebiyata gelince; XII. yy sonlarında Ramon Llull’un (1235 -1315) eserleriyle birlikte Katalanca bir edebiyat dili durumuna geldi denebilir. Uibre d’amic e amat (Dostun ve Sevgilinin Kitabı) en tutkulu mistik yapıtlardan biriyken, Blan- querna (1285) Ortaçağ edebiyatının ilk ve en önemli romanlarından biri sayılır. Catalonia’nın gücünün doruğuna ulaştığı XIV. yy’da tarih ya- zımcılığı Bernat Desclot, Ramon Muntaner’le en parlak günlerini yaşadı. Dinsel edebiyat Francesc Ei- ximenis, Fefip de Malla ve Peder Martinez’in didaktik ve teolojik e- serleriyle gelişti. Daha XIV. yy sonlarında İtalyan hümanistleriyle temasa gelme, en büyük hümanist Katalan şairlerinden Bernat Metge’ nin eserlerinde izlerini belli eder. Bu dönemde yetişen Jordi de San Jordi, Auzias March (1397-1459) ve Andreu Febrer Katalancayı bir şiir dili olarak yetkinleştirdiler. XV. yy’ ın ilk yarısında Joannot Martorell Tirant lo blanc romanını kaleme a- lırken, Jaume Roig (ö. 1470) Llibre de Conseils didaktik şiirini yayımlıyordu. 1474’te Castillia’yla siyasal birlik kurulmasıyla Katalanca edebiyat hızla geriledi. XIX. yy Cata- lonia’da bir düşünsel yeniden doğuşa tanıklık eder. 1814’te romantizm savunucularınca Barcelona’da felsefe derneğinin kuruluşunu 1823’ te yeni estetik teorileri yayan El Europeo gazetesinin yayımlanması izledi. Bu ortamda Katalanca şiirlerini 1839’dan başlayarak yayımlayan Joaquim Rubio i Ors (1818- 1889) oldu. Jacint Verdaguer (1845 -1902), La Atlantida ve EI Canigo şiirlerinde yüzyıllardır süregelmiş Katalan destanlarını canlandırdı. Çağdaş şiiri başlatan ise Joan Ma- ragall’dir (1860-1911). Düzyazıda Raimond Casellas (1855-1910), tiyatroda AngeJ Guimera (1847-1924) başı çeken yazarlar oldu. XX. yy başlarında değişik akımların yan- yana boy attığı Katalan edebiyatında şiirde Josep Carner (d. 1884), Carles Riba (1893-1959), Narcis Ol-
~ ter (1846 -1930) ve Victor Çatala (1873 -1965); düzyazıda Sebastia Joan Arbo, Miguel Uor, Joaquim Ruyra, Ernest Martinez Ferrando, Josep Pla anılmaya değer. İç savaş ertesinde tüm Katalan yazarlar u- zun bir sessizliğe gömüldü. Bu dönem ertesinde Salvador Espriu (d. 1913) Avrupa çapında ünlenen bir şair oldu. Onun yanısıra Joan Pa- rucho (d. 1920), Blai Bonet (d. 1927), Joan Teixidor, Maria Manent vd bu köklü dilin çağımızın umutlarını dile getirmede ne denli kullanışlı bir araç olduğunu ortaya koydular.
GÜZEL SANATLAR
XIV. yy’a dek kuzeyde Roman sanatı, güneyde de Endülüs Emevile- ri eliyle bu ülkede pekçok eser veren Arap sanatı ağırlık taşıdığından, özgün bir İspanyol sanatından sözedilemez. ispanya birliğinin sağlanması, Araplar’ın ülkeden çıkarılmaları ve merkezi krallığın güçlenmesiyle sanatta da İspanyol ruhunu yansıtan bir üsluplaşmaya gidildi. Ancak bu özgün üsluplaşmanın temelinde Latin ve Arap kültürlerinin sentezi vardır. Daha sonra bu sentez birçok İspanyol sanatçının kişiliğinde, çağdaş sanatın oluşumunda başlıca rollerden birini oynadı.
Resim: İspanyol resmi XIII. yy’a dek İtalyan etkisinde gelişti. XIV. yy’dan başlayarak bu etkiler azalmaya başladı. Jusepe de Ribera (1588- 1652), Francisco de Hérrera, Fran- . cisco Zurbaran (1598-1664), Diego Rodríguez de Silva Velázquez (1599 -1660). XVII. yy’da yetişen büyük İspanyol sanatçılardır. Bu dönem İspanyol ressamlarının bir çoğu İtalya’da öğrenim görüyorlardı. İspanyol resminde çok önemli bir yeri o- lan Yunan asıllı El Greco İtalya’da eğitim gördükten sonra Ispanya’ya yerleşti ve bütünüyle bu ülkenin gelenekleri doğrultusunda özgün bir üsluba ulaştı. İspanyol ressamlar başlangıçta büyük ölçüde İtalyan etkisi taşısalar da ele aldıkları konuları işleyişleri ve duyarlıklarıyla kısa sürede geleneksel bir resim üslubu yaratmayı başardılar. Bartolomé Esteban Murillo (1617-1682), Velázquez’in açtığı gerçekçilik doğrultusunda İspanyol resminin dönüm noktalarından biridir. Goya
(1746-1828)’mn çıkışı İspanyol resminde olduğu kadar resim tarihi a- çısından da büyük önem taşımaktadır. Bugün birçok sanat teoris- yeni Goya’yı çağdaş resmin kaynaklarından biri olarak kabul etmektedir. XX. yy’a gelinceye kadar izlenimci resim anlayışı tüm İspanyol resmine egemen oldu. Paris’te yaşayan Picasso, Juan Gris, María Blanchard, Miro, Dali ve daha pekçok İspanyol ressam uluslararası bir üne kavuştular. Picasso olağanüstü yeteneği ve üretkenliğiyle XX. yy’ın en büyük ressamı olarak anıldı. Hetkel: İspanya’da heykel sanatı Endülüs Emevi sanatı etkisinde u- zun yıllar bir süsleme öğesi olarak kaldı. Fildişi, taş ve tahta oymacılığı (özellikle kilise mihraplarındaki oymalar) üstün bir düzeye erişti. Mimarinin tamamlayıcısı durumundaki heykel sanatı bütünüyle dinin hizmetindeydi. XVII. yy’da çok renkli heykeller yaygınlık kazandı. Bu yüzyıldaki Montones, Juan de Mesa ve öteki heykeltraşların eserleri barok bir karakter taşırlar. XX. yy’ da çağdaş ve özellikle kübist akımlarla birlikte, ulusal kaynaklara yönelme başladı. Picasso’nun sanatı İspanyol heykeltraşları üzerinde belirleyici etkiler yaptı. Enrique Mon- ¡o, Subirachs, Montafia, Rubio, Serrano ve Apelles yüzyılın en tanınmış İspanyol heykeltraşlarıdır.
Mimarlık: İspanya’da bugüne ulaşan mimaride toplu olarak incelenebilecek ilk eserler Vizigotlar dönemine aittir. San Juan de Banos, Santa Comba de Bande, Ouinta- nilla de las Vinas kiliseleri bu dönemin en önemli eserleridir. İspan- ya’daki Arap egemenliği (VIII-XIII. yy) ise bu ülkenin mimari biçimlenmesinde en büyük rolü oynadı. Kuzeyde bağımsızlıklarını, koruyan İspanyol devletleri Vizigot mimarisini sürdürdüler. Endülüs Emevileri döneminden bugüne ulaşan Kordoba ve Granada kentlerindeki eserler, İspanya – Arap mimarisinin boyutları üzerine yeterli bilgi vermektedir. San Miguel de Escalada, Santiago de Penalba, San Miguel de Celanova ve daha birçok kilise Arap mimarisi üslubunda inşa edilmişlerdir. Araplar’ın Ispanya’dan çıkarılması yolunda başlatılan haçlı
seferleri (yeniden fetih) döneminde Ispanya’ya özgü bir mimari gelişti. Roman ve Arap etkilerinin görüldüğü bu yeni üslubun en önemli eseri Santiago Katedrali’dir. Zamora, Salamanca Katedrallerinde görülen sivri tonoz bütün Ispanya’ya yayıldı. Gotik mimarisinin en büyük eserlerini verdiği merkezler ise Pampa- luna, Barcelona, Gerome, Manresa, Tortosa kentleriydi. Gotik sanat kısa sürede ulusal bir karaktere büründü. XVI. yy’da bölgesel üslgplar da önem kazanmaya başladı. Salamanca, Madrid, Sevilla ve Bask bölgeleri kendilerine özgü bir mimari geliştirdiler. XVIII ve XIX. yy mimarisinde neoklasik mimarlık anlayışı egemen oldu. Katalonyalı Gaudi XX. yy’ın en tanınmış İspanyol mimarıdır. Mimaride gerçeküstü denemelerin uygulayıcısı sayılan Gaudi, tüm dünyada ilgi uyandıran projeler gerçekleştirdi.
MÜZİK
Ispanya’nın kendine özgü tarihi müzik alanında çeşitli etkileri birleştiren zengin bir malzeme sağlar. VIII. yy’da başlayan İslâm egemenliği, Arap müziğine özgü ritmik yapılar, süslemeler, bir tam sesin iki yerine üçe bölünmesi gibi kimi teknik özellikleri İspanyol halk şarkılarının ya- nısıra kilise müziğine de sokmuştur. XV. yy’da çingenelerin İspan- ya’ya gelerek bu ülkenin müziğini kendilerine özgü bir tarzla yorumlamaları kültürel bileşime yeni bir halka ekledi. Bu etki özellikle Flamenco şarkılarının gelişmesini sağladı. XIII. yy’da León ve Castilla Kralı X. Alfonso’nun Portekiz ve İspanyol halk şarkısı olan Cantigala- rı iki ciltlik bir derlemede toplatması ve ardından XVI. yy sonlarına dek süren halk şarkılarının derlemeleri de önemli bir kaynak oluşturdu. XVI. yy’da İSDanya, siyasal gücüne koşut olarak müzik alanında da en canls dönemini yaşadı. Org yapımcılığı ve ■, orumculuğu çok ilerledi. Fror,c’.ı.. z Soiinas (1513-1590),
Tomás__ i Victoria (ö. 1611),
…i’ziss ,ö. 1553) gibi ; yetişti. Sonraki
. ; :c:ir> bir durgun- …1:8 XVIII. yy’da …kişi duyuldu. L .ir opera – komik olan zarzuela türü de, XVII. yy’ dan başlayarak birçok bestecinin ve halkın başlıca ilgi odağı oldu ve XX. yy’a dek etkinliğini korudu. İtalyan etkisi ulusal bir müzik akımının doğuşuna dek sürdü. Ulusal müzik akımının ilk öncülerinden sayılan Carnicer (1789-1855) gibi besteciler yaygın beğenilerin etkisiyle İtalyanca librettolar kullanmaya zorlandılar. Hilarión Eslava’nın (1807-1878), XVI – XIX. yy’lar arasındaki İspanyol müziğinden yaptığı on ciltlik derleme de 1869’da yayımlandı ve İspanyol müziğinin temel kaynaklarından biri oldu. Madrid Konservatuvarı’ nda yaklaşık otuz yıl görev yapan Felipe Pedrell (1841-1922), yayımları, araştırmaları ve öğretmenliğiyle İspanya’da ulusal müzik hareketinin başlatıcısı ve esin kaynağı oldu. Onun öğrencileri olan Isaac Al- béniz (1860-1909), Manuel efe Falla (1876 -1946), Enrique Granados (1867-1916), Joaquin Turina (1882- 1949) gibi besteciler, İspanyol müziğinin dünyaca ünlü temsilcileri oldular. XX. yy’da da Joaquin Rodrigo (d. 1902) özellikle 1940’da bestelediği gitar konçertosuyla en sevilen çağdaş bestecilerden biri oldu. Flamenco türü müzik ise günümüzde de gelişim ve yaygınlığını sürdürüyor.
SİNEMA
Ispanya’da ilk sinema çalışmaları 1S05 yıllarında Barcelona’da başladı. I. Dünya Savaşı sonunda yılda otuz kadar film üretiliyordu. 1920′ lerdeki gerçeküstücülük akımının içinde yer alan Luis Buñuel (1900- 1983), kısa metrajlı Endülüs Köpeği (1928) ve uzun metrajlı Altın Çağ (1930) adlı filmleriyle İspanyol Si- neması’mn uluslararası alanda tanınan ilk yönetmeni oldu. 1936’da başlayan iç savaş, sinemayı tamamen durdurdu. Savaştan sonra 1942’de yılda 50 kadar film üretili
yordu. Bu dönem yönetmenleri Franco faşizminin isteği doğrultusunda filmler yaptılar. Luis Bunuel ise 1930’lu yıllardan başlayarak çalışmalarını yurtdışında sürdürdü. 1850’li yıllarda İspanya’daki ABD varlığını taşlayan Hoşgeldiniz Bay MarshaU filminin senaryo yazarı Juan Antonio Bardem ve yönetmeni Luis Berlange, İspanyol sinemasının en önemli iki ismi oldular. Luis Bunuel 1946-1960 arasında Meksika’da önemli filmler çekti. Marco Ferrari ve Ladislas Vajda 1950’ler- de başarı kazanan öbür yönetmenler oldular. 1960’larda genç bir sinemacılar kuşağı egemen oldu. Bu yönetmenlerden başlıcaları Carlos Saura (d. 1932), Francisco Regue- rio, Mario Camus, Julio Diamante, Manuel Summers, Miguel Picazo, Antonio Eceiza. Bunuel 1961’de İs- panya’ya gelerek en önemli eserlerinden biri olan Vlridiana’yı çekti. Sonra çalışmalarını yeniden yurtdı- şında sürdürdü. 1970’den sonra ilk filmini çeken yönetmenler arasında ise Claudio Guerin ve Victor Erice başarı kazandı. 1960 kuşağı yönetmenlerinin en başarılısı sayılan Carlos Saura, önceleri Bunuel’in belirgin etkilerini taşırken giderek özgün bir kişiliğe büründü. Yeğen An- celia (1873), Besle Kargayı, Elisa Hayatım (Elisa, Vida Mia, 1977). Kanlı Düğün (Bodas de Sengre, 1981), Carmen (1983) gibi filmleriyle uluslararası pekçok şenlikte ö- düller kazandı. Her yıl yapılmakta olan San Sabastian Film Şenliği de sinema alanında önemli bir etkinliğidir.
İSPANYA İÇ SAVAŞI, İspanyada Demokratik Cumhuriyet yönetimine karşı sağ güçlerin başlattığı silahlı ayaklanma sonucu çıkan iç savaş (1936-1939). 1931’de ülkede cumhuriyet ilan edilmesinden sonra kurulan İspanya Cumhuriyeti, krallık dönemindeki konumlarını yitiren siyasal ve toplumsal güçler tarafından tehdit ediliyordu. Karışıklıklar, yeniden seçim yapılmak üzere meclisin feshedilmesine yol açtı (16 Şubat 1936). Seçimler sırasında iki cephe ortaya çıktı. Ordu, katolik kilisesi, Falanjistler, Kralcılar ve büyük toprak sahiplerinin oluşturduğu sağ Milliyetçi Cephe ve buna karşı kurulan Halk Cephesi. Seçimleri, komünist, sosyalist ve demokratları temsil eden Halk Cephesi kazandı. Ne var ki sağ güçler yenilgiyi kabullenmeyerek ilericilere saldırmaya ve toplantı yapılan binaları bombalamaya başladılar, öte yandan terörcü gruplar provakatif eylemlere girişti. Seçimden bir gün sonra sonuçların iptal edilmesini isteyen Genelkurmay Başkanı Fran- co, isteği reddedilince sağ partilerle darbe amacıyla toplantılar örgütledi. Bunun üzernie ispanya’dan u- zaklaştırıldı. Kanarya Adaları Garnizon Komutanlığına atanan Fran- co, oradan Fas’a geçip Afrika ordularını Cumhuriyetçi Madrid Hükü- meti’ne karşı ayaklandırdı. Cumhuriyet Hükümeti’nin darbe girişimini öğrenmesi nedeniyle, 18 Nisan 1936 tarihi için yapılan tasarı Temmuz’a kaydırıldı. Falanjistlerin 11 Temmuz’ da radyoya el koyması iç savaşı hızla tırmandıran olaylar dizisini başlattı. Ertesi gün Komünist olan Madrit askeri polis teğmeni Castil- lo’nun öldürülmesiyle faşist terör yaygınlaştı. Buna karşılık sol örgütler yığın eylemleri yapıyordu. 17 Temmuz’da Fas’taki İspanyol Ordusu Franco önderliğinde ayaklandı. Madrid’deki askeri garnizonlarda da darbe amacıyla hareketler başlayınca, sendikalar grev ilan etti. Bu arada kimi yörelerde sağ darbeler gerçekleştirildi (Sevilla, Cordoba, Granada, Cadiz). Hükümetin denetimindeki Madrid, Katalonya ve Bask bölgeleri dışında tam bir karışıklık sürüyordu. Halk Cephesi, silah depolarını ele geçiren sağcı askeri garnizonlara karşı 19 Temmuz günü halka silah dağıttı. Ancak faşist Mussolini İtalyası ile Hitler Al- manyası’ndan destek gören Falanjistler Kuzey, Güney ve Batı İspan- ya’yı kanlı çatışmalar pahasına denetimlerine aldılar. 1937’de Guerni- ca kenti ve sivil halk Alman uçaklarınca bombalandı. Mayıs 1937’de Alman savaş gemileri savaşa doğrudan katıldı. Cumhuriyetçiler’e tek etkin destek SSCB’den geliyordu; onu da İtalyanlar deniz yolunu keserek önlemeye çalışıyorlardı. Fransa ve İngiltere gibi ülkeler ise Cumhuriyetçiler’e yardım için sosyalist hedeflerden vazgeçilmesini ve İspanyol Komünist Partisi’nin hükümetten atılmasını önerdiler. Hükümet, Franco’yla uzlaşmaya çalıştıysa da bu olmadı. Avrupa ve Amerika ülkelerinden gelen antifaşist Uluslararası Tugaylar Cumhuriyetçiler safında savaşa katıldı. 1938 yılı içinde Franco güçlü saldırılarla Akdeniz kıyılarına ulaştı. Cumhuri- yetçiler’in elinde bulunan toprakların kuzeyi ile güneyi arasındaki bağı kopardı. Yıl sonuna doğru Kata- lonya’ya saldırdı. 1939 Ocağı’nda Barcelona ve çevresini aldı. 28 aylık bir direnişten sonra Madrid de düştü (28 Mart 1939). Falanjistler
Cumhuriyetçilerin kalesi Barselona sokaklarındaki hafif toplardan biri (solda), vurulan bir yurtsever (ortada) ve Franko (sağda) |
İSPANYA’DA FALANJİSTLERİN ERKE GELİŞİ |
||
1S36 | 16 Şubat 10 Mayıs
17 Temmuz . 1 Ekim 6 Kasım 18 Kasım |
Genel seçimleri Halk Cephesi’nin kazanması Azana’nın Cumhurbaşkanı seçilmesi Askeri darbenin başlaması Franco Başkomutan ve Devlet Başkanı ilan ediliyor
Faşistlerin Madrid’e saldırması ve Cumhuriyet Hukumeti’nin Valencia’ya taşınması Faşist Almanya ve İtalya Falanıist hükümeti resmen tanıyor |
1937 | 6 Şubat
26 Nisan 3 Mayıs 17_ Mayıs 19 Haziran |
İç Savaş kuzey bölgelerde (Jarama) yoğunlaşıyor
Guernica’yı faşistler bombalıyor Barcelona’da çarpışmalar Yeni Halk Cepnesı hükümeti Franco birlikleri Bilbao’yu işgal ediyor |
1S38 | 9 Mart
6 Nisan 24 Temmuz |
Faşistler Aragon’a saldırıo yığın kırımı düzenleniyor
Hükümette değişiklikler Ebro bölgesinde Franco’nun askerleri ile Uluslararası Tugay ‘in da katıldığı antifoşıst güçlerin savaşı |
1939 | 26 Ocak
27 Şubat 5 Mart 7 Mart 28 Mart |
Barcelona düşüyor
Fransa ve İngiltere faşist Franco hukjmetını tanıyor Bölünen Halk Cephesi’nin Negrin Hükümeti ülkeyi terkediyor Madrid’i savunan komünistler ile Franco askerleri savaşıyor Faşistler Madrid’e girip yığın kırımı yapıyor—- |
mir çubuğa da ispanyolet demiri denir