(ar. sübüt’ian işbâl). Tanık ve delil göstererek işin doğrusunu ortaya çıkarma. || Tanıtlama, bir önermenin doğruluğunu ortaya koyan muhakeme. || Esk. Var etme, yaratma. || Tanık, delil. II İspat etmek, kanıt göstererek bir şeyin doğruluğunu ortaya koymak. — Esk. İsbat-ı hüner, maharet gösterme. || isbat-ı vücut, varlığını gösterme. — Huk. Dava konusu hakkın ve buna karşı yapılan savunmanın dayandığı olayların var olup olmadığı hakkında mahkemeye kanaat verilmesi işlemi. (Bk. ansİkl.) || İspat hakkı, hakaret suçlarında başkasına yapılan isnadın ispatı yoluyle cezadan kurtulma imkânının tanındığı durumlarda söz konusu olan hak. (Bk. ansİkl.) || ispat yükü, bir davada çekişmeli olan hususların kimin tarafından ispat edileceği. Bk. ansİkl. — Mant. Bir önermenin doğruluğunu göstermeğe yarayan akılyürütme. Bk. ansİkl. — ansİkl. Huk. Bir davada ispat edilmesi gereken hususlar, taraflar arasında çekişmeli konulardır. Çekişmeli olmayan konuların ispatı gerekli değildir. Aynı şekilde bilinen ve ünlü olan konuların da ispatı gerekmez. Huk. Us. Muhakemeleri kn.nda kural delil serbestîsidir. Yani ispat her türlü delille yapılabilir. Diğer bir deyişle kural olarak şahitle (bk. şahİt) ispat imkânı vardır. Ancak Huk. Us. Muhakemeleri kn. belirli hallerde senetle ispat yükünü getirmiştir (md. 288 v.d.). Aynı kanuna göre 50 lirayı aşan hukukî işlemler istisnalar dışında senetle ispat edilir (md. 288). Bunun gibi bir senedin aksinin de senetle ispatı zorunludur. Bk. senet. • İspat hakkı, genel olarak düşünce, açıklama, tenkit ve basın hürriyetinin sağlanması için kabul edilen bir haktır. Ceza kovuşturmasına uğramak korkusu, kişinin en doğru ve önemli olayları dahi açıklaması imkânlarını sınırlar. Kamu bakımından önemi olan, toplumu yakından ilgilendiren bir olay açıklandığında, bu olaya konu olan kişilerin küçük düşmesi mümkündür ve yapılan açıklama hakaret teşkil edebilir. Bundan ötürü kovuşturmaya uğramak korkusu bu olayı bilenlerin onu açıklamaktan çekinmesine yolaçabilir. Böyle bir sonuç, özellikle basının, tenkitlerde bulunma hakkını sınırlar, özellikle kamu görevindeki kişilerin tenkit edilmesi, bunlarla ilgili olaylarm açıklanması basının hakkı ve görevidir. Böyle bir tenkit ve açıklama hakkının tanınması kamu hizmetlerinin daha dikkatle görülmesini sağlar. Bu sebeple, belirli isnatlarda bulunan kimselere, belirli hallerde bu isnatlarının doğruluğunu ispat ederek cezadan kurtulma imkânı tanınmıştır. 1961 Anayasası «basın hürriyetlerinin olduğu gibi dürüst bir idarenin de şartı» olarak kabul ettiği ispat hakkını teminat altına almıştır. Anayasa ispat hakkını «hakların korunması ile ilgili hükümler» arasında düzenler. Buna göre, «kamu görev ve hizmetinde bulunanlara karşı, bu görev ve hizmetin yerine getirilmesi ile ilgili olarak yapılan isnatlardan dolayı açılan hakaret davalarında, sanık isnadın doğruluğunu ispat hakkına sahiptir. Bunun dışındaki hallerde ispat isteminin kabulü, ancak isnat olunan fiilin doğru olup olmadığının anlaşılmasında kamu yararı bulunmasına veya şikâyetçinin ispata razı olmasına bağlıdır». Türk Ceza kanunu, Anayasanın belirttiği haller dışında «ispat olunan fiilden dolayı tecavüz olunan kişi hakkında kovuşturma icrasına başlamış olduğu» hallerde de ispat hakkını kabul etmiştir. Bu hallerin dışında yapılan isnadın hakkı yoktur. • İspat yiikii. ispat yükündeki genel kural, her iki tarafın da iddialarını ispat etmeleridir (Med. kn. md. 6). Buna göre, ispat yükü, öncelikle davacıya düşmektedir. O davasını, dayandırdığı hususları ispat edecektir. Davacı bunları ispat ederse, bu sefer de davalı, savunmasını dayandırdığı hususları ispat borcu altına girer. Ancak bu kuralın istisnaları vardır, önce ispat yükü, normal durumun aksini iddia edene düşer. Meselâ taraflardan biri karz’a dayanarak dava açar ve karşı taraf da bunun bağışlama olduğunu iddia ederse, ispat yükü, bu işlemin bağışlama olduğunu iddia eden taraftadır. Bazı hallerde ise bizzat kanun, ispat yüküne yer değiştirtir (Borçlar kn. md. 55, 56 ve 96). Son olarak, bir karinenin söz konusu olduğu hallerde de ispat yükü, karinenin aksini iddia edendedir. Meselâ, iyiniyetin aksini iddia eden kötü niyeti ispat eder. Zira o, iyiniyet karinesinin aksini iddia etmektedir. Bk. İyİn İyet. — Mant. Aristoteles, ispatı «bilimsel tasım» diye adlandırır. Bu tasım, bilimi ve bilgiyi ortaya koyar. Buna «zorunlu tasım» da der. ispat, bir önermenin doğruluğunu, bir başka önermenin zorunlu sonucu olduğunu veya daha önce kabul edilmiş bir önermeler topluluğunun zorunlu sonucu olduğunu göstererek kanıtlamaktır. Bunun için tanımlardan, aksiyomlardan ve postülatlardan hareket edilerek akılyürütme yolu kullanılır, ispat bir çözümleme (çıkımlı ispat) veya bir bireşim (inimli ispat) biçimi alır. Abese indirgeme yoluyle ispat, kabul edilmediği takdirde ortaya saçma bir durumun çıkacağı gösterilerek bir hakikatin ispat edilmesidir. Bu ancak başka ispat yolu kalmadığı zaman yapılmalıdır. ♦ ispatlı sıf. ispat edilmiş veya ispat imkânı bulunan. — dey. ispatlı şahitli, k anıtı ve tanığı olan, doğruluğu ispatlanan,
İSPAT veya İSBAT
09
Eki