Genel

İsrail’de Pişmanlık Naraları Yükseliyor

Türkiye’nin yaptırımları İsrail’de derin bir endişeye neden olmuş durumda. Kararlılığı gören İsrail, şimdi ‘eskisi gibi nasıl oluruz’un derdinde. Türkiye muhalifleri bile çark etti.

Zeynep Tuğrul’un haberi

Türkiye, yaptırımlarını İsrail Büyükelçi Müsteşarına sözlü olarak da tebliğ etti. İsrail’den ise, ‘hata yaptık’ sesleri yükseliyor. Merkez Bankası Başkanı Fischer, “İlişkilerin kesilmesi İsrail’e pahalıya patlar” dedi.

İsrail’in Ankara Büyükelçiği Müsteşarı Ella Aphek, Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak Türkiye’nin İsrail ile ilgili kararları kendisine sözlü olarak tebliğ edildi. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, BM’nin Mavi Marmara saldırısına ilişkin Palmer Raporu’nun basına sızmasının ardından yaptığı açıklamada, Türk-İsrail diplomatik ilişkilerinin ikinci katip düzeyine indirileceğini ve iki ülke arasındaki askeri anlaşmaların tümünün askıya alındığını kaydetmişti. Türkiye ayrıca, Doğu Akdeniz’de seyrüsefer serbestisi için gerekli gördüğü her türlü önlemi alacağını ve İsrail’in Gazze’ye uyguladığı ablukayı tanımadığını duyurmuştu. İsrail’e karşı uluslararası hukuk savaşı başlatan Türkiye, sadece Gazze Ablukası’nı kaldırmakla yetinmeyip, Filistin’in uluslararası arenada devlet olarak da tanınması için harekete geçme kararı da aldı. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile Filistin Özel Temsilcisi Nebil Şaad, dün Ankara’da, İsrail’e karşı verilecek siyasi, diplomatik ve hukuksal adımları belirledi. Buna göre “siyasi adım”, Filistin’in devlet olarak tanınması; “diplomatik adım”, BM’den, Filistin Devleti’nin sularında, İsrail’in söz sahibi olamayacağı, dolasıyla Gazze ablukasının yasadışı olduğu yönünde karar tasarısının çıkarılması; “hukuksal adım” ise, İsrail’in hukuksuz politikalarına Lahey Adalet Divanı’nda son noktayı koymak olarak belirlendi.

STANLEY FİSCHER

İlişkilerin kesilmesinin maliyeti çok ağır olur

İsrail Merkez Bankası Başkanı Stanley Fischer, Türkiye’yle ticari ilişkilerin kesilmesinin İsrail’e pahalıya patlayacağı uyarısı yaptı. Tel Aviv’de düzenlenen Bölgesel Ekonomik İşbirliği Konferansı’nda konuşan Fisher, İsrail ekonomisinin boyutlarını çok aşan Türk ekonomisinin son derece hızlı şekilde büyüdüğüne dikkat çekti. Fisher, “Avrupa eğitimli işgücüne sahipler. Türkiye bölgede çok büyük bir pazar ve önemli bir ihracatçı ülke olacak. Türkiye ile ticari ilişkilerin bulunmamasının sonuçları bize pahalıya mal olur” diye konuştu. 1994-2001 döneminde IMF Başkan Yardımcılığı yapan Fischer, 1999’da Ecevit Hükümeti’nin IMF’yle yaptığı stand-by anlaşması sonrasında Türkiye’yi 2001 krizine sürükleyen programı hazırlamıştı. Fischer, yaşı nedeniyle IMF Başkanı olamamıştı.

EKONOMİK VERİLER

6’ncı en büyük ihracat pazarını kaybedecekler

İsrail ve Türkiye arasındaki ticaret hacminin bu yıl sonunda 4 milyar dolara ulaşması bekleniyordu. Yılın ilk yarısına bakıldığında, Türkiye’nin İsrail’e ihracatı yüzde 20 artışla 1.2 milyar dolar olarak gerçekleşti. İsrail’in yılın ilk 6 ayında Türkiye’ye gerçekleştirdiği ihracat yüzde 40 artışla 650 milyon dolarda kaldı. İsrail, Türkiye’nin 17’nci en büyük ihracat pazarıyken, Türkiye’nin yeri İsrail için çok daha önemli. Türkiye, İsrail’in en büyük 6’ncı ihracat pazarı konumunda bulunuyor. Palmer raporunun Türkiye’nin beklentilerini karşılamaması ve askeri anlaşmaların tümünü askıya alınmasının ardından zaten ekonomik bir kriz yaşayan İsrail’de halkın kötü gidişe karşı sesini daha da yükseltmesinden korkuluyor. Son gerçekleşen eylemler de bu ihtimali güçlendiriyor.

Uriel lynn

Ekonomimiz çöker işçilerimiz işsiz kalır

İsrail Ticaret Odaları Başkanı Uriel Lynn, Ankara ile krizin İsrail endüstrisinde ağır zarara yol açabileceğini söyleyerek, yüzlerce işçinin işsiz kalmasına neden olabileceği konusunda uyardı. Yedioth Ahronot’a göre, Uriel Lynn,  İsrail’in önemli bir ticaret ortağını kaybedebileceği ve Türkiye için ihracat ürünleri üreten fabrikalardan yüzlerce işçinin işten çıkarılmasına neden olabileceğini söyledi.  Uriel Lynn, “Eğer Türk yetkililer İsrail ile ticaret ilişkilerini koparmaya karar verirse, mükemmel ve önemli bir ortağımızı kaybederiz. Şu ana kadar krize rağmen iki ülke arasındaki ticaret ilişkileri zarar görmedi” dedi.  ICIC CEO’su David Milgrom’ın ise, Türkiye’nin İsrail ile ticari ilişkileri kesme kararının borçların ödenmemesine neden olabileceği konusunda uyardığı kaydedildi.

EHUD OLMERT

Türkiye düşman değil hükümet krizi çözmeli

İsrail’in eski Başbakanı Ehud Olmert, “Türkiye, İsrail’in düşmanı değil” diyerek, İsrail hükümetini Türkiye ile diplomatik krizi çözmeye çağırdı. İsrail radyosunun haberine göre Olmert, önceki gece düzenlenen bir konferansta, “Türkiye ile ilişkilerimizi iyileştirmek mümkün ve bu İsrail’in milli çıkarınadır. Bu yüzden bunu yapmak zorundayız” diye konuştu. Türkiye’nin uygulamaya koyduğu ve koyacağını bildirdiği yaptırımlarla ilgili açıklamalarının ardından, İsrail’in buna itidalli bir şekilde cevap vermesinin kendisini memnun ettiğini söyleyen Olmert, “Ben Türkiye’deki liderleri şahsen tanıyorum. Türkiye, İsrail’in düşmanı değil, İsrail de Türkiye’nin düşmanı değil. Türkiye, geçmişte çıkarlarımız için çok önemli temaslar için bir köprü olmuştur ve ileride de böyle olabilir” dedi.

AVİDAN KAYNAR

Önemli çaba sarfettik etmeyi sürdüreceğiz

İsrail’in İstanbul Başkonsolos Yardımcısı Ohad Avidan Kaynar imzasıyla medyaya dağıtılan metinde de, BM’nin Mavi Marmara raporu değerlendirilirken şu ifadeler kullanıldı: “Türkiye ile ilişkiler İsrail için çok önemli olmuştur ve hala da önemlidir. İsrail, filo olayını geride bırakmak ve ilişkileri iyileştirmek için çift taraflı bir uzlaşmaya varmak amacıyla önemli çabalar sarf etmiştir. İsrail can kayıpları nedeniyle üzgün.” İsrail’deki Türkiye kökenli Yahudilerin çatı örgütü Türkiyeliler Birliği tarafından yapılan yazılı açıklamada ise, “Yakın ilişkilerin politik bir anlaşmazlık sonucunda kötü bir darbe almasından son derece üzüntü duyuyoruz. İki halk arasındaki dostluk, karşılıklı sevgi ve saygının politik anlaşmazlıklardan üstün olduğu inancımızı yitirmedik” denildi.

İSRAİL YÖNETİMİ

Erdoğan’ın Gazze’ye gelmesi hata olacaktır

BAŞBAKAN Recep Tayyip Erdoğan, Eylül ayında Hamas’ın kontrolündeki Gazze Şeridi’ni ziyaret etme ihtimali İsrail’de de yakından takip ediliyor. İsrail’in 2. Kanalı, üst düzey bir İsrailli yetkilinin, Gazze ziyaretinin Ankara için stratejik bir hata olacağını, ABD-Türkiye ilişkilerinin bu nedenle bozulabileceğini söylediğini aktardı. Yetkili, Filistin Devlet Başkanı Mahmud Abbas’ın elinin de bu ziyaret sebebiyle zayıflayacağını öne sürdü. Başbakan Erdoğan’ın 12 Eylül’deki Mısır ziyaretinin ardından Gazze’ye geçebileceği belirtiliyor. Dışişlerinden yetkililer, Tayyip Erdoğan’ın 12 Eylül’de Mısır’a gitmesinin beklendiğini söylediler. Erdoğan’ın Mısır ziyaretine başka bir lokasyon daha ekleyebileceği belirtilirken, bunun Gazze olup olmayacağı ise henüz netlik kazanmış değil.

EKONOMİK YAPTIRIM YOK
İsrail ekonomik kriz nedeniyle en büyük protesto gösterileriyle karşı karşıya. Önceki gün 450 bin kişinin katıldığı eylemde ‘Netanyahu istifa’ sesleri yükselmişti. İsrail halkına iyi haber Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan’dan geldi. Çağlayan, “9 insanın öldürülmesini kimse açıklayamaz. Türkiye’nin beklediği özür dilenmesidir. İsrail’le olan ticaret devam ediyor. İsrail halkının bu konularla dahli yok. Sorun hükümette” dedi. (star)


İSRAİL İÇİN GÜVENLİK ZAAFİYETİ

İsrail’de sağ yelpazenin gazetesi olarak bilinen ve İsrail’in Türkiye’den özür dilememesini çok ateşli bir şekilde savunan Jerusalem Post gazetesi, dün Türkiye ile ilişkilerde gelinen noktanın İsrail için güvenlik zaafiyeti yaratacağını yazdı.

Türkiye’nin 3 kritik olayda kendilerine çok yardım ettiğini aktaran gazete “Türkiye bizim için sadece deniz ve hava sahasında askerlerimizi eğittiğimiz bir ülke değil, terörle savaşta çok önemli bir partner” diyerek bunları şöyle sıraladı:

1- 2008 yılında İsrailli ajanlar tarafından öldürülen Hizbullah lideri İmad Mugniye’nin intikamını almak isteyen Lübnan merkezli örgüt Türkiye’de bir eylem hazırlığı yaptı. Yerden fırlatılacak bir roketle bir İsrail yolcu uçağının düşürülmesi hedefleniyordu. Türk polisi, bu planı bertaraf etti.

2- 2007 yılında İran’dan Suriye’ye demiryolu aracılığıyla gönderilen 300 roket Türkiye tarafından ele geçirildi. Ayrıca Türkler, yine İran tarafından Hizbullah’a gönderilen silah dolusu uçağı da indirip mühimmata el koydu.

3- 2007 yılında İsrail jetleri Türk Hava Sahası’nı da kullanarak Suriye’nin tüm dünyadan gizlediği bir nükleer tesisi vurdu. Operasyon sonrası Suriye lideri Beşar Esad’a, “Sakın karşılık verme” uyarısı Başbakan Erdoğan aracılığıyla yapıldı. Gazete, bu örnekleri verdikten sonra şöyle devam etti: Kısacası sadece askeri ve dplomatik bir müttefiki değil terörle savaşta bir partnerimizi de kaybediyor olabiliriz. Türkiye ile ilişkiler bu haldeyken elimizde güvenliğimize yönelik bir tehditle ilgili istihbaratı kime verip engellenmesini talep edebileceğiz? (Vatan)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir