İŞRAKİYYUN, İslâm’da felsefede bireysel sezgiyle aydınlanmaya dayalı dinsel – mistik öğreti; ışıkçılık da denir. Kurucusu Şehabettin Süh- reverdi’dir (1153-1191). Sühreverdi, ışık düşüncesinde Platon ile tasavvufu birleştirir, işrakiyyun’a göre felsefe bir sezgi (ilham, vahy, hads) işidir, insan anlamlar alemine aklıyla ulaşamaz; özvarlığını (nefs) e- ğiterek, yavaş yavaş ve basamak basamak ışığa doğru yükselir, insan sezgi yoluna girince gitgide güçlenir; her basamağın aydınlığı insanı bir yukardaki basamağın aydınlığına çeker. Böylelikle Işıklar Işığı’nın (Nûr-ül Envar – Tanrı) her anlamı kapsayan büvük aydınlığına ulaşılır. Sühreverdi El heyökilün – nûr (Işık Heykelleri) adlı yapjtında buna ulaşma yollarını gösterir, iş- rakiyyun XIII. yy’da yaşamış olan Şemsüddin Şehrizori, ibni Kemmu- ne, Kutbüddin Şirazi gibi felsefecilerle sürdürüldü ve daha sonra bir tarikat olarak örgütlendi, özellikle İran’da günümüzde de bu tarikat varlığını sürdürmektedir, Işrakiy- yun’un Şeyh-ül işrâk kabul edilen Sühreverdi’den sonra en ünlü temsilcisi ibni Tufeyl’d’ır. (Bk. İSLÂM’ DA FELSEFE)
ayrılabilir. Açık işsizlik de kendi
içinde
lındı. iştar, Temmuz’un (Adonis) karısı ya da sevgilisiydi. Sümer, Ba- bil, Fenike, Kıbrıs ve Yunan söylencelerinde en belirgin niteliği dişilik ve aşkı simgeleyişidir. Gılgamış’a aşık olur ve yüz bulamayınca Aphrodite gibi acımasızca öç alır. Asur- lar onu savaş tanrısı olarak yüceltirdi. Akadlar S/n’in (Ay) kızı, Şa- maş’m (Güneş) ikizi sayardı. Aphrodite tapımındaki cinsellik ve aşk törenlerine benzer gösterilerle anılırdı. Museviliğin en büyük rakibi sayılan İştar kültü’yle Yahudi peygamberler yıllarca savaştı, iştar Anadolu’ya geçerken bereketi, doğurganlığı ve anaç nitelikleri öne çıktı.