İSTİHDAM, hizmete koşma, hizmette kullanma, çalıştırma da denir. İş- sizlik’in karşıtıdır. Ekonomide çalışmak isteyen herkese yürürlükteki ücret düzeyinde iş sağlanması durumuna tam istihdam denir. Bir ülkedeki insangücü tam olarak işe ko- şulamıyorsa, yani işsizlik varsa e- konomide eksik istihdamdan söz edilir. Belirli bir tarihte istihdam e-
YURTICH SİVİL İSTİHDAMIN SEKTÖREL DAĞILIMI |
|||
(15+Yaş. Kadın – Erkek, bin kişi) |
|||
rsso |
1981 |
1982 | |
Tarım
(gizli işsizlik dahil) |
9 520 |
9 512 |
9 482 |
Sanayi |
1 771 |
1 822 |
1 851 |
İnşaat |
581 |
582 |
584 |
Ticaret |
628 |
656 |
672 |
Ulaştırma |
480 |
491 |
497 |
Hizmetler |
1 979 |
2 032 |
2 098 |
Bilinmeyen |
273 |
273 |
273 |
Toplam |
15 232 |
15 368 |
15 457 |
Kavnnk DPT |
dilenlerin toplamına istihdam hacmi adı verilir. İstihdam edilenlerin toplam işgücü arzına oranı ise istihdam oranı olarak adlandırılır. ■Klasik iktisatçılar (A. Smith vb) e- konomik yaşamın kendi bünyesinde tam istihdamı kendiliğinden sağlayan bir mekanizmanın varolduğunu kabul ederlerdi. Ne ki özellikle 1929 Konjonktürel Bunalımı sırasında ve sonrasında işsizliğin korkunç boyutlar alması bu görüşlerin gözden geçirilmesine yol açtı. Nitekim 1836’da yayımladığı İstihdam Faiz ve Para Hakkında Genel Teori adlı eseriyle Keynes, ekonominin tam istihdamın altında da dengelenebileceğini ortaya koydu. Tam istihdamın sağlanması yönünde ekonomide devletin etkin bir rol oynaması gerektiğini savundu. Marksçı iktisat öğretisine göre ise kapitalizm koşullarında tam istihdamın sağlanması olsa olsa rastlantısal bir durumdur; asıl olan süreğen bir yedek işsizler ordusunun varlığıdır