İzmir Büyükşehir Belediyesi ne bağlı İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresinin (İZSU) 2002’de yayımladığı İzmir’de Su ve Kanalizasyon isimli kitapta, çevre sorunlarının çözümünde temel olarak “bir çevre sorununu çö-zerken, başka bir yerde çevre sorunu yaratmamak” ilkesinin kabul edildiği bildiriliyor. İlk anda olumlu gözüken bu uygulama, Gediz Deltasının sonunu hazırlıyor.
Çiğli’deki tesis, deltanın güneyindeki tuzlu düzlüklerin ortasına konduruldu. Güven Eken, 1997 yılında hazırladığı “Gediz Deltasının Kuş Türleri Açısından Önemi ve Çevre Koruma ile İlgili Sorunlar’ başlıklı incelemesinde, arıtma tesisinin yapılacağı bölgeyi, su kuşları için uluslararası kriterlere uyan çok önemli bir üreme, kışlama ve konaklama alanı olarak tanımlamıştı. Arıtma tesisinin bu alana yapılmasının ekolojik sakıncalarının belirtilmesine rağmen bu yıllarda İzmir, ne bu tezleri savunacak ekolojik temeli güçlü gruplara, ne dc bu konuda kaygı duyan yerel yöneticilere sahip.
30 hektarlık bir alanda inşa edilen arıtma tesisi, ön arıtma yapıları, 12 adet ön çökeltme, 6 adet bivofosfor, 12 adet havalandırma ve 12 adet son çökeltme tankı, arıtılmış su deşarj hattı, çamur tasfiye ve susuzlaştırma sistemi ve servis binalarından oluşuyor. Atıkların biyolojik arıtma yapan tesiste işlem görmesiyle son çökeltim havuzlarından çıkan su, 2.5 kilometrelik açık bir kanalla körfeze veriliyor. Arıtma sonucu ortaya çıkan atık çamur ise yeni bir felaketin habercisi.
Belediye tesis için Gediz Deltasının güneyindeki 2 b:n 200 hektarlık tuzlu düzlüğü kamulaştırıldı. Kışın -. •. V \'”:de sular altmda kalan ve su seviyesine bağlı
olarak değişken sayıda adacığa sahip olan bu sumru, küçük sumru, karagagalı sumru, Akdeniz tısı, gümüş maıtı, akça cılıbıt, bataklıkkırlangıcı göz, poyrazkuşu ve angıt ürediğini, Güven Eke“ tarihli çalışmasında belirtmişti. Bu türlerin yz~ nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya olan kan da arıtma tesisi için ayrılan alanı düzeni kullanmaktaydı. Üstelik sayıları, Önemli (ÖKA) ve Ramsar kriterlerinin çok üzerindeydi 2000 yılında hizmete giren tesis, günde K … ı çamur ortaya çıkarıyor. Aktif çamur olarak ac__ lan bu atık, 2000 yılından 2002’nin ilk ayların delta dışındaki katı atık deponi alanına taş:rv\ . cak her nedense bu tarihten itibaren, aktif çam.n nın tuz düzlüklerinde depolanmaya başland:. getirilen 600 ton çamur, ekolojik yönden çok ¿n;r yo top (yaşam alanı) olan tuzlu düzlükleri f
Arıtma tesisinin bulunduğu 30 hektar * 1999’dan beri birinci derece doğal si t alanı n ye tarafından kamulaştırılan 2 bin 200 hektanii _ ise lamam) birinci derece doğal si t alanı ve K— kanlığının koruması altmda. Yine bu alanın jnr-bölümü kısaca “Ramsar Anlaşması” olarak “Özellikle Su Kuşları Yaşama Ortamı Olarak rası Öneme Sahip Sulak Alanlar Hakkında S n., kapsamında Çevre Bakanlığı’nca koruma aJi.nn ı Kamulaştırılan alanın korunma gerekliliği sınırlı değil. Burada, “Bern Sözleşmesi” olarak r “Avrupa’nın Yaban Hayatı ve Yaşama Ortama ‘
Arıtma işlemiyle, arıtma sonrasında elde edilen çamurun deltada depolanması karıştırılmaması gereken iki konu. Karşı olduğumuz şey tesisin çalışması değil, atık çamurun deltada biriktirilmesi. Koruma kumlunun verdiği izin sadece tesisin, çalışmasını öngörüyor. Çamurun, kuşlar için hayati önem taşıyan düzlüklere depolanarak, sulak alan ekosisteminin yok edilmesi ise Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Yasası na aykırı.
Çamur depolanan zemin kayalarla sağlamlaştırılıp, jcotekst.il ile kaplanarak sızdırmaz hale getiriliyor. İL-SU yetkililerinin, çamurun zararlı maddeler içermediğini söylemesi bu aşamada hiçbir önem taşımıyor. Söz konusu, nesli tükenmekte olan kuşların yaşam ve üreme alanlarım geri dönülmez biçimde tahrip edilmesi.
•
IZSU, deltayı çamur deposuna dönüştürmekle yetinmeyip, yine Kültür ve Tabiat Varlı kİ arı m Koruma Yasasını ihlal ederek izinsiz ağaçlandırma yapıyor. Bu girişimin tek amacı sulak alanı kurutmak! Kamulaştırma alanının kuzeybatısında oluşturulan sıtma ağacı {Eıtcalyplus ssp.) korusu, tür çeşitliliğini azalttı ve koruma altındaki türler üreme alanlarını kaybetti.
Ege Kuş Gözlem Topluluğu bu durumu, henüz çalışma sonlanmadan İZ SU Genel Müdürlüğü Arıtma Tesisi Daire Başkanlığına, İzmir Büvükşehir Belediyesi ne, İzmir Çevre İl Müdürlüğü nc yazılı olarak bildirdi ve çamur depolanmasının durdurulmasını istedi. Konu belediyenin genel sekreterliğine de sözlü olarak iletildi ancak başvurulara hiçbir yanıt alınamadı. Topluluk üyeleri, son çare olarak Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulundu ve dava açma hazırlığına girdi.
Mücadclc sadece umursamazlığa değil, zamana da karşı. Birkaç ay önce kendilerine has yürüyüşleriyle gezinen akça cılıbıtların ayak izlerini, artık binlerce ton çamur örtüyor. Kim bilir kaç yavru, kaç yuva kaldı o çamurların altında? Kuşların süslediği o dingin alan, o dünya cenneti, gaz maskesiz girilemeyecek bir cehenneme dönüşüyor günden güne. İş makineleri çalışıyor, kuşların yerini çamur yığınları alıyor. Proje için çalıştığımız bölgeye en son geçen ay gittim. Yığının hemen yakınında, belki de şu anda çamur altında kalmış bir yerde tepeli pelikanlar ve kara leylekler vardı. İç parçalayıcı bir görüntüydü.
Kent uygun adımlarla yürüyüşe devam edecek, sıra sıra bloklar yükselecek kazıklar üzerinde. Kamyonlar durup dinlenmeden dolgu malzemesi taşıyacak, kuş yavrularına, yuvaları üzerinde çığlıklar atarak uçuşan uzun-bacaklara aldırmadan. Kanat seslerinin beslediği gök, kesil bir mazot kokusuyla yetinecek.
Bu yazıyı bitirmek üzere olduğum akşam, topluluk üyelerinden Ortaç Onmuş geldi; kireç gibi yüzü ve endişeli bakışlarıyla. Dizlerine kadar battığı, kesif bir asit kokusunun sardığı, bir kuş cennetinden ziyade, açık bir laboraluvara benzettiği çamur denizinden geliyordu. Söyleyecek fazla bir şey yoktu. Çamur, kaya dolgular, çamur vc yine çamur…
Alandaki son sazlıkların kalıntılarından, kısa bir süre sonra çamurun yutacağı bir yerde gördüğü 200’den fazla angıttan, hemen önünden fırlayarak yığıntının arasında kaçacak yer arayan iri bir tavşandan, arıtma tesisinin suyu denize verilmeden önce kişi başına günde 20 kilogram midye çıkaran, şimdi ise hiçbir şey kalmadığını söyleyen midye toplayıcılarından bahsetti. Ah Gediz Dehası, nedir senin bu çilen? Arıtılan sadece körfezin suları değil, insanlığından arman insanoğlu