KADINLAR VE SİGARA
Dr. Yaman ÖRS
■yi e redeyse hangi konuda olursa olsun, çağımızda kadını ■ ^1 erkekten ayrı düşünmek, ayrı olarak ele almak doğru olabilir mi? Çağdaş değerleri benimsemiş bir okuyucunun, yazının başlığına duyabileceği bir tepki, böyle bir sorunun ışığında doğal karşılanabilir.
Ancak burada, “ilke olarak” ya da “ilk bakışta” gibi bir ekleme yapmamız gerekebilir. Okumasını sürdürüp yazının sonuna gelecek okuyucu, başlangıçtaki değerlendirmesini belki de değiştirecektir.
Tıp kaynaklarını yakından izleyen hekimlerin, konuyla ilgilenen genel okuyucuların çok iyi bilecekleri gibi, yakın zamanlara dek birer erkek hastalığı olarak tanımlanan birçok durumun, birtakım etkenlerin bir araya gelmesiyle kadınlarda da eşit ya da en azından önemli bir sıklıkta görülebileceği anlaşılmıştır. Bunların başında çeşitli kalp-damar hastalıklarıyla değişik organların kötücül (malin) tümörlerinin, bu arada akciğer kanserinin geldiği söylenebilir. Bu hastalıkların ortaya çıkmasında payı bulunan etkenler arasında ise çalışma yaşamının ve günlük yaşamın getirdiği “stresler”, çalışan kadının artan yük ve sorumlulukları, kadınların davranışlar konusunda ve toplum yaşamında erkeklerden geride kalmama çabalan, alkol, tütün kullanımı gibi alışkanlıkların onların arasında da yaygınlaşması gibi değişik ama genelde birbiriyle bağlantılı nedenler vardır.
Sigara içimi ile ilgili sağlık sorunlarının bir bölümü, özellikle kadınlar söz konusu olduğunda, ayrıca estetik açısından da düşünülebilir: Kalınlaşan-çatallaşan bir ses, kirli sarı bir cilt rengi, kişinin çevresine yaydığı kötü bir koku… Ancak bu ve benzeri noktaların ötesinde, bir kadın büyük olasılıkla bir annedir, yakın gelecekte anne olacaktır, ya da ilke olarak anne adayıdır; topluma yeni girecek bireyle biyolojik, ruhsal, eğitsel en yakın ilişkide bulunacak kişidir. Belki en başta annelik özelliğinin uzantıları olarak, genellikle yaşamımızda iki cinsten daha düşünceli, daha yardımsever, daha insancıl, daha çok sorumluluk duygusu olanıdır (annelik işlevinin yanında kardeş, eş, arkadaş, öğretmen, hemşire vb. olarak).
Bütün bu “roller”, kadınların sigara alışkanlığına tutulmalarına engel oluşturmuyor; çağımızda, yukarıda değindiğim değişmelerle birlikte, eskisine oranla çok daha ileri sayı-
da kadının tütün kullandığını biliyoruz. Toplumsal (belki ayrıca başka) nedenlerle, kullanıma başlama çağı kadınlarda çocukluk yaşlarına pek inmiyor olabilir; ancak “kişilik arayışı” ve başka ruhsai etkenlerin etkisiyle belki onlann da çoğu için genç yetişkinliğe uzanıyor olmalı. Sigara içiminin insana “kişiliğini buldurmadığı” ise, özellikle yaşı ilerlemiş içicilerce yakından biliniyor olsa gerek; benzeri bütün mantıkdışı (irrasyonel) açıklamalarda olduğu gibi.
Tütün alışkanlığından çok büyük paralar kazanan uluslararası büyük ortaklıklar, insanların mantıkdışı yanma yönelmeyi kuşkusuz iyi bilmekte, bu arada kadınlara yönelik “tanıtma” etkinliklerinde de bunu yeterince değerlendirmektedirler. Onlar yalnız sigaranın değil, tütün sanayinin sigara, puro gibi öteki ürünlerinden de kadına “yakışır” biçimde geliştirdiklerini bol bol sunmaktadırlar.
Tütün kullanımından çıkarı olanların “tanıtım” konusundaki çalışmalarının yalnız yetişkinlere yönelik olduğu söylenemez. Ömeğin küçük “şık” defterlerin dış yüzlerine ünlü sigara “markalarının” bilinen resimlerinin konması, öğrencilik yaşındaki küçük cocukiarı “yakalamaktan” başka ne gibi bir amaç güdebilir! Bütün bunları bilmek ve konuyla ilgili olarak bilinçlenmek ise, en başta annelerle öğretmenlere düşüyor olmalı.
Burada, çocuk hekimlerinin çoğunun kadın olduğunu anımsatmadan edemeyeceğim. Ancak, annelere, nikotinin, sütle emzirdikleri yavruya geçtiğini, sigara|içiyorlarsaigebelik sırasında daha büyük olasılıkla düşük yapabileceklerini, doğacak bebeğin boy ve ağırlığının önemli ölçüde az olabileceğini, genel olarak da doğurma sıklığıyla adetten kesilme yaşının düşeceğini anlatmanın tüm hekimlerin sorumluluğunda bulunduğu açık olmalı. Acaba hem kadın hem hekim olanlarımız bu konuda ne düşünüyorlar?
Gazetelerden öğrendiğimize göre, ülkemizde bir firma, ürünlerinin satış görevlisi olarak kendilerinde doğa sevgisi ve çocuk seugisi bulunan, ayrıca sigara içmeyen bayanlar aramaktadır. İlginç değil mi? ■
Bu yazı “Türk Tabipleri Birliği Haber Bülteni’ ‘nirı Ekim 1985 sayısından alınmıştır.
ARALIK 1985
II
BİLİM
COCUK
Af
ve SPOR
Yetenek Seçimi ve Yönlendirme
Caner AÇIKADA – Dr. Emin ERGEN
Uluslararası spor başarıları, ülkelerin kendilerini tanıtmaları, prestij kazanmaları; gerek politik, gerekse ekonomik açıdan olumlu yönlerde gelişmelerin sağlanabildiği bir alan olmaktadır. Bunun önemini erken anlamış birçok ülke, spora çok geniş tabanlı olarak yatırım yapmış ve bugün bunun sonuçlarını uluslararası basanlarıyla almaya başlamışlardır. Bu başanlarında en büyük etken; alt yapı tesis, çalıştırıcı ve teknolojileriyle, çocukları en uygun olduklan yaşlarda yetenekli olabilecekleri sporlar için seçmek ve yönlendirmek konusunda oldukça titiz ve sistemli çalışmalarıdır. Hırata; Olimpiyat sporcuları üzerinde yaptığı araştırmalarını takiben “En yetenekli gençlerini bulup sporda yönlendiremeyen ülkeler, uluslararası başarıdan her zaman yoksun olacaklardır” derken; gerçekte, tesis ve çalıştırıcının olması, başarıyı getirmede yeterli olmadığı, bunun için en yetenekli sporcuyu seçmek için bir sistemin gerektiğini de vurgulamış olmaktaydı.
Ülkemizde de uluslararası başarı, günümüz spor çevrelerinde çok sık konuşulan ve çözümler aranan konuların başında gelmektedir. Başarısızlıklarda hemen değişik başarılı olma yollan aranmaktadır. Bunlardan birisi; daha az sayıda ve Türk insanına uyan spor dallarına yatırım yapmak gibi düşüncelerden, ülkemizin değişik yörelerindeki insanların hangi sporlara yatkın olduklarını belirlemek ve buna göre yatırım yapmağa kadar gitmektedir. Yine bu amaçlı olarak “spor liseleri” ve.değişik federasyonların okul çalışmaları, çözüm aranan çalışmalardır. Bu yazımızda amaç; yeteneğin belirlenmesi ve yönlendirilebilmesinde yapılan çalışmalara genel bir bakış yapmak ve bu gibi’çalışmalara yön vermede yardımcı olmaktır.
Günümüzde bu çalışmayı en detaylı ve kapsamlı olarak yürüten ülkelerin ortaklaşa ele aldıkları yönleri inceleyecek olursak; genel olarak sistem; önce yeteneğin belirlenmesi gereken spor dalında çok büyük sayıda, ülke ve dünya sporcu-lannın istatistikse! bilgilerini toplamakla başlar. Bu bilgiler değişik yaşta, yetenek denilen çocuk ve gençlerin yapmış ol-
‘Gazl Üniversitesi Beden Eğitimi ve Spor Bölümü
* * Ege ■ Üniversitesi Spor Hekimliği Bölümü
—
———————————V =
dukları performansları, performansın gelişim oranlannı v morfolojik yapıları gibi bilgileri içerir. Böylece, çocuğun yolojik yaşı ve yaşa göre yaptığı performansı planlayıcılar rafından, yetenek kabul edilen çocuğun özellikleri belirle miş olur. Bu anlamda dikkate alınan bilgiler şunlardır;
• Antropometrik ölçümler (boy,kilo, kol genişliği vb.)
• Genel performans özellikleri (sürat, kuvvet, güç, d yanıklılık, esneklik koordinasyon).
• Söz konusu spor dalında performans düzeyi (yüz sprint, atma, vb.).
• Söz konusu spor dalına ait özel performans yeten (Örneğin: Atlet olacaksa; 100, 200 m. için süratte de vamlılık – 400, 1500 m. için aerobik/anaerobik daya nıklılık – atlayıcı için güç ve sürat yeteneği gibi)
Söz konusu spor dalı için bu yaklaşımla model meyda çıktıktan sonra, üç büyük basamakla yetenek seçimi 4-5 yı kapsayan bir süre üzerinden yapılmaktadır. Çocuğun ilk çiminin yapılması, söz konusu olan spor dalına bağlıdır. Ta
I, değişik özelliklere sahip bir kısım spor dalının başla yaşlarını vermektedir. Örneğin yüzme, cimnastik, tenis v
Spor Dalı Baklama Hazırlık Özel Çalıj-Döneml Dönemi malar Dönen
Ckmastik, kano tramplen 7 — 12 13—16 17 yaşından Buz pateni vb. Itfcaren
GeneSde çabuk kuvvet İs- 10—12 13 — 17 18 yapndan teyen spor dal- İtibaren
lan Sürat koşuları, hatter. atletlande sıç-ramalar vb.
GeneSde dayar*** İste- 12-15 16 – 18 18 yen spor dala- İtibaren
rı Kürek. tSsfc-let uzun mesafe koMan vb.
GeneMde,
kompleks be- 10—13 14 — 17 18 y aşnea-denl güç öze»- Itfcaren
ğf isteyen spor daları: Mücadele sporları
Yüzme 5-8 9-14 15 .
Itfcarer
12
BİLİM ve
buz pateni için 5-8 uygun başlama yaşlan olurken, boks ve bisiklet için 12-13, halter ve atıcılık gibi spor dallan için 13-14 yaşları uygun olmaktadır.
I. Basamak: Temel seçim adı verilen bu ilk basamakta ilkokullarda, beden eğitimi dersinde, beden eğitimi öğretmenleri tarafından yapılır. Bu yaşta yeteneğin seçimi oldukça kolaydır. Burada yapılan ölçümler şunlardır:
Boy ve kilo, sürat, dayanıklılık, iş kapasitesi, güç, spora özel testler (performans ve etkili teknik düzeyi).
Burada, beden eğitim öğretmeni seçici durumundadır. Onun gözlemci ve araştırıcı yeteneği temel seçim için yeter-
li olmaktadır.
II. Basamak: Bu seçim birincisinden 18 ay kadar sonra yapılır. Burada yapılan ölçümler; birinci basamaktan buraya kadar geçen süre içerisindeki fiziksel yeteneğinde meydana gelen gelişme, spora özel testler, fizik yapının gelişimi, biyolojik yaş, psikolojik davranış gibi özellikler dikkate alınır. Bu yaşlarda çocuk, spor dalının özel gereksinimlerine doğru yönlendirilirken, bu yönlendirme genelde yapılır. Çünkü henüz, hangi spor dalında gerçek yeteneğin olduğu belli değildir. Bu yaşlarda çocuk, birden çok spor dalında yetenek sergileyebilir. Dal Monte’nin Tablo 2’deki sınıflamasında, birçok spor dalının aynıbiyomekanikve fizyolojik özelliği gösterebileceği anlaşılmaktadır. Bu da bir yeteneğin, bir spor dalı yanında, başka spor dallarında da yetenekli olabileceğini gösterir. Bu nedenle, bu yaşlarda çocuk çok yönlü yetiştirilmeli ve çok erken bir spor dalına yönlendirilmemelidir.
Bu devrede, bir kısım çocuklar elenmek durumundadırlar. Ancak bunların yavaş gelişen çocuklar oldukları ihtimalini göz önüne alarak, bir yıl sonra yeniden bir elemeye alınmak üzere, diğer geç gelişenlerle birlikte çalışmaya devam ettirilirler (Şema I). Elemede yetenekli bulunanlar, spor okullarındaki antrenman gruplarına alınırlar.
III. Basamak: Son seçim olan bu eleme, I. basamaktan yaklaşık olarak 4-5 yıl sonra yapılır. Bu spor dalına bağlı olarak değişmekle birlikte, birçok sporlar için yaklaşık olarak 13-14 yaşlannda gerçekleşir. Atletizm açısından bu yaş erkekler için 12-14, kızlar için 11-13 yaşları, değişik branşlara yönlendirme açısından en uygun yaşlardır. Bu bölümde de seçim, istatistiksel olarak hazırlanan kriterlere bağlı olarak şu alanlarda yapılır:
• özel spor dalında ulaşılan düzey
• Özel sporda gelişim oranı.
• Performansda istikrar düzeyi.
• Özel spora yönelik değişik test sonuçları.
• Esikolojik test sonuçlan.
• Antropometrik ölçümler (özel spor için fiziksel uygunluk. Örneğin basketbol liçin uzun boyluluk, disk atma için kol uzunluğu, cimnastik için ufak yapı gibi).
Özel spor dalında ulaşılan standartlar, genellikle çocuğun çalışmasından sorumlu olan antrenörü tarafından sağla-
nır. Seçilen testler ve spora özel yetenekler, sporun gereksinimlerine göre seçilmektedir.
Yeteneğin yönlendirilmesiyle ilgili yapılan çalışmalann sonuçlarına baktığımızda antrenör ve planlayıcılarta ilgili bir kısım sorunların bulunduğunu görmekteyiz. Bu problemlerin en önemlilerinden birisi; gerçek yeteneği, yetenek gibi görünen çocuktan ayırt edebilecek, tatmin edici bilginin yetersizliğidir. Çocuk ve gençler, erken yaşlarda, çok yüksek standartlara ulaşabiliıierJAncak buna rağmen, olgunluk yaşına geldikleri zaman tahmin edilen standartlara ulaşabilecekleri yeteneği gösteremeyebilirler. Bu problem, sporu terk|eden çocuk ve gençlerin sayısı ile kanıtlanmıştır. Yapılan gözlemlere göre, I. basamakta yetenek olarak seçilmiş olan çocukların yandan çoğu, daha sonraları istenilen performansı gösteremedikleri için elenmiş veya sporu bırakmışlardır.
İkinci problem; fiziksel performans göstergelerindeki gelişim oranının yaşlara göre farklı olmasıdır. Belli! yaşlarda gelişim hızı çok yüksek olurken, bir kısım yaşlarda da oldukça yavaş bir artış gösterir. Araştırıcılar, hangi yeteneğin, hangi yaşta geliştiği konusunda tam bir görüş birliği içerisinde değillerdir. Bununla birlikte; sürat ve güç yeteneklerinin 12-15 yaşları arasında, kassal dayanıklılığın 14-17, kuvvetin 13-16 ve dayanıklılığın 12-14 yaşları arasında geliştirildiği kabul edilmektedir.
Üçüncü problem ise; hangi yaşta özel branş antrenmanlarının başlatılması konusunda otoritelerin farklı düşünmeleridir. Çocuk ve gençler, 10-12 yaş civarında, genellikle çok yönlü yetenek sergileyebilirler. Bu nedenle, 13 yaşından önce özel branşlaşmanın sakıncalı olabileceği düşünülmektedir. Bununla biriikte bir kısım uzmanlar, bazı spor dallarında (cimnastik, hız pateni, tenis) iyi beceri ve tekniğin kazandırabilmesi için branş seçiminin 12 yaşından önce başlaması gerektiğine inanmaktadırlar.
Bununla birlikte, yetenek seçiminde, seçimin birkaç aşamada yapılması önemlidir. Değişik Doğu bloku ülkelerinde yapılan çalışmalar, uzun bir sürede yapılan birden fazla seçmenin, yeteneğin belirlenmesinde güvenirliği önemli ölçüde
ARALIK 1985
13
BİOMEKANİK/FİZYOLOJİK OLARAK SPOR DALLARININ SINIFLAMASI:
20-45 SANİYE SÜRELİ LAKTİK ANAEROBİK AĞIRLIKLI SPOR DALLARI
40 SANİYE-5 DAKİKA SÜRELİ AEROBİK/ ANAEROBİK AĞIRLIKLI SPOR DALLARI
6
I
Atletizm
200 m. 400 m.
Sürat Pateni
Bisiklet (Veledrom):
I km. kosıı 200 m. Bireysel ve Tamdem sürat Kokuları
Yiızme:
100 m.
200 m.
Clüm stiller) Sürat Pateni (Sprint ve orta mesafe)
Atletizm
400 m. *00 m.
Bisiklet (Veledrom)
Takipli Koşular Kano:
Kayak K I Kayak K 2 Kayak K 4 500 m
5 DAKİKA ÜZERİNDE AEROBİK
DEĞİŞKEN AEROBİK/ANAEROBİK
TEMELLİ SPOR DALLARI ÇALIŞMA GEREKTİREN SPOR DALLARI
Atletizm: Atletizm: Bisiklet: Güreş Futbol Bisiklet
Yuruyuş 1500 m. Yol yarışları Judo Rugby 100 km.
Yüzme: 5000 m. 4 dk. üzerinde Boks (3/4’ler) Yol yanşı
400 m. 10000 m Pist yarışları Basketbol Tenis 4 km takım pist yanşı
800 m 3000 m engel Kano: Voleybol Hentbol
1500 m Maraton Kayak K 1 Hentbol Buz hokeyi
(Tüm stiller) Kayak K 2 Su topu
Sürat Pateni 2000 m kürek Kayak K 4 Rugby
(uzun mesafe) Tüm branşlar Kano 10000 m (İleri oyuncular) Buz hokeyi
I: Vücut kas kütlesinin büyük oranda çatıştığı sporlar. 2: Vücut kas kütlesinin orta miktarda çalıştığı sporlar.
3: Vücut kas kütlesinin az oranda çalıştığı sporlar. 4: Bölgesel kas kuuvetinin önemli olmadığı sporlaı
5: Bölgesel kas kuvvetinin orta derecede önemli olduğu sporlar 6: Bölgesel kas kuvvetinin yüksek okluğu sporlar
1 – 20 SANİYE SÜRELİ ALAKTİK ANAEROBİK AĞIRLIKLI SPOR DALLARI
Kuvvete Dayalı Sporlar Halter
Patlayıcı Güce Dayalı Sporlar Atletizm:
(tülle atına Cirit atma Çekiç atma Disk atma
BECERİ GEREKTİREN SPORLAR
Kas Yüklemesi Poslürt’I Kas Yüklemesi
Yüksek Olan Sporlar olan Spor Dallan
Artistik Buz Pateni Binicilik
(Bayan/Erkekler) (Tüm dallar)
Cimnastik Araba Yanşı
(Bayan/Erkekler) Motosiklet Yanşı
Alp Kayak Deniz Sürat Motoru
Kayak atlama Uçuculuk
Eskrim. Rüzgar Sörfü
Dalma: Planör Pilotluk
3 m. Yatçılık
10 m. (tüm sınıflar)
Okçuluk
Bobsleigh
Kızak
Tekrarlı Patlayııılığı Dayalı Sporlar
a) Yerçekimi yününde Atletizm:
100 m.
100 m. Engel 110 m. Engel Siirat Pateni Bisiklet Sürat
h) Yer (ekimine Karşı Atletizm Yüksek Atlama Uzun Atlama Üç Adım Atlama Sınk Atlama
Az Kassal Yüklemesi olan Sporlar Atıcılık:
Ateşli ve havalı silahlar hedef atıcılığı.
Trap Atıcılığı
14
BİLİM ve TEHtİİK
arttırdığını göstermiştir Birinci basamağın güvenirliği %30 olurken, 18 ay sonra yapılan II. basamağın güvenirliği %77 civarında olmaktadır.
Yukarıda açıklanan şekilde 4-5 yıllık bir süre üzerinden çalıştırılarak kontrol edilen ve elenen çocuk ve gençler, yetenek oldukları belirlendikten sonra özel denetime alınırlar. Bu çocuk ve gençler, ya özel okullara yerleştirilerek veya değişik tatil kamplarına alınarak, spor dalında gelişmeleri sağlanır. Doğu bloku ülkelerinde, spor okullarıyla ve tüm yıl kontrol altına alarak çalışılırken, Batı ülkelerinde daha çok tatil dönemi kamp çalışmaları ve kulüplerle yürütülür. Ancak yukarıda ınlatılan sistem, daha çok Doğu blokunda ger-çekieştirilmektedir. Batılı ¡ülkeler, bu sistemi kendi şartlarına indirgeyerek uygulamaya çalışmaktadırlar.
Yeteneğin seçiminde tüm otoritelerin ortak görüşü, çok sayıda çocuk ve gencin elemeye ve çalışmaya alınarak kontrol edilmesi gereğinde birleşmesidir. Bu nedenle yetenek seçimi denilince, akla yüzlerce çocuğun çalıştırılması ve kontrol edilmesi gelmelidir. Birçok Batı ülkesinde, “herkes için spor” kampanyaları bir bakıma bunu gerçekleştirmeye yöneliktir. Yine bu kampanyalar içerisinde, her çocuğun kendini her spor dalında deneyeceği ve becerilerini geliştireceği şekilde eğitme ve özendirme sistemleri geliştirilmiştir. Yine bu amaçlı olarak, okul ve kulüpler birlikte çalışarak, çok sayıda çocuğun spora yönlendirilmeleri garantılenmektedir. Sporun eğitim ve gelişim için yararları da göz önüne alınarak, mümkün olan sayıda çok gence eğitim ve spor bakanlıklarının hazırladığı olanaklarla, yetenek bulma, sonuç olarak temel sistemin bir doğal ürünü olmaktadır.
Ülkemizde yapılmakta olan değişik denemeler, sporun yaygınlaştırılması ve özellikle okula girmesi açısından eksik olduğu için, yeteneği bulma ve değerlendirme anlamında yetersiz olmaktadır. ¡Bizimıgibi ülkelerde sporda başarılı sporcu yetiştirmek için, birbirine bağlı iki sistem gerekir: (I) Okullarda tüm çocuklara beden eğitimi etkinliği içerisinde yete-
neği tanıyabilecek tarzda yaygın ve etkin bir okul beden eğitimi programı ve (İ) yetenek olduğu belirlenen çocuğu okul dışında yönlendirecek ve geliştirecek spor merkezleri. İkinci öneri için var olan spor teşkilatımızın yapısı çok uygundur Beden1 Terbiyesi Bölge Müdürlüklen’nin tesisleri, daha iyi malzeme, eğitici ve antrenörle, bu yönlü hizmet verecek şekilde yönlendirilmeye hazırdır. Şu anda en büyük sorun; okuldaki yeteneği tanımak ve bunu spor merkezlerine yönlendirebilmektir.
Bu nedenle, spor lisesi denemelerimiz, şimdiki planda, tabanda yeteneği tanıma anlamında bir sistemimiz olmadığı için kuruluş amacına hizmet edecek gençleri bulmakta zorluk çekecektir. Bilindiği gibi spor liseleri; yukarıda anlatılan bir sistemin üst yapısı durumundadır. Yapılan gözlemler, yetenek seçim ve yönlendirmenin; sporun okullara yaygınlaştırılması ve her çocuğun eğitiminde yer almasının doğal bir sonucu olmaktadır. Bu nedenle; sporda başarılı olmanın, çok yaygın bir tabana beden eğitiminin yaptırılması ve özendiril-mesiyle olabileceğini bilmemiz ve her sporda başarılı ülke gi bi bizimde bunu ilke edinmemiz gerekir.
… ZEKASAYAR …
(Geçen sayıda yer alan soruların yanıtları)